ŞEHİTLERİ ŞOPEN ZULMÜNDEN KURTARIN

  • 13.4.2016

ŞEHİTLERİ ŞOPEN ZULMÜNDEN KURTARIN
Metin Özer


Bu ülkede bir vatan evladı şehit düşse bile uğradığı zulüm bitmez.
Ne zulmü?” demeyin.
Türkiye’de yıllardır imanlı şehitlere Şopen zulmü yapılıyor.
Bir yiğit şehit düştüğünde devlet devreye girer.
O şehit için devlet töreni yapılır.
Devlet töreni demek, top arabası demektir.
Devlet töreni demek, bando takımı demektir.
Devlet töreni demek, camiye girmeyip avluda bekleşmek demektir.
Neyse bu ayrı bir konu, bunu başka bir yazıda ele alalım.
Bugünkü işimiz bando takımıyla.
Şehidin naaşı gelirken bizim bando takımı ötmeye başlar.
Çaldıkları Şopen’in ünlü cenaze marşıdır.
Yaklaşık 80 senedir bu müslüman ülkede resmi cenaze törenlerinde Hristiyanların cenaze marşı çalınır, kimse de buna itiraz etmez. Sanki bir emirmiş gibi.
Dıı.. dı.. dı, dıdıdı dııııııııııı.
Cenazeye gelen Cumhurbaşkanı bunu dinler, Başbakan bunu dinler, bakanlar bunu dinler. Hatta Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de bunu dinler.
Sevgili Mehmet Görmez Başkan.
Anladık soyadın ‘GÖRMEZ’ ama bari bunu gör.
Bunu görmezsen başka neyi göreceksin Sayın Başkan?
Ama görmez.
Neden görmez?
Görürse konuşması lazım. Konuşursa anlatması lazım. Anlatırsa başının belaya girme riski var.
Malum medya hemen aleyhinde iki haber patlatıverir.
Eski Türkiye’nin laikleri hücuma geçebilir.
Rahatı bozmaktan ise kulağa pamuk tıkamak evladır.
Maalesef böyle bakılıyor.
Sadece bugün değil dün de böyle bakıldığı için kimse bu meseleye el atmadı.
Elim yanar diye korktular.
Oysa korkulması gereken ateş cehennem ateşiydi.
Neyse bu onların tercihi..
Cenaze törenlerinde marş çalmak bir Hristiyan geleneğidir.
Müslümanlar cenazelerinde tekbir ve salevat getirir. Salevat, salat kelimesinin çoğuludur. Salat, dua demektir. 
Peygamber efendimiz için yapılan dualara salevat getirmek denir. 
Yani cenaze törenlerinde hem Allahü teala hem de Habibi anılarak dua edilir.
Gel gör ki tören resmi olunca, işin şekli değişir.
Devlet halkının adetine uymayı bırakır, Hristiyanların adetine uyar.
Şopen’in bu cenaze marşının ilk iki kısmı; kilise çanlarının vurgularını temsil etmektedir. 
Şopen bu marşı bestelerken kilise çanlarının vurgusunu tema olarak kullanmıştır.
Buyrun bakalım!..
Biz ölülerimizi resmen kilise çanıyla uğurluyoruz.
Cenazesinde Hristiyan marşı çalan tek müslüman ülke, maalesef  biziz.

İşin garip yanı bu işe kimse de karşı çıkmaz.
Sağ veya sol, hatta muhafazakar hatta milliyetçi, hangi iktidar gelirse gelsin bu işi noktalandırmaya teşebbüs bile etmedi.
Etmek bir yana Şopen’in bu cenaze marşını en önden onlar dinledi.
Bu kadar aymazlık olur mu?
Şöyle bir araştırdım.
Hristiyanlar ilk kez 17. Yüzyılın ortalarında cenazelerde marş çalmaya başlamışlar.
Mozart, Beethoven, Haendel, Mahler ve Wagner gibi ünlü bestekarlar birer cenaze marşı bestelemiş. 
Ama en çok Şopen’in bu cenaze marşı tutmuş.
Peki bu cenaze marşı bizim ülkemize ne zaman gelmiş?
Bunu da biraz araştırdım.
Ethem Ruhi ÜNGÖR’ün “Türk Marşları” adlı eserinde; Şopen’in cenaze marşının ilk olarak 1938 yılında Atatürk’ün cenaze töreninde çalındığı belirtilmiş.
Bu marşın Atatürk’ün cenazesinde çalınma emrini kimin verdiği bilinmiyor.
Atatürk’ün cenazesinde çalınan cenaze marşı, ardından devletin bir ritüeli haline geliyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti resmi törenlerinde cenaze marşı çalınması, bir adet haline getiriliyor.
Kimse de buna itiraz etmiyor.
Atatürk’ten sonra gelen bütün lider ve ünlü isimler Şopen’in bu cenaze marşı ile uğurlanıyor.
Hatta cenazede Şopen’in çalınması bir itibar sayılıyor.
Bu yüzden resmi olmayan bazı cenaze törenlerinde bile bu marş çalınıyor.
Devlete yalakalık etmek isteyen bazı aileler ve sanatçılar, yakınlarının cenazelerinde resmi tören olmamasına rağmen cenaze marşı çaldırıyor.
Tam 80 senedir ne cenaze sahipleri ne de millet bu duruma itiraz etmiyor.
Ne zamana kadar?
Rahmetli Özal’ın cenazesine kadar.
Turgut Özal vasiyetinde; cenaze töreninde cenaze marşı çalınmamasını istedi.
Özal tekbirlerle götürülürken, askeri bando cenaze marşı çalmaya başladı.
Özal’ın vasiyetini yerine getirme işi vatandaşa düştü.
Cenazeye katılan vatandaşlar bandoyu taşa tutarak susturdu.
Çünkü bu milletin böyle bir marş geleneği yok.
Halkın cenazesinde bırakın cenaze marşını, müzik bile açılmaz.
Halkı ile arasına uçurum koyması ile ünlü olan devlet, böyle bir yanlışı maalesef 80 yıldır sürdürüyor.
Buradan Sayın Cumhurbaşkanı’na, Sayın Başbakan’a , Sayın bakanlara ve sayın bürokratlara soruyorum.
-Şehitlerimize daha ne kadar zulüm edeceksiniz?
-Hain kurşunuyla toprağa düşen şehitlerimizin mübarek ruhlarını daha ne kadar inciteceksiniz?
Allah aşkına bu zulmü durdurun.
Bunun için bir yasa çıkarmaya bile gerek yok.
Başbakanlık bir genelge yayınlayacak o kadar.
O genelgede şehit cenazelerine bando takımlarının katılmaması istenecek.
İnanın bu kadar kolay ve basit.
Buna, “Ben müslümanım” diyen kimse karşı çıkmaz.
Bu işin muhatabı kim ise, ona sesleniyorum..
Diyanet İşleri Başkanı madem bunu görmüyor.
Bari bu şehitlerin ve şehit ailelerinin ızdırabını siz duyun.
Varsa bu konuda bir yazılı emir, Allah rızası için yırtıp atın.
Yırttınız, yırttınız.
Eğer yırtmazsanız!..
Emin olun ki mahşerdeki hesaptan yırtamazsınız.