Ekonomi
  • 17.5.2013 12:48

Avukatlar ordu gibi geldi, mahteme ertelendi!

İSTANBUL  Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve 9 baro yöneticisinin "yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs" iddiasıyla 2 yıldan 4'er yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına bugün Silivri Adliyesi'nde başlandı.
Baro Başkanı Kocasakal ve 9 yönetici adliyeye gelişte meslektaşları tarafından alkışlanarak karşılandı.
Duruşma öncesinde kısa bir açıklama yapan Kocasakal, "Türkiye'nin geldiği durumu görüyorsunuz. 12 Eylül'den sonra ilk defa baro başkanı ve yönetim kurulu üyeleri yargılanıyor. Davanın ne olduğunu defalarca anlattık. Hukuku, hukukun üstünlüğünü bu mesleği, mesleğin savunma hakkını meslek onurunu korumak için ne gerekiyorsa bugüne kadar yaptık yine yapacağız. Ne bedel ödememiz gerekiyorsa öderiz. Bir suç işlediğimizi düşünmüyoruz" dedi.
Öte yandan duruşmayı izlemeye eski Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlarından Hüsamettin Cindoruk da katıldı. Kocasakal'a destek vermek için Silivri Adliyesi'ne gelen Cindoruk, şunları söyledi:
"Önemli bir duruşmayı takip etmeye geldik. Bu duruşma avukat kurumunun yargılanmasıdır. Çünkü üyesi olduğum İstanbul Barosu avukatlık kurumu adına, avukatlık ve savunma mesleğini korumak istemiştir. Bundan bir dava çıkarılmasını ayıplıyorum. Uzun yıllar ifa ettiğim savunma mesleği, yargının en önemli temelidir. Hatta 3 temelinden biridir. Yargı, savcı, yargıç ve avukattan kurulur. Eğer avukatları mahkemelerde yargılar mahkum etmeye uğraşırsanız yargı çöker. Adalet çöker, başka bir şey çöker, adil yargılama çöker. O nedenle bu davayı çok önemsedim ve geldim. 60 yıla yaklaşan meslek hayatımda böyle bir davaya ilk kez rastlıyorum. Savunmayı savunmanın suç olması yargının çökmesi anlamına gelir. Daha da ileri gidebilirim. Derim ki, bu davayla Silivri'deki mahkeme intihara teşebbüs etmiştir."


 

DAVA ERTELENDİ


Duruşma çıkışı açıklama yapan Avukat Kocasakal, "Burada biz yargılanmıyoruz. Burada bizim hakkımızda bir hüküm verilmeyecek. Burada yargı, kendi kendini yargılıyor. Ve kendisiyle ilgili bir hüküm verecek" dedi.

İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma öncesi yüzlerce avukat Silivri Adliyesi önünde toplandı. İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, duruşma salonuna alkışlarla girdi. Mahkeme hakimi Zuhal İşgören izinli olduğu için davaya Sulh Ceza hakimi Mustafa Egemen hakimlik yaptı. Sanıklar Ümit Kocasakal, Mehmet Durakoğlu, Hüseyin Özbek, Ufuk Özkap, Füsun Dikmenli Aydeniz Tuskan, Başar Yaltı, Turgay Demirci, İsmail Altay ve Hasan Kılıç duruşmada hazır bulundu. Aralarında Ankara Barosu başkanı Metin Feyzioğlu ve Hüsamettin Cindoruk'un da bulunduğu yüzlerce avukat sanıkların müdafii olmak istediklerini belirtti. Onlarca avukat duruşmaya girerken dışarıda da yüzlerce avukat bekledi. Hakim Mustafa Egemen, duruşma salonunu bu hali ile sanıklar hakkında usulü işlem yapmanın güç olduğunun gözlemlediğini belirterek ara kararını açıkladı.

DURUŞMA SALONU YETERSİZ KALDI


Kararda, "Her ne kadar dava belirlenen gün ve saatte Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin duruşma salonunda belirlenen gün ve saatte başlamış ise de duruşma salonunu fiziki yapısı itibari ile sanıkların müdafii olduklarını beyan eden ve duruşma sırasında vekaletnamelerini sunan başta birçok baro başkanı ve avukatların duruşma salonu dışında kaldığı bu hali ile sanıklar hakkında usulü işlemlerin özellikle savunma hakkının kısıtlanmadan rahat ve olabildiğince özgürce duruşmanın yapılamayacağı bu hali ile fiziki yapısı itibari ile duruşmanın daha müsait bir yerde yapılmasının hukuka daha uygun olacağı kanaatine varıldığından duruşmaya ara verilmesine" karar verdi.

12 EKİM CUMARTESİ'YE ERTELENDİ


Hakim Mustafa Egemen, ayrıca Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na müzekkere yazılarak Silivri Adliyesi'nde daha geniş ve daha rahat yargılama yapılabileceği Silivri Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonunun hazırlatılmasının istenmesine hükmetti. Duruşma 12 Ekim Cumartesi gününe ertelendi.

