Gündem
  • 28.5.2002 13:36

ECEVİT: "ÇEKİLMİYORUM, EMEKLİLİK PLANIM YOK..."

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA- Başbakan Bülent Ecevit, yaptığı basın toplantısında hükümetin 3. Yılını değerlendirdi, ekonomiden siyasete ve sağlık sorunlarına kadar gazetecilerin pek çok konudaki sorularını yanıtladı. Bir saati aşan basın toplantısında oldukça iyi bir performans sergileyen Başbakan Ecevit, siyaseti bırakması yönündeki çağrılara, “Şu anda görevi bırakmam Türkiye için ağır sonuçlar doğurabilir. Böyle bir sorumluluğu üstlenemem” diyerek son noktayı koydu. KOALİSYONUN 3. YILI Başbakan Ecevit, Başbakanlık Resmi Konutu'nda düzenlediği basın toplantısında, DSP, MHP ve ANAP'ın oluşturdukları koalisyon hükümetinin üçüncü yılını doldurduğunu söyledi. Bu süreç içindeki çalışmalar hakkında genel bir değerlendirme yapacağını ve kısaca özetleyeceğini belirten Ecevit, hükümetin işbaşına geldiği dönemde kamuoyuna açıkladığı ve Meclis'ten güvenoyu aldığı hükümet programıyla üç yılık çalışmalar karşılaştırıldığında, 57. Hükümet'le programda öngörülenlerin gerçekleştirilmesi konusunda büyük bir içtenlikle çaba gösterildiğinin görüleceğini söyledi. Ecevit, Hükümet programında koalisyonu oluşturan üç siyasi partinin ülke sorunlarına çözüm üretmek, görev ve sorumluluğu birlikteüslenirken bir uzlaşı ve atılım hükümeti olarak çalışmaya söz verildiğini kaydederek, ''Bu sözü yerine getirmişlerdir' dedi. 'EL ATILMAMIŞ SORUNLARA NEŞTER VURDUK' Ecevit, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hükümetimiz döneminde ülkemizin yıllardır el atılmamış pek çok sorununa neşter vurulmuştur. Çeşitli alanlarda süregelen sorunların yıllardır yapıldığı gibi topluma geçici bir süre için hoş gelebilecek bazı önlemlerle geçiştirebilir geleceğe erteleyebilirdik. Ama ulusal yararları her zaman ön planda tutmak anlayışının bir gereği olarak kısa dönemde bazı sıkıntılara da neden olsa, sorunlara köklü çözümler getirmeyi, yapısal reformları gerçekleştirmeyi görev bildik. İnanıyoruz ki hükümetimiz döneminde atılan adımlar, sağlıklı işleyen bir demokrasi, sağlıklı işleyen bir ekonomi için, sosyal bir ekonomik kalkınma için ülkemizde hakça bir düzen kurulabilmesi, istikrar içindehuzur ve refahın sağlanabilmesi için zorunluydu. Biz de tüm güçlüklerekarşın bu adımları atmaktan çekinmedik. Bu dönemde ülkemizde çağdaş normlara uygun olarak insan haklarının korunması ve geliştirlmesi bakımından gerekli olan hukuki ve idari yapı büyük ölçüde gerçekleştirildi.'' Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde hazırlanan ulusal programdaki hedefler doğrultusunda ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi normlarına uygun olarak Anayasa'nın başlangıç metni dahil 34 maddesinin değiştirildiğini hatırlatan Ecevit, hükümetin gerçekleştirdiği icraatları şöyle sıraladı: Türk Ceza Yasası'nın 159. maddesi ve 312. maddelerinde, Terörle Mücadele Yasası'nın 7 ve 8. maddelerinde, Devlet Güvenlik Mahkemeleri Yasası'nda, Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nda değişiklikler yapıldı. Anlatım özgürlüğü bakımından