Davutoğlu ayarını kaçırdı: 28 Şubat'ı arar hale geldik

Eleştirinin ayarını kaçıran Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, AK Parti iktidarını hedef alarak 28 Şubat'ın İslam düşmanlarından bile daha baskıcı olduklarını ima etti.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, haftalık rutin basın toplantısında konuştu. Hedefinde AK Parti olan Davutoğlu, eleştirinin ayarını kaçırarak günümüz Türkiye'si ile 28 Şubat dönemini karşılaştırdı: "Cumhurbaşkanını yargının en yüksek amirine dönüştüren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ilga edilmedikçe bu uygulamalar sona erdirilemeyecek ve insan hakları ihlâlleri de engellenemeyecektir." dedi.

'Tek bir konuya odaklanmak istiyorum'

İnsan hakları vurgusu yapan Ahmet Davutoğlu, "Bugün açıklamamı tek bir konuya odaklamak istiyorum. İnsan hakları. Gelecek Partisi olarak sadece hukuk ve yargı alanında değil, sağlık, çevre, ekonomi gibi alanlarda da önceliğimiz insan hak ve onurunun korunmasıdır. Bugün iktidarın insan hakları reformundan bahsediyor olması geç kalmış olmakla birlikte sevindiricidir." ifadelerini kullandı.

'15 Temmuz kararları ihlale yol açtı'

15 Temmuz hain darbe girişimine yönelik kararların ihlal edildiğini öne süren Davutoğlu, "Türkiye’de, 15 Temmuz hain darbe kalkışmasının ardından, darbecilerle mücadele adına alınan siyasi kararlar günümüze dek birikerek gelen insan hakları ihlallerine yol açan siyasal, sosyal, ekonomik ve yargısal sorunlar üzerinde etkili olmuştur. OHAL süreci ve bunun uzantısı olarak ilan edilen Cumhurbaşkanlığı kararnameleri, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle birlikte gelişen siyaset modeli de sorunlar yumağının büyümesinde etkili olmuştur." diye konuştu.

'O günleri aratır hale geldi'

Eleştiride ayarı kaçıran Davutroğlu, şöyle devam etti: "Bu iktidarın insan hakları karnesi maalesef darbe dönemlerini aratmıyor. Dilleri '28 Şubat şükür ki bin yıl sürmedi' dese de bazı icraatları o günleri bile aratır hale geldi. 90’ların vesayet rejimi açık insan hakları ihlalleri yaparken hem ciddi bir itirazla karşılaşırdı hem de asgari bir mahcubiyet gösterirdi. En azından aleni bir şekilde insan hakları ihlalleri ballandıra ballandıra savunulamazdı. Bugün tuz kokmuştur."