Gündem
  • 4.12.2011 00:32

ARINÇ: BİZİM PARTİMİZDE DEMOKRASİ UYGULANIR...

(A.A) - Arınç, partisinin Osmangazi İlçe Kongresinde yaptığı konuşmada, kongrelerde kırılma ve gücenmenin olmaması gerektiğini söyledi.
Herkesin fikrini söyleyeceğini ancak birilerinin karar vermesi gerektiğini ifade eden Arınç, ''Türkiye'nin en demokrat partisi Adalet ve Kalkınma Partisi'dir. İçinde yaşadığım için biliyorum, demokrasinin bütün özellikleri bizim partimizde uygulanır. Yeri gelir kritik bir konuda gizli oylama yaparız, yeri gelir herkes fikrini söyler saatlerce, Başbakanımız not alır, ondan sonra kararını açıklar. Yeri gelir 'bu konuyu biraz daha araştıralım' der, ona göre karar verilir'' diye konuştu.
Arınç, son milletvekili seçiminde partisinin Bursa'da 181 aday adayı olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
''Kaç milletvekili seçiyor Bursa- 18. Demek ki 10 misli daha aday adayımız var bizim. Hadi bakalım ben size bir kağıt kalem vereyim, siz bana bir liste yapın. Canınız çıkar ya. Hayatta en zor iş seçmektir. Kötünün içinden iyisini seçmek kolaydır da iyinin içinden en iyisini seçmek zordur. Eline kağıt kalem verdiğim herkesin birinci sıraya kendisini yazacağından eminim...''
Seçimde, genel merkezin kamuoyu yoklamaları yaptığını, adaylarla mülakat yapıldığını, milletvekilleriyle görüşüldüğünü dile getiren Arınç, ''Siz kendinize göre çok önemli bir insansınız ama bursa ne düşünüyor- Sizi aynı şekilde önemli görüyor mu bakalım-'' dedi.
Arınç, 3 bin lirayı veren herkesin aday olduğunu belirterek, şunları söyledi:
''Siz iyisiniz yine. Allah Faruk Çelik beye yardım etti. Urfa'da kaç tane aday adayı vardı biliyor musunuz- 354 tane. Ondan önce ben gitmiştim oraya, bir toplantı yaptık, 354'üne sordum; 'Vallahi benden iyisi yok' dedi. Sen gel de bunlardan bir liste yap bakalım. Beyler siyaset kolay iş değil. Hele siyaset kurumunu yönetmek, yürütmek kolay bir iş değil. Sonunda doğru veya yanlış bir karar çıkar...''

-''Bal gibi olur''-

Siyasette toplanacaklarını, konuşacaklarını, soruşturacaklarını ve sonunda birilerinin bir karar vereceklerini vurgulayan Arınç, şöyle konuştu:
''O karara karşı beğenmemezlik etmeyeceğiz. Çünkü içtihatta doğru çıkarsa iki sevap vardır, yanlış çıkarsa yine sevap alırsın, çünkü usule riayet ettin. Hepimiz böyle geldik, böyle gidiyoruz. 'Ben bu usulü beğenmedim, ben bu usule isyan edeceğim'. Şimdi başka bir ilçede, yine başka bir arkadaşa görev teklif edilince, oranın belediye başkanı sesini biraz yükseltmiş, 'Olmaz böyle şey' demiş. Bal gibi olur. Sen o belediye başkanlığına nasıl geldin bana bir sor bakalım- Bal gibi olur... Bu sistemi biz böyle yürütmeyi mecburuz. 'Tayyip Erdoğan'ı çok seviyorum' diyeceğiz, ama arkasından 'Şu şöyle oldu, bu böyle oldu' diyeceğiz. Hayır bunu demeye hakkımız yok. Hoşumuza gitmese dahi, günün birinde en adil sonuçları verir.''
Arınç, dürüst, çalışkan insanlara ihtiyaçlarının olduğununa işaret ederek, şöyle dedi:
''Delege seçimlerini dilinize dolayıp durmayın. Tüzük neyi emretmişse il başkanlığı onu yapmıştır. Herkes 'ben şurada olacağım' diye bir kayıt yok. Herkes görevini yaptı, şimdi bir görev değişimine kendi içimizde gerçekten ahlaklı bir dönüşüme ihtiyacımız var. Ne kadar güzel, 21,5 milyon oy almışız, kayıtlı üye sayımız da milyonları geçmiş. Demek ki bu teşkilat içinde göreve gelmesi gereken kendisini ispatlaması gereken, çalışmasıyla örnek olması ve bir sınavdan geçmesi gerekenler var. Eğer Genel Merkez burada Cihat Çini'yi göstermişse bizim buna karşı, 'kardeşim yolun açık olsun, Allah sana yardım etsin' demekten başka bir yolumuz yok. Yeminle söylüyorum arkadaşlar; bu kongrelerde 'filan olsun falan olmasın', bunun içinde değilim.''
Gazetecilerin çok iyi niyetli olduklarından hiç endişe etmediğinin altını çizen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, şunları kaydetti:
''Ama eğer 'biat' kelimesi üzerinde durmasaydım, bu AK Parti için de Başbakanımız Tayyip bey için de çok saf ve temiz olduğuna inandığım Refik Özen kardeşim için de yarın önümüze getirilen başka bir sıkıntı olurdu. Çünkü, Aydın'da bir İl Genel Meclisi üyesi, İsmail Hakkı Eser ismini de veriyorum; Tayyip beye olan sevgisini çok yanlış bir cümle ile ifade etti. Sonunda partiden istifa etmek zorunda kaldı ve hakkında pek çok işlemler yapıldı. Refik diyor ki; 'ben Başbakanımı seviyorum'. Helal olsun, biz de senin kadar seviyoruz...''
Arınç, Başbakan Erdoğan'ın sağlık haberlerini aldıkça sevindiklerine de değinerek, ''Eğer Allah kısmet ederse pazartesi günü yapacağımız Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık edeceklerini ifade ettiler. Bunu sabırsızlıkla bekliyoruz. Hamdolsun ki sağlık durumu iyidir'' dedi.