önemli açılımlar sağlandı. Gözaltı süresi 7 günden 4 güne indirildi. Siyasi partilerin kapatılması zorlaştırıldı. İşkence ve kötü muamele suçunu işleyen kamu görevlilerinin ağır cezalara çarptırılmasın öngören bir yasa çıkarıldı. Memurlar ve öteki kamu görevlilerinin yargılanması kolaylaştırıldı. DGM'lerin sivilleştirilmesi için Anayasa ve yasa değişiklikleri yapıldı. Çıkar amaçlı suç örgütleri kuranlara ve bunları yönetenlere, örgüt adına etkinlikte bulunanlara ağır cezalar verilmesi öngörüldü. Memurların ve öteki kamu görevlilerinin disiplin cezaları affedildi. İnfaz Hakimliği Yasası çıkarılarak hükümlü ve tutukluların haklarında yapılan işlemlere yönelik yapılan şikayetleri incelemek ve karara bağlamak üzere infaz hakimlikleri kuruldu. PKK´NIN KÖKÜ KURUTULDU Medeni kanunumuz tümüyle yenilenerek günümüzün sosyal ve ekonomik gereksinimlerine yanıt verecek temel yasa oluşturuldu. Cezaevleri terör örgütlerinin karargahı olmaktan çıkarıldı. Hükümetimiz üç yıllık çalışma döneminde Anayasal düzeni yıkarak yerine din esaslı devlet kurma hevesinde olan ve pekçok hunhar cinayet işlediği anlaşılan örgütler ortaya çıkarıldı. Pek çok faili meçhul siyasal cinayet uzun yıllar sonra bu dönemde aydınlatıldı. Yıllarca halkımıza ağır acılar çektiren bölücü örgütün kökü kurutuldu. Yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gidildi. Hükümetimiz döneminde bir yandan emniyet teşkilatı modern teknolojik olanaklara en kapsamlı şekilde kullanılmasını sağlayacak, öte yandan güvenlik güçlerimize eğitim olanaklarından en geniş biçimde yararlandıracak çalışmalar yapıldı.'' EKONOMİ DÜZELİYOR Başbakan Bülent Ecevit, ekonomide büyüme yolunda olumlu işaretler alındığını da belirtti. Ecevit, yapılan düzenlemelerle bankaların ekonomiye yük değil, lokomotif olacak bir yapıya kavuşturulduğunu söyledi. Ecevit, 1970'lerin sonunda itibaren süre gelen yüksek enflasyon yanında, 1990'lardan itibaren içine girilen borç-faiz sarmalı nedeniyle ekonominin ağır tahribata uğradığını da vurguladı. Uzun yıllardan beri yapısal reformlarla ilgili adımlar atılmadığını belirten Ecevit Uzakdoğu krizinden sonra gelen Rusya krizi ve ardından da 1999 yılında yaşanan iki büyük depremin, demokrasiyi de olumsuz yönde etkilediğini kaydetti. Ecevit ekonomide yapılanları ise şöyle sıraladı: Koalisyon hükümeti 2000 yılının başından itibaren yeni bir ekonomik program uygulamaya koydu, Ancak geçmiş yılların ağır birikimiş olan çarpık yapı, Kasım 2000 ve Şubat 2001 aylarında krizlere yol açtı. Hükümet ekonomik programı yenileyerek kararlılığını sürdürdü. 2001 yılında dış satımda, turizmde iyileşmeler sağlandı. Maliye politikası bakımından hedefler aşıldı. Enflasyonun düşürülmesi yönünde de önemli gelişmeler sağlanmaya başladı. Kapasite kullanım oranında, turizmde, dış satımda ve KDV tahsilatında artışlar sağlandı. Sanayi üretim endeksinde sıçrama görüldü. BANKACILIK SEKTÖRÜ 57. Hükümet yıllardır çıkarılamayan Bankacılık Yasası'nı çıkardı. BDDK kuruldu ve böylece sektör bağımsız bir üst otoriteye bağlandı. Kamu bankaları KİT statüsünden çıkarılarak Anonim şirket