Asayiş
  • 27.10.2016 14:53

Musul'dan kaçanlar IŞİD zulmünü anlattı

Irak'ın en büyük ikinci kenti Musul'un DEAŞ'tan kurtulması için gerçekleştirilen operasyon devam ederken, Musul'un doğusu ve kuzeyindeki köylerden kaçan siviller DEAŞ'tan büyük baskı ve zulüm gördüklerini anlattı.

Musul operasyonu 11. gününe girerken, Irak ve Peşmerge güçleri DEAŞ'a karşı üstünlük sağlamaya devam ediyor. Peşmerge ve Irak ordusunun ele geçirdiği köylerden siviller Musul operasyonunun devam etmesi nedeniyle göç ederken, Sputnik'e konuşan sivillerden bazıları, DEAŞ'tan büyük bir baskı ve zulüm gördüklerini belirtti.

'TELEVİZYON İZLEYEMİYORDUK, MÜZİK DAHİ DİNLEYEMİYORDUK'

Sputnik Türkiye'nin haberine göre 36 yaşındaki İsmail Hesen, Tobzava köyünden kaçtığını belirterek, yaşadıklarını şöyle anlattı: "6 çocuğumla Tobzava köyünden kaçtım. Köyümüzde 130 civarında ev vardı. Hepsi köyden kaçtı. DEAŞ'ın zulüm ve baskısı dayanılmazdı. Sigara içmemiz ve sakal traşı olmamız bile yasaktı. Korkudan televizyon izleyemiyorduk. Müzik dahi dinleyemiyorduk. DEAŞ bize namaz kılmamızı ve onların kurallarına uymamızı da diretiyordu. Şimdi Erbil'de bir kampa yerleştirileceğiz. Çok şükür, DEAŞ köyümüzden çıktı. Bizi teselli eden tek şey budur. Köyümüze tekrar dönmek istiyoruz ancak savaş tamamen bitip DEAŞ yenilirse dönebiliriz. Yoksa dönemeyiz. DEAŞ bir şekilde yine saldırabilir diye korkuyoruz."

'DEAŞ ZULMÜNDEN KURTULAN HEMEN SAKALINI KESİYOR'

45 yaşındaki Abbas Havas ise 2'si kız olmak üzere 5 çocuğuyla Musul'un kuzeydoğusundaki Hemdani köyünden kaçtı. Köyünde sakalını kesene kırbaç ve paracezası verildiğinii, ikinci kez sakalsız yakalanan kişinin ise tutuklandığını aktaran Havas, "Biz DEAŞ'tan kurtulduğumuz için sakalımızı kesebildik ama bu şansa sahip olmayan çok insan var" diye konuştu.

'BİRİNİ BİZE TAŞLATARAK ÖLDÜRDÜLER'

Zeki İbrahim adlı 64 yaşındaki Musullu ise, Bartilla kasabasından kaçtığını, Musul ile Erbil arasındaki yolda sakallarını kestiğini belirterek şöyle devam etti: "Sakallarımı şimdi kestim. DEAŞ bizim kasabada sakal ksmeyi tamamen yasaklamıştı. Hep baskı altındaydık. Su havuzuna dahi giremiyorduk. Çünkü herkesi sürekli gözetliyorlardı. Bazen evlerimize ani baskınlar yapılıyordu. Musul bölgesi dışındaki akrabalarımızı ve arkadaşlarımızı aramaya cesaret edemiyorduk, çünkü DEAŞ cep telefonlarımızı dahi kontrol ediyordu. Verdikleri cezaları da kasabanın ortasında tatbik ediyorlardı. Kırbaç cezası ve başka cezalar. Eşcinsel olan birini herkesin gözü önünde 3. kattan atıp öldürdüler. Birini de zina yaptığı gerekçesiyle bize taşlatarak öldürdüler."

'EN ÇOK GİYİM KUŞAMIMIZA KARIŞIYORLARDI'

Zeydani köyünden Murad Hemo ise DEAŞ baskısı altında yaşamın çok kötü olduğunu dile getirerek, baskıyı şu sözlerle dile getirdi: "Hep baskı altında yaşıyorduk. Sigara içmek de yasaktı. Giyim ve kuşamımıza çok fazla karışıyorlardı. Kadınların sadece gözlerinin açık olması gerektiğini, onun dışında hiçbir yerinin görünmemesi gerektiğini söylüyorlardı. DEAŞ'ın kadın devriyeleri ise köydeki diğer kadınları denetlemeye çıkıyorlardı. Onların giyim kurallarına uymayan bir kadını yakaladıklarında kırbaç cezası veriyorlardı. Sakalını traş edenlere de kırbaç ve para cezası veriliyordu. İkinci defa sakalını kesenler tutukllanyordu ve daha büyük suç işleyenler ise öldürülüyordu. Şimdi Erbil'deki kampa gideceğiz. Erbil'in merkezine ise kefil olan birini bulabilirsek gidebileceğiz. Köyde tarım ve hayvancılık ile uğraşıyorduk."

Güncellenme Tarihi : 27.10.2016 15:00

İLGİLİ HABERLER