Asayiş
  • 16.5.2003 01:49

' DELİ RAPORU ' VERİLEN 40 KİŞİNİN KATİLİ AKILLI ÇIKTI !..

İşlediği 40 cinayetten ‘deli olduğu’ gerekçesiyle hapis yatmadan kurtulan Yavuz Yapıcıoğlu’nun akıllı olduğu ortaya çıktı. İstanbul Bakırköy Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin ‘cezai ehliyeti yoktur’ raporlarıyla serbest kalan seri katile, 40. cinayetinden sonra gönderildiği Adli Tıp Kurumu, ‘Akıllı.Cezai ehliyete sahip. Bakırköy’den numara yaparak deli raporu almış.’ raporu verdi. Yavuz Yapıcıoğlu, Çorlu’da 24 saat içinde birbiriyle bağlantısız 3 kişiyi öldürmek ve 3 kişiyi de yaralamak suçundan Tekirdağ Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor. Gasp ve cinayetten yargılanıyor. Yapıcıoğlu, önceki cinayetlerinde Türk Ceza Kanunu doğrultusunda Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden verilen ‘kapalı yerde tutulamaz ve cezai ehliyeti yoktur’ şeklindeki raporlar sebebiyle hapse atılamıyordu. Bunun yerine tedavisi için hastaneye gönderiliyordu. Ancak, bir yıllık tedavi süresini doldurmadan hastaneden elini kolunu sallayarak çıkan Yapıcıoğlu sudan sebeplerle cinayet işlemeye devam etti. Polis kayıtlarına göre 18, ailesine ve görgü tanıklarına göre 40 kişinin katil zanlısı 36 yaşındaki Yapıcıoğlu, Cumhuriyet tarihinin en çok adam öldüren kişisi. Seri katil bu cinayetleri 1994–2002 yılları arasında gerçekleştirdi. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Gözlem İhtisas Dairesi mahkemeye gönderdiği raporunun ‘sonuç ve karar’ bölümünde şöyle dedi: “Sanığın 9 Nisan 2003 ile 15 Nisan 2003 tarihleri arasında ayakta yapılan muayenesi, müşahedesi, yapılan tetkikleri ve adli dosyanın incelenmesi neticesinde; ceza ehliyetini etkileyecek derecede akıl hastalığına veya zayıflığına musab olmadığı tıbbi kanaat ve mütalaamızı bildiririz.” Adli Tıp raporunda sanığın deli olmayıp deli numarası yaptığı ifade edildi: “Yavuz Yapıcıoğlu’nun simülasyon–iradi denetim altında davranış ve düşünce bozuklukları– gayreti içinde bulunduğu anlaşılmıştır.” Sınıf birincisiydi, üvey annesini sevemedi 1967 Adana doğumlu Yavuz Yapıcıoğlu’nun 9 kardeşi var. 25 Aralık 2002 tarihli Tekirdağ’daki duruşmasındaki ifadesine göre Yavuz, sevgisiz büyüdü. Babası başkasıyla ilişkiye girmişti. Daha sonra üvey annesinin yanında ilkokulu, ortaokulu okudu. Yine kendi ifadesine göre o okuduğu okullarda hep sınıf birincisiydi. Sınıfında arkadaşları arasında sayılıyordu, seviliyordu. Lise 2. sınıfa kadar başarılı bir öğrenci olarak devam etti. Lise 2’de tartışarak önce ailesinden sonra okulundan ayrıldı. Evlendi, ama 3 ay evli kaldı. Okul takımlarında ve amatör kümelerde futbol oynadı. Dericilik yapıp işadamı da oldu. Ancak onu da yürütemedi ve işyerini kapattı. Normalde iyi konuşup düzgün işler yapabildiğini, ancak zaman ve mekan algılamasında bazen kendini kaybettiğini, cinayetleri bu sırada işlediğini ve sanki içinde iki ayrı kişinin barındığını söyledi. 1994’te seri cinayetlerine başlamadan önce İstanbul Merter’de ‘Sis Tarikatı’ denilen bir grupla birlikte oldu. Mahkeme salonlarında ‘Gerçek Atatürk’ olduğunu söyleyen Yavuz Yapıcıoğlu’nun salondakilere zarar vermesini önlemek için karate ve judo bilen polisler de duruşmada görev yaptı. Mahkeme kayıtlarına göre, Yavuz Yapıcıoğlu, son katliamını Aralık 2002’de Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde gerçekleştirdi. ‘10 saat içinde’ birbiriyle bağlantısız üç kişiyi tornavidayla başına vura vura öldürdü, iki kişiyi de ağır yaraladı. Kanlı elleriyle sabah namazı kılan cemaatin arasına girip namaz biterken imamı ensesinden tornavidayla yaraladı. Cemaat imamı katilin elinden zor kurtardı, Yavuz Yapıcıoğlu kaçmak zorunda kaldı. 1994’te İstanbul’da aynı mahallede oturan bir genç kız ‘günaydın’ dedi. Bu yüzden önce kızla ve genç kızın nişanlısı ve arkadaşlarıyla kavga etti. Kavgada bıçağını çekip 3 kişiyi öldürdü. Bıçaklananlardan 20 yaşındaki Sait Korkmaz olay yerinde öldü. Kaçarken durdurduğu Mercedes otomobilin şoförü Rasim Aydın direnince onu da öldürdü. Avcılar’da yakalanıp tutuklu olarak yargılanmaya başladı. Deli taklidi yapınca Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi. Burada anadan üryan soyundu, koridorlarda “Ben İsa’yım!” diye bağırdı. Tutulduğu adli koğuşu yaktı. Hastabakıcılara saldırıp yaraladı. Koğuş arkadaşlarını dayaktan geçirdi. Bir süre sonra Türk Ceza Kanunu’nun 46. maddesine göre cezai ehliyetinin olmadığına dair rapor alıp çıktı. Böylece yargılanmaktan da kurtuldu. Ailesine de saldırdı, annesi kalp krizinden öldü Pertevniyal Lisesi önünden geçerken bir hademe ile kız öğrencinin tartıştığını görüp olaya karıştı. Önce kızı kovaladı, sonra kendisini engelleyen hademeyi bıçakla öldürdü. Cinayetten sonra kaçtığı Adana’da olmadık sebeplerle 3 kişinin daha hayatına kıydı. Adana’dan kaçarken bindiği otobüs Ankara’da mola verdi. Açtı, simit alacaktı; ancak cebinde parası yoktu. Tanımadığı birinden para istedi, vermeyince adamı izleyip tenha bir köşede şişleyerek öldürdü. Cinayeti gören bir adamı da kovaladı, yakalayıp boğazından keserek hayatına kıydı. Ankara’dan ağabeyinin dükkanının bulunduğu Çorlu’ya geldi. Harçlık vermedi diye ağabeyinin dükkanını yaktı. Ayrıca yakın akrabalarından ikisinin daha evini yaktı. Silivri’deki babasını öldürmek için evini bastı, baba Selim Samih pompalı tüfekle ateş ederek Yavuz’un elinden kurtuldu. Buradan Balıkesir Edremit’e anneannesinin yanına kaçtı. 3 gün birlikte kaldığı anneannesi annesiyle ilgili hoşuna gitmeyen bir söz söyleyince kristal kül tablasını başına vura vura öldürdü. Olayı duyan anne 2 gün sonra kalp krizinden öldü. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:59

İLGİLİ HABERLER