statüsüne kavuşturuldu. Kamu bankalarının görev zararları tümüyle tasfiye edildi ve görev zararına yol açan tüm düzenlemeler iptal edildi. Merkez Bankası yasası değiştirilerek bankanın bağımsızlığı güçlendirildi. Para politikasının belirlenmesinde ve uygulanmasında tek yetkili ve sorumlu olduğu görüldü. Sosyal Güvenlik Reformu yapılarak bu alandaki kuruluşların finansman dengelerinin sağlanmasına yönelik önlemler alındı. Türkiye´de ilk kez işsizlik sigortası sistemi kuruldu ve uygulanmaya başlandı. Bireysel emeklilik sistemi de yürürlüğe konuldu. Kamu maliyesinde disiplinin ve saydamlığın sağlanabilmesi için toplam 69 fon kaldırıldı. İletişim sektörünün devlet imtiyazı olmaktan çıkarılmasına olanak sağlayan yasa değişikliği yapıldı. Türk Telekom A.Ş.'nin özel bir şirket olarak hizmet vermeye başlaması ve özelleştirmeye hazırlanması öngörüldü ve adımlar atıldı. Elektrik ve doğalgaz piyasalarına ilişkin yasalar çıkarılarak enerji piyasasının rekabete açılması, güçlü, istikrarlı ve saydam bir siyasal politika oluşturulması amaçlandı. Kamu kesiminde mali disiplin sağlandı. Önceliği ve yapılabilirliği olmayan yatırımlar programdan çıkarıldı. Kamu ihale yasası çıkarıldı. Kamu taşınmazlarının satışını kolaylaştırıcı tedbirler alındı. Vergi kimlik numarası uygulaması yaygınlaştırıldı. Vergi borçlarının uygun koşullarda taksitlerle ödenmesine olanak sağlandı. Topluma herhangi bir yük getirmeyecek bir Tüketim Vergisi Yasası TBMM'ye sunuldu. Kamu taşınmaz mallarının bilgisayar aracılığıyla denetimini sağlayacak Milli Emlak Otomasyon Projesi ülke çapında gerçekleştirildi. ÖZELLEŞTİRME Başbakan Ecevit bir saat süren konuşmasında özelleştirme alanında yapılanları da anlattı. Ecevit bu alanda yapılanları şöyle özetledi: TÜPRAŞ hisselerinin bir bölümünün halka arzı, POAŞ kamu hisselerinin blok satışı ve halka arzı, Petkim-Yarımca kompleksinin TÜPRAŞ'a devri, İSDEMİR'in ERDEMİR'e devri, cep telefonu lisans satışı gibi özelleştirme uygulamaları gerçekleştirildi. Organize Sanayi Bölgeleri Yasası, bölgelerin genişlemesine olanak sağlayacak biçimde değiştirildi. Endüstri Bölgeleri Yasası çıkarıldı ve endüstri bölgelerindeki yatırım başvurularının üç ay içinde sonuçlandırılması öngörüldü. Böylece iç ve dış yatırımlara büyük ivme kazandırma kapısı açılmış oldu. Teknoloji bölgeleri geliştirme Yasası'yla teknoloji yoğun üretimin artırılmasına olanak sağlandı. Bu dönemde 13 bin işyerinin bulunduğu 59 küçük sanayi sitesinin yapımı tamamlandı. 34 yeni küçük sanayi sitesinin yapımı başlatıldı. 26 organize sanayi bölgesi de yatırımcılara açıldı. KAMUDA FAZLA İŞGÜCÜ Başbakan Bülent Ecevit, ''Daimi işçi kadrosunda olup fazla bulunanlar, gereksinim duyulan öteki kamu kurum ve kuruluşlarına nakledileceklerdir. Emeklilik hakkını elde etmiş olup, 50 yaşın üzerinde bulunan işçilerin durumu, işçi sendikasıyla birlikte değerlendirilecek, gereksinme duyulanların çalışmasına, üretkenliğini yitirmiş olanların emekli edilmelerine karar verilecektir'' dedi. ERKEN SEÇİM YOK Başbakan Bülent Ecevit, 57. Hükümet'inkararlılık, uyum ve başarı azmiyle