Asayiş
  • 17.7.2017 20:48

İtirafçı erler şerefsiz Yüzbaşıyı teşhis etti

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Doğan Medya Center’ın darbeciler tarafından basılmasına ilişkin 3’ü tutuklu 19 sanığın yargılanmasına başladı. Tutuksuz sanık astsubay Muhammed Çınar, "Olay gecesi daha önce görmediğim bir yüzbaşı, bana silahın dibiyle vurarak 'Mühimmat vereceksin, öldürülmek mi istiyorsun. Mühimmat vermezsen seni öldürürüm' diyerek kapıyı açmaya zorladı" dedi.
Çınar, sanık sandalyesinde oturan yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya'yı teşhis etti.
Hürriyet gazetesini basan erler de yüzbaşı Kaya'yı suçladı. Erler, 'Yanlış hareket edeni vurun. Sizin dokunulmazlığınız var' emri verdi" dedi. Bir er de "Ben şahidim. Önce polis aracına, sonra vatandaşların üzerine ateş etti" diye konuştu.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Hürriyet, Kanal D ve CNNTürk binaları darbecilerin hedefi olmuştu.

Halkın haber alma hakkını engellemek isteyen darbeciler gazetecileri silah zoruyla dışarı çıkarmaya çalışmış ancak kanlı darbe girişimininin halka anbean duyurulmasına engel olamamıştı.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada eski Yüzbaşılar Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya, Mehmet Akif Aslan ile astsubaylar Muhammet Orhan Kaya ve Muhammet Çınar için 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. Sanık Süleyman Kaya için ise ayrıca şehit Vedat Barceğci’nin ölümü nedeniyle “kasten öldürme” suçundan müebbet ile çeşitli suçlardan 215 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Ayrıca dava kapsamında tutuksuz olan 14 er için ise 4’er yıldan 200’er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. İddianamenin okunmasıyla başlayan duruşmaya 3 tutuklu sanık ile 13 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı.

ERLER BÖYLE İFADE VERDİ:

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Hürriyet Gazetesi’ni basan erler ifade verdi. Er Burak Altınbaş hakim karşısında verdiği ifadede, kışlada oldukları sırada Nurullah isminde bir Binbaşının geldiğini ve “Emir komuta bende, verdiğim emirlere uyacaksınız” dediğini söyledi. Gelen bir helikoptere komutanlarının emriyle bindiğini söyleyen Er Altınbaş, “Bize ‘bir binaya gideceğiz. Boşaltıp emniyete aldıktan sonra emniyet güçlerine teslim edeceğiz’ dedi” ifadelerini kullandı.
 

"BİZE DE VURUN EMRİ VERDİ"

Gazetenin önündeyken dışarıdaki kalabalıktan kendilerine küfür edildiğini anlatan Altınbaş, “Süleyman Ahmet Kaya da onlara küfür edip G3 ile ateş etmeye başladı. Bize de 'Ateş edin, vurun' emri verdi. Biz de bir yandan korkuyoruz. Kendimizi yere attık. Saklandık” dedi. 

POLİS BİZİ MUTFAĞA GÖTÜRDÜ GÖZÜMÜZE LİMON SÜRDÜLER

İçeri girdiklerinde silahlarını bırakıp oturduklarını ve 155’i aramaya çalıştıklarını anlatan Altınbaş, “Polis gaz bombası atmaya başladı. Sonra resmi kıyafetli bir polis bizi yanına çağırdı. Yanına gittik ve bizi mutfağa götürdü. Gözlerimize limon sürdüler. Bize orada anlattılar ve biz olan biteni anladık” dedi.

'GAZETECİLERİ VURUN' EMRİ VERDİ!

İçeri girdiklerinde komutanın kendilerinde, “Yanlış hareket edeni vurun” dediğini anlatan er Altınbaş, “Siz Türk askerisiniz sizin dokunulmazlığınız var” dediğini anlattı.

İÇERİ GİRİNCE ŞOKA GİRDİK

Gazete binasına girdiklerinde herkesin çalışmaya devam ettiğini görünce şok olduklarını söyleyen Er Harun Darı ise “Şoktaydık" dedi.

'POLİSLER GELSİN BİZİ ALSIN' DİYE DUA ETTİK

Milli sporcu olduğunu söyleyen Er Harun Darı, “O gece 50 metreyi bacaklarım koşamadı. ‘Komutanım polis geliyor’ diyoruz. ‘Ateş edin’ diyor. Ne yapacağımızı şaşırdık. Biz artık polisler gelsin bizi alsın diye dua etmeye başladık” dedi.

