ENVER ABİ’Yİ AĞLATAN TEHDİT

  • 10.5.2013

METİN ÖZER/ HABERVİTRİNİ

Bugün sizlere hepinizi dehşete düşürecek bir olayı açıklayacağım.
Ancak bu konuya girmeden önce bir okuyucumdan gelen soruya cevap vermem gerekiyor.
Soru gerçekten çok güzel.
Yazılarımla birlikte sayısız telefon ve mail aldım.
Bunlardan bir kısmı çeşitli soruları da içeriyordu.
O sorulara dilim döndüğünce cevap verdim.
Okuyucularımdan biri şu soruyu yöneltti :
Metin Bey, ben 28 Şubat dönemine kadar 20 yıl Türkiye Gazetesi’ne abone oldum. Gazeteyi kesintisiz aldım. O süreçte Sebahattin’in (Sebahattin Önkibar) yazılarına kızdım. Gazetenin aboneliğini iptal ettirdim.
TGRT’nin yayın politikasındaki değişiklikten sonra da Enver Bey’e sinirlendim. O günden bu yana bulunduğum her ortamda Enver Bey hakkında kötü şeyler söyledim.
Sizin yazılarınızı dehşet içerisinde okudum. Ben bunları bilmiyordum. Kimse de söylemedi. Yazılarınızdan sonra ne kadar büyük bir hata yaptığımı anladım. İlk işim Türkiye Gazetesi’ne yeniden abone olmak oldu. Benim sizden öğrenmek istediğim şu;
-Bu yazıları niçin o günlerde yazmadınız?

-O günlerde yazmayarak benim gibi on binlerce kişinin Enver Bey’e kötü söz söylemesine neden olduğunuzu düşünüyor musunuz?
-Bizim günahımızda sizin de vebaliniz var mı?”

Eyvah ki eyvah!..
Allah’a çok şükür ki bu ağır soruya verecek bir cevabım var.
Cevabım olmasa gerçekten yanmıştım.
Cevabım şu;
- Bizim dinimizde ve geleneklerimizde büyüğün yanında küçükler konuşmazlar. Büyüklerin yanında küçüklere susmak düşer. Enver Abi benim büyüğümdü. O’nun konuşmadığı konularda benim konuşmam, yani yazmam edepsizlik olurdu.
-Enver Abi’nin vefatıyla birlikte bu yazıları kaleme aldım. Çünkü önümde büyüğüm kalmadı.
-Bu olayları yaşayan biri olarak bu kez yazmamam edepsizlik olurdu. Ben de bunu yerine getirdim.

O okuyucum zaten Türkiye Gazetesi’ne yeniden abone olarak ilk adımını atmış oldu.
Allah-u Teala affedicidir.
Enver Abi konusunda da inşallah tövbesini kabul eder.
Gelelim konumuza…
Balyoz Harekat Planı” adıyla bilinen darbe girişimini hepiniz biliyorsunuz.
Halen süren davada tam 43 klasörlük belge var.
Savcının çıkardığı belgeler arasında; Fatih Camii’nin bombalanması, 200 bin kişinin tutuklanması ve gerekirse 5 milyon kişinin katledilmesi gibi konular vardı.
Bu belgeleri görenler adeta şok yaşadı.
Bütün Türkiye dehşete düştü.
Dehşete düşmeyenlerden biri Rahmetli Enver Abi’ydi.
Ben ve birkaç arkadaş daha bu belgelere fazla şaşırmadık.
Şaşırmak bir yana, bu darbe planını hazırlayanları oldukça insaflı buldum.
En azından 28 cuntasından daha insaflılar!..
Durun!. Hemen şaşırmayın.
Birazdan yazacaklarımı okuyunca, eminim sizler de bana hak vereceksiniz.
28 Şubat sürecinde medya patronları tek tek Genelkurmay’a çağrılıyordu.
Burada kendilerine yapacakları ve yapmayacakları işler TAVSİYE ediliyordu.
Türkiye Gazetesi’ne konuşan dönemin Sabah Grubu’nun patronu Dinç Bilgin, kendisine verilen tavsiyeleri anlatmıştı.
Orda anlatmadığı şey; bu tavsiyelerin kendilerine hangi şiddetle tebliğ edildiği.
Bunu da dönemin Star Grubu patronu Cem Uzan itiraf etmişti; “Tavsiye ne ki? Hakaretler ve sinkaflı küfürler havada uçuştu” demişti.
Enver Abi de Genelkurmay’a çağrılan medya patronlarından birisiydi.
Sanırım Enver Abi 4 veya 5 kez çağrıldı.
Bunların 2'si diğer medya patronlarının çağrılması gibi normal davetlerdi. Diğer 3'ü İhlas bünyesindeki hainlerin ihbarı sonucunda gerçekleşti.
Neyse bugünkü konumuz farklı.
O rutin davetlerden biriydi.
Ankara’ya gelen Enver Abi oldukça neşeliydi.
Öğleden sonra saat 16.00 civarında Genelkurmay’a geçti.
Geçti ama geçeceğine de bin pişman oldu.
Toplantı yaklaşık 3 saat sürdü.
İçeride dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak vardı.
Toplantıda bırakın nezaket sınırlarını, insanlık sınırlarını bile aştılar.
Masayı yumrukladılar.
Bağırtıları karargahın duvarlarında yankılandı.
Enver Abi bir mübarek insan.
Hayatında kimseye sesini bile yükseltmemiş biri.
Tek bir kişinin bile kalbini kırmamış bir insan.
Böyle bir insan, hak etmediği bir muameleyi görünce çok şaşırdı.
28 cuntasının elemanları yağdı, esti, gürledi.
Dönemin Refah – Yol hükümetine, yapmasını istediklerini madde madde ilettiklerini söylediler.
Hükümetin bunları ya rızasıyla veya zorla yapacağını biraz da alaycı bir ağızla belirttiler.
Hızlarını alamayıp Enver Abi’yi şaşkına çeviren bombayı patlattılar :
-Türbanı sadece kamuda değil sokaklarda da yasaklayacağız.
Bunu duyan Enver Abi’nin tansiyonu fırladı.
Üzüntüden dili damağı kuruyup su istedi.
İçtiği sudan sonra kendine gelen Enver Abi, onlara tarihi bir söz söyledi :
-Sakın bunu yapmayın, ülkede iç savaş çıkar.
Dinleyen kim?..
Enver Abi o anları anlatırken, “Adeta çıldırmışlar” dedi.
Arkasından deprem gibi korkunç yıkıcı sözler geldi:
- Enver Bey, biz bir araştırma yaptırdık. Bu ülkede dini vecibelerini eksiz yerine getiren 23 milyon insan var. Gerekirse bunların hepsini katlederiz. Hiç önemli değil. Her şeyi göze aldık.
Enver Abi
duyduklarına inanamadı.
23 milyon insanı katlederiz
Üzüntü, baskı ve bu tehditten sonra tansiyonu 20’nin üzerine çıktı.
Arabasından tansiyon ilacını getirtti.
Etmeyin, Yapmayın” dediyse de kendisini dinlemediler.
Cuntacıların yüzlerindeki kararlılık ifadesi, Enver Abi’yi dehşete düşürdü.
O gün Genelkurmay’da bir resepsiyon vardı.
Enver Abi toplantıdan sonra resepsiyona geçti.
Geçti ama üzüntüden ayakta duracak hali kalmamıştı.
Akşam saat 22.00 gibi kendisini Enver Yazıcı Abi’nin evine zor attı.
O gün Enver Abi’yi görenler neye uğradığını şaşırdı.
Yüksek tansiyon nedeniyle deyim yerindeyse Enver Abi’nin yüzü mosmor olmuştu.
2-3 dakika dinlendikten sonra ilk müdahaleyi evde bulunan doktor Salih Eken yaptı.
O müdahaleden sonra tansiyonu 16’ya indi.
Enver Abi de kendine geldi.
Ama çok üzüntülüydü.
Sokaklardan türbanın yasaklanması ve 23 milyonun katledilmesi” sözleri kendisini tedirgin etmişti.
Orada iki ellerini yana açıp; “Ya Rabbi, bu ülkenin Müslümanlarına yardım et” diye dua etti.
Ertesi gün Enver Abi büroya geldi.
Odamda otururken bir şey dikkatimi çekti.
Enver Abi’nin gözlerinin önü morarmış ve şişmişti.
Ağlamaktan dolayı oluşan bir şişlik.