işbaşında bulunduğunu belirterek, ''Bu hükümet, normal seçim süresine kadar da işbaşında kalacaktır ve halkımıza verdiği sözleri tümüyle yerine getirmek için elinden gelen her çabayı gösterecektir'' diye konuştu. Aralık 1999'da Helsinki'de yapılan Avrupa Birliği (AB) toplantısında Türkiye'nin tam üyeliğe adaylığının tescil edilmesi ile birlikte AB ile ilişkilerde yeni bir dönemin başladığını belirten Ecevit, AB Komisyonu tarafından Katılım Ortaklığı Belgesi'nin hazırlanmasının ardından Ulusal Program'ın ele alındığını ve 19 Mart 2001 tarihinde Bakanlar Kurulu'nca onaylandığını kaydetti. ECEVİT'İN BASIN TOPLANTISINDA SORU VE CEVAPLAR... Başbakan Bülent Ecevit, hükümetin 3 yılını değerlendirdiği basın toplantısının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bahçeli'nin, Çin'de yaptığı AB'ye yönelik açıklamalarının anımsatılması üzerine Ecevit, Bahçeli'nin bu açıklamalarını henüz okuma fırsatı bulamadığını söyledi. Ecevit, bu nedenle ayrıntılı yanıt veremeyeceğini kaydederek, ''Hükümetin üç ortağı da Türkiye'nin, AB'ye üye olmasını istemektedirler. Bunu da her vesile ile açıklamışlardır'' dedi. AB'ye tam üyeliğin, olmazsa olmaz bazı koşullarının olduğunu bildiren Ecevit, bunlar arasında idamın kaldırılması, eğitim ve kültür ile ilgili bazı koşulların bulunduğunu vurguladı. BAZI GÜÇLÜKLER... Ecevit, bunlar için belirli adımlar atılmadığı takdirde AB'ye üyeliğin bir hayal haline gelebileceğini veya ileri tarihlere erteleneceğini ifade etti. Başbakan Ecevit, şöyle devam etti: ''Onun için ben MHP'nin bu konuda yapıcı bir davranış içinde bulunacağına inanıyorum. Başka türlüsünü düşünmek de zaten mümkün değil. MHP de AB'ye tam üyelik amacını kabul etmiş durumdadır. Zorlama olmaksızın, kendi isteği ile kabul etmiş durumdadır. Bunun da gereklerinin yapılmasına elbirliği ile katkıda bulunacağız. Bazı güçlükler olabilir, partiler arasında farklı düşünceler olabilir. Ama ben inanıyorum ki eninde sonunda bir uyuma varılacaktır.'' ''HER DAKİKA GİRİŞİMLERİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ' Ecevit, bir gazetecinin, ''İdam konusunda ortaklarınızla tam bir uyuma varmazsanız, muhalefetten bazı partiler destek olabileceğini açıkladı, orada bir uzlaşma arar mısınız?'' sorusu üzerine, bunun mümkün olduğunu ve bu düşünceyi aylar önce ortaya attığını anımsattı. Bu konuda, Bahçeli ile mutabık olduklarını ifade eden Ecevit, Bahçeli'nin, ''Her konuda değil, çok sayıda konuda değil, fakat çok istisnai durumlarda, koalisyon dışındaki partilerin ortaklığı ile bazı girişimlerde bulunulabileceğini'' söylediğini hatırlattı. Ecevit, ''Bunun başında da idam konusu gelmekteydi. Eğer, TBMM'de yeterli çoğunluğun sağlanması umudu belirecek olursa, ki bu konuda her dakika girişimlerimizi sürdürüyoruz ve sürdüreceğiz, o zaman bu konuda parlamento düzeyinde bir adım atılabilir ve sorun çözülebilir, diye umuyorum. Herhalde bu sorunu çözmek mecburiyetindeyiz'' diye konuştu. ''HER İŞİ YAPAMAYABİLİRİM'' Bir gazetecinin, ''Bu sabah hastaneye gitmeniz, soru işaretlerine neden oldu'' diyerek, bu konuda bir açıklama istemesi