EHL-İ SÜNNET

  • 17.10.2018

Türk Milleti Sünni’dir.
Sünni demek; sünnete uyan, yani Resulullahın yolunda olan demektir.
Peygamber Efendimizin yaptığı işlere sünnet denir. 
Sünnet kelimesi yerine göre farklı anlamlarda kullanılır.
1- Kitab ve sünnet ifadesindeki sünnet, hadis-i şerifler demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: 
-Allah’ın kitabına, Peygamberin sünnetine sarılırsanız hiç sapıtmazsınız. 
2- Farz ve sünnet ifadesindeki sünnet, Resulullah efendimizin farz olmayarak yaptığı işler demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
-Ümmetim bozulunca, sünnetime uyana şehit sevabı verilir.
3- Sünnet
, yalnız olarak kullanılınca, İslamiyet demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
-Bir zaman gelecek ki, ortalık bozulduğu zaman sünnetime (İslamiyet’e) tutunmak avuçta ateş tutmak gibi olacaktır.
Ehl-i sünnet vel cemaat;
 sünnet ve cemaat ehli demektir. 
Buradaki cemaat, Peygamber efendimizin cemaatidir. Yani Eshab-ı kiram’dır.
Sünnet ise, Peygamber efendimizin yolu demektir.
Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
-Ümmetim, 73 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan 72’si, dalalete (cehenneme) gidecek, yalnız bir fırka kurtulacaktır. Cehennemden kurtulacak olan tek fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir.) [Tirmizi, İbni Mace]

Buradaki, “Benim ve Eshabımın yolunda gidenler” ifadesi çok mühimdir.
Demek ki, (Ben, Direk ‘Kur’an’dan alırım veya sadece Kur’ana ve sünnete yapışırım) demek yetmiyor.
Eshab-ı kiramı sevmek ve onların yolunda olmak da şarttır. 
Peygamber efendimiz, (Sadece benim yolumdan gidenler cennetliktir) demedi. “Benim ve Eshabımın yolunda gidenler” buyurdu.
Eshab-ı kiramın tamamını sevmek, sadece Ehl-i sünnet fırkasına nasip olmuştur.
Şu halde, doğru yolda olmanın ölçüsü, Resulullahın ve Eshabının yolunda olmaktır. 
Her grup, “Ben Ehl-i sünnetim” diyebilir.Ancak kim Peygamber Efendimiz ve Eshabını hiç ayırım yapmadan severse, onlar gerçek Ehl-i sünnettir.
Türkiye Ehl-i sünnetin kalesidir.
Hiç kimse bu kaleyi yıkamaz. Yıkmaya da gücü yetmez.

Bir kısım satılık hainler, tıpkı iğrenç böcekler gibi bu kalenin temelini ne kadar kemirirse kemirsin, bu kale kıyamete kadar sağlam kalacaktır.
Bu kalede hiç kimse, dalalete düşmüş cehennemlik fırkaların kabadayılığını yapamaz. 
Böyle çakma kabadayıları bu millet yere çalar.
Türk milleti Ehl-i sünnet’in kılıcıdır.
Bu millet dünyanın dört bir yanına Ehl-i sünneti yaymış ve fetih yapmış bir millettir.
Bu hizmeti sayesinde Cenab-ı Peygamber’in övgüsüne mazhar olmuş bir millettir.
Dedelerimizin bozulmadan ve bozdurtmadan getirip bize teslim ettik ettikleri bu Mübarek dini, Peygamber Efendimiz’in yolu ve Eshabının cemaatini biz de bozmadan ve bozdurtmadan çocuklarımıza torunlarımıza teslim edeceğiz İnşAllah.
İş budur gerisi teferruattır.
Bu yol yapışanı saadete çıkartacak tek kurtuluş yoludur.
Bu yola yapışan HİDAYETE erer, yapışmayan DALALETE düşer.
Hidayete eren saadete, dalalete düşen azaba gider.

Rabbim bizi yolumuzdan ayırtmasın ve SAADETE erdirsin İNŞALLAH