Medya
  • 10.9.2002 09:01

AVRUPA GAZETELERİNDEN SEÇMELER...

KAYNAK : Haber Vitrini NEW YORK - Başta İngiltere olmak üzere birkaç ülkenin desteği dışında bütün dünyanın karşı çıkmasına rağmen Amerika Birleşik Devletleri'nin kararlı göründüğü Irak'a askeri operasyon, Batı basınında bugün de büyük ölçüde yer aldı. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George Bush'un perşembe günü Birleşmiş Milletler'de yapacağı konuşma öncesinde Independent gazetesi, Irak'a düzenlenecek olası bir operasyonda uluslararası destek sağlanmasının gereğini vurguluyor ve böyle bir harekata sadece Washington'un isteğiyle değil Birleşmiş Milletler kararlarıyla girişilmesi gerektiğini yazıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın dün yaptığı açıklamayla Irak'a bir operasyon düzenlenmesi için Birleşmiş Milletler kararı alınması gerektiğini söylediğini hatırlatan Independent, bunun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in yanısıra Fransa lideri Chirac'ın da operasyona destek vereceği anlamına geldiğini ama aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri'nin, başına buyruk ve tek taraflı hareket etmesini de engelleyici bir tutum olduğunu kaydediyor. Irak operasyonu için uluslararası destek bulunması gerektiği yolundaki baskıların artmasıyla Washington'daki şahinlerin söylemlerini yumuşatacağını umduklarını belirten gazete, Amerika Birleşik Devletleri'nin, sadece Saddam Hüseyin'i devirmek sevdası yerine, gerçekten dünya barışına bir tehdit oluşturup oluşturmadığını gözden geçirmesi gerektiğini yazıyor. NEDENLER, IRAK'I İŞGAL İÇİN YETERLİ DEĞİL Washington'un son girişimleriyle Irak operasyonunun iki adımda gerçekleşeceğini aktaran Independent, ilk adımın Birleşmiş Milletler silah denetçilerinin Irak'a girişi için bir tarih belirlenmesi, ikinci adımınsa Bağdat yönetiminin bu tarihe uymaması durumunda askeri güç kullanımı olacağını yazıyor. "Başkan Bush'un bu planına Tony Blair destek veriyor, Jacques Chirac da bunu kabul edeceğini gösteriyor" diyen Independent, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin bir diğer üyesi Rusya'nın, Amerikan çıkarlarını desteklemek konusunda daha önce olduğu gibi ikna edilebileceğini, Çin'in ise çekimser kalmasının sağlanacağı yorumunu yapıyor. "Eğer gerekli malzemeye ulaşırsa, Saddam Hüseyin'in nükleer silahlar üretme ihtimali olduğunu söylemek Irak'ı işgal etmek için yeterli değil" diyen gazete, "Bu mantık doğru olsaydı hiçbir dünya lideri Amerika'nın saldırı olasılığı karşısında güvende olmazdı" diyor ve, "Neden işgal etmek, önlemeye çalışmaktan daha iyi olsun ki?" diye soruyor. "SAVAŞ EN GÜVENLİ SEÇENEK" Daily Telegraph gazetesi ise aynı konuda, İngiltere Başbakanı ve Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'nın tüm çabalarına karşın yanıtlanamamış sorular bulunduğunu belirtiyor ve yanıtlarını aktarıyor. "Savaş en güvenli seçenek" başlıklı yorum yazısında gazetenin Irak'la ilgili sorduğu ilk soru "Neden şimdi?" Yanıt şöyle: "Çünkü Saddam Hüseyin, Körfez Savaşı'nın ardından gücünü yitirmişti ve ciddi bir tehdit oluşturmuyordu. Clinton yönetimi ve Avrupalı müttefikleri de Müslüman bir lideri devirme riskine girmediler. Ayrıca Batı, Birleşmiş Milletler silah denetçilerinin toplu imha silahlarını bulup ortadan kaldıracaklarına güveniyordu. Ancak Bush yönetiminin teröre karşı izlediği politika, 11 Eylül saldırılarıyla daha da