Gündem
  • 17.5.2013 15:07

Akil İnsanlar veryansın etti

Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölge Komisyonu Başkanı Başkanı Deniz Ülke Arıboğan, “Maalesef toplum bir rüşvet karşılığı olmadan, iyi niyetle ve halisane duygularla bir şey yapılacağına olan inancını kaybetmiş” dedi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Deniz Ülke Arıboğan, “Burada incitici olan şey, maalesef, bu toplumun artık bir rüşvet karşılığı olmadan, gerçekten iyi niyetle, halisane duygularla bir şey yapılacağına olan inancını kaybetmiş olmasıdır. Bu bana çok acı geliyor. Mesela bize bakıyorlar, ‘Bu adamlar para alıyorlardır’ diyorlar. Almıyoruz. ‘Hükümete hizmet ediyordur, makam arıyorlardır’ diyorlar. Bunu da istemiyoruz. Siyasete de girmeyeceğiz. Ne yapacağız? İki aydır sırf inandığımız bir şey için, sırf bu ülkede silahlar sussun, sırf bir gencimiz daha hayatını kaybetmesin diye, bir sürü protesto ve hakarete rağmen debeleniyoruz. Görevimiz bitene kadar da uğraşacağız. Kendimiz için düşündüğümüz hiçbir konu yok. Bir ülke barış prosesini sadece bir rüşvet karşılığında mı başlatır? İnsanlar sadece kendileri için bir çıkarı olmadan, sadece ülkesi, vatandaşı için hiçbir şey yapmaz mı? Ben bu kadar kötü düşünmek istemiyorum. İnşallah yukarıda da böyle düşünülmüyordur ama böyle bir sürecin içine bunların karıştırılması son derece yanlış şeyler” dedi.
Başkanlık sisteminin de referanduma gideceğini, bunun referandumsuz yapılması halinde kıyametin kopacağını ifade eden Arıboğan, “Ben başkanlık sistemini desteklemiyorum ama halk bunu kabul ederse ne diyebilirim ki? Farklı düşünceye sahip insanlar var aramızda ve sürekli insanlara bu duygunun verilmesinin de çok acı olduğunu düşünüyorum. Siz de işinizi aşkla yapmıyor musunuz? Bir insan bir şeye inandığı için, bir toplum bir şeye ihtiyaç duyduğu için o şey gerçekleşemez mi? Bu toplumda barışa yüzde yüz destek var. Sadece endişe ve kaygılar var ve bunda da çok haklılar. Sırf bu propagandalar yüzünden, acaba birinin çıkarı için koca bir halkın çıkarı feda ediliyor mu? Öyle bir şey yapanın da canı okunur nihai noktada. Böyle bir şeye cüret edilebilir mi? Ben böyle bir tartışmaların bu konunun içinde yer almasının siyasi beceriksizlikten kaynaklandığını düşünüyorum. Hem de kimilerinin çok güzel siyasi becerisinden kaynaklandığını düşünüyorum. Süreci durdurmak için her şey enjekte ediliyor sürecin içine. Bundan sonra bizim tek derdimiz bu ülkede artık silah atılmasın” diye konuştu.

“TÜRKİYE ÇOK SIKIŞMIŞ BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR”
Arıboğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her gittiğimiz yerde bambaşka sözler işitmeye başladık. Heyetimizin rolü başta yapılan propagandalara rağmen yeni anlaşılmaya başlandı. İlk verileri Başbakana aktardık. Toplumun kırılma noktalarını belirttik. Siyaset, oy sandığında oldukça hareketli. Siyaset gözlüğü takılınca tüm sorunlar siyasi oluyor. Halbuki tüm sorunlar insana dairdir. Hepimizin aynı tarafta duracağı konularda bile konu siyasete giriyorsa kutuplaşma oluyor. Bu akiller yanlış bilgilendirildiği için teknik bilgiye vakıf zannediliyor. İnsanlar konuşmak istiyor. Türkiye çok sıkışmış bir dönemden geçiyor. Keşte anayasada da böyle bir şey yapılsa.”

“SİYASET ARKAMIZA DÜŞTÜYSE NE MUTLU BİZE”
Aralarında AK Parti’ye çok mesafeli insanların da olduğunu kaydeden Arıboğan, “Dünyada böyle bir örnek yok. Toplumla siyaset arasında nasıl moderatörlük yapılır, onu bilmiyoruz açıkçası. Bizler de görmediğimiz, bilmediğimiz şeyleri duyuyoruz. Bu sadece bu döneme has değil. İnsanların barışa hasretini de duyuyoruz. Bu topluma nezaket gerekiyor. Biz AK Parti’ye değil, barışa hizmet ediyoruz. Siyaset bambaşka noktalarda geziniyor. Siyaset arkamıza düştüyse ne mutlu bize ama düşmüş gibi gözüküyor. İnşallah böyle devam eder ve geleceği bu kadar karamsar görmeyen jenerasyon oluşturmuş oluruz. Bu dönemde olmazsa ileride daha da zordur. Daha iyi bir topluma yaşamak için gerçek bir barış için silahların susması için çabalıyoruz. Sesleri duyulmayan insanların sesini duyurmaya çalışıyoruz” dedi.
Ali Bayraktar ise bir soru üzerine süreçle ilgili gizli bir pazarlık olmasının söz konusu olmadığını belirterek, “Elbette bizim bilmediğimiz şeyler de vardır ama bizim de bilgilenme ve olabildiğince şeffaflık hakkımız vardır. Bize, ‘Türkiye Tahrir gibi olacak’ gibi bir şey söylenmedi. O gün Başbakan Erdoğan Dolmabahçe toplantısında basında yanımızdaydı. Ardından Başbakan konuşmadı. Bize hiçbir çerçeve sunmadığı gibi, perde arkasında bir şey olduğu şeklinde bir şey konuşulmadı” ifadelerini kullandı.
Basın mensupları, diğer akillere de merak ettiklerini sorarak süreç dahilindeki görüşmelerle alakalı bilgi aldı.
(İHA)

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 15:15

İLGİLİ HABERLER