Gündem
  • 23.5.2004 14:31

BAKAN MUMCU: TEZİÇ, BAĞLAM SAPTIRIYOR

Teziç, eğitim temel sorunun ilk ve ortaöğretim olduğunu belirtirken, ''Bir nesiller harcayan, insan harcayan öğütücü mekanizmaya dönüşmüştür Türk milli eğitim sistemi. Türk milli eğitim sisteminin reforme edilmesi Türkiye'nin bir numaralı önceliğidir'' dedi. Mumcu, ATV'de yayınlanan ''Ankara'da Sabah'' programda bakanlığının çalışmaları ve YÖK tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Mumcu, sinemalarda vizyonda olan Turuva filmi gibi filmlerin Türkiye'nin tanıtımını ön plana çıkarma konusunda önemli etkileri olduğunu kaydetti. Film sektörünü en fazla kullanan ülkenin ABD olduğunu bildiren Mumcu, özel girişmcilerin film sektörüne ilgi göstermesi gerektiğini ifade etti. Bakanlık olarak insanların kültürel etkinlikleri için ayrı bir zaman dilimi ayırmalarının önüne geçmek için harekete geçtiklerini belirten Mumuc, bu amaçla ''Kültürel Mirası Koruma Kültür Yatırımlarını ve Girişmilerini Destekle Hakkında Kanunu'' çıkaracaklarını kaydetti. Kanunda kültür merkezlerinin eksen alındığını ifade eden Mumcu, buralarda insanların tüm etkinlikleri gerçekleştirmelerini hedeflediklerini söyledi. Mumcu, ''Bir kültür merkezinin içinde neler olmalı; tiyarto, sinema salonu, kitapçı dükkanı, kafesi, lokantası, çok amaçlı salonu olmalı. Gerektiğinde Kültür Bakanlığının kadrosu gelip konser vermeli, aynı yerde düğün de yapılabilecek. Aynı yerde yabancı dil kursu olabilir. Günün 24 saati yaşasın. Kütüphanesi de orada olsun'' dedi. Mumu, bu tür kültür merkezleri için özel sektöre hem arazi tahsisi hem de bina tahsisi yapacaklarını söyledi. 17 İL MERKEZİNDE SİNEMA YOK Mumcu, Türk sinemasının gelişmemesinin temel nedenlerinden birinin de sinema salonlarının yetersizliği olduğunu belirterken, yasayla amaçlarının sinema salonlarının sayısını da çoğaltmak olduğunu söyledi. Mumcu, Türkiye'nin sinema salonu yoksunluğuna ''17 il merkezimizde sinama salonu yok'' diyerek örnek verdi. Mumcu, yasanının bu yasama yılı sonuna kadar çıkarılacağını ifade etti. BENİM YÖK TASARIM FARKLIYDI Mumcu, 58'nci hükümette Milli Eğitim Bakanı olması ve AKP'nin ilk YÖK tasarısını hazırlaması nedeniyle son günlerdeki tartışmalara ilişkin açıklamalarda da bulundu. Mumcu, YÖK Yasası ile kendisinin hazırladığı tasarı arasında ''çok ciddi farklılıklar'' bulunduğunu belirtirken, bunun kendisinin Anayasa değişikliğinin de öngörmesinden kaynaklandığını kaydetti. Mumcu şöyle dedi: ''Aradan geçen süre üzerine CHP'nin mutabakat bildirmedi, hükemet Anayasa'da değişiklik yapmayarak YÖK kanununda değişiklik yaparak süreci yöneltmeyi benimsedi. Orda bir strateji değişikliği olduğu için başka bir yaklaşım yasalaşmış oldu. Bunu da hükümetin tavır değişikliği olarak görmemek lazım. Anayasa değişikliği imkanı ortadan kaldığı için bu yönteme başvuruldu.'' UZLAŞIYI HER ZAMAN ARADIK Mumcu, hükümet olarak uzlaşıya önem verdiklerini belirtirken, YÖK Yasası'nda bir uzlaşı aradıklarını ancak tarafların karşılık vermediğini söyledi. Mumcu, ''Herkes elini vicdanını koysun daha benim bakanlığımdan başlayarak bu konuda en geniş mutabakat arayışı ısrarla sürdürülmüştür ve sistemli ve kategorik olarak mutabakat, bırakın mutabakatı diyalog reddedilmiştir'' dedi. TEZİÇ BAĞLAMI SAPTIRDI Mumcu, yasa üzerindeki tartışmalar sırasında YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in, Başbakan Erdoğan'a yönelik ''çoğunlukçu, çoğulcu olma'' yönündeki ifadelerine de tepki gösterirken, Teziç'in bağlamı saptırdığını iddia etti. Mumcu, şu görüşlere yer verdi: ''Sayın Başkan benim de hocamdır ama orada yaptığı şey bağlam saptırmaktır. Bağlamı başka bir alana alıp başka bir tartışma konusu etmektir. Başbakanın sözlerinde çoğunluk- çoğulculuk tartışmasına neden olacak hiçbir şey yoktur. Çoğunculuk tartışmasını sadece bağlamı kaydırmak için açmıştır. Türkiye'de yasaların nasıl yapalacağına ilişkin dair mekanizma hukukumuzda gösterilmiştir, demokratik sistemem bunun esaslarını kurmuştur dahası bu sistemin öngördüğü biçimde gelişmektedir. Hükümet doğru yapmış olabilir yanlış yapmış olabilir, bunu sistemin öngördüğü mekanizma içinde kimin eleştireceği kimin eleştirmeyeceği açıktır. Siz diyalogtan kaçacaksınız, iletişimden kaçacaksınız. Ondan sonra da bir çoğulculuk tartışması açacaksınız. Bu dürüst bir tutum değil.'' İDEOLOJİLERİN DELİ GÖMLEĞİ Mumcu, Türkiye'nin en önemli sorunun eğitim olduğunu, sistemin verimsizliği, akıl dışılığı nedeniyle dünya ile rekabetten Türkiye'yi alıkoyan bir ayak bağı haline dönüştüğünü kaydetti. Mumcu, ''Bir nesiller harcayan, insan harcayan bir öğütücü mekanizmaya dönüşmüştür Türk milli eğitim sistemi. Türk milli eğitim sisteminin reforme edilmesi Türkiye'nin bir numaralı önceliğidir'' dedi. Mumcu, esas sorunun ilköğretim ve ortaöğretimden kaynaklandığını belirtirken, ''Bu tartışmaları ideolojilerin deli gömlediğinden kurtarıp dünya ne yapıyor ona bakmamız lazım'' diye konuştu. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:15

İLGİLİ HABERLER