Bıçaklanıp dereye atılan kadının sırrı çözüldü
Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde dere yatağında cesedi bulunan kadını bıçaklayarak öldürdüğü iddiasıyla eski eşi tutuklandı.
Mehmetbeyli Mahallesi'nde dere yatağında 9 Ocak'ta cesedi bulanan Rabia Ezer'in (21) bıçaklanarak öldürdüğünü belirleyen jandarma ekipleri soruşturma başlattı.
Jandarma, cinayeti işlediği iddiasıyla kadının eski eşi A.B'yi gözaltına aldı.
Hakkında kaçakçılık da dahil çeşitli suçlardan 4 yıl kesinleşmiş hapis cezası olduğu belirlenen A.B, jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Zanlı, çıkarıldığı nöbeti sulh ceza hakimliğince tutuklandı.
Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde 9 Ocak'ta dere yatağında bulunan cesedin, ailesinin bir süredir kayıp olarak aradığı ve kolunda, kızının adının yazılı olduğu dövmeden teşhis edilen, 21 yaşındaki Rabia Ezer'e ait olduğu belirlenmişti.
Aile dövmesinden tanıdı
Hatay'da geçen hafta dere yatağında bulunan kadın cesedinin, ailesinin bir süredir kayıp olarak aradığı ve kolundaki kızının adının yazılı olduğu dövmeden teşhis edilen, 21 yaşındaki Rabia Ezer'e ait olduğu belirlendi.
Alınan bilgiye göre, 2 Ocak'ta kaybolan Rabia Ezer'e ulaşamayan ailesi güvenlik güçlerine kayıp başvurusu yaptı.
Tüm aramalara rağmen Ezer bulunamazken, aile geçen hafta Reyhanlı ilçesinde bir dere yatağında bıçaklanarak öldürülmüş halde bulunan kadın cesedinin kızlarına ait olabileceği ihtimali üzerine teşhise gitti.
Aile, uzun sürede suda kaldığı için tanınmayacak hale gelen kadının kolundaki "Ela" yazılı dövmeden cesedin kızlarına ait olduğunu belirledi.
Anne Türkan Ezer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rabia Ezer'in kolunda yazan "Ela" isminin torununun adı olduğunu söyledi.
Son olarak kızıyla kaybolduğu gün konuştuğunu anlatan anne Ezer, “Telefonda halimi hatırımı sorduktan sonra, bana gezmeye gitmek istediğini söyledi. Birkaç saat sonra aradığımda telefonu kapalıydı, defalarca kez aradım ama kızıma ulaşamadım. Ulaşamayınca karakola giderek durumu haber ettik.” dedi.
Ezer, kızından iyi bir haber almayı umduklarını ancak hayal kırıklığı yaşadıklarını aktararak, şöyle devam etti:
