Eğitim
  • 28.5.2006 15:30

BAKAN ÇELİK'E 'AHLAK DIŞI' TAVIR

UĞUR ALICI
ANKARA - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in başkanlık yaptığı Milli Eğitim Vakfı'nın 26. Genel Kurulu'nda olaylar çıktı.
Genel Kurul'da, Divan Başkanlığı oluşumunda yaşanan tartışmalar sırasında eğitimcilere yakışmayan sözler sarfedilirken, kimi üyeler birbirinin üzerine yürüdü. Çelik'in müdahale etmeye çalıştığı ve istemeyen görüntülerin oluştuğu kurula 5 dakika ara verilmesiyle çıkan olaylar yatıştı.
Milli Eğitim Vakfı'nın bu sene 26.'sı düzenlenen Genel Kurulu Başkent Öğretmenevi'nde gerçekleştiriliyor. Milli Eğitim Bakanı Çelik'in başkanlık yaptığı Genel Kurul'da olaylar çıktı. Çelik, Divan'nın oluşması için verilen 2 önergeyi Genel Kurul üyelerinin oyuna sunarak, seçim sürecini başlattı.
Çelik, Divan Başkanlığı için Müsteşar Yardımcısı Salih Çelik, Katip Üyelikleri için Ticaret ve Turizm Genel Müdür Vekili Saadettin Sabaz ve Yurtlar Burslar Daire Başkanı Halis Koyuncu'nun bulunduğu ilk önergeyi okudu ve oya sundu. Bazı Genel Kurul üyeleri bu aşamada Çelik'e, üyelere dağıtılan beyaz ve kırmızı oy pusulalarıyla oy kullanmaları gerektiği yönünde itiraz etti. Çelik, 2. önerge olan karşı listeyi kurul üyelerine açıklayarak oylamaya sundu. İlk önerge 45 oy aldı. Ancak Milli Eğitim Vakfı eski Başkanı Cemil Çetin, oturduğu yerden Çelik'ten söz hakkı istedi. Çetin, oy kullanmanın beyaz ve kırmızı kartlarla yapılması gerektiğini söyledi.
Bunun üzerine Çelik, Milli Eğitim Vakfı seçimlerinin eğitimcilere yakışır bir vaziyette geçmesi gerektiğini iletti. Çelik, daha Divan Başkanlığı seçiminde ince hesapların yapıldığını, sonuçta, divana seçilen kişilerin ile kurul üyelerinin birbirini tanıdığını ve arkadaşları olduğuna işaret etti. Bu açıklamaların ardından Çelik, 2. önergeyi okuyup oylamaya geçti. 2. önerge için üyeler 43 oy kullandı. Çelik, üyelere yönelik olarak üyelerin bizzat kendisinin kurula gelmeyip imzalarıyla burada olmayanların oylarının dikkate alınmayacağını belirtmesi üzerine kurul atmosferi, bir anda ısındı. Eski Vakıf Başkan Çetin'in itirazlarının sürmesi üzerine Çelik, "Etmeyin Cemil bey, yeni şeyler icat etmeyin" karşılığını verdi.

