Gündem
  • 24.5.2019 10:27

Abdulhamit Gül'den önemli açıklamalar!

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Adalet Bakanı Abdullah Gül, süresiz nafaka konusunda teknik çalışmaların son aşamaya geldiğini söyleyerek, ‘Boşanmalarda tarafların ve varsa çocukların örselenmemesi için titizlikle çalışıyoruz.” dedi. Bakan Gül, süresiz nafaka uygulamasına tepki de göstererek, “Taraflar boşanıyor yani eşinden kopmak istiyor ama siz ona ölene kadar ödeme yaptırıyorsunuz. Yani boşanmak istediğiniz kişiyle bir şekilde irtibatınız kalıyor. Bu da kötü sonuçları beraberinde getiriyor.” ifadelerini kullandı.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından düzenlenen iftar programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “Süresiz nafaka adil bir uygulama değil.” diyen Bakan Gül,  "Bu anlamda objektif kriterlerle hakkaniyet ve adalet ölçüsü içinde bir düzenleme yapılması gerekiyor. Süresiz nafaka konusundaki temel hassasiyetimiz düzenleme getirirken taraflardan birine yeni mağduriyet alanları oluşturmamaktır. Nafaka düzenlemesindeki çalışmalarda teknik açıdan son aşamaya gelindi diyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

'Çalışmamızın son aşamasındayız'

Normal şartlarda kanun çıkarmanın kısa süreli bir çalışma gerektirdiğini vurgulayan Bakan Gül, “Çok iyi bir kanun çıkarıp gereken tüm analizleri yapmanız gerekiyor. Biz süresiz nafaka konusundaki tüm paydaşları dinleyerek, artıları ve eksileri titizlikle araştırdık. Çalışmamızın son aşamasında da ‘üst sınır ne kadar olacak?’ sorusu üzerinde duruyoruz.”şeklinde konuştu.

'Süresiz nafaka olumsuz sonuçları da beraberinde getiriyor'

Bakan Gül, tarafların boşanırken medeni haklarını kullandıklarını ve birbirlerinden kopmak için mahkemeye başvurduklarını söyledi. Süresiz nafaka sebebi ile çiftlerin bağlarının bitmediğini ve bu durumun da olumsuz sonuçlara yol açtığını vurgulayan Bakan Gül, şöyle konuştu:

“Boşanmalarda eşler birbirlerinden kopmak istiyorlar ama siz ona ölene kadar ödeme yaptırıyorsunuz. Yani boşanmak istediğiniz kişiyle bir şekilde irtibatınız kalıyor. İşte bu durum daha farklı sorunları beraberinde getiriyor çünkü o ilişki bitmeyince bir takım kadına yönelik şiddet gibi sonuçlara da sebebiyet veriyor.”

Mahkumlara ceza indirimi teklifi

Milliyetçi Hareket Partisi’nin mahkumlara yönelik ceza indirimi teklifi konusunda da değerlendirmede bulunan Bakan Gül, “Şartlı tahliye, denetimli serbestlik gibi infaza ilişkin düzenlemeler çok farklı hukuki çalışmalardır.” dedi. “Afla alakalı bir düzenlemenin üzerinde çalışılmadığı Cumhurbaşkanımız tarafından da ifade edilmişti.” diyen Bakan Gül, sözlerine şöyle devam etti:

“Tabi şunu da söyleyelim ki bu konu meclisin takdirinde olan bir husus. Milliyetçi Hareket Partisi'nin teklifi de bir aftan öte infaza ilişkin öneriler ihtiva ediyor. ‘Bu konu yeniden gündeme gelir mi gelmez mi?’ Bu doğrudan partimizin yönetimi tarafından verilecek bir karardır. Dolayısıyla şu anda meclis gündeminde bildiğimiz böyle bir teklif görüşmesi yok.”

"Son sözü İstanbullu seçmen söyleyecek"

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Yüksek Seçim Kurulu tarafından İstanbul seçimleri için açıklanan gerekçeli karara dair sorulan soruya ise şöyle cevap verdi:

“Hakimler ve mahkemeler kararı ile konuşur. Burada da gerekçeli karar açıklandı. Bundan sonrasında da elbette gerekçe üzerinden hukuki değerlendirmeler yapılacaktır. Esas olan konu ise Yüksek Seçim Kurulu kararını vermiştir. O karar da milletin hakemliğine gidilmesi yönündedir. Yani yargı kararını vermiş ve son sözünü söylemiştir. Bundan sonra sözünü  söyleyecek olan kişiler İstanbullu seçmenlerdir. 25 Haziran tarihinde İstanbulluların tercihleri sandığa yansıyacak ve bunu hep birlikte göreceğiz. Elbette sonuçlara da mahkeme kararına da herkes saygılı olacak.