Ben o ana kadar Genelkurmay’da olup bitenlerden habersizdim.
Enver Abi’yi o halde görmek inanın beni çok üzdü.
Dayanamayıp sordum :
-Efendim, gözünüz biraz şişmiş. Rahatsız mısınız?
Enver Abi bütün gece uyumadığını dua ettiğini söyledi.

Anlaşılan dualarını gözyaşıyla yapmış.
Ardından da yaşadıklarını anlattı.
İnanın tüylerim diken diken oldu.
Bir hafta kendime gelemedim.
Varın Enver Abi’nin halini siz düşünün.
Enver Abi İstanbul’a dönüşünde rahatsızlandı.
Nasıl rahatsızlanmasın?
Bütün bu zulümlere, acılara ve tehditlere rağmen direndi.
Kabus gibi geçen o süreçte kendini; hem ülkesine hem de arkadaşlarına siper etti.
28 Şubat sürecinde bir tek arkadaşının burnu bile kanamadı.
Bizler için kendisini feda edip, gitti.
Kendinizi Enver Abi’nin yerine koyun.
Karşınızda 23 milyon insanı katletmek için gözünü karatmış bir güruh var.
Onların yaptıkları baskılar ve tehditler var.
Balyoz Darbecilerinin niçin insaflı olduklarını bu rakamlara bakarak söyledim.
O gün bu ülkenin 23 milyon insanını katletmeyi düşünecek kadar gözünü karartan cuntacılar, bugün 23 metrekarelik bir oda bile bulamıyor.
Sincan Cezaevinin 3-5 metrelik odalarında volta atıp, avluya bile özel izinle çıkabiliyor.
O yıllarda orduevlerinde padişah sofraları kurarken şimdi cezaevinin karavanasına kaşık sallıyor.
İlahi adalet böyle bir şey.
Allah-u Teala, Şura Suresi’nde buyurduğu gibi; Kötülüğün cezasını misliyle kötülük olarak veriyor.
Bu onun şaşmaz bir adaletidir.
Bakınca bu büyük fotoğrafın içerisinde; İhlas Finans, TGRT ve Egebank inanın çok küçük ayrıntılar.
Yaşadıklarım ve yazdıklarımda fazlam yok, eksiğim var.
Sevgili arkadaşlar!..
Allah rızası için bu mübarek insan hakkında kötü düşünmeyin.
Kötü sözler söylemeyin.
İnanın çok üzülürsünüz.
Bunu kendim için değil sizin için, sizleri düşündüğüm için söylüyorum.
Benim bundan ne kazancım, ne de bir çıkarım var.
Aranızdan birkaç kişi insafa gelip bundan vazgeçerse ne mutlu bana.
Sadece onun hayrına ve dualarınıza talibim.
Başka da bir talebim yok.

GELİN HEP BİRLİKTE AF DİLEYİP TÖVBE EDELİM
BU GÜZEL İNSANI HEP HAYIRLA YAD EDELİM


ALLAH’A EMANET OLUN

METİN ÖZER/ HABERVİTRİNİ