İLERLEME DÜZENİ EĞİTİMLERİ VERİLDİ

Tutuksuz sanık Harun Darı, kendilerinin helikoptere binmeden önce komutanları tarafından kendilerine “kama düzeni” ve “birerli avcı” ilerleme düzenini bilip bilmediklerinin sorulduğunu belirtti.  Bilmediklerini belirtmeleri üzerine rütbelilerin kendilerine “Binanın tepesinden girersek kama düzeni, kapıdan girersek birerli avcı şeklinde gireceğiz.” dediğini söyleyen Darı, helikoptere binmeden önce bu düzenlerin eğitiminin kendilerine kışlada verildiğini ifade etti.

“GÖZLERİMLE GÖRDÜM KOMUTAN POLİSE VE VATANDAŞA ATEŞ ETTİ”

Yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya’nın ateş ettiğini kendi gözleriyle gördüğünü anlatan er Darı, “Ben şahidim. Önce polis zırhlı aracını hedef alarak ateş etti. Sonra da yola vatandaşların üzerine doğru ateş etti” dedi.

Polis ve Süleyman Ahmet Kaya’nın ateşi arasında kaldıklarını anlatan Darı, “Sürekli ateş altındaydık. Binanın telefonundan polisi aramaya çalışıyoruz hat yok. Komutan dediğimiz insan ortada yok. Çok kötü bir gündü. Allah kimseye yaşatmasın” dedi.

MAHKEME BAŞKANINDAN “BAYRAK” UYARISI

İddianamenin okunmasının ardından mahkeme başkanı salonda bir açıklama yaparak, “Duruşmadan önce güvenlik arkadaşlar yanıma gelerek bazı müşteki yakınlarının ellerinde dövizler ve Türk bayrakları olduğu söylendi. Türk Bayrağı başımızın tacıdır ve salonumuzun başköşesinde bulunmaktadır. Ancak bayrağın protesto amaçlı bu şekilde bulunmasını istemiyoruz. Bu salonda sabırla yargılamamızı yapacağız” dedi.

DARBECİ YÜZBAŞI ‘İDDİANAME GELMEDİ’ DEDİ, SAVUNMA YAPMADI

İlk savunmasını yapmak üzere sanık kürsüsüne gelen tutuklu sanık eski Yüzbaşı Mehmet Akif Aslan iddianamenin eline ulaşmadığı için inceleyemediğini ve savunmasını yapamayacağını söyledi.

Diğer tutuklu 2 sanık da iddianamenin ellerine geçmediğini söyleyince mahkeme başkanı bugüne kadar böyle bir durumun yaşanmadığını söyleyerek neden kendilerine bildirilmediğini sordu. Mahkeme Başkanı iddianamelerin cezaevine gönderilmesi ve sanığa tebliğ edilmesini içeren yazıyı okudu. Sanık avukatları inceleme fırsatı verilmediğini savundu.

Müşteki avukatlarından Köksal Bayraktar  sanıkların savunmasının bugün alınmaması durumunda mahkeme heyetinden müştekilerin dinlenilmesini talep etti. Mahkeme Başkanı Dağ da bu iddianamenin sanıklara ulaşmadığı iddiasının ciddi bir iddia olduğunu belirterek, duruşmaya bir süre ara verdi.

Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ daha sonra tüm tutuklu sanıklara evrakların gönderildiğini, imzaların mevcut olduğunu söyledi. 

Çok sayfalı iddianameleri CD formatında yolladıklarını, sanıkların cezaevinde iddianameleri okuduklarını aktaran Dağ, "Bu davada iddianamelerin gönderimleri sağlanmıştır. Ancak gerektiği şekilde iddianamelerin sanıklara ulaştırılmaması yönündeki iddia doğru ise bu ortamı sağlamayan cezaevindeki kişiler hakkında mahkememizce işlem başlatılacaktır. Kişisel olarak verilmemesi söz konusu değildir, biz insanlar aralarında ayırım yapmıyoruz, cezaevi de böyle bir hakka sahip değildir. Yaklaşık 3 aydır bu mahkemede yargılama yapıyoruz, böyle bir şey ile karşılaşmadık. Tutuklu sanıklara iddianamenin tebliğ edildiğine dair belge var, yazı buradadır. Sanıklar bize bildirim yapılmıyor diye talepte bulunsaydı, biz gereğini yapardık. Tutuksuz sanıklar yönünden savunmalara devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

ÖLDÜRÜLMEK İSTEMİYORSAN MÜHİMMAT VER

Bu doğrultuda savunmasına başlayan tutuksuz sanık astsubay Muhammed Çınar, 15 Temmuz darbe girişimi esnasında 1. Ordu Komutanlığı Acil Müdahale Mangası'nda mühimmat dağıtılan doldur boşalt istasyonunda nöbetçi astsubay olduğunu kaydetti. Akşam saatlerinde daha önce kışla içinde görmediği rütbeli askerlerin kendisinden mühimmat istediğini söyleyen Çınar, "Olay gecesi daha önce görmediğim bir yüzbaşı, bana silahın dibiyle vurarak 'Mühimmat vereceksin, öldürülmek mi istiyorsun. Mühimmat vermezsen seni öldürürüm' diyerek kapıyı açmaya zorladı." dedi.

