Gündem
  • 27.2.2020 12:14

Bakan Soylu : PKK erkek değil ki, PKK kadın örgütüdür

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor. İçişleri Bakanı Soylu, "Olası büyük İstanbul depremi için büyük İstanbul planı hazırlıyoruz." açıklamasında bulundu. Soylu konuşmasının devamında, ''Birçok şehit cenazesiyle karşı karşıya kalıyoruz, hepimiz saf tutuyoruz. Depremlerde afetlerde tabutlar önümüzde. Ben geçen gün 9 tane tabutun önünde namaz kıldım. Ölüm hak buna inanıyoruz ama çocukların tabutuna tahammül edemiyorum.'' ifadelerinde bulunurken duygusal anlar yaşadı. Soylu, Abdullah Gül ile ilgili soru üzerine, ''Sayın Cumhurbaşkanımıza hiçbirisi kuvvet vermedi. Tek başına havalimanına indirmeye çalıştılar, ağzımı açtırmasınlar.'' dedi.

Depremin ardından Elazığ ve Malatya'da yaklaşık 150 bin kişiye sosyal rehabilitasyon uygulandığını belirten Soylu, "Hem Malatya hem Elazığ olsun, bu kadar hızlı hasar tespitinin yapıldığı başka bir ülke olmamıştır." diye konuştu.

Bakan Soylu’nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Dünyada bu kadar hızlı hasar tespitinin yapıldığı bir ülke yok. Buradaki problem şu; elinde bir çekiç geliyor bir inşaat mühendisi oradaki kolonların sağlam olup olmadığına bakıyor. Vatandaşımız da diyor ki "bunu nasıl anladı" Bizim tespit ettiğimiz şudur: Biz riskli bina değil, depremden etkilenen binayı tespit etmeye çalışıyoruz. Arnavutluk'ta deprem oldu. Bizimkiler de gittiler, Amerikalılar da geldiler; yöntem aynı yöntem.

Vatandaşlarımızın yıkılan binalarının parasını tıkır tıkır ödemeye başladık. 1 - 1,5 ayı beklememiz lazım normalde. Bir giyim market kuruldu; ben hayatımda böyle bir şey görmedim. Vatandaşlarımızın gönderdiği bütün elbiseler pırıl pırıl hale getirildi. Vatandaşlarımıza tekrar söylüyorum. Ne olursunuz eski elbise göndermeyin. Eskilere ait bir çalışma da yapıyoruz. Onları temizleyeceğiz, paketleyeceğiz. Yurt dışına göndereceğiz. Elimizde yeteri derecede yenimiz var ve vatandaşımız eski istemiyor. Gönderenlere de teşekkür ediyoruz.

Şu ana kadar bir yardım kampanyası düzenlendi. O da AFAD'ın koordinasyonunda düzenlendi TV8'de. Toplam oradan o akşam itibariyle oradan gelen nakit 60 milyonu geçti. Bu da çok büyük önemli bir kampanyaydı.

Toplam 105 milyonm AFAD'a yardım yaptı, 48 milyon civarında da Kızılay topladı. Şu ana kadar çadırlarımız, konteynerlarımız, yataklarımız, sobalarımızla her şeyimizle beraber bizim harcadığımız 460 milyon lira. 60 milyonu acil kira - taşınma yardımında bulunuldu.

 "OLASI DEPREM İÇİN BÜYÜK İSTANBUL PLANI HAZIRLIYORUZ"

Olası büyük İstanbul depremi için büyük İstanbul planı hazırlıyoruz.

Burada çok tecrübeler elde ettik. Bu depremin her saniyesinde Elazığ'da yaşarken ben ve arkadaşlarım, bakanlarımız, bakan yardımcılarımızın zihninde hep büyük İstanbul depremi vardı. O toplantıların tamamında trafikte İstanbul'da ne yapmalıyız, herkesin kendine ait yoğu bir tecrübesi oldu.

Oraya 10 kaymakam çektik, her birini ayrı alanlara verdik. Her birisi öyle bir iştahla çalıştı ki; kömür getiren, dağıtan... Bazen bütün ilçelere jandarmaya iki defa tur attırdık. Orada toplumun tüm kesimleriyle bir araya geldik. Beğenen var, beğenmeyen var. Muhtarlarla WhatsApp grubu kurduk. Hala bu grubumuz devam ediyor muhtarlarla. Muhtarlar, STK'lar, gönüllüler yardımı götürdü.

