Asayiş
  • 20.6.2017 00:10

Nazlı Ilıcak'tan Zekeriya ile kartopu açıklaması

FETÖ’nün medya ayağına yapılan operasyon kapsamında tutuklanan Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak ilk kez hakim karşısına çıktı. Tutuklu sanık Ahmet Altan ise kendi isteğiyle duruşmaya katılmadı. Duruşmada Nazlı Ilıcak savunma yaptı. Ilıcak, FETÖ'nün firari savcısı Zekeriya Öz'le kartopu fotoğraflarına ilişkin de savunma yaptı.

FETÖ medya yapılanmasına ilişkin 17 sanıklı davanın ilk duruşmasında savunma yapan gazeteci Nazlı Ilıcak, Zekeriya Öz ile çektirdiği kartopu fotoğrafı için, “Dikkat çekici olsun diye o pozu verdim. ‘Öz’e hep taş atıyorlar, ben de kartopu atayım’ yazısını aklamak için yazmadım” dedi.

Nazlı Ilıcak hakim karşısında... Zekeriya Özle Kartopu fotoğrafı için konuştu...


Tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan, Fevzi Yazıcı, Şükrü Tuğrul Özşengül ve Yakup Şimşek ise duruşmada hazır bulundu.Duruşmada kimlik tespiti yapılan Nazlı Ilıcak, “Mesleğiniz” sorusuna, “Gazeteciydim. Şimdi gazetecilikten içerideyim” şeklinde cevap verdi.

FETÖ medya yapılanması davasında aralarında Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan ve Ahmet Altan’ın da bulunduğu 17 sanığın yargılandığı ilk duruşma sona erdi. İstanbul 26'ıncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Mehmet Altan, Ayşe Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül cezaevinden getirilirken, tutuklu sanık Ahmet Altan’a cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanıldı. Dosyanın tek tutuksuz sanığı Tibet Murat Sanlıman ve sanık avukatları da salonda hazır bulundu. Duruşmayı izleyenler arasında Nazlı Ilıcak'ın gelini şarkıcı Meyra, Ahmet Altan'ın çocukları Kerem ve Sanem Altan, gazeteci Hasan Cemal ve HDP milletvekili Altan Tan ile yabancı ülkelerin konsolosluk temsilcileri yer aldı. Sanıkların kimlik tespitinin ardından mahkeme başkanı iddianamenin özetini okudu.
Saat 17.30 gibi savunmasına başlayan Nazlı Ilıcak, 11 aydır cezaevinde olduğunu belirterek, “Bu örgütle aramda bir ilgi göremiyorum. Bunu size izah edeceğim. Ben 70’in üstünde bir insan olarak hiçbir örgütle hayatım boyunca bir ilişkim olmadı. 12 Eylül’de Süleymancıların yurtları kapatıldığında gidip Kenan Evren ile konuştum. Okuduğum okulların, kurduğum dostlukların örgütlerle hiçbir bağlantısı yoktur. Benim babam Demokrat Parti’nin bakanlarındandı ve 27 Mayıs’ta devrildi. Ben 27 Mayıs darbesinin acısını bizzat 16 yaşında yaşadım. Dayım da bakandı, 12 Eylül darbesinde devrildi. Bu nedenlerle darbeye karşı antipatim vardır. FETÖ’cü demek darbeci demek, hilekar demek. Şimdi böyle bir iddiayla karşı karşıya kalmak beni rencide ediyor” dedi.

“Zaman ve Bugün’den teklif gelmişti Bugün’ü seçtim”

Hiç kimsenin müridi olmadığını, biat etmediğini kaydeden sanık Ilıcak, “Bunu bana reva görenlere teesüflerimi sunuyorum. Zamanında Süleyman Demirel’i destekledim. Sonrasında 28 Şubat tavrından dolayı eleştirdim. Benim desteklediğim ikinci önemli kişi Recep Tayyip Erdoğan’dır. O zamanki süreçte bazı askerler Emine Erdoğan’ın elini dahi sıkmıyordu. 17-25 Aralık’ta Sabah Gazetesi’nde yazıyordum ve bu mesele aydınlansın diye bir yazı kaleme aldım, sonrasında kovuldum. Kovulduktan sonra bana sadece Zaman ve Bugün gazetelerinden teklif geldi. Mehmet Barlas bir dönem Zaman’da yazmıştı ve bana Zaman’da yazılara müdahale olduğunu söylemişti. Bu yüzden Bugün’de yazmaya başladım” şeklinde konuştu.

