Gündem
  • 24.9.2002 11:45

AHMET ALTAN, FATİH ALTAYLI'YI DÜELLOYA DAVET ETTİ !

KAYNAK : Haber Vitrini "Aldatmak"ın yazarı Ahmet Altan, Fatih Altaylı'nın Hürriyet'in dünkü sürmanşetinde yer alan, 'romanın yürütme olduğu' iddiasını yanıtladı. Bir insan okumadığı bir kitabı fütursuzca suçladıktan sonra yine gazeteciliğe hiçbir şey olmamış gibi devam edebilir mi! Tolstoy'un Savaş ve Barış romanının kahramanlarından olan prensin nişanlısı bir başka erkekle ilişki kurduğunda, prens ne yapacağına bir süre karar veremez. Ancak, kız kardeşi gelip "Düello etmene hiç gerek yok" dediğinde düello etmesi gerektiğini anlar. Dün sabah Hürriyet gazetesinin sürmanşetinde , son romanımı bir Amerikalı romancının otuz yıl önce yazdığı bir romanının yan hikayesinden "çaldığımı" okuyunca, doğrusu tam olarak ne yapacağıma karar veremedim. Bu tuhaf iddiayı cevaplayıp bir saçmalığın parçası mı olmalıydım, yoksa aldırmamalı mıydım. O sırada, uzun yıllardır görmediğim eski bir dostumun "Sana olan inancımı hiç kimse sarsamaz" diyen sesini telefonda duyunca cevap vermem gerektiğini anladım. Bu iş bana düşüyordu. Bunu aslında edebiyat dünyasının yapmasını isterdim. Ama son zamanlarda, hakkımdaki düzeyi sürekli düşen yazıları okuduktan sonra, kitabımı koruyacak, bu iddianın saçmalığını dile getirecek birinin edebiyat dünyasından çıkacağına dair pek inancım kalmamıştı. ALTAYLI OKUMAMIŞ BİLE "Yayın ilkeleriyle" övünen Hürriyet'in tam tepeden koyduğu bu iddianın sahibi Fatih Altaylı... Altaylı "Aldatmak"ı okumamış. "Eşi" kitabı okumuş, ona anlatmış ve Altaylı karar vermiş. Ve, bunu yazmış. Gazetesi de bu "haberi" büyütmüş. Ben insanların gizli öfkelerini, kıskançlıklarını, nefretlerini anlayabilirim ama bu tür duygular yazıya dönüşürken bir zekâ süzgeçinden geçmek zorundadır, zekâ bu duyguların ifadesine hiç olmazsa daha haklı nedenler yaratmaya uğraşır. Ama asıl şaşırtıcı olanı, bu ülkede yazarları suçlamanın bu kadar kolay olması. Hiçbir temele dayanmayan saçmalıkların böylesine kolayca yazılması. Bu ülkede bir yazarı, kitabını bile okumadan suçlamanın hiçbir entelektüel müeyyidesi yok mu, bir insan okumadığı bir kitabı fütursuzca suçladıktan sonra yine gazeteciliğe hiçbir şey olmamış gibi devam edebilir mi? Bu iftira kampanyaları bu ülkede daha ne kadar hiçbir tepki almadan sürecek? Siyasi "andıçlamalardan" sonra bir de "entelektüel andıçlamalar" mı yaşayacağız? "Aldatmak"ı okuyan hiç kimse bu iddiaya inanmaz. Bunu biliyorum. Eğer Hürriyet gazetesinin yöneticileri kitabı okumuş olsalardı, onlar bile böyle bir haberi yayınlamaktan kaçınırlardı. Bu ülkede, kitapları ve edebiyatı koruyacak bir gazetecilik ahlâkı ve gözü kararmış saldırılara karşı direnecek bir entelektüel yapı olsun istiyorum. İnsanlar okumadıkları kitaplar hakkında iftiralar yazamasın istiyorum. Yazıyla yapılabilecek saldırıların son sınırına kadar geldiler. Bundan sonraki adımın ne olacağını, bu anlamsız öfkenin nerede duracağını merak ediyorum. "Hikaye"nin aslı başka! Hürriyet gazetesi yazarı Fatih Altaylı, dünkü köşe yazısında, Ahmet Altan'ın "Aldatmak" romanının temasını Arthur Hailey'in "Tekerlekler" adlı romanının bir yan hikâyesinden "yürüttüğünü" ileri sürdü. Altaylı, Hailey'in romanındaki bu yan hikâyede, tıpkı Altan'ın romanında olduğu gibi; kocasını aldatan bir kadının, birlikte olduğu yeni erkek tarafından da terkedilince hırsızlığa başladığının anlatıldığını yazdı. Oysa Hailey'in romanındaki bu öykü, Altaylı'nın aktardığından oldukça farklı. En temel fark da şu: Aldatan ve sonra terkedilen kadın, bu acıyla hırsızlığa başlamıyor; zaten sıkı bir "kleptoman," yani hırsızlık hastası. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:12

İLGİLİ HABERLER