Gündem
  • 26.10.2021 12:11

Bahçeli : Soros'un kuryesi Kavala vatandaşlıktan çıkartılıp o elçilerin ülkesine postalansın

Bahçeli: Kavala, Soros'un kuryesi, Gezi'nin kışkırtıcısıdır..

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Bahçeli, 10 büyükelçinin Osman Kavala açıklamasına tepki gösterdi ve "Zalim bir üst akıl hem büyükelçileri hem de zillet ittifakını harekete geçirmiş, ağız birliğiyle konuşmalarını dayatmıştır. Şirret bir oyun, tehlikeli bir rol paylaşımı söz konusudur. İç ve dış işgal cephesinin makyajı dökülmüştür. Kavala, Soros'un kuryesidir, Gezi'nin kışkırtıcısıdır" dedi. Bahçeli, "Kavala ile ilgili önerimiz ise şudur; hüküm verilirse önce cezasını Türkiye'de çekmesi sonra da vatandaşlıktan çıkarılarak 10 büyükelçinin ülkesinden birine gönderilmesi artık milli bir zarurettir" ifadelerini kullandı.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türk milletinin, dayatmayı, esareti reddettiğini, köleliğe "Hayır" dediğini söyledi.

Cumhuriyetin, milli bir tercih, dönemin şartları itibarıyla en doğru, müstesna ve münasip tercihin tezahür aydınlığı olduğunu dile getiren Bahçeli, "Tarih bize gösteriyor ki değişim rüzgarı esmeye başladığı andan itibaren nice çatılar uçmuş, nice kalıplar kırılmış, nice statükolar sarsılmıştır. Türk milleti tarihin akış istikametini doğru okuyarak geçmişinden kopmadan, geleceğinin yol haritasını bilfiil ve bizatihi çizmiştir." diye konuştu.

"CUMHURİYETİ ÖVMEK, ÖNCEKİ DEVİRLERİ YERMEK DEMEK DEĞİL"

Cumhuriyetin ilanıyla tetiklenen güçlü değişimin ne milleti ne de devleti değiştirdiğini, değişenin, yalnızca siyasal rejim olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:

"Asırlarca birbirlerine eklemlenerek vücuda gelen Türk devlet zinciri, halkalarına 29 Ekim 1923'te sonuncusunu eklemiş, bize göre konu bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Bazı maksatlı cahiller Türkiye Cumhuriyeti'nin, Osmanlı'nın reddi mirası ile kurulduğunu söylese de bu iddia tamamen uydurma, nesnel ve tarihsel gerçeklere bütünüyle terstir. Cumhuriyeti övmek demek onun öncesini, önceki devirleri yermek, gözden çıkarmak demek değildir. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti'ni, Osmanlı İmparatorluğu'nun devlet, asker, bürokrat ve vatansever yürekleri milletimizin soylu irade seciyesine dayanarak kurmuşlardır."

Bahçeli, 1913'de fes takıp imparatorluk coğrafyasında düşman kovalayan vatan evlatlarının, 1923'te bu kez kalpak giyerek vatan topraklarından düşmanları attığını, cumhuriyeti kuvveden fiile geçirdiğini belirtti.

"CUMHURİYET, KORUNUP KOLLANMASI GEREKEN BİR NİMET"

Tarihte kurulan her Türk devletinin, bir öncekinin munzam eseri olduğunu anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu bilinçle cuma günü cumhuriyetin kuruluşunun 98'inci yıl dönümünü gururla kutlayacağız. Cumhuriyet, kutlu bir emanettir, korunup kollanması gereken bir nimettir. Anadolu topraklarındaki varlığımızın son 98 yıllık dönemi Cumhuriyet yönetimi altında geçmiştir ve 100'üncü yıla şunun şurasında iki yıl kalmıştır. Atatürk'e göre cumhuriyet rejimi, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Cumhuriyetin mümeyyiz vasfı, millet egemenliğine dayanması, demokrasiyi sistem olarak benimsemesidir. Rejim ile hükümet sistemi arasındaki farkı çarpıtmak için kara propaganda yapanlar, özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni devamlı surette hedef tahtasına koymuşlardır. 'Rejim değişti' diyerek yaygara koparanlar, iflah olmaz bir yalancılığa inkar edilemez bir ön yargı hastalığına yakalanan gafillerdir. Halbuki gerçekte yegane değişen yönetim sistemidir. Bu da cumhurun, cumhuriyet ile kenetlenip kucaklaşması ile başarılmıştır."