üzerine Ecevit, hastane yetkililerinin, kendisini, bir süre sıkı bir kontrol altında tutmak istediklerini söyledi. Nöroloji ile ilgili konuların çok hassas olduğunu belirten Ecevit, şunları kaydetti: ''Bugün, iyi de olabilir bir vatandaş, fakat bir saat sonra çok ciddi bir durumla karşılaşabilir. Bu herkes için geçerlidir. Yalnız benim için değil. Allah'tan, herkesin böyle durumlardan esirgenmesini diliyorum. Kısacası, bu nedenle başta Prof. Dr. Mehmet Haberal olmak üzere hastane yetkilileri gereken bütün titizliği göstermektedirler. Bu toplantıdan önce, bir kere daha, bazı bakımlardan, kontrollerden geçmekte yarar görmüşlerdir. Bazıları, evimize kadar sabah evimize kadar gelmişlerdir, yeni bir durum yok. Fakat hastane yetkilileri, dikkatli davranma gereğini duymaktadırlar.'' Ecevit, ''Sizin rahatsızlığınız, devlet işlerini ister istemez etkileyecektir. Rahatsızlığınız, bundan sonra devlet işlerini, bir miktar mı yoksa hiç mi etkilemeyecek?'' sorusuna şöyle karşılık verdi: ''Bu konuda kesin birşey söyleme olanağı yok. Ben bu nekahet döneminde devlet işlerini aksatmamak için elimden gelen her şeyi yaptım ve yapmaya da devam edeceğim. Her işi yapamayabilirim. Örneğin sağlık durumumdaki gelişmeler belirli bir duruma varmadan önce bazı dış resmi gezilerden kendimi yoksun tutmak zorunda kalabilirim. Nitekim bu durumla karşılaştık. Bu gibi sorunlar da nihayet devletin ortak sorumluluğuyla aşılabilecek niteliktedir. Umarım ki çok kısa bir sürede dış ilişkiler bakımından da Başbakan olarak, üzerime düşen sorumlulukları yerine getirmeye çalışacağım.'' Ecevit, rahatsızlığının tam olarak ne olduğunun sorulması üzerine ise, teknik ayrıntılara girmenin mümkün olmadığını, bu konuda Prof. Dr.Turgut Zileli'nin ayrıntılı olarak açıklama yaptığını söyledi. Ecevit, ''Ben bunlara girersem, eksiği, fazlası olabilir. Benim yetkimi aşmış olabilir. Prof. Dr. Zileli'nin açıklamalarından da aslında kaygı duyulacak bir durum olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu tartışmalara girmek istemiyorum' diye konuştu. EMEKLİLİK PLANIM YOK Başbakan Ecevit, ''Sizin rahatsızlığınızın, (ekonomiye kötü etkisi olduğu, güven ortamını sarstığı, görevinizi yapamayacağız) söyleniyor.Bu iddia hakkında ne diyeceksiniz?'' şeklindeki bir soru üzerine, sağlık konularına girmek istemediğini söyledi. Ecevit, bu konuda gereken adımların atıldığını, gereken tedbirler alındığını ve gereken açıklamaların da yapıldığını belirterek, ''Bunların dışında fazla bir açıklama yapma gereği duymuyorum'' diye konuştu. Hastaneye uğrayışının, derhal borsayı sarsması, döviz fiyatlarını olumsuz yönde etkilemesi durumunda, Türkiye'nin, bu işlerin üstesinden gelemeyeceğini anlatan Ecevit, dünyanın ve ülkelerin yerinde durmadığını, sorunların sürekli olarak değiştiğini ifade etti. Ecevit, şöyle konuştu: ''Nasıl bir çok gelişmiş ülkede ufak tefek olaylar dolayısıyla borsada sıçramalar, düşmeler olmuyorsa, Türkiye'nin de bu duruma ulaşması gerekir. Türkiye'de, köklü bir demokrasi vardır. Kişisel ve kişilerle ilgili olayların, devleti bir ölçünün ötesinde