Mahkeme Başkanı Dağ'ın, "Bu kişi kimdi?" sorusu üzerine sanık Çınar, sanık sandalyesinde oturan yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya'yı teşhis etti. Duruşma salonundaki müşteki yakınları eski yüzbaşı Kaya'ya tepki gösterdi.

'ASLANLARIM, KOÇLARIM MÜHİMMAT ALIN'

Sanık Kaya'nın, kendisini sürekli silahla tehdit ettiğini belirten Çınar, savunmasına şöyle devam etti:

"Üzerinde askeri kıyafet olan bir kişi, komutanım dememe rağmen bana silahla vuruyordu. Daha sonra 10-12 asker geldi, onlara 'Aslanlarım koçlarım mühimmat alın' diyordu. Ben yine dışarı çıkarmaya çalıştım. Dışarı attılar beni, ittirdiler. Çantaya mühimmatları koyup minibüse gittiler. Bütün mühimmatların tutanağını tuttum. Sayılarını aldım, beklemeye başladım. Görevli olan orada rütbeli birine ulaşmaya çalıştım. Daha sonra soyadını hatırlayamadığım Nurullah isminde kurmay binbaşı da mühimmat istedi. Ben de veremeyeceğimi, nöbetçi amirin emri olması lazım deyince. 'Nöbetçi amir benim, bana vereceksin' deyip silahı alıp nizamiye bölgesine gitti."

"KENDİSİ DİRENÇTE BULUNMADI"

Tutuklu sanık yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya ise söz alarak "Kendisi emirsiz şekilde birçok insana silah vermiştir. Kendisi başka ihtiyacınız var mı demiş, herhangi bir dirençte bulunmamış, kendisine silah tehdidinde bulunulmamış ve Allah yardımcınız olsun demiştir" şeklinde konuştu.

MÜDAHİLLİK TALEPLERİ KABUL EDİLDİ

Mahkeme heyeti verdiği celse arası kararda, Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı, TBMM, Doğan Medya temsilcileri, Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin, Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Sarılar ile CNN Türk Genel Müdürü Erdoğan Aktaş ve şehit Vedat Bağcerci'nin yakınlarının vekilleri aracılığıyla yaptıkları müdahillik talebini kabul etti. 

Savunma yapan tutuksuz sanık astsubay Muhammet Orhan Kaya da bölük komutanının kendisinden askerleri toplamasını istediğini, emir doğrultusunda askerleri topladığını belirtti. 

FETÖ'ye ait hiçbir kuruluşla ilgisinin olmadığını kaydeden Kaya, "Vatanımı korumak için yemin ettim. Üstüm gelmiş, emir vermiştir. Askerlerin, ne maksatla götürüldüklerini bilmiyorum. Piste götürüldüklerini tahmin ettim. Kimseyi içeri alan ben değilim. Bu kişileri tanımıyorum. Benim için hain FETÖ/PDY içinde gösterilmek bile cezadır." dedi. Duruşma, tutuksuz sanıkların savunmasıyla devam ediyor.

TURUNCU TULUMLU PROTESTO

Davayı izlemeye gelen AK Parti Şişli İlçe Teşkilatı üyeleri ve müşteki yakınları, adliye önünde darbeci askerlere turuncu tulum giydirilmesini talep ettti.İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya verilen arada, adliye önünde toplanan grup Doğan Medya baskınında darbecilerin şehit ettiği Vedat Bağcerci’nin fotoğrafını taşıyarak "idam isteriz" sloganları attı.

 Grup adına açıklama yapan Ak Parti Şişli İlçe Teşkilatlanma Başkanı Fatih Balcıoğlu, Doğan Medya grubunu basan FETÖ üyelerinin şu an mahkemede yargılandıklarını hatırlatarak, "Bu hainler gerekli cezayı alana kadar alanları ve mahkeme salonlarını terk etmeyeceğiz" dedi. Duruşmada erlerin komutanları tarafından kandırıldıklarını beyan ettiklerini belirten Balcıoğlu, komutanların ise rahat tavırlar sergilediğini vurguladı.

 "TEK TİP ÜNİFORMALARLA MAHKEMEYE ÇIKMALARINI İSTİYORUZ"

 "Kahraman" yazılı tişörtlerle duruşmalara gidilmesini de eleştiren Balcıoğlu, "Bizler aslında bugün şunu istiyoruz; tek tip üniformalarla, bu şekilde tulumlarla bundan sonra mahkemeye çıkmalarını ve en kısa sürede de hakettikleri cezaları almalarını temenni ediyoruz" diye konuştu. Grup yapılan açıklamanın ardından duruşmanın yapıldığı Çağlayan’daki İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonuna çıktı.

Güncellenme Tarihi : 17.7.2017 20:57

İLGİLİ HABERLER