Yaşam
  • 25.10.2005 10:03

BEKARET YENİDEN MODA!

       
Yazı: Yasemin Yurtman / TEMPO
Fotoğraf: Serkan Şentürk


Hep böyle değil midir? Kız evlenene ya da ilişki ciddi bir boyut kazanana kadar cinsellik istemezse, erkek bastırır, hatta evlenmeyi hızlandırır. Bu çok bilindik genç kız kuralı, bekâretin tartışılır olması, erkeklerin rahat cinsel hayatı olan kızları tercih etmesiyle sadece Türkiye’de değil, dünyada da bir hayli bozuldu bozulmasına ama şimdi yeniden tartışılıyor. Türkiye’de tartışılma nedeniyse, ünlü manken Şebnem Scheffer ile Şenol İpek arasında süregelen ayrılık halinin dönüp dolanıp cinselliğin yaşanmamasına bağlanması.
      Dünyaya baktığımızda, ABD’de bekâretin bozulma yaşının 15’e indiği, hamilelik oranının da en çok 15-20 yaş arası kızlarda görüldüğü, evlilik oranının bir hayli düştüğü gibi bir sonuçla karşılaşıyoruz.
      Öyle ki, Batı’da ‘bekâret’i hararetle savunanlar da çıktı. ‘Virgin Problem Having Sex’ sitesinde açılan forumlar, günlük gazetelerin kadın yazarları, psikoloji siteleri şimdilerde bekâretin korunmasını öneriyorlar. Ama bu önerinin Türkiye’deki ahlakçı yaklaşımla ilgisi yok. Batı’da bekâret uzun süreli ilişkinin anahtarı kabul ediliyor. Uzmanlar, ilişkilerin uzun soluklu olmaması, kadınların tek gecelik ilişkilerden yorulmaları, erkeklerin sık partner değiştirmesi ve evlenmek istememeleri gibi nedenlerle bekâretin korunmasını savunuyor ve hatta genç kızları yönlendiriyorlar. Çalışmalar meyvelerini de veriyor. Bu öneriler toplumda karşılığını buluyor. ABD’de 2004 yılından bu yana genç hamilelik ve kürtaj vakalarının azaldığı gözleniyor.
      Günümüzün modern Türk kızı da cinsellik başladığı anda, çoğu zaman ilişkinin evliliğe doğru gitmeyen bir seyir izlediğinin farkında. Bu noktada Seksolog Akif Poroy, “Dar bir katman, evlilik öncesi birleşmeyi doğal kabul ediyor. Büyük bir kesimse bakireliğin önemli olduğuna inanıyor. Toplumda bir ikiyüzlülük var. Mesela üniversitede bir konferansta gençlere sormuştum, ‘Bakirelik sizin için önemli mi?’ diye, ‘Olur mu, kendi bileceği şey’ demişti erkekler. ‘Peki bakire olmayan biriyle evlenir misiniz?’ dediğimdeyse yüzde beş gibi bir rakam olumlu cevap vermişti'' diyor.
      Bu arada Türkiye ve gelişmekte olan ülkelerde bekâret sebebiyle işlenen cinayetlerin sayısının hiç de azımsanmayacak ölçüde olduğunu atlamamak gerek. Özellikle Doğu’da bakire olmadığı için kızını, kardeşini ya da akrabasını öldüren, öldürmeye teşebbüs eden birçok kişi var. Üstelik bu cinayetler, töreler tarafından da onaylanmakta ve toplum tarafından meşru görülmekte.
      Bakirelik hakkındaki bu görüşler kadının ister istemez bekârete karşı çekimser bir tavır sergilemesini beraberinde getiriyor. Sevgilisiyle cinsel yönden her türlü şeyi yaşamasına karşın, sadece bu şartlanmadan dolayı kızlığını koruyan kadınların sayısı hiç de az değil. Kızlığını kaybetmek istemeyen kadınların korkulu rüyalarından biri de, bir sonraki ilişkilerinde beraber oldukları erkeğin bakire olmadıkları için kendilerinden ayrılabilecekleri ya da birlikte olmak istemeyeceklerini düşünmeleri. Aslında bu düşünce pek de yanlış sayılmaz. Çünkü birçok erkek birlikte olduğu kadının bakire olup olmadığını çok fazla önemsiyor.
     
     Dünyanın ‘bekâreti’

      * Fransa’da okulların ‘Cinsellik ve Eğitim Üzerinde Araştırma ve İnceleme Grubu’ adı altında kurduğu hizmet birimi, bütün dönemler boyunca istek doğrultusunda toplanıyor. Her kesime açık tutulan ve iki yıl süren ‘Cinsellik ve Eğitim Semineri’ düzenleniyor.
      * Son olarak Birleşmiş Milletler, 2000 yılında 6 milyar olacak dünya nüfusunu denetim altına almak için cinsel eğitim, cinsel sağlık ve sağlıklı kürtajın desteklenmesi kararı aldı. Bu karar, nüfus patlamasına karşı atılan en önemli adım olarak yorumlandı.
      * Vatikan’ın “Cinsel eğitim aile içinde kalmalıdır'' şeklindeki görüş ve itirazlarına rağmen, BM delegeleri, “Ailede ve aile dışında cinsel eğitim almak, bulaşıcı hastalıklardan ve istem dışı hamilelikten korunarak sağlıklı bir cinsel hayata sahip olmak gençlerin en tabii hakkıdır'' şeklinde bir karar aldılar.
      * BM, üyesi ülkelerin nüfus politikaları için 2000’de 17 milyar dolar, 2015'e kadar da 21.7 milyar dolar ayırdı.
      * Gelişmiş ülkeler cinsel eğitim programlarına çok önceden başlamış ve toplum olarak da bu konuda çok mesafe kat etmiş oldukları için, bugün tartışılan konular bizimkilerden çok farklı.
      * Amerikan okullarında halen 10. sınıf düzeyindeki (15-16 yaş) öğrencilerin % 20'si ilk cinsel ilişkisini bir şekilde yaşamış durumda. Fransa'da ise 17 yaşına kadar öğrencilerin % 72'si cinsellikle tanışmış oluyor. Hatta kızların % 31'i 24 yaşından önce en az bir kez hamile kalıyor.
      * İngiltere bugünlerde cinsel eğitim derslerinin yetersizliğini tartışıyor. Önde gelen eleştirilerse eğitime çok geç başlandığı (11 yaş), gereğinden fazla didaktik olduğu ve sadece biyolojik bilgi vermeyi amaçladığı yönünde.
      * Avustralya'da ise 1992'den beri orta dereceli okullarda 'cinsel yaşamda güvenlik' dersi veriliyor. Hastalıklar ve gebelikten nasıl korunabileceği öğretiliyor. Hatta Çin bile bu programı çok beğenerek uygulamaya başlamış.
      * Çin’de, Türkiye’de yapılana benzer, evliliğin ilk gecesinin ertesi aileler tarafından çarşaf kontrolü uygulaması başladı. Ülkenin gelenekleri arasında yer alan fakat zamanla unutulan uygulama, AIDS türevi hastalıklar korkusu yüzünden aileler tarafından tekrar hortlatıldı. Fakat bu durumun Çin’de “Kızlık zarı diktirme'' ekonomisini harekete geçirdiği konuşuluyor.
      * Güney Afrika’da yaklaşık bir yıldır periyodik olarak ‘bekâret kontrolü’ yapılıyor. Nedeni ise ne ahlaki, ne de geleneksel. Sadece AIDS.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:49

İLGİLİ HABERLER