etkilememesi gerekir. Onun için vatandaşlarımızın müsterih olmalarını diliyorum. Türkiye, sağlam bir zemin üzerinde uzun yıllardan beri ilk kez ekonomisini geliştiriyor. Bu yönde ciddi adımlar atıyor. Bu arada, Başbakan konumundaki bir kimse basın toplantısına gelmeden önce hastaneye de kısa bir süre uğramışsa, bunun ekonomiyi sarsması için hiçbir ciddi tarafı, gerekçesi yoktur.'' Ecevit, doktorlarının isteği üzerine hastaneye uğradığını ve toplantı öncesi, doktorların ihtiyaten gözden geçirdiklerini söyledi. Ecevit, ''Bunun hemen para piyasalarını, ekonomiyi etkilememesini temenni ediyorum. Dediğim gibi istikrarlı çalışmaya alışmalıyız millet olarak. Böyle güncel olaylar da ekonomide çok olumlu gelişmeleri zedeletmek hiç doğru olmaz'' dedi. AVRUPA BİRLİĞİ Başbakan Ecevit, ''idam cezasının kaldırılması ile birlikte eş zamanlı olarak af yetkisinin veya cezalara indirim yapma yetkisinin kaldırılması önerisi var. Bu öneriye yaklaşımınız nasıl?'' sorusu üzerine, ''Öneriyi incelemeyebilmiş değilim. Onun için ayrıntılı bir şey söyleyebilecek durumda değilim'' diye konuştu. Ecevit, şunları söyledi: ''Türkiye, Avrupa Birliği'ne tam üyeliği ulusal bir yükümlülük ve kararlılık durumuna getirmiştir. Bütün partilerde bu konuda birleşmektedirler, aralarında görüş ayrılıkları olabilir. Bazılarının, AB ile arasında tartışma olabilir. Bunlar demokratik süreç içinde aşılabilecek konulardır. Çünkü dediğim gibi, koalisyonu oluşturan 3 parti ve hatta muhalefet partilerinin AB üyeliği konusunda herhangi bir tereddütü yoktur. Ayrıntılarla ilgili anlaşmazlıklar da kısa sürede giderilebilir.'' ERKEN SEÇİM Ecevit, ''Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, erken bir seçimin kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Sizin düşünceniz nedir?'' sorusunu üzerine, ''Her vatandaş gibi Derviş'in de siyasal konularda kişisel görüşleri olabilir. Hükümet olarak erken seçimi kesinlikle uygun bulmadığımızı açıkladık'' dedi. Ecevit, uzun yıllardan beri Türkiye'de ihmal edilmiş olan yapısal reformları büyük bir kararlılıkla ele alındığını belirterek, ''Bu fırsatı Türkiye, bir daha kolay kolay yakalamayabilir. Bir kararlı, tutarlı hükümet verdiği sözleri yerine getiriyor. Bu aşamada erken seçimin memlekete hiçbir yararı olmayacağına, ancak zararı olacağına inanıyorum. Ama Sayın Derviş, hangi düşünce ile neden bunu söylemiş onu bilemem. Kendisi de hükümetin bir üyesidir. Hükümet içinde bu konu tartışılma gündemine bile gelmemiştir'' diye konuştu. Ecevit, ''Sağlık sorununuza ilişkin eleştiriler psikolojinizi ve ruh halinizi nasıl etkiledi? Bir an için bile olsa siyaseti, Başbakanlık'ı bırakmayı, bir anlamda kenara çekilip rahat nefes almayı düşündünüz mü?'' sorusunu yanıtlarken ise yıllardan beri bazı çevrelerin ısrarla kendisinin bir takım ciddi sağlık sorunları olduğunu ileri sürdüklerini söyledi. Ecevit, şöyle devam etti: ''Bu iddiaların hepsinin yanlış olduğu, gerçek dışı olduğu da ortaya çıkmıştır. Ancak, son aşama da ciddi, kaygı duyulacak bir konu değil. Benim bir ölçünün ötesinde görevlerimi üstlenmememe neden