Gündem
  • 7.10.2008 15:08

DTP TEZKEREYE YARIN NE OY VERECEK?

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, ''Eğer Meclis'ten savaş tezkeresini değil de barış yasalarını geçirseydik, bu gençlerimiz ölmeyecek ve bugün annelerinin, babalarının, eşlerinin, çocuklarının yanında olacaktı'' dedi.
Türk, partisinin grup toplantısındaki konuşmasına, ''Şemdinli'deki çatışmada yitirdiğimiz onlarca gencecik evlatlarımız için başta aileleri olmak üzere tüm Türkiye'ye baş sağlığı diliyorum'' diyerek başladı.
Herkesi sürekli olarak yaralayan ve kahreden onlarca yıllık savaşın, artık hiç kimse için dayanılacak tarafının kalmadığı bir dönemin yaşandığını ifade eden Türk, ''Sorunun ölme, öldürme mantığıyla çözülmeyeceğini 80 yıllık otoriter cumhuriyet geleneği fazlasıyla göstermiştir. Son 25 yıllık dönemde, binlerce insanımızın canına, malına, yaşamına mal olan bu kirli savaşın, nelere yol açtığını ve daha kötüsü nelere yol açabileceğini örnekleriyle görüyoruz, tanık oluyoruz. Yüreğimiz yanıyor, içimiz burkuluyor. Çatışmayı, bastırmayı, operasyonu çözüm olarak gören mantığın, askeri zihniyetin, demokratik kamuoyu tarafından mahkûm edildiğine tanık oluyoruz. Sorunun kanla, barutla, gözyaşıyla çözülmeyeceğini herkes görüyor. Bu ölümler karşısında en fazla acı çekenler, yüreği barış için çarpanlardır'' diye konuştu.
Geçen yılki yasama yılı açılışında sorunun Meclis çatısı altında tartışılıp çözülmesi gerektiğini anımsatan Türk, şunları söyledi:
''Gerek Kürt sorununun çözümü için ve gerekse de kangren haline gelmiş kötü yönetim paradigmasını ortadan kaldıracak olan, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kapsamlı çözüm programını ortaya koyduk. Demokratik Özerklik programımızla, 70 milyonluk bir ülkenin en büyük sıkıntısı olan merkeziyetçi, elit yönetim anlayışı yerine, yerinden yönetim ilkesini gündeme getirdik.
Hakkımızda açılan kapatma davası, başımızda adeta demokrasinin kılıcı gibi sallandırılarak, mevcut statükoya eklemlenmemiz bekleniyor; barışçıl ve demokratik çözüm yollarını savunmamamız ve savaşa, operasyonlara destek vermemiz isteniyor. Alternatif bir yöntem önerdiğimiz için, yargısal, siyasal, ekonomik ve sosyal olarak bize karşı bir linç furyası aralıksız olarak devam ettiriliyor.''
-''TEK ÇÖZÜM, UZLAŞMA SİYASETİDİR''-
Mecliste 25 yıldır DTP'nin olmadığını ama bu sürede ülkede kan ve gözyaşı olduğunu belirten Türk, ''DTP, bu Meclis'e 'kan ve gözyaşına artık yeter!' demeye geldi, bir yıldır durmadan bunun için çabalıyor, çalışıyoruz. Meclisi çözüm adresi haline getirmek için bin bir fedakarlık yapıyor, birçok saldırıyı görmezden geliyoruz, sineye çekiyoruz. Sırf küçük de olsa bir tartışma ve diyalog zemini oluşsun diye çabalıyoruz'' diye konuştu.
Terörle mücadele söylemleriyle, sorunun çözülemeyeceğini ileri süren Türk, ''Bu sorun demokrasi, çoğulculuk, eşit ve özgür yurttaşlık sorunudur. Ve bir tek çözümü vardır, o da demokratik ve barışçıl yollarla uzlaşma siyasetidir, diyalog siyasetidir. Ortak akılda buluşup çözmek dışında bir yolu yoktur'' dedi.
