Gündem
  • 24.4.2017 14:53

Cumhurbaşkanlığı'ndan Fransız siyaset bilimciye çok sert yanıt

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde açıklamalarda bulunuyor. Kalın, konuşmasının girişinde, Fransız siyaset bilimcinin sözlerine yanıt verdi.

İbrahim Kalın'ın açıklamaları şu şekilde:

Avrupa'nın en faşist ve ırkçı siyasetçisi bile 16 Nisan'da referandum tercihini sorgulamayı kendinde bulabilmektedir. Bunların normalleşmesine asla izin vermeyeceğiz. Bunlar başka bir planın parçası olarak gündeme getirilmektedir. Biz elimizden gelen bütün imkanları sergileyeceğiz ve bu faşizan yaklaşımlara izin vermeyeceğiz.

Önümüzdeki 1 ay için sayın Cumhurbaşkanımızın 5 ayrı ziyareti olacak.

1915 OLAYLARI

Biz 1915 olayları olarak bilinen hadiselere ortak acı olarak baktığımızı belirttik. Cumhurbaşkanımız da bu konuda bir mesaj yayımladı.

"Türkler ve Ermeniler 1000 yıldır bu coğrafyada ortak bir tarihi ve kültürü paylaşmıştır. Dün olduğu gibi bugün de Ermeniler sosyal, siyasal ve ticari alanda önemli roller üstlenmektedirler"

Cumhurbaşkanı'nın siyasi parti üyeliği ve AB ile ilişkiler sorusuna Kalın şu yanıtı verdi:

CUMHURBAŞKANI'NIN SİYASİ PARTİ ÜYELİĞİ

16 Nisan'da oylanan anayasa değişikliği paketinin 1 maddesi de cumhurbaşkanının siyasi partiye üye olabilmesidir. Bugün tekrar bu düzenleme ile, dünyanın birçok ülkesinde de örnekleri var. Başkanlar siyasi partileri ile ilişkilerini kesmek zorunda değiller. Cumhurbaşkanımız için de bu imkan ortaya çıkmıştır.

Genel başkanlık konusunda da hem mevcut cumhurbaşkanımız hem de küçük cumhurbaşkanımız 'Neden olmasın' yanıtını verdiler.

AB İLE İLİŞKİLER

AB ile ilişkiler konusunda, son dönemde Avrupa'da bir akıl tutulması yaşanıyor. Son dönemde Erdoğan karşıtlığının giderek ivme kazanarak siyasi akıl tutulmasına dönüşmesi bizim de üzerinde durduğumuz bir konu.

Avrupa'daki belli ülkeleri hedef alan terör örgütlerine biz Türkiye'de izin verseydik ne olur du acaba? Bazı Batılı aydınların bir şeylerin sonunu ilan ettiklerini görüyoruz sık sık. Tarihin, siyasetin, sanatın son ilan etme alışkanlığı olduğunu görüyoruz. Türkiye'de de bir şeylerin sonu geliyor gibi açıklamaların yapıldığını görüyoruz. Bizim için her şey yeni başlıyor.

Referandum sonuçlarından rahatsız olmalarının nedenlerinden biri budur. Erdoğan'ın bileğini bükemedikleri için bu söylemleri normalleştirerek kendilerine bir alan açmaya çalışıyorlar. Boşuna bu konularda herhangi bir heves içinde olmasınlar. Biz AB ile iyi ilişkiler içinde olmayı istiyoruz. Güven ve çıkara dayalı bir ilişkinin gelişmesi gerekir.

Fasılları açacak olanlar AB'dir. Mültecilere 3 milyar avroluk yardım konusu. Şu ana kadar 1.5 milyar avrosu sözleşmeye bağlanmış ve bunun sadece 790 milyon avrosu hesaba geçmiştir. Bu Avrupalıların verdiği sözü tutmak için bir fırsattır.

Denizlerde öümler önlenmiştir. Biz insan kaçakçısı şebekesini kendi imkanlarımızla önledik. Bu para da AB STK'ları üzerinden geliyor. Biz buna da tamam dedik.

Bir tarafta muazzam bir göç dalgası, öbür tarafta AB'nin kendi sorumluluğunu yerine getirme anlamında ne kadar geride kaldığını görüyoruz.

Türkiye vatandaşlarının Schengen vize sistemine dahil edilmesi konusu 20-25 yıl önce konuşulan bir haktır. Bunun bahanelerle sürekli ötelendiğini görüyoruz. Bu şlartların yerine getirilmesi halinde Türkiye ile AB ilişkileri rayına oturur.