DURUŞMAYI İZLEMEYE GELEN YABANCI MESLEKTAŞLARIMIZA KÖTÜ ÖRNEK OLDU


Ümit Kocasakal duruşma sonrası yaptığı açıklamada duruşmaya destek için gelen yabancı ve yerli baro başkanlarını ile çeşitli kurumları sayarak, şunları söyledi:

"Şimdi bize dava açtılar. Biz de bu davaya karşı savunmamızı yapmak, diyeceklerimizi demek için geldik. Bir kere, biz günler öncesinden dilekçe vererek bu kadar çok kişinin geleceğini, bunun için uygun bir salon teminini talep ettiğimiz halde bu yapılmadı. Salon aşağı yukarı 20 metrekare. Çok çok küçük bir salon. Zaten yargılanan 10 kişi oraya girdiğimizde nerdeyse yer kalmıyor. Sanıklara 6 kişilik yer ayrılmış. Önemli değil biz ayakta da dururuz. Zaten bir daima ayaktayız, oturmak gibi bir derdimiz de yok. Ama duruşmayı izlemeye gelen kişilere, müdafilere özellikle yabancı meslektaşlarımıza kötü bir örnek oldu. Artı biliyorsunuz yaz kararnamesi öne alındı ve bizim davamızı görecek hakim de dahil olmak üzere Silivri'deki neredeyse bütün hakimler alındı, yerleri değiştirildi. Şimdi yerlerine yenisi gelecek. Normalde çıkması gereken hakim de raporlu olduğu için çıkmadı ve yerine yanılmıyorsam sulh hukuk hakimimiz çıktı. Böyle bir ortamda yapılan yargılama, yargılama olarak nitelenebilir mi ? "

12 EKİM'DE BUNUN ÇOK DAHA FAZLASI AVUKAT BURAYA GELECEKTİR

"Dava açıyorsanız o yargılamayı bir şekilde ve usulüne, kurallarına uygun bir şekilde yapmanız gerekir" diyen avukat Kocasakal şöyle devam etti:

"Maalesef böyle olmadı. Biz gerçekten hazırlıklı da geldik. Özellikle Sokrates'in savunmasını da yanımda getirmiştim. Ve çok ilginç bir şey oldu. Biraz da gülelim, diye düşünüyorum. Sayın hakim duruşmanın 12 Ekim 2013 saat 09.30'a bırakılmasına karar verdi. Ama 12 Ekim cumartesi. Yani biz Cumartesi de geliriz. Pazar da geliriz hiç önemli değil. Yeter ki usulüne uygun bir yargılama yapılsın. Bunu bekliyoruz, talep ediyoruz. Tutanağa da sayın hakim öyle yazdırdı. Yani daha uygun bir salon temini ama biz zaten bunu talep etmiştik. Bu yapılmadı, niye yapılmadı onu sizin takdirinize bırakıyorum. Ama şunu söyleyeyim; Eğer 12 Ekim'de 'ha bugün nasıl olsa avukatlar, birileri, epey insan geldi. 12 Ekim'de gelmez' diyorlarsa son derece yanılıyorlar. 12 Ekim'de bunun da çok daha fazlası avukat buraya gelecektir. Ben şimdi yurtdışından gelen yabancı meslektaşlarımızla görüştüm. Hepsi o gün geleceklerini söylediler."

İSTANBUL BAROSU'NU HİÇBİR GÜÇ SİNDİREMEZ, YILDIRAMAZ, SUSTURAMAZ

Duruşmanın tarihi konusundaki bir soruya Kocasakal, şu yanıtı verdi:

"Nasıl düzeltirler bilmiyorum. Hata olabilir ama duruşmayı bu kadar çabuk bir vaziyette, çünkü bizler ne olduğunu anlamadan, müdafilerin isimleri yazdırılıyorken, en azından kimlik tespiti yapılır, diye beklerken, bir anda kimse ne olduğunu anlamadan 'Gereği düşünüldü, salon bakımından ve 12 Ekim'e atanmasına' diyerek hızla çıktı sayın hakim. Bu anlamda sükunet içerisinde daha dikkatli yargılama yapmanın mümkün olduğunu düşünüyorum. Ama böyle gerçekleşti bugün. Biz hiçbir suç işlediğimizi düşünmüyoruz. Ve bunları da tak tak buraya anlatmaya geldik. İster cumartesi olsun ister pazar, ister sabah ister gece 12'de biz burada olacağız. Hep söylediğim şeyi söyleyerek bitireyim. Sokrates'in savunmasında da o var. 'Burada biz yargılanmıyoruz. Burada bizim hakkımızda bir hüküm verilmeyecek. Burada yargı, kendi kendini yargılıyor. Ve kendisiyle ilgili bir hüküm verecek. Bizimle ilgili değil. Biz mesleğimizin, konumumuzun gereğini yaptık. Bu mesleği, hukukun üstünlüğünü, meslektaşı, meslek onurunu korumak için bir bedel ödemek gerekiyorsa, buna hazırız diye defalarca söyledik. Ve işte hazırız. Dolayısıyla bakacağız, göreceğiz. Yargı kendisiyle ilgili nasıl bir yargılama yapacak ve karar verecek. Biz buradaydık ve burada olacağız. İstanbul Barosu öyle bir güçtür ki, hiçbir dava, hiçbir gözdağı veya benzeri şey hukukçuları da, avukatları da, baroları da ve özellikle İstanbul Barosu'nu hiçbir şey, sindiremez, yıldırımaz ve susturamaz" şeklinde konuştu.

Duruşmayı izlemeye gelen bazı yabancı avukatlar da yaptıkları açıklamalarda kararı eleştirdi.

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 15:15

İLGİLİ HABERLER