Ekonomi
  • 14.12.2007 15:11

BANVİT'TEN "HELAL GIDA" TEPKİSİ...

Banvit A.Ş. Genel Müdürü Ömer Görener, kamuoyunda ''Helal gıda'' olarak bilinen, 2008'de uygulamaya başlanacağı açıklanan ''Dini Usullere Uygun Gıda Standardı''yla ilgili olarak, ''Uygulanması planlanan sertifikalandırma düzenini, üreticilerin sırtına yüklenecek ayrı bir haraç mekanizması olarak görüyoruz'' dedi.
      Görener, yaptığı yazılı açıklamada, ''Helal gıda sertifikası''nın uzun vadede İslam ülkelerinden oluşan komşu pazarlara yönelik gıda ihracatını artıracağı beklentisinin mevcut olduğunu, ancak bu çalışmanın bir de ''Ticari sertifika pazarı'' boyutunun bulunduğunu bildirdi.
      Diyanet İşleri Başkanlığının ''Helal'' sertifikasını halen verdiğini, ''Aslında meselenin Türkiye'de helal olan üretimin bir başka rüsuma, haraca bağlanması meselesi olduğunu'' savunan Görener, farklı ülkelerde ve dini toplumlarda bir takım ek standartların uygulandığını, arandığını bildiklerini belirtti.
      Görener, Türkiye'de de çok uzun yıllardan bu yana markalı üretim gerçekleştiren gıda üreticilerinin, ürünlerin ambalajı üzerinde, ''Ürünlerimizde domuz eti ve yağı yoktur'' veya ''Ürünlerimiz İslami koşullara göre üretilmektedir'' ibarelerine yer verdiklerini dile getirdi. Bu ürünlerin hem yurt içinde hem de Arap ülkeleri de dahil yurt dışında pazarlandığına değinen Görener, şunları kaydetti:
      ''Sonuçta ihracat yapılacaksa zaten 'Helal' belgesini Diyanet İşleri Başkanlığından almakta ve beyan etmekteyiz. Bugüne dek bizden 'Şu şekilde helal belgesi istiyoruz' talebinde bulunan müşterimiz olmadı, çünkü zaten müşterek İslami şartlara uygun kesmekteyiz ve Müslüman ülkelere yaptığımız ihracatlarda verdiğimiz Diyanet Başkanlığı 'Helal' belgesi hep kabul edildi.'' Yeni uygulama girişimini destekleyenlerin ''Bugüne dek Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yönetmelikleri sonucunda, bizler mundar gıda yedik de bundan sonra mı helal gıda