Ekonomi
  • 25.6.2003 17:30

ALİ BABACAN: KURTARICI PSİKOLOJİSİNE GİRMEK İSTEMİYORUZ

Devlet Bakanı Ali Babacan, modern ve çağdaş siyasi anlayışı Türkiye'de hakim kılmaya çalıştıklarını belirterek, ''Bu bağlamda sanayicilerimizin de bir özeleştiriye ihtiyacı bulunmaktadır. Üretim, tüketim alışkanlıklarının baş döndürücü bir hızda değiştiği dünyamızda sanayicilerimiz ve işadamlarımız da aynaya bakmak ve (Daha fazla ne yapabilirim) diye sormak zorundadır'' dedi. İstanbul Sanayi Odası (İSBO) Meclis Toplantısı'na konuk olarak katılan Babacan, Türkiye'de geçtiğimiz yıllarda yaşanan krizlerle sözün bittiğini, söylevlerin anlamını yitirdiğini ve somut gelişmelerin beklendiği bir döneme girildiğini vurguladı. Toplumun her kesiminin pratik çözümler, somut ürünler, yani eylem beklediğini ifade eden Babacan, ''Yediden yetmişe hepimiz peynir gemisinin lafla yürümediğini tecrübe ettik, artık sözü, kelimeleri, nutukları aşarak gözle görülür elle tutulur eylemleri gerçekleştirme sürecine girdik'' diye konuştu. Babacan, millet olarak sahip olunan kötü bir alışkanlığa değinirken de şunları kaydetti: ''Zaman zaman başımız sıkıştığında gözlerimizi ufka dikip hep bir kurtarıcının çıkmasını bekliyoruz. Bir kurtarıcı, bir lider bulmak konusunda oldukça becerikliyiz ancak aynı beceriyi felaketleri önleme konusunda maalesef gösteremiyoruz. İş işten geçtikten, atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra oturup ağıt yakmak, yargılayıp infaz etmek ya da (Bak ben söylemiştim) demek fayda etmiyor.'' Babacan, son yıllarda yaşanan doğal afetlerin kendilerine çok önemli dersler verdiğini, aynı şekilde yaşanan siyasal ve ekonomik afetlerden de ders çıkartmanın artık zamanının geldiğini ifade ederek, 3 Kasım seçimlerinden elde ettikleri başarının arkasında neler olduğunu çok iyi bildiklerini anlattı. ''KURTARICI PSİKOLOJİSİNE GİRMEK İSTEMİYORUZ'' Ali Babacan, parti olarak en çok üzerinde durdukları konunun Türkiye'de vaatler ve nutuklar döneminin bittiği, artık ülkenin baştan başa bir şantiye haline dönüştürülmesi gerekliliği olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bunu yaparken bizler kurtarıcı psikolojisine girmek istemiyoruz. Çünkü tüm kurtarıcılar yalnızdırlar ve yapacakları bir hata tüm toplumu etkiler. Oysa bizler politika ve projelerimizi hayata geçirirken ilgili tüm tarafların görüşlerini, önerilerini, eleştirilerini dikkate almak, girişimlerimizi bu çerçevede şekillendirmek istiyoruz.'' İSO'nun görüşlerinin de kendileri için aydınlatıcı ve yol gösterici olduğuna inandığını belirten Babacan, ''Türkiye'de sanayici ve işadamlarının tüm olumsuzluklara, zorluklara, hatta tüm engellemelere rağmen bugünlere ulaşmış olması, bugün dimdik ayakta olması kim ne derse desin takdire şayan bir başarıdır'' dedi. ''SANAYİCİLERİMİZİN ÖZELEŞTİRİYE İHTİYACI BULUNMAKTADIR'' Modern ve çağdaş siyasi anlayışı Türkiye'de hakim kılmaya çalıştıklarını dile getiren Babacan, şunları söyledi: ''Bu bağlamda sanayicilerimizin de bir özeleştiriye ihtiyacı bulunmaktadır. Üretim, tüketim alışkanlıklarının baş döndürücü bir hızda değiştiği dünyamızda sanayicilerimiz ve işadamlarımız da aynaya bakmak ve (Daha fazla ne yapabilirim) diye sormak zorundadır. Bunun yeni bir fedakarlık talebi olarak algılanmasını istemiyorum. Söylemek istediğim şudur, eğer bir eleştiriniz varsa, bir projeniz varsa, önerileriniz varsa lütfen bunu yüksek sesle dile getirin, hata yaptığımız zaman önümüzde durun, doğru yaptıklarımızı da destekleyin.'' Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek olan, krizlerden ve kriz kelimesinden kurtaracak olanın sadece siyaset olmadığını vurgulayan Babacan, her birey, topluluk, kurum ve örgütün ağırlığı oranında Türkiye manzarasından sorumlu bulunduğunu ifade etti. Babacan, ''Biz siyaset kurumu ve siyasetçiler olarak değişimin, dönüşümün, adaletin, kalkınmanın önündeki tüm engelleri silip süpürmeye ant içtik'' dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:13

İLGİLİ HABERLER