sertleşti. Saddam hala toplu imha silahları üretiyor ve teröre destek veriyor." Daily Telegraph'ın bir diğer sorusu ise Saddam Hüseyin'in toplu imh silahlarının neler yapabileceği. "Dört yıl önce yapılan son incelemelerin ardından Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü, Irak'ın 400 mil menzilli füzelere, geniş bir biyolojik silah kapasitesine ve kimyasal silahlara sahip olduğunu, nükleer silah üretmeye de oldukça yaklaştığını tahmin ediyor. Saddam daha önce binlerce Iraklı ve İranlıyı kimyasal silahlarla öldürdü. Şimdi ise hl bu silahlara sahip olduğu ve hatta bunları daha ölümcül silahlarla güçlendirdiği varsayılmalı. Bu silahları İsrail ve Batı'ya karşı kullanacağı tahminleri var. Saddam'ın petrolden gelen zenginliği, ve Filistinli intihar bombacıları da dahil teröristlerle olan ilişkisi dikkate alındığında bu silahları kullanmakta güçlük çekmeyeceği de ortada". ÇİN'DE AIDS SORUNU Guardian gazetesi Çin'de çok ciddi boyutlara ulaşan AIDS sorununu gündeme getiriyor. "Çin AIDS vakalarındaki artışın sebebinin 'kan istasyonları' olduğunu itiraf etti" başlıklı haberinde gazete gizli bir raporu ele geçirdiklerini belirtiyor. Hükümete bağlı kan istasyonlarında kanlarını satan binlerce köylünün HIV virüsü aldığını ve AIDS'e yakalandığını sağlık yetkililerinin kabul ettiklerini yazan Guardian raporda bu istasyonlarda kan verenlerden yüzde 35 ile yüzde 45'inin kötü sağlık koşulları nedeniyle hastalığa yakalandıklarının anlatıldığını kaydediyor. AIDS'e karşı kampanya yürüten Wan Yanhai'nin geçen ayın tarihini taşıyan bu gizli raporu ele geçirip internette yayımladığını belirten haber, Wan'ın devlet sırlarını açıkladığı gerekçesiyle tutuklandığını aktarıyor. AVUSTURYA'DA GÜNDEMDE HÜKÜMET BUNALIMI Viyana'da yayımlanan Der Standard'ın gündeminde ise koalisyon hükümetinin dağılması var. Avusturya Başbakanı Wolfgang Schuessel'in aşırı sağcı Özgürlükçüler Partisi ile yaptığı koailsyonun sona erdiğini açıklamasının ardından gazete, "Bir hükümetin devrilmesinin ardından, genellikle en güçlü muhalefet partisi zafer kazandığını ilan eder. Ama 2002 yılının Avusturyasında değil" diyor. Gazeteye göre, muhalefetteki Sosyal Demokratlar, 30 yıl iktidarda kaldıktan sonra 1999 yılındaki seçimde yenilen aynı parti olmadıklarını ispatlamayı başaramıyorlar. Der Standart, son birkaç haftada, hükümet büyük darbe almış olsa da, koalisyon ortağı Özgürlükçüler Partisi iç çekişmelerle uğraşıyor olsa da, ana muhalefet partisinin bir hükümet değişikliğinin neden ülkenin yararına olacağını anlatmayı beceremediğini vurguluyor. ÇİFT KATLI KIRMIZI OTOBÜSLER İngiliz Times gazetesindeyse başkent Londra'nın en önemli simgelerinden birisi olan çift katlı kırmızı otobüslerle ilgili bir haber yer alıyor. Gazete, "Brüksel'deki bürokratlar ve 'tekerlekli sandalye savaşçıları' nedeniyle, Londra'nın emektar çift katlı otobüslerinin yerlerini tek katlı körüklü otobüslere bırakacağını yazıyor. Times, "Tamam bu otobüsler daha güvenli, daha sessiz, daha fazla kişiyi taşıyor olabilir, ama hiçbir zaman Londralıların kalbini kazanamayacak" diyor. Berlin, Hong Kong, Delhi gibi başkentler çift katlı otobüslere geçerken, yeni körüklü otobüslerin Londra'ya girmeye başladığını belirten Times, "Çift katlı otobüslerin romantizmi bu körüklü canavarların neresinde" diye soruyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:05

İLGİLİ HABERLER