-ET VE TIRNAK GİBİ OLMUŞ İKİ HALK...-
Türk, Balıkesir'in Altınova beldesinde meydana gelen olaylarla ilgili de ''Bin yıldır etle tırnak gibi olmuş Kürt ve Türk halkının kardeşçe bir arada yaşama temellerine saldıran bu çirkin ve kesinlikle organize eylemi çok iyi düşünmemiz gerekir'' dedi.
''Altınova;da yaşanan saldırılar toplumsal barışı ve kardeşlik dokusunu bozmaya dönük bir iç çatışma provasıdır'' diyen Türk, 2005'te Mersin'de yaşanan bayrak provokasyonunun ardında ''Ergenekon Çetesinin'' çıktığını, Ergenekonun halen aktif olduğunu söyledi.
-SINIR ÖTESİ OPERASYON TEZKERESİ-
Türk, tezkereyle sınır ötesi operasyon süresinin bir yıl uzatılmasıyla ilgili görüşlerini açıklarken, ''Bu anlayışın çözüm olmadığını, daha fazla kan ve gözyaşı getireceğini ve demokrasimizi daha da gerileteceğini tekrar vurguluyorum'' ifadelerini kullandı.
Ahmet Türk, son yıllarda çıkan çatışmalarda yaşamını yitiren asker, korucu ile örgüt militanlarının sayısıyla ilgili bilgi vererek, ''Bu gençlerimiz ne için ölüyor? Öldürülüyor? Bu tablo, Türkiye'nin kazananı olmayan kör bir savaşın içine doğru gittiğinin birer kanıtı değil mi? Evet bu savaşın galibi olmaz diyoruz. Bu savaşın tek bir sonucu vardır o da, halklarımızın, ülkemizin aydınlık, demokratik geleceğini kaybetmesidir. Bu savaştan çıkarı olan uluslararası güçlerdir, savaş lordlarıdır, ülkemizi demokratik sürecin dışına çekmek isteyen, milliyetçilik ve militarizmden beslenen statükoculardır'' diye konuştu.
Türk, konuşmasını şöyle noktaladı:
''Eğer Meclis'ten savaş tezkeresini değil de barış yasalarını geçirseydik, bu gençlerimiz ölmeyecek ve bugün annelerinin, babalarının, eşlerinin, çocuklarının yanında olacaktı. Çocuklarımız tabutlara değil, babalarına sarılacaktı. Analarımızın gözlerinden acı değil çocuklarına kavuşmanın verdiği mutluluk ve sevinç gözyaşları akıyor olacaktı. Neredeyse her gün ülkemizdeki bir ocağa ateş düşmeyecekti. Ama ne yazık ki, ölme ve öldürme politikasında ısrar sonucu bugün gencecik fidanlar toprağın altına giriyor.
Yürekleri dağlayan bu kahredici tabloya 'artık dur' demek gerekiyor. Sorunlarımızı demokrasiyle, kardeşlikle, hoşgörüyle çözebilme potansiyelimiz, tarihi tecrübemiz varken neden şiddet ve çatışmada ısrar ediliyor? Bu kör savaşı önleyecek olan halklarımız ve onun onurlu barış ve demokrasi mücadelesi olacaktır. Sesimizi daha gür çıkarıp ve artık 'bu savaşa hayır' demeliyiz. Bu savaşı daha fazla kayıp ve acılara yol açmadan sona erdirmeliyiz.''
Siyaset kurumunun ''Bu savaşı bir an önce sona erdirmesi'' görevi bulunduğunu söyleyen Türk, TBMM'de grubu bulunan siyasi partilere bir araya gelip sorunu demokratik ve barışçıl yollarla nasıl çözülebileceğinin ortak yolunu geliştirme çağrısı yaptı.

AA

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 05:39

İLGİLİ HABERLER