Talepler hızla akıyor. Bir muhtarımız var; talepleri yağdırıyor. "Ben mağdurum, şu kadar istiyor" Ben de bir cümle yazdım "Bizim muhtar bakan oldu, ben de aza oldum"

Elazığ Belediye Başkanımızın büyük emekleri var. Bir de şöyle bir şey daha söyleyeyim. Bu tür ortamlarda, biz girip çıkıyoruz da vatandaşımız burnundan soluyor. Bir sıkıntıyla karşı karşıya kalmış. Karşısına ilk gelen yetkiliye her türlü davranabilir. Arkadaşlarıma da söyledim. Sabırlı olacaksınız, alttan alacaksınız ve dediğini yapmaya çalışacaksınız.

60 binin üzerinde küçük ve büyükbaş var. Ve orada hayvancılık önemli, iyi de yapıyor. Dedi ki "Ahırda hayvanlarım kaldı" Gel bir girip bakalım dedim, kapıyı açtık hayvanlardan birini çektim çıkardım. Yani vatandaşla birlikte olmamız lazım.

Cumhurbaşkanımızın meseleye müdahale etmesi ve tecrübesiyle de sabah, akşam, öğlen ya arıyor, ya biz arayıp bilgi arz ediyor. Kendisinin tecrübesi bizden çok. Hem İstanbul depremini yaşadı, hem Van, Bingöl, Simav depremi. Bütün bunlarla ilgili ortaya koyduğu bir tecrübe var.

Şöyle bir sistem kurduk. Bir yılda biz Elazığ ve Malatya'yı normalleştireceğiz. Ona yönelik işte hem sayın Berat Albayrak, hem Ticaret Bakanımız, hem Sayın Varank, hem Enerji ve Milli Eğitim Bakanlarımız bir yıllık periyot çizdiler.

Yıkılan köylerde çelik konstrüksiyonlu modele geçeceğiz. Bundan sonra daha rahat, güvenilir, konforlu şekilde hayatı devam ettirmek zorundayız. Bu hazırlığı iyi bir şekilde yapacağız.

Bir şeyi daha gösterdik; hasarlı binayı yıkarız ve vatandaşımızı burada oturtmayız. Bütün sistemi bunun üzerine kurduk. Eksiğimiz yok mu? Mutlaka vardır. Ama gayret var, samimiyet var.

Gücümüz yettiğince vatandaşlarımızın taleplerini karşılama konusunda irademiz var. Elbette savurgan olmayacağız, planlı programlı ama hedefe de varabileceğimiz bir deprem yönetimi anlayışı ortaya koyduk.

"Türkiye depremdeki paraları topladı ne yaptı?" Bir şey söyleyeyim; Türkiye'de binlerce okul yenilendi, hastaneler yenilendi. Elazığ'da 6,8 deprem oldu; Şehir hastanesine yansıması 3,1'di. Şehir hastanesinde hiçbir telaş yok ama üniversite hastanesinde herkes kaçışıyor. Onun dışında yıkılmayan, etkilenmeyen binalar var. Bu geçen yıl çıkardığımız yönetmelikle alınan kararlar çerçevesinde ortaya konuldu.

60 binin üzerinde küçük ve büyükbaş var. Ve orada hayvancılık önemli, iyi de yapıyor. Dedi ki "Ahırda hayvanlarım kaldı" Gel bir girip bakalım dedim, kapıyı açtık hayvanlardan birini çektim çıkardım. Yani vatandaşla birlikte olmamız lazım.

Cumhurbaşkanımızın meseleye müdahale etmesi ve tecrübesiyle de sabah, akşam, öğlen ya arıyor, ya biz arayıp bilgi arz ediyor. Kendisinin tecrübesi bizden çok. Hem İstanbul depremini yaşadı, hem Van, Bingöl, Simav depremi. Bütün bunlarla ilgili ortaya koyduğu bir tecrübe var.

Şöyle bir sistem kurduk. Bir yılda biz Elazığ ve Malatya'yı normalleştireceğiz. Ona yönelik işte hem sayın Berat Albayrak, hem Ticaret Bakanımız, hem Sayın Varank, hem Enerji ve Milli Eğitim Bakanlarımız bir yıllık periyot çizdiler.

Yıkılan köylerde çelik konstrüksiyonlu modele geçeceğiz. Bundan sonra daha rahat, güvenilir, konforlu şekilde hayatı devam ettirmek zorundayız.

Bu hazırlığı iyi bir şekilde yapacağız.