-8 aileden birinde özürlü yurttaşlarımız var

Arınç, Bursa İl Sağlık Müdürlüğünün Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Hüdavendigar Salonunda düzenlediği ''Evde Hasta Bakım Hizmetleri 3500 Kişiye Hizmet Vermenin 1. Yılı Ödül ve Plaket Töreni''ne de katıldı.Arınç, evde bakım hizmetlerinin büyük bir insani hizmet olduğunu ve hasta yakınlarının bundan dolayı çok memnun olduğunu söyledi.
Arınç, bugünün ''Dünya Özürlüler Günü'' olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:
''İstatistikler gösteriyor ki, Türkiye'de 8 aileden birinde doğuştan veya sonradan özürlü diyebileceğimiz yurttaşlarımız var. Bunlardan bir kısmı da aramızda. Geçmişte bu insanlar kaderlerine küsmüş, ümitlerini kesmiş, her gün ızdırap içinde yaşar ve teselliyi ağlamakta bulurdu. Çok şükür hükümetimiz döneminde özürlü kardeşlerimize iş bulunmasından birçok konuya kadar sosyal devletin gereği yerine getirildi. Özürlü ve engeli kardeşlerimizin acılarını kaldırdık, onları hayata bağladık, geçimlerini sağladık. Bundan dolayı insanlar çok mutlu ve memnunlar.''
Herkesin bir gün engelli olabileceğine dikkati çeken Arınç, şöyle konuştu:
''Allah'ın işi, hepimiz engelli olabiliriz, olabilirdik. Dolayısıyla ülkemizin bir parçası olan bu güzel insanlara hepimizin elini uzatması lazım. Evde hasta yatağına bağlı bir kısmı özürlü veya hastalığı ilerlemiş vatandaşlarımızın da talepleri halinde kendilerine hizmet veriliyor. Bu iş parayla pulla yapılabilecek bir iş değildir. Yani önce kendim için söyleyeyim, bana deseler ki 'bunu sen yapacaksın, ücretinde bu', inanın yapamam. Biz 4 kardeşiz, babam içimizden birinin hep doktor olmasını isterdi. 3'ü yüksek mühendis oldu, ben hukukçu oldum. Doktor olamadık. Ama şimdi damadım doktor, hem de Bursa'da.''
Arınç, hasta görmeye bile vicdanının dayanmadığını dile getirerek, şunları söyledi:
''Bu, herkesin yapabileceği bir şey değil. Hani kan gördüğümde bayılmıyorum ama böyle hasta, yardım dileyen, gözleri gitmiş, ümidi kalmamış insanlara bir doktor olarak herhalde hizmet edemezdim. Herkes kendi yapabileceği işi yapmalı. Bu hizmetlerde altını temizlemekten, günlük sağlık hizmetleri vermekten ve onlara melek gibi koşmaktan zevk alan bu güzel insanlara ne kadar teşekkür etsek azdır. Emin olun bu insanlar hastalardan ve yakınlarından alacakları dualar ile zaten inşallah cennetlerini garantilediler. Bu dualarla biz iktidar oluyoruz, bu dualarla insanlar ferah bulacaklar.''
Bu insanlara maddi, manevi destek olan insanların hayatı boyunca huzurlu yaşayacaklarından hiç şüphesinin olmadığına dikkati çeken Arınç, şunları kaydetti:
''Biz burada hastalarımıza ümit olabiliyorsak, hasta yakınlarımızın yükünü üzerlerinden biraz alabiliyorsak, onların yürekten yapacakları bir dua bizi ayağa kaldırır. Hiç şüpheniz olmasın. Bakın burada 7 milletvekili var, emniyet müdürümüz var, rektörümüz var, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin bey var, tüm idare müdürleri, sivil toplum örgütü üyeleri ve birçok kişi var. Hepsi bu akşam bu güzelliği görmek için geldiler. TRT'de engelli ve özürlü yurttaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştırmak için her türlü tedbirler alındı. Engelliler için programlar halen devam ediyor ve ampute futbol takımlarımızın maçlarını yayınlıyoruz.''
Engelli vatandaşlar için ayrılan bütçeye de değinen Arınç, ''Bu senenin bütçesi 350 katrilyon civarındadır. Bir kısmı açıktır ama bütçede biz şu ana kadar 4 katrilyon, bu önümüzdeki bütçeyle birlikte 6 katrilyonluk evde bakım hizmetini yurttaşlarımıza vereceğiz. Helal olsun, onların yüzünün gülmesi Türkiye'nin yüzünün gülmesidir'' diye konuştu.

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 11:43

İLGİLİ HABERLER