Dünya
  • 5.9.2004 12:24

AHMET HAKAN COŞKUN HİSLERE TERCÜMAN OLDU: SİZİN GURU-RUNUZ BU MU? BU MU DAĞLARIN ŞAHİNLERİN ZAFERİ?

Ağıt Çok değil beş yıl önce dillerde bir ''Çeçen Marşı'' vardı. ''Gece kurt yavrularken çıktık dünyaya / Sabah kükrerken aslan ismimiz konuldu'' diye başlayan, her satırı onur, başkaldırı, kahramanlık kokan, tüyler ürperten bir marştı bu. Her dinleyeni Çeçen dağlarına götürürdü. Şeyh Şamil ile Şamil Basayev arasında mucizevi bağlar kurulur, ''Koca Rusya''yı dize getirecek kahramanlık haberleri beklenirdi o dağlardan. Hiçbir şey yapamamanın kahrolası hüznü vardı her tarafta. Hüzün ancak yumruklar sıkılıp Kafkas danslarına kalkılınca bir parça dağılırdı. Çeçen dağlarındaki mazlumiyet o kadar belirgindi ki, davaya saygısızlık kimsenin aklının ucundan bile geçmezdi. Düşünün: En mesafeli yayın organlarında bile ''Eylemcilere terörist denilir mi?'' tartışması yapılırdı. Çok değil, beş yıl öncesinden söz ediyoruz. Ve işte bitti. Yine kaybettik. Çünkü ölü çocuk bedenlerinin her şeyi bitirecek denli kaçınılmaz ve çarpıcı bir gerçekliği vardır. Söyler misiniz ne diyeceğiz şimdi çocuğunun başında çöküp kalmış, eliyle belli belirsiz öfke ve acı karışımı duyguyu çizen o kadına? Kurulacak her cümle zavallı, ortaya konacak her argüman arsız, yapılacak her savunma faydasız! Öyle değil mi? ''Çeçenler yapmadı'' mı diyeceğiz? Olayı Vahhabiler'in üzerine yıkıp Çeçenler'i temize mi çıkaracağız? Küresel oyunlardan, istihbarat örgütlerinin karmaşık ilişkilerinden filan mı söz edece- ğiz? Peki kim dinleyecek bizi? Sormazlar mı, ''Hadi bunu Çeçenler yapmadı, peki iki ayrı hastaneyi basıp hastaları rehin alan kimdi? Tiyatro basıp masum insanları rehin alan kimdi?'' diye. Hastane baskınları, tiyatro baskınları ''okul baskını''ndan daha kabul edilebilir eylem türü mü? Hastane ve tiyatro baskınlarında çıkıp da ''Böyle vatan savunması olmaz'' diye haykırdık mı? Çok değil beş yıl önce hepimizi alıp Çeçen dağlarına götüren o marş, şimdi ne kadar da etkisiz! ''Dağların şahinleri zaferle yetişti / Zorluğun bozgunundan gururla çıktık'' dizelerini, şimdi ölü çocukların cesetlerine bakarak anımsıyoruz. Ve o davaya gönülden bağlanmışlar bile bir vicdan ayaklanmasıyla sesleniyor: ''Sizin guru- runuz bu mu? Bu mu dağların şahinlerinin zaferi?''. Ben artık şunu kabul ettim: Her türlü zilletin altında inleyen İslam coğrafyasından ''canlı yayında kelle kesmece'' ile ''silahsız zavallı insanları namlu altında titretmece'' dışında bir eylem türü çıkmayacak. Kaba, kabul edilemez bir ''barbar refleksi''! Ortaya konan bunun dışında bir şey olmayacak! Bize de başımızı öne eğip, ''İslam teröre izin vermez, bir insanı öldüren bütün bir insanlığı öldürmüş gibidir'' deyip durmak düşecek. Ahmet Hakan Coşkun Sabah Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:52

İLGİLİ HABERLER