Bir şeyi daha gösterdik; hasarlı binayı yıkarız ve vatandaşımızı burada oturtmayız. Bütün sistemi bunun üzerine kurduk. Eksiğimiz yok mu? Mutlaka vardır. Ama gayret var, samimiyet var. Gücümüz yettiğince vatandaşlarımızın taleplerini karşılama konusunda irademiz var. Elbette savurgan olmayacağız, planlı programlı ama hedefe de varabileceğimiz bir deprem yönetimi anlayışı ortaya koyduk.

"Türkiye depremdeki paraları topladı ne yaptı?" Bir şey söyleyeyim; Türkiye'de binlerce okul yenilendi, hastaneler yenilendi. Elazığ'da 6,8 deprem oldu; Şehir hastanesine yansıması 3,1'di. Şehir hastanesinde hiçbir telaş yok ama üniversite hastanesinde herkes kaçışıyor.

Onun dışında yıkılmayan, etkilenmeyen binalar var. Bu geçen yıl çıkardığımız yönetmelikle alınan kararlar çerçevesinde ortaya konuldu.

BAKAN SOYLU: ÇOCUKLARIN TABUTUNA TAHAMMÜL EDEMİYORUM

Biliyorsunuz kentsel dönüşüm konusunda siyasallaştırdılar bunu. Ne olursunuz siyaset karıştırmayalım. Şu söylenebilir "Şurada şu eksiğiniz var" Ama bunun üzerinden kentsel dönüşümü rantsal dönüşüme dönüştürüyorsunuz dediğiniz andan itibaren siyaset de bakar acaba ben napıyorum diye.

Bu sefer çekingen adımlar atmaya başlar. Bunun maliyetini millet öder, bunun maliyetini çocuklar öder.

Birçok şehit cenazesiyle karşı karşıya kalıyoruz, hepimiz saf tutuyoruz. Depremlerde afetlerde tabutlar önümüzde. Ben geçen gün 9 tane tabutun önünde namaz kıldım.

Ölüm hak buna inanıyoruz ama çocukların tabutuna tahammül edemiyorum. Hakikaten tahammül edemiyorum. Onun için çocuklarımızın geleceği için bunu bir meseleyle siyasallaştırmamız lazım. Ufacık bir tabut ya ve çocuk bu yani.

Yapılması gereken şu; bunu siyasallaştırmamız lazım. Elimizdeki güç neyse, parasal güç neyse imkanlarımız neyse bunu hep beraber yapmaya çalışıyoruz. Ne ben ne bakanlarımız, vallahi billahi bir tek siyasi kelam ortaya koymadık.

 İMRALI'DA YANGIN ÇIKTI İDDİASI

Sabah 08,40 civarındaydı Bursa Valimizle görüştüğümüzde. İmralı'daki cezaevinin çok uzağında, köşedeki bir yer. Hemen Bekir Pakdemirli ile temasa geçtik, helikopter hareketlendi. Arazözler, denizden yangın söndürmeyle ilgili gerekli çalışmalar yapılıyor. Bir lodos var ama zannediyorum yakın zamanda müdahale edilip söndürülür. Şu var, Karadeniz'de de yangınlar oldu. Mevsimlerde beklenmeyen sıcaklık koşulları olduğu sürece olabilir.
 "PKK BİR KADIN ÖRGÜTÜDÜR, BUNUN ÜZERİNE KONUŞLANMIŞTIR"

Türkiye özellikle çukur olaylarından sonra terörü kaynağında kurutmaya geçti. Sadece teröristle değil kültürel terörizmle mücadele ediyoruz. PKK bir kadın örgütüdür, bunun üzerine konuşlanmıştır. PKK'nın tüm eylemlerinde kadınların bulunma oranı yüzde 56.

 "TERÖRİZMLE MÜCADELEYİ ANALARIN CESARETİ BİTİRECEKTİR"

PKK teröristiyle mücadeleyi tüm kurumlarımız büyük kararlılıkla sürdürüyor ama terörizmle mücadeleyi anaların cesareti bitirecektir.

Başlatılan ikna çalışmalarıyla bu yıl 48 teröristin örgütten ayrıldı.

"BU BİZİM DOĞRU BİR İSTİKAMETTE GİTTİĞİMİZİN BELKİ DE EN ÖNEMLİ DELİLİ"

Terör örgütünden ayrılması için ikna ettiğimiz 273 kişi, terör örgütünün bu iklimden ikna edip götürebildiği 130 kişi... Bu, bizim terör örgütünün içerisine duhul etme kabiliyetimizin, terör örgütlerinin ikna kabiliyetinden çok daha üstün, yüksek olduğunu ve doğru bir istikamette gittiğimizin belki de en önemli delilidir.


 

Güncellenme Tarihi : 27.2.2020 12:51

İLGİLİ HABERLER