Eğitim
  • 19.1.2011 16:52

DANIŞTAY'IN KARARINA AKP VE YÖK'TEN TEPKİ

Meclis’te gazetecilerin sorularını yanıtlayan Elitaş, Danıştay’ın, başörtülü öğrencilerin Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitim Giriş Sınavına (ALES) girmesine izin veren düzenlemeyi durdurmasına ilişkin soruya,
"üniversiteye girebilen öğrencilerin ALES’e girme hakkının bulunmadığını kabul eden bir Danıştay ile karşı karşıya olduklarını" söyledi.

Konuyla ilgili kişilerin Danıştay’a müracaat etmesi gerekirken, konuyla zerre kadar alakası olmayan bir sendikanın müracaatı üzerine bu kararın
alındığına ifade eden Elitaş, "Anayasamız, erkler ayrılığı ilkesini benimsemiş.
Yasama, yasaları yapacak, yürütme yapılan yasalara uygun bir şekilde
faaliyetlerine devam edecek, yargı da yürütmenin yaptığı icraatların yasalara
uygun olup olmadığı konusunu denetleyecek" diye konuştu.

Elitaş, Anayasa’da, "yerindelik denetimi yapılmaz" hükmünün açık ve net
olmasına rağmen, "özellikle AK Parti iktidarının icraatının yargı yoluyla
engellenmesini kendisine ilke edinmiş olan bir kısım yargı mensuplarının,
Anayasayı ihlal ederek yerindelik denetimi yapması üzerine, 12 Eylül 2010
tarihinde kabul edilen Anayasa değişikliğiyle, ’herhangi bir yargı organı
yerindelik denetimi yapamaz’ hükmünün altını kalın çizgilerle çizdiklerini"
söyledi.

İlgisiz şahısların müracaatıyla bu kararı verme gereğini hisseden
Danıştay’ın "aynı ideolojik tavır içinde olduğunu gördüklerini" ifade eden
Elitaş, "Türkiye’de demokrasiyi, özgürlüğü, insan haklarını ileri seviyeye
ulaştırmak için gayret göstereceksek, öncelikle adaletin adil olması gerekir.
Adalet adil olmadığı, ideolojik davrandığı sürece Türkiye’de yargıya olan güvenin
zafiyete uğradığını, yargının güven verici ortamdan uzaklaştığını görürüz ki en
büyük tehlike buradadır. Üst yargı mensupları adalete olan güveni artırmak için
gayret gösterme mecburiyetindedir" diye konuştu.

Elitaş, bu gelişmeyi ÖSYM ve YÖK Başkanlığının değerlendireceğini
belirterek, "Konuyla ilgili yeni bir düzenleme yapma ihtiyacı ortaya çıkacak.
Yargı kararları ne kadar yanlış olursa olsun Anayasamız gereğince yargı
kararlarına uymak zorundayız. Ama Anayasa’ya da herhalde bir hüküm koymak
gerekir. Yargı kararlarını denetleyecek bir organın olması gerekir diye
düşünüyorum" dedi.

Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkilerine ilişkin düzenlemede bu anlamda
bir hüküm bulunduğunu hatırlatan Elitaş, yüksek yargının bir kısmının, kendisinin
denetimine gösterdiği tepkinin nereden kaynaklandığını da son Danıştay kararının
ortaya çıkardığını ifade etti. Elitaş, "İlgisiz şahısların müracaatını kabul
edip yargılamaya başvuran bir yargının herhalde kararının da denetlenmesi
gerekir. TBMM’nin yaptığı Anayasa değişiklikleri denetlenebiliyorsa, yaptığı
kanunların Anayasa’ya uygun olup olmadığı denetlenebiliyorsa, yargının da verdiği
kararların Anayasaya uygun olup olmadığı denetlenebilmeli" görüşünü savundu.

-"BÖYLE BİR ÇALIŞMAMIZ YOK"-
Elitaş, AK Parti’nin, darbe mağdurlarından özür dilenmesine ilişkin bir
yasa hazırlığı içinde olduğu haberlerinin hatırlatılması üzerine, YAŞ
mağdurlarıyla ilgili bir düzenleme üzerinde çalıştıklarını ancak darbe
mağdurlarından özür dilenmesine ilişkin herhangi bir çalışma içinde olmadıklarını
bildirdi.
Bu konuda bir çalışma yapan milletvekilleri olabileceğini ancak AK Parti
Grubuna ulaşan bir düzenleme olmadığını dile getiren Elitaş, "Bana, ’olabilir
mi?’ diye sorarsanız, ’Niye olmasın’ derim. Ama grupta henüz bir çalışmamız yok"
dedi.