olabilecek bir durum ortada yok. Bir süre için bazı dış gezilerimi ertelemek zorunda kalabilirim. Fakat, bu yüzden de devlet çalışmaları aksamaz, Türkiye yine her forumda gerektiği gibi ve dirayetle temsil edilmeyi sürdürür. O bakımdan herhangi bir kaygı duymuyorum.Son aylarda, yıllardan beri beni siyasetten caydırmak, usandırmak için çok yoğun çabalar gösterilmiştir, bunlar halen devam ediyor.Benim için siyaset her şey demek değildir. Bunu her vesile ile açıkladım. Siyasetin dışında çok başka, zevkli ilgi alanlarım da var.Bunlara dönebilmeyi çok isterdim. Fakat şu sırada hükümet, koalisyon istikrarını bozmak, Türkiye'nin başına çok ciddi sonunlar getirir.Bunun sorumluluğunu ben kendim üstüme alamam.'' ''Önümüzdeki seçimlere DSP Genel Başkanı olarak mı gireceksiniz?'' sorusuna Ecevit, ''Daha onlara çok zaman var'' yanıtını verdi. Emeklilik planı olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine de Bülent Ecevit, ''Benim durumumdaki kimselerin başına emeklilik gelir, gelebilir, fakat kendi başına emeklilik adımı atmak her zaman kolay olmayabilir. Türkiye bağlamında nedenini biraz önce belirttim. Şu sırada Türkiye çok hassas dönemden geçiyor. Birbiri ardına yapısal reform niteliğinde yasalar çıkarıyor. Uygulamalarda bulunuyor. Bunları aksatmanın Türkiye'ye bedelinin çok ağır olacağını düşündüğüm için görevimde kalmayı gerekli görüyorum'' dedi. Ecevit, sağlık sorunları nedeniyle yurt içi gezilerinin etkilenip etkilenmeyeceğine ilişkin bir soruyu yanıtlarken de olabildiğince yurt içinde dolaşmaya gereken zamanı ayırma ihtiyacı duyduğunu söyledi. Köy-kent projesinin artık devlet politikası haline geldiğini kendisi ile bağımlı olmaksızın yürüyeceğini belirten Ecevit, şöyle konuştu: ''O bakımdan kaygı duymuyorum. Gerek yurt içinde gerek yurt dışında görevlerimin olabildiğince yerine getirebilmek için elimden gelen çabayı göstereceğim. Fakat bu konuda bir süre sağlık sorunlarım dolayısıyla bir zorluğum olursa, vatandaşlarımın bundan kaygı duymamalarını ve devlet istikrarı için de olayların, sorunların çözümlerini bulunabileceğinin düşünülmesini temenni ediyorum.'' Ecevit, bir başka soru üzerine, Ekonomik ve Sosyal Konsey ile Yüksek Planlama Kurulu'nun en kısa zamanda ve ilk fırsatta toplanacağını kaydetti. Ecevit, Milli Güvenlik Kurulu toplantısına da sağlık sorunu olmadığı takdirde katılacağını bildirdi. RAHŞAN ECEVİT'E YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER Ecevit, tedavi konusunda eşi Rahşan Ecevit'e yöneltilen eleştirilerin hatırlatılması üzerine, bunların yanlış olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''Gerçekle ilgisi olmadığını her fırsatta açıkladım. Eve döndüğümde çarpma neticesinde bazı acılar duymaya başladım. Eşim hastaneye gitme gereğini özellikle belirtti. Fakat ben bunu siyasal açıdan göze alamadım. Çünkü yeniden ortalık karışacak, borsa düşecek, ekonomik göstergeler olumsuz etkilenecek... Ben bu zararı vermeyeyim düşüncesiyle çekingenlik belirttim. Ama belli noktadan sonra eşimin ve profesörlerin ısrarıyla yeniden bir araya geldik. Bu şekilde sürüyor durum.'' Özel