Türkiye'de rejimin adının, cumhuriyet, hükümet sisteminin adının ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğuna işaret eden Bahçeli, "Bu ikisini birbirine karıştıranların zihinleri fukara olduğu için akılları da ukaladır. 20'nci yüzyılın ilk çeyreğinde cumhuriyet rejimini kuran büyük Türk milleti, 21'inci yüzyılın ilk çeyreğinde de milli ve tarihi emanetlerle uyumlu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmiştir. Benzerliğe dikkat buyurunuz; cumhuriyetle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olağan dışı şartlarda, milletimizin haklı ve meşru iradesiyle tecelli etmiştir. İkisi de milli bekanın, özlemlerin, hedeflerin icra ve ihata azmiyle perçinlenmiştir." diye konuştu.

Bahçeli, cumhuriyetin ardında Çanakkale Zaferi'nin heybeti, Milli Mücadele'nin haşmeti; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ardında da 15 Temmuz ihanet ve işgal hevesine karşı milletin kahramanca direnişi bulunduğunu anlattı.

"EMPERYALİSTLERİN KURŞUN ASKERİ HALİNE GELMİŞLER"

"Samimiyetle tutan, safiyetle okşayan müşfik ellerin değerini bilmeyenlerin, tekme üstüne tekme atan menfur ayaklara kapanmaktan özel haz alan teslimiyetçi şarlatanlar" olduğunu dile getiren Bahçeli, şunları kaydetti:

"Bu teslimiyetçi lobinin iş birlikçi simaları her devirde farklı farklı isim, unvan ve kılıkta ortaya çıksalar da hamdolsun emellerine hiçbir zaman muvaffak olamamışlar, bundan sonra da olamayacaklardır. Cumhuriyet, tarihinin dar patikasında, zalimlerin hunhar baskıları altında, 'Türkiye artık yoktur' diyen emperyalistlerin saldırıları karşısında milletin varoluş onuru olarak öne çıkmış, aynı defter üzerinde temiz bir sayfa açılmasını sağlamıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ise parlamenter sistemin duvara tosladığı, başkentimizin bombalandığı 251 millet evladının şehadeti ve 2 bin 194 millet evladının gazi olduğu bir dönemin hemen sonrasında milli diriliş ve yükseliş ruhu olarak doğmuş ve serpilmiştir.

Cumhuriyete karşı çıkanlar, manda ve himaye hayranlarıydı. Cumhuriyete karşı gelenler, zulme boyun eğenler, 'Bizden bir şey olmaz' diyen korkaklardır. Bugün ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne itiraz edip ne idiği muğlak ve muamma olan güçlendirilmiş parlamenter sistem peşinde koşanlar, 15 Temmuz'un rövanşını almak için hazırda bekleyen FETÖ'nün ve PKK'nın dümen suyuna giren, yozlaşmış siyasi partilerdir. Bunların yalnızca siyasetleri değil, vicdanları da emperyalistlerin kurşun askeri haline gelmiştir. Dün Damat Ferit vardı, bugün zillet ittifakının ana ve ara ortakları vardır. Dün Ali Kemaller vardı, bugün aynıları ortadadır."

