Trump’ın adaylığının başlarında uzunca bir süre, onu destekleyen tek dini grup Pentekostal gruplardı ve Paula White ve Darrell Scott gibi kişiler liderlik ediyordu. Bu grupların en önemli özelliği ise, refaha ve zenginliğe büyük bir özen gösteriyorlar. ‘Zenginsen demek ki ilahi güç senin tarafında’ diyorlar. Mal mülk kazanmak, zengin olmak, finansal açıdan iyi durumda olmanın bir lütuf olduğuna inanıyorlar.

Yazar Stephen Strang gibi isimler, “Dini grupların, küreselleşme korkusu, derin devlet, George Soros ve benzeri korkularla ’Trump’ı destekliyorlar. Başkan da onları sevdiğini ve ‘hep mağdur edildiniz’ diyerek sahip çıktığı mesajını veriyor. Trump, ‘Mutlu Noeller’ demeyi geri getirdiğini (laiklik gereği diğer ABD başkanlarının bundan kaçındığını) söyledi. Hristiyanlara özel olduklarını hissettirdi.’’ Görüşünü savunuyor.

Strang gibi isimler Trump’ı azizleştirmekten de kaçınmıyorlar. Yaşamının büyük bir kısmını Avrupa ülkesi İtalya’nın Loreto kentinde, Hristiyanlarca kutsal görülen bir kilisenin dibinde yaşayarak geçiren Amerikalı Thomas Zimmer’ın 1980’li yıllarda, ‘’Amerika’yı yeniden tanrının yoluna döndürecek kişi Donald Trump’tır’’ dediğini bile iddia ediyor.

ABD’li Hristiyan cemaatlere göre , ”Donald Trump’ın seçilmesine hizmetin yaratıcıya hizmet” etmek demekti. Bu nedenle Trump’ın seçilmesi için dua partileri bile düzenlediler. Trump’ın dini ilişkilerini anlamak için Amerikalı rahib Andrew Craig Brunson karşısında Türkiye’ye takındığı tavır da ilişkilerin derinliğini gözler önüne seriyor.

Trump hiçbir ABD Başkanının yapmadığı şeyleri yapıyor

20 Ocak 2017’de ABD Başkanı olan Donald Trump, daha önceki başkanların açtığı küreselleşme politikasını terk etti. İslam dünyasına karşı da Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkeler dışında pozitif yönde bir ilişkisi yok. En son getirdiği sözde “Yüzyılın Barış Planı” ile Filistin ve diğer İslam ülkelerinin büyük tepkisini çekti.

 yeniakit.com.tr