OYLARIN YANLIŞ SAYILDIĞI İDDİASI
Çelik, Divan Başkanlığı için 45 oy önerge sahiplerini çağırması üzerine karşı tarafta bulunan kurul üyeleri, imza sahibi tüm üyelerin salonda olduğuna ilişkin iddialarda bulunmaları ortamı daha da gerdi. Bir kurul üyesinin kendilerinde 49 üye imzası bulunduğunu iddia ederken, Çelik ise tekrar kendisi olmayan kurul üyelerinin imzalarının kabul edilemeyeceğini, üyenin kendisinin salonda olması gerektiğini yineledi. Bir genel kurul üyesinin Bakan Çelik'i hedef alan "ahlak dışı" şeklindeki sözleri üzerine MEB Müsteşarı Necat Birinci tepki gösterdi ve "Devletin Bakanı'na bu sözleri sarf edemezsiniz, hemen özür dilemelisiniz" karşılığını verdi ve üyenin özür dilemesinde ısrarcı oldu.
Olayların yaşandığı ve yeni seçilen Divan Başkanlığı'nca Genel Kurula 5 dakika ara verildi. Arada konuşan Genel Kurul üyesi Mustafa Gül, şu açıklamalarda bulundu:
"Ben yıllardır vakıfta denetleme kurul görevini yapıyorum. Burada şimdi Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanı kalkıp da böyle bir hata ve yanlış yapacağına ihtimal vermiyorum. Bu olaylar ve tepkiler, karşı liste oluşturulmasına karşı bir tavırdır. Bu tavırlar bunu addetmek için yapılan şeylerdir. Bir önerge verilir oymaya sunulur, el kaldırılır sayılır. Burada yapılan karşı tarafın itirazı bakanın oyları yanlış saymasına. Yanlış sayılabilir mi efendim zaten sayılar belli. Bu gerginlik yarıştan kaynaklanan bir durum. Ben 15 yıldan beri bu kurullara katılıyorum tüm seçimler böyle yapılır. Ben şahsen karşı tarafı kınıyorum bu vakfa yazık oluyor".
Vakıf üyelerinden MEB eski Müsteşar Yardımcıları'ndan İhsan Öçukurlu ise yaptıkları itirazlarla ilgili olarak, "İtirazım Başkanlık Divanı'nın oluşturulması. Başkanlık Divanı seçiminde üye olmayanlar el kaldırdı. Üye olanlar da 49 imzayla önerge verdi. Arkada taraflardan üye olmayanlar el kaldırdı bende gördüm. Bakan da onları saydı. Genel Müdürlük organizasyon yapıp herkese Noter onaylı 2 kart verdi. Bunlarla oy kullanılacak diye. Bunlar hiç dikkate alınmadı" açıklamasında bulundu.
Bakan Çelik, Genel Kurul'da yaptığı konuşmada vakfın çalışmalarından bahsedip vakfın önemine dikkat çekti. Çelik, vakıf çalışmalarıyla ilgili olarak, "Özellikle geliri kendisine artan ve artıran insanlara eğer siz yaptıklarınıza inandırırsanız, biz kaynak bulma sıkıntısı çekmeyiz arkadaşlar" diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı'nda çalışmış emekli olmuş üst düzey bürokratlardan oluşan Milli Eğitim Vakfı'ndaki işleyişlerdeki yavaşlığa dikkat çeken Çelik, Türk Eğitim Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi dernek ve vakıfların ulaştıkları başarıyı örnek gösterdi. Çelik, devlet tekelinde kalmış ve bürokrasi baskısı altında kalmış dernek ve vakıfların ise kaynaklarının giderek azaldığını ve hatta Milli Eğitim Vakfı'na ait özel okulların zarar etmeye başladığını söyledi.

TÜRKİYE'DE KURULAN VAKIFLAR
Çelik Milli Eğitim Vakfı'nın yönetim kadrosunun oluşumundaki yanlışlıklar ve vakfın elde ettiği ve gelir olarak gördüğü gelirlerin yanlışlıklarıyla ilgili olarak şöyle konuştu:
"Bizim inancımıza göre mal mülk gelip geçicidir. Eğer siz onu vakfa insanlığın faydasına, iyiliğini, füzeliğine vakfedersiniz Siz onu ebedileştirmiş olursunuz.Bir rüzgarla uçup gidecek olan şeyi bakileştirmiş olursunuz. İşte vakıf budur. Vakıflar bu espriyle bu anlayışla kurulur. Şimdi Osmanlı'da vakıflar, zenginden alırdı fakire verirdi. Vakfın esprisi budur. Bizim kamu vakıfları derken neyi kastediyorum, 'Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı, Polis Gücünü Güçlendirme Vakfı, Tapu Kadastro Teşkilatı'nı Uçurma Vakfı, Milli Eğitim Vakfı. Türkiye'de bu isimler altında vakıflar kurulmuş. Bu vakıflar ne yapıyor, siz tapunuzu almaya gidiyorsunuz, diyelim ki zar zor bir ev aldığınız hemen 'Siz şu vakfa bir bağışta bulunun' diyorlar. İşte bunun adı bağış ama kendisini bağış değil. Zoraki, vermesiniz işleminiz sürmüyor. Bir para vermeyince işleminiz yürümüyorsa onun adı bağış mı? Biz bu duruma neşter attık, kamu vakıfları böyle çalışmasın diye. Milli Eğitim Vakfı'na gelince. Bu vakıf iyi niyetlerle kurulmuş bir vakıf. Ancak vakfın gelirleri ve akarları neresidir bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Şimdi siz her il ve ilçe müdürünü vakfın tabii temsilcisi yaparsanız, her dönemin başında okullara makbuz göndereceksiniz. Eğitime katkı adı altında salma yapacaksınız her kes şu kadar para verecek diye. Bunu çocuklardan toplayıp getirip vakfa koyacaksınız, niye kardeşim? Eğer okullardan böyle bir para toplanacaksa o kullar kendi toplar ihtiyaçlarını karşılar. Bu gelirler ne oldu sizce? Bu yaklaşım doğru bir yaklaşım değil".
Öte yandan, geçen yıl Bakanlık kontenjanından Milli Eğitim Vakfı Başkanı olan Mustafa Turhan'ın, Divan Başkanlığı oylamasında bakanlık listesinin karşısında oy kullandığı gözlendi.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 05:09

İLGİLİ HABERLER