bir hastaneyi tercih etmesi konusunda eleştiriler olduğunun hatırlatılması üzerine de Ecevit, Başkent Hastanesi'nin bir üniversite hastanesi olduğunu ifade ederek, ''Bu konular üzerinde durmak çok tatsız olur... Türkiye'de birbirinden değerli, hepsi birbirinden değerli çok sayıda sağlık tesisi var. İlle şuna gitmeyeceksiniz, buna gideceksiniz havasını yaratmak son derece sakıncalı olur. Bu tartışmanın hocalarımız üzerinde, doktorlarımız üzerinde olumsuz etkileri olacağına inanıyorum. Bu tartışmalardan kaçınalım'' dedi. ''Size iş görür raporu verildi mi?'' şeklindeki soru üzerine de Ecevit, böyle bir raporun olmadığını yanıtını verdi. TOPLANTI 55 DAKİKA SÜRDÜ Başbakan Bülent Ecevit'in 57.Hükümet'in 3 yıllık çalışmalarını değerlendirdiği basın toplantısı, 55 dakika sürürken, toplantıyı, ulusal televizyon kanallarının tamamına yakını canlı yayınladı. Ecevit, basın toplantısı için Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçtikten sonra, saat 12.45'de Başbakanlık Resmi Konutu'na geldi. Ecevit, yaklaşık 15 dakika dinlendikten sonra, toplantının yapılacağı salonda yerini aldı. Basın toplantısını izleyecek gazeteciler, daha önce basın kuruluşlarından alınan isimlere göre, isim kontrolünden geçerek, toplantının yapılacağı salona saat 12.30'dan itibaren alınmaya başlandılar. Toplantıyı, aralarında gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri ve köşe yazarlarının da bulunduğu, 100'ün üzerinde basın mensubu izledi. Başbakan Bülent Ecevit'in eşi Rahşan Ecevit ve Ecevit'in Dışişleri Başdanışmanı Ertuğrul Çırağan da toplantıyı, gazeteciler ile birlikte takip etti. Ecevit, basın toplantısı için hazırlanan ve ''Başbakan Bülent Ecevit'in 57. Hükümet'in 3 yıllık çalışmalarına ilişkin açıklaması'' başlıklı 24 sayfalık metnin, önemli gördüğü bölümlerini okudu. Saat 13.02'de başlayan basın toplantısı, Ecevit'in açıklaması, soru ve cevaplar ile birlikte 55 dakika sürdü. Ecevit, basın toplantısı için salona gelip, masaya oturduğunda, ses kontrolü için koruma Müdürü Recai Birgün'e, ''Recai Bey'' diye hitap etti. Recai Birgün'ün, ''Buyurun efendim'' demesi üzerine, Ecevit, ''Ses denemesi yapıyorum'' diye karşılık verdi. Başbakan Bülent Ecevit, basın toplantısının başlarında, iki kez gözlüğünü değiştirdi. Ecevit, kendisine soru soran bazı gazetecilere, adları veya soyadları ile hitap etti. Basın toplantısının sonunda, bir televizyon kuruluşu, 77. doğum günü dolayısıyla Ecevit'e çiçek sundu. Ecevit, kendisine çiçek sunulmasının ardından, rahatsızlığı sırasında gazetecilerin kendisine çok yakın ilgi gösterdiğini belirterek, basın mensuplarının hastanenin önünü adeta panayır yeri haline getirdiklerini söyledi. Ecevit, ''Gazeteci arkadaşlarımız, sabah akşam, gece gündüz görev yaptılar. Bu görev bağlılıkları için, bir eski gazeteci olarak bütün gazetecileri yürekten kutluyorum.Hepinize başarılar diliyorum'' diye konuştu. Başbakan Bülent Ecevit, basın toplantısının sona ermesinin ardından, Başbakanlık Resmi Konutu'nda bir süre dinlendi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:00

İLGİLİ HABERLER