Medya
  • 30.3.2002 21:40

CEVHER KANTARCI, 'YAKUP CEMİL'LİĞİ SEVDİ, BOMBALAMAYA DEVAM ETTİ !

KAYNAK : Haber Vitrini 9. Cumhurbaşkanı Demirel'in Ertuğrul Özkök'e yazdığı mektupla gündeme oturan "Türk medyasındaki Yakup Cemil" tartışması giderek alevleniyor.Kendisini "Halkın Yakup Cemil"i olarak ilan eden Star yazarı Cevher Kantarcı, bugün de bazı meslekdaşlarını bombalamaya devam etti. İşte Kantarcı'nın zehir zemberek yazısı: Rezalet, Utanç, Damga! Sık sık bu köşeden dile getiriyoruz.. Bundan sonra da, elimiz kalem tuttuğu ve durumda bir düzelme olmadığı müddetçe, yazmaya devam edeceğiz.. Türk Medyası, uzun zamandan beri yoldan çıktı.. Halktan koptu.. Vatandaş, Halk Ekmek kuyruklarında sürünüyor, semt pazarlarında çöpe atılan sebzelerle tencere kaynatmaya çalışıyor, bizim bir kısım medyada ‘Tık’ yok! Tam tersine, nerede vatandaşın kapısından bile geçemeyeceği, asgari ücretin bir garson bahşişi olduğu, 15 günlük mutfak masrafının otopark kahyalarına ödendiği ünlü restoranlar var, oralar ‘Bu hafta bitmeden uğrayın’ diye ‘Bu sürünen halka’ tavsiye ediliyor.. Pahalı şarap, puro, marka giysi tavsiyeleri, sürüyle.. Sürünen halka adeta küfür ediliyor.. Halkın sorunları mı? Bizim bir kısım medyada satır yok! Ama kredileri kapmak, ülkeyi yöneten bazılarına yalakalık yapmak için, gerçek enflasyonu saklayıp ‘Ekonomi iyi yolda’ diye başlık atıp, akıllarınca vatandaşı kandıranlar, gırla! Üstelik bunu yapan köşe yazarları da var! Ulan, cebine para koyuyorlarsa gir istediğin yerde istediğini ye iç! İstediğin yerde eğlen, kimsenin gözü yok! Allah versin, daha da iyi yaşa.. Ama biraz da, üç metre ötende neler oluyor, insanlar ne yiyip ne içiyor, ulusal onurun IMF ve Batı karşısında nasıl harcanıyor, Türkiye hangi fırsatları kaçırıyor, ona bak! Ama ne gezer? Bir de üstüne üstlük, bu konulara eğilip, bazı pislikleri yazanlar, en sonunda Yakup Cemil oldular! Yakup Cemil; bu ülkenin yetiştirdiği, beş kuruş avanta gözetmeden kendini ateşe atan ve sonunda da doğru bildiğinden şaşmadığı için idama mahkum edilip, 11 Eylül 1916 günü güle oynaya ölüme giden bir vatan evladıydı! Ülkesinin ve doğruluğun tetikçisiydi! Allah onu nur içinde yatırsın.. İçlerinde bizim de olduğumuz basındaki bazı azınlıkta kalanlara ‘Yakup Cemil’ yakıştırması yapanlar, herhalde farkında değiller ki, bize büyük onur bahşettiler! Üzerimize düzenli orduyla gelinmesi gerekiyormuş.. Hodri meydan bre! Şu anda şu köşeyi yazdığım star Gazetesi, Türkiye’de yüksek satışlı gazeteler içinde; halkın sıkıntılarını ele alan, ‘Enflasyon düşüyor’ palavralarının tam tersini ortaya koyan, Türkiye’nin onuru ile oynayanları teşhir eden tek gazete! Bu gazete de, diğerleri gibi büyük bir sermaye grubuna ait.. Ama bir gün bile, bu köşeden kimin hakkında yazarsam yazayım, en ufak bir ‘Yapma, etme’ iması dahi almadım.. Bu benim en büyük ve tek avantam.. Aslında itiraf edeyim ki, bu köşeyi yazarken utanıyorum.. Çünkü buradan tenkit ettiğim her şey, bu ülke için de, bu ülke insanı için de olmaması gereken utanç verici şeyler.. Gün geliyor, hangi rezilliği yazacağımı şaşırıyorum.. Bu ülke de, bu ülkenin insanı da, bu utancın her gün suratlara vurulmasını hak etmiyor.. Ama ne çare ki, utanç verici hadiseler var ve biz bu utanca kalemle tetik çekmek zorunda olan ‘Yakup Cemil’ ler olmak mecburiyetindeyiz.. Türkiye’nin sorunları o kadar dolup taştı ki, iki haftadır bir de ‘Damga’ isimli bebeğimiz var.. Aslında adı Damga değil, ‘Utanç’ veya ‘Rezalet’ olmalıydı! Çünkü bizim grupta tarafından çıkarılan Damga Gazetesi’nin birinci sayfasındaki ‘Rezalet’lere bak ve gel de ‘Utanç’ duyma! IMF memurları karşısında el pençe divan durmak zorunda kalan bizim bakanlarımız.. 27 katrilyonluk banka hortumunu yapıp sadece ikisi hapiste olan bankacılara karşılık, ülkemizin dağını taşını işleyip 68 milyonu doyurmak uğruna sadece 87 trilyon borç için 20 bini hapse giren çiftçiler de, bizim köylülerimiz! Bunlara da 12 sayfalık ve sadece 50 bin lira olan Damga Gazetesi, her gün cesaretle damga vuruyor! Sansürsüz! Avanta düşüncesi olmadan! Ve avantacı Ali Kemal ahvadı kalemlerin hedefi olmayı göze alarak! Yakup Cemil ülkesi için bir şeyler yapmaya çalışıp sonunda güle oynaya idam mangasının karşısına geçmişti.. İngiliz işgalindeki İstanbul’da yaşayan emperyalist güçlerin işbirlikçi kalemi Ali Kemal ise, Kurtuluş’tan sonra İzmit’te halk tarafından linç edilerek ihanetinin bedelini ödemişti.. Hangisi daha şerefli ölüm! Bugün medya ikiye ayrılmış durumda.. Yakup Cemil ahvadı ve Ali Kemal ahvadı.. Avrupa Parlamentosu’nun sözde Ermeni soykırımı ile ilgili olarak aldığı kararı iç sayfalarında küçük verenler de var, birinci sayfalarında tepeye dikenler de! Bunların hangisi Yakup Cemil, hangisi Ali Kemal ahvadından oluyor? Hangisinin üzerine düzenli orduyla gidilmeli! Hadi bu Pazar günü bunu düşünelim bakalım.. İyi Pazarlar.. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:04

İLGİLİ HABERLER