10 BÜYÜKELÇİ TEPKİSİ

18 Ekim 2021 pazartesi akşamı ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nin Twitter hesabından seviyesiz bir açıklama yapılmış, 9 devletin büyükelçisi de Türkiye'ye hukuksuz bir çağrıda bulunmuştur. ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Norveç ve Yeni Zelanda ülkelerinin Ankara büyükelçileri Osman Kavala'nın avukatlığına soyunmuşlardır. Bir skandala imza atmakla kalmamışlar, görevlerinin sınırlarının tamamıyla aşmışlardır.  Bu 10 büyükelçi Osman Kavala'nın serbest bırakılması konusunda çağrı yapmışlardır. Zalim bir üst akıl hem büyükelçileri hem de zillet ittifakını harekete geçirmiş, ağız birliğiyle konuşmalarını dayatmıştır. Şirret bir oyun, tehlikeli bir rol paylaşımı söz konusudur. İç ve dış işgal cephesinin makyajı dökülmüştür. Kavala, Soros'un kuryesidir, Gezi'nin kışkırtıcısıdır. Gezi olaylarına bir park ötesinde anlam ve misyon yüklenmesinde aktif pozisyon üstlenen, bu amaçla sivil toplum kuruluşlarına insan sağlayan açık toplum vakfının Türkiye piyonu bu şahıstır. Kavala, PKK'yı rasyonel politikalar yürüten bir örgüt olarak nitelendirerek teröre çanak tutmuştur. Kavala, 18 Ekim 2017'de İstanbul'da yakalanmıştır. 29 Aralık 2017'de Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapmıştır.

 Anayasa Mahkemesi öyle bir hale gelmiştir ki nerede bir hain varsa, onlarla yan yanadır. Anayasa Mahkemesi kapanmasın da terörle mücadeleye sünger mi çekilsin. Demirtaş, Kavala davalarında hak ihlali var diyen sözde hainler gelsinler külahıma anlatsınlar. Sınırda kahramanlara, Mehmetçiklerin yüzüne söylesinler. Bir başka önemli konu da teröre yardım ve yataklık yapan milletvekillerinin tezkerelerinin süratle görüşülmesidir.

Kavala'nın avukatı arayıcılığıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yaptığı başvuru Türkiye aleyhinde sonuçlanmıştır. Farklı bir karar alınsa şaşırırdık, bu mahkeme kararı Avrupa'nın elinde koza dönüşmüştür. Yunanistan'a kimseden en ufak bir itiraz gelmemektedir. 10 büyükelçi Soros'çu Kavala'yla aynı mevziye girerek Türkiye'ye muhtıra vermiştir. Gayrimeşrudur, gayrikanunidir.

10 büyükelçi hem demokratik ilişkiler hakkında Viyana Sözleşmesi'ne hem de anayasaya aykırı hareket etmişlerdir. Hukukun üstünlüğü herkes için bağlayıcıdır. Bu son gelişmeyi olumlu bulduğu anlaşılan Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı tutumu tarihi bir yanlışın düzeltilmesinde önemli bir dayanaktır. Kavala ile ilgili önerimiz ise şudur; hüküm verilirse önce cezasını Türkiye'de çekmesi sonra da vatandaşlıktan çıkarılarak 10 büyükelçinin ülkesinden birine gönderilmesi artık milli bir zarurettir. Herkes haddini bilsin, saygısızlığa lüzum yoktur, tahammülümüz hiç yoktur. Batılı ülkelerin Türkiye yaklaşımları dostane değildir.

AB'NİN TÜRKİYE RAPORU

Raporda yanlı değerlendirmeler hakimdir. Türkiye'nin üyelik hususundaki tercihi açıktır. Hem doğu hem batı diyoruz, iki yöne de bakıyoruz. Onurlu, egemenlik haklarına saygı esasına dayanan üyelik olursa ne ala...

IRAK VE SURİYE TEZKERESİ

TSK'nın gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve mücadele kapsamındaki tezkereye ön şartsız evet demeyi kararlılıkla beyan ediyorum. Terörle mücadelenin 'ama'sı 'fakat'ı 'eğer'i olmaz, olamaz. CHP samimi, dürüst, duyarlı olmalıdır.

ABD'YE F-35 TEPKİSİ

ABD ya paramızı ya da uçakları vermekle yükümlüdür. Biden yönetimi S-400 sistemi konusundaki kararını tescil etmiş, bu sorun çözülmeden Türkiye ile ikili ilişkiler konusunda diğer sorunları gündeme almayacağını belirtmiştir. Bize S-400 dayatması yapan ABD, Rusya ile aynı masayı paylaşmaktadır. Madem Rusya'dan rahatsızlar, üyelikten neden ayrılmıyorlar? Türkiye, ABD'nin terör örgütlerine verdiği silahlardan rahatsız ve şikayetçidir. ABD'nin tepkimizi dikkate almadığı defalarca ortaya çıkmıştır.

Güncellenme Tarihi : 26.10.2021 13:19

İLGİLİ HABERLER