Eğer Avrupa, Türkiye'nin güvenliği konusunda tutarlı bir tavır içindeyse terör örgütleri ile mücadelede Türkiye'nin yanında olmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız CNN International'e verdiği mülakatta da bunları söyledi. Ortak irade oluşursa, Avrupalılar yapıcı tutum içerisine girerse ilişkiler rayına oturur. Bunun için de Avrupalıların üzerlerine düşen görevi yerine getirmeleri gerekiyor.

AKPM'nin Türkiye gündemi sorusuna Kalın şu yanıtı verdi:

Avrupa Konseyi bizim kurucusu olduğumuz bir kuruluştur. Biz Avrupa Konseyi ile her alanda hep çok yapıcı bir tutum içerisinde olduk. Darbe girişiminden sonra da biz Avrupa Konseyi'nin tüm mekanizmaları ile işbirliğini yoğunlaştırdık.

Kendileri de referandum başlamadan önce ve referandum günü yaptıkları açıklamalarla oyunu belli ettiler. Burada AKPM'nin kendini bir sidaya çekmesi lazım. Acaba gözlemcileri böyle mi seçmemiz gerekiyor diye.

Bizim işbirliği çabalarımıza rağmen maksatlı çevrelerce siyasi saiklerle girişimlerin yapıldığını görüyoruz. Yeniden denetime alınması konusunun belli çevrelerce gündeme getirildiğini biliyoruz.

Bunun izah edilebilir hiçbir temeli söz konusu değildir. Bazı lobi çevrelerinin bu kararın çıkması için yaptığı çalışmalar da raporlara girdi. Umarız bu yönde bir karar söz konusu olmaz. Bütün bu algı operasyonlarına rağmen biz demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü konusundaki çalışmalarımızı yürütmeye devam edeceğiz.

Almanya Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı'nın açıklamasının sorulması üzerine:

Bu Alman hükümetinin görüşünü yansıtmıyor. Resmi olarak bir açıklama, bilgi söz konusu değil. Bunun arkasında Erdoğansız bir Türkiye düşüncesi mi var diye sormak gerekiyor. Nasıl bir Türkiye tahayyül ediyorlar.

'Sınır ötesi yeni bir operasyon planlaması var mı?' sorusu üzerine:

Terörle mücadele konusunda hem sınırlar içinde hem de sınırlarımızın ötesinde yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Gece gündüz demeden büyük bir mücadele veriyorlar. Suriye'de Fırat Kalkanı Harekatı'nı başlattık ve 2000 küsur metrekarelik alan terörden temizlendi. Bizim ulusal güvenliğimize tehdit oluşturan bir gelişme söz konusu olduğunda buna Türkiye tereddütsüz cevap verir.

Daha önce de ifade ettik, Fırat Kalkanı Harekatı biter ama Türkiye yeni operasyonlar için hazırdır.

Cumhurbaşkanı'nın dış ziyaretleri:

Biz Hindistan'la ikili ilişkilerin daha da iyileşmesi için yoğun mesai devam ettiriliyor. Hint tarafının da bu ziyareti çok önemsediğini biliyorum. İyi dostluk ilişkileri çerçevesinde bu ziyaret çok önemli.

Rusya ile görüşme üst düzey temas trafiğinin devamı niteliğinde. Bu görüşmede de savunma sanayi, ticaret, turizmi ele alacağız. Hem de Suriye'yi görüşme imkanımız olacak. Davet Putin'den geldi o da bir gündem hazırlaşmıştır diye düşünüyoruz.

Çin ziyareti çok önemli. Çin'le yapacağımız önemli çalışmalar var. Bu ziyaretle 30'a yakın hükümet ve devlet başkanının da katılacağı bir programa katılacağız. Orada çok önemli bir anlaşmanın da hazırlığını yapıyoruz. Şimdi detaylarını vermek istemiyorum ama tamamlandığı zamanda büyük bir imkan ve fırsat sağlayacak. Cumhurbaşkanımızın pek çok ikili görüşmesi de olacak.

Amerika ziyaretinde gündemimiz hem ikili ilişkiler, terörle mücadele, FETÖ'nün iadesi, Amerika'daki yapılanmasını kırabilecek ortak çalışmalar etraflı bir şekilde ele alınacak. Yine bu davet de Trump tarafından bize geldi. Bizim gündemimiz var, onların da gündemi ile verimli bir toplantı arzu ediyoruz.

Bunların sonunda Cumhurbaşkanımız 25 Mayıs'ta Brüksel'de NATO zirvesine katılacak.

 

 

Güncellenme Tarihi : 24.4.2017 14:54

İLGİLİ HABERLER