“Köşe yazılarımda darbeye zemin hazırlamadım”

12 Eylül sürecinde 3 ay cezaevinde yattığını ve FETÖ ile irtibatlandırılabilecek en son kişi olduğunu söylerken duygulanan Ilıcak, “Ben bedel ödedim. 11 aydır cezaevindeyim. Gençken yatmıştım ama şimdi tahammül etmekte zorlanıyorum. Ben köşe yazılarımı darbeye zemin hazırlamak için yazmadım. İddianamede 5 üst düzey kişi ile görüşmelerim olduğu yazılmış. Bunların arasında Ekrem Dumanlı, Hasan Tokat ve Abdulkadir Aksoy var. Bu adı geçenler benim dostum değil, iş ilişkilerim nedeniyle geçmişte görüştüğüm kişilerdir. 15 Temmuz darbe girişimi aleyhine yazdığım hiçbir tweet iddianameye konulmamış” dedi.


“HİÇBİR DİNİ CEMAATLE İLİŞKİM OLMADI”

İddianamenin özetinin okunmasının ardından da Nazlı Ilıcak ilk savunmasını yaptı. 11 aydır cezaevinde olduğunu ve 11 ay sonra savunmasını yapabildiği için çok mutlu olduğunu söyleyen Ilıcak, “Ben bu örgütle kendi irtibatımı göremiyorum. Ben 70 yaşının üstünde bir kadınım. Hayatım boyunca hiçbir dini cemaatle ilişkim olmadı. Dini cemaatle doğrudan doğruya ilgim olmadı. Benim hayatımla, anne babamla, okuduğum okulla hiçbir alakaları olmadı” dedi. 

“BU SUÇLAMALAR BENİ RENCİDE EDİYOR”

Babasının demokrat partinin bakanı olduğunu dayısının da sonraki dönemde orman bakanı olduğunu ve ikisinin partisinin de darbe ile devrildiğini anlatan Ilıcak, “Dolayısıyla darbe denilen lafa benim herkesten çok antipatim var. Hayatı boyunca darbelerle mücadele etmiş Nazlı Ilıcak bugün hakarete uğruyor. Böyle bir suçlamayla karşı karşıya kalmak beni rencide ediyor” dedi. 
“Ben kimseye mürit olmadım” diyen Nazlı Ilıcak, “Ben hep bireysel davrandım. Kula kulluk etmedim. Kendi ayaklarım üzerinde durmayı başarmış bir insanım” dedi.

AKIN İPEK İSMİNİ BANA ABDULLAH GÜL VERDİ

Bugün Gazetesi’ni Mehmet Ali Ilıcak ile kurduklarını ancak daha sonra devretmek istedikleri için birini aradıklarını anlatan Ilıcak, “Akın İpek ismini bana Abdullah Gül verdi. Akın İpek ismini bu vesile ile öğrendim” dedi. 
11 aydır tutuklu olduğunu hatırlatan Nazlı Ilıcak, “Sorun değil ben bedel öderim. Ben gazeteciyim. Ama artık tahammül sınırlarımı aşmış durumda” dedi. 

FİRARİ SAVCI ÖZ'LE KARTOPU FOTOĞRAFI

Firari savcı Zekeriya Öz ile yaptığı röportaj için çekilen kartopu fotoğrafını hakkında konuşan Ilıcak, “Somut olarak sunulan tek belge kartopu. Zekeriya Öz’ü kartopu oynayarak aklamışım. Biz gazeteciler röportaj yaparız ve dikkat çekici bir fotoğraf kullanırız. O zamanlar Zekeriya Öz terör örgütü üyesi değil. Açığa alınmış bir savcı. Baktım kar yağıyor aldım elime bir kartopu ona da verdim bir tane çekildik. Bu önemli bir şey değil. Aklamak için yapılmadı” dedi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Mahkeme Nazlı Ilıcak'ın savunmasına devam etmek üzere duruşmayı yarına erteledi.

KONSOLOSLUK TEMSİLCİLERİ DE İZLEDİ

Norveç Büyükelçi temsilcisi, İngiltere, Almanya, Danimarka, Çek Cumhuriyeti, Fransa ve İsveç’in ise konsolosluk temsilcileri ile Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü duruşmayı izlemek için adliyeye gelenler arasındaydı. Salona izleyici ve sanıkların alınmasının ardından duruşma salonun ses sistemindeki teknik bir sorun nedeniyle kimlik tespitine geçilemeden duruşma öğleden sonraya ertelendi.

3 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENİYOR

Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak, “TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “Türkiye Cumhuriyeti Hükumetini ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapis talebi ile yargılanıyor. 

Haklarında yakalama kararı bulunan davanın firari sanıkları Ekrem Dumanlı, Tuncay Opçin ve Emrullah Uslu hakkında ise, “TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “Türkiye Cumhuriyeti Hükumetini ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “silahlı terör örgütü yöneticisi olmak” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15’er yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

 

Güncellenme Tarihi : 19.6.2017 21:45

İLGİLİ HABERLER