‘Yargı reformunun sloganı ‘güven veren adalet’

Yargı reform paketine dair soruları da cevaplayan Bakan Gül, “Yaklaşık 8 aylık bir hazırlık süreci oldu. Memnuniyetle söyleyeceğimiz yönü de reform paketini katılımcı bir anlayışla hazırlamış olmamızdır. Toplumun birçok kesiminden her görüşten her düşünceden tüm paydaşlarla tartışarak çalıştık. 9 ana başlıkta amaç koyduk. Bu reform 82 milyona uygulanacak. İstedik ki 82 milyonun burada bir sözü olsun.” ifadelerini kullandı.

Yargı reformu paketine ilişkin Türkiye’nin 7 bölgesinde de anketler yapılarak beklentilerin araştırıldığını vurgulayan Bakan Gül, sözlerine şöyle devam etti:

“Adliyenin önünden geçenin de içine girenin de  ‘gerçekten adalet var yargının sistemine güveniyorum.’ demesi bizim için her şeyden önemli. Bu kapsamda 7 bölgede vatandaşlarımızla anket yaptık. Nasıl bir yargı ve adalet sistemi istediklerini araştırdık. Vatandaştan adliye çalışanına, avukatına, hakime ve savcıya, gazeteciye yani toplumun her kesimine sorduk. Bu da çok daha güzel ve zengin fikirlerin ortaya çıkmasına vesile oldu. Reformlar bir seferde yapılıp biten şeyler değil. Yani bu reform ne ilktir ne de son olacaktır. Zaman içinde yeni reform paketleri çıkacak yeni reformlar yapılacak. Dolayısıyla her dönemde atılması gereken adımlar var. Biz bir darbe girişiminden çıktık. Artık güvenlik yani OHAL dönemi sona erdi. Mülkiyetin, düşüncenin, ifade özgürlüğünün daha da genişleyeceği bir yol haritası ortaya koymaya çalıştık. Orada insan hakları eylem planını da güncelliyoruz. Dolayısıyla inşallah ortaya güzel sonuçlar çıkacak. Tabi bu süreç 2023'e kadar yaşanacak. Bunların bir kısmı önümüzdeki sene yürürlüğe girecek. Hemen yürürlüğe girenler de var. Adım adım Türkiye'nin daha özgürlükçü olduğu demokrasisinin daha da geliştirildiği, hak ve özgürlüklerin daha da güvence altına alındığı bir döneme ulaşmış olacağız.”

Avrupa Birliği’nin terör tanımlaması ve PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın avukatları ile görüşmesi konusunu da değerlendiren Bakan Gül, sözlerine şöyle devam etti:

‘Terör tanımlamasına dair, AB nezdinde beklenen sonucu alamadık’

“Avrupa Birliği ile yaşadığımız sürecin başarıyla sonuçlanması bizim temel yaklaşımımız. Bu  konuda çok olumlu adımlar atarak mesafeler almamıza rağmen Avrupa Birliği nezdinde beklenen gelişmeleri çok fazla gördük diyemeyiz. Tabii ki bu konudaki çabalarımızı sürdüreceğiz. İçişleri bakanlığımızla yapmamız gereken düzenlemeler üzerinde çalışıyoruz. Buradaki temel yaklaşımımız terörle mücadeledir ama terörle mücadele ederken ifade özgürlüğü ya da farklı konularla alakalı mevzuat üzerinde neler yapılabileceğini de istişare ettik. Tabii ki şu anda Avrupa Birliği parlamentosunun kendi gündemleri ve seçim yoğunlukları var. Biz burada şunu söylüyoruz, ‘Türkiye evrensel hukuku kendi ülkesinde uygulayan, açık, içine kapalı olmayan bir ülkedir. Biz Avrupa ve uluslararası ülkeler ile yaptığımız sözleşmelere sadık kalan bir ülkeyiz. Dolayısıyla bu konuda ortak hukukun gerektirdiği tüm çalışmalara öz güvenle katkı sağlamaya devam edeceğiz. Burada terörle mücadeleyi zafiyete uğratmayacağız ama artık oluşturduğumuz bir takım alternatif metinlerimizi gündeme alacağız. Bu adımlarla beraber de vize muafiyeti konusunda ki önemli tüm adımları tamamlamış olacağız. Vatandaşlarımız için vize muafiyeti konusunda da olumlu bir gelişmenin olmasını artık Avrupa Birliği devletlerinden bekliyoruz.”

PKK elebaşının avukatları ile görüşmesi

“Abdullah Öcalan, Ocak ayında uzun zamandır bir araya gelmediği ailesi ile görüştü. Avukatı ile ilgili konuda da mahkeme ile ilgili bir kısıtlama vardı. Bu karar da kaldırıldı. Dolayısıyla ortadaki hukuki engel kalkmış oldu. Bu kapsamda yapılan bir görüşme ziyaretiydi. Buna benzer geçmişte de yapılmış bir görüşme izni var. Bu görüşmeyi seçimlerle bağlamak doğru bir yaklaşım değil. Dün yine bir görüşme oldu. Bunu tabi ilerleyen süreçte ilgili makamlar değerlendirecek.”

 İsmail Uğur /   ANKARA

YENİ AKİT

Güncellenme Tarihi : 24.5.2019 10:34

İLGİLİ HABERLER