-İMAM HATİP MEZUNLARININ POLİS OLMASI-
İmam Hatip Lisesi mezunlarına polis olma yolu açan düzenlemeye yönelik
eleştirilerin hatırlatılması üzerine Elitaş, mevcut kanunda polis okullarına
öğrenci alımıyla ilgili meslek okullarının sayıldığını hatırlatarak, yeni düzenlemeyle bunları isim isim saymak yerine, "Lise ve dengi okullar" ibaresini koyduklarını ifade etti.

Bu haktan mahrum olan bütün okulların bundan faydalanabilmesi imkanı
getirdiklerini anlatan Elitaş, şöyle konuştu:"İmam Hatip mezunlarının polis olmasının engellenmesinin eleştirilmesi
gerekirken, ’İmam Hatip Lisesi mezunlarının polis olmasının önü açılıyor’
şeklinde eleştirel yaklaşım da beni şaşkınlığa düşürüyor. Demokrasi, özgürlük ve
insan hakları için yaptığımız mücadelede, demokratik olmayan bir düzenlemenin
ortadan kaldırılmasının desteklenmesini beklerken, medyanın eleştirel bir
yaklaşımla konuya bakması bana şaşırtıcı geldi. Kimin önünde hak mahrumiyeti
varsa, bunu düzeltmek siyasetin görevidir. Burada eğer bir eksik varsa bunu
siyasete hatırlatmak da medyanın görevidir. Bunu eleştirmek yerine, herhalde
teşvik etmek gerekir. Bir haksızlığı, bir mağduriyeti gidermek adına bu
düzenlemeyi yaptık."

Elitaş, teklifin önümüzdeki hafta ilgili komisyonda görüşüleceğini ifade
etti.

-KAYSERİ VE ELAZIĞ’DAKİ YOLSUZLUK İDDİALARI-
CHP’nin, Kayseri’deki yolsuzluk iddiaları kapsamında, dönemin Kayseri
Valisi ve bugünkü İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş hakkında Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunun hatırlatılması üzerine
Elitaş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu dosyanın içine doldurmaya
çalıştığını ama dosyanın içinin boş olduğunu kaydederek, şöyle konuştu: "Allahım hiçkimseyi iftira atanlardan eylemesin. Sayın Kılıçdaroğlu’na
kırmızı kaplı bir dosya verdiler. Dosyanın önünden aldılar, arkasından
sakladılar, ortadan bir yeri Kılıçdaroğlu’nu verdiler. Kılıçdaroğlu da
hazırlıksız şekilde içi boş dosyayı savunmak zorunda kaldı. Sayın Kılıçdaroğlu,
elinde patlayan bombanın etkisini hafifletebilmek için haksız saldığı namın
ortadan kalkmasının psikolojik ezikliği içinde o dosyayı doldurmaya çalışıyor.
Ama içini iftirayla doldurmaya çalışıyor, çamurla doldurmaya çalışıyor.
Kılavuzunun nasıl biri olduğunu sorsun, tüm Kayseri, bataklığın içinde olduğunu
ifade edecektir. Ama Sayın Kılıçdaroğlu o ezikliğin altında kıvranıyor."

Elazığ’daki yolsuzluk iddialarıyla ilgili bir soru üzerine ise Elitaş,
konuyla ilgili müfettişlerin verdiği bir rapor bulunduğunu, bu çerçevede
Danıştay’ın soruşturma açılması için izin verdiğini kaydetti. Elitaş, "Kim
hırsızlık, yolsuzluk yaptıysa, kim namussuzluk, şerefsizlik yaptıysa, tüyü
bitmedik yetimin hakkını yediyse, bunun hesabını vermeli. Ama kinle, hırsla,
ihtirasla, sadece geleceğini kurtarma adına birilerine iftira atanlara da hiç
kimse prim vermemeli. Herkes hesap verebilmeli. Ama kendi adıma söylüyorum;
Allahım beni iftiracı olmaktan korusun" diye konuştu.


YÖK BAŞKANI ÖZCAN: "KARARA ÜZÜLDÜM, İTİRAZ EDECEĞİZ"

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan,
Danıştay 8. Dairesi’nin, 2010 ALES kılavuzundaki kılık kıyafete ilişkin
düzenlemenin yürütmesini durdurma kararına üzüldüğünü, karara itiraz edeceklerini
bildirdi.

YÖK Başkanı Özcan, sosyal paylaşım sitesi Twitter’da yaptığı açıklamada,
Danıştay’ın kararını hukukçulara inceleteceklerini belirtti.

Özcan, şunları kaydetti:"Danıştay 8. Dairesi’nin almış olduğu ’ALES’e başörtülü öğrencilerimizin
girebilmesi’ ile ilgili yürütmeyi durdurma kararına çok üzüldüm. Alınan bu kararı
hukukçu arkadaşlarıma inceleteceğim. Hukuken gereken her ne ise o yapılacaktır.
Bu kapsamda karara itiraz edeceğiz."

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 22:44

İLGİLİ HABERLER