Gündem
  • 19.4.2009 11:52

'ECEVİT KEŞKE O CENAZEYE GİTMESEYDİ'

Ergenekon operasyonlarıyla eski Başbakan Bülent Ecevit'in 2002'de 'iş göremez' raporuyla siyasetten tasfiye edilmek istendiği iddiaları yeniden gündemde. Ecevit'in tedavisini üstlenen Başkent Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Turgut Zileli, şöyle konuştu

Ecevit, hastanenize ilk ne zaman geldi?
Geldiğinde parkinson teşhisi vardı. Yürüyebilecek haldeydi ama hareketleri çok kısıtlıydı. Zekâsında bir şey yoktu. Bize geldiği zaman ilaçları hiç tanzim edilmemişti.

Nasıl bir tedavi uyguladınız?
Parkinson'un tedavisi bellidir. Endopa diye bir ilaç var. Endopa, vücutta 'dopamin' maddesine çevriliyor.

İlacı verdikten sonra hastada ne gibi etkiler, belirtiler olabilir?
Parkinson, dopamin eksikliği hastalığı. Dopamin takviyesiyle düzeliyor. Yüzde yüz bir iyileşme değil ama iyileşiyor. Sayın Ecevit'in ikinci hastalığı da çok çok önemliydi. Ecevit buraya geldiği zaman fevkalade kötü beslenmiş, zayıf, yürüyemeyecek haldeydi. Ve bakımsızdı. Yıkanmamış, temizlenmemişti. Buraya geldi, beslendi. Aslında parkinson için değil bağırsak şikâyetiyle gelmişti. Akciğerde 'emboli' vardı. O sırada kaburga kırığını fark ettik. Evde düşmüş, kimse farkına varmamış. 10 gün burada tedavi ettik.

Dopamin, parkinsonda titremeyi engelliyor değil mi?
Gayet tabii. Titreme durduruldu. Ecevit'in başbakanlık yapamayacağı noktasında en ufacık bir not yoktu. Ama dışarıdan herkes bir şeyler söylüyordu. Bizi politikanın içine sokmak istiyorlar. Biz doktoruz. Politikayla ne alakamız var? Hele hasta olduğu takdirde düşmanlık, milliyetçilik olmaz. Hasta vardır. Başbakan da olmaz, cumhurbaşkanı da olmaz. Ben cumhurbaşkanı da başbakan da tedavi ettim.

Sizi bu yüzden suçluyorlar. 'Hastaya göre değil, başbakana göre tedavi' yaptığınız iddiası var.
Bana Hitler de Stalin de gelse aynı tedaviyi yaparım. Hekimlikte hiçbir zaman politik düşüncemiz olmaz. Ecevit'i hasta olarak gördük, başbakan olarak değil. Biz hiçbir zaman Ecevit'e "Rapor verelim, işini yapamaz" meselesini konuşmadık. Bir tek kelime konuşulmadı.

Böyle bir baskı, telkin oldu mu?
Hekime baskı yapılmaz. Mühim olan Ecevit'in sağlığıydı. Kaburgasını kırmıştı, kontrol için kapısına kadar gidildi. Rahşan Hanım, bizi o gece eve almadı.

Bu baskı iddiaları nereden çıktı?
Aralarında konuşmuşlar. Demişler ki; Ecevit hasta olduğu için sağlık raporu alsın ve raporlu olduğu dönemde başbakanlığa Devlet Bahçeli vekalet etsin. Rapor dolduğu zaman Ecevit görevinin başına dönsün. Bunu söylemek Hüsamettin Bey'e (Özkan) düşmüş. Hüsamettin Bey rapordan söz edince, Rahşan Hanım tarafından terk edilmiş. Tamamen durum bu. Kasıtlı rapor iddiaları kesinlikle doğru değil. Konuşulmadı bile. Fonksiyonları yerinde olan bir insana ben farklı bir rapor veremem ki!

Sayın Ecevit'i Başkent Hastanesi'nden aldıktan sonra GATA'ya neden götürdüler?
Hüsamettin Bey, Mehmet Haberal'ın arkadaşı. Hüsamettin Beyler aldıkları bir kararı Ecevit'e iletmişler; "Size rapor alalım, bir ay istirahat edin. Yerinize Bahçeli baksın" demiş. Bunu duyan Rahşan Ecevit "Komplo kuruluyor" diye kıyameti kopardı. Aldı götürdü hastayı. Bana rapor için herhangi bir telkin olmadı, olamaz da. Rahşan Hanım "şüpheli rapor verecekler" diye buradan alıp GATA'ya götürdü. Ortopedi bölümüne, uzmana götürdüler. Ancak ortopedi bu işlerden anlamaz ki. Tamamen ayrı bir olay.

Ortopedik bir hastalığı var mıydı?
Kırık dolayısıyla vardı. Ancak burada tedavi edildi. GATA'ya götürülmesinin nedeni tamamen buraya güvenilmemesi.

Ölümünde herhangi bir kuşku görüyor musunuz?
Böyle bir hasta Danıştay saldırısında hayatını kaybeden başkanın cenazesine götürülmemeliydi. Burada tedavisi, bakımı yapıldı. Gayet iyiydi. Ben her gün rutin kontrollerini yapıyordum. Bizim sevenlerimiz olduğu gibi düşmanlarımız da var. Çamur atmak istiyorlar bize. Burada yapılması gereken ne varsa yapıldı. Amerika'ya da gitse aynı tedavi uygulanırdı. Ben vicdanen rahatım.

(SABAH)

Güncellenme Tarihi : 14.5.2016 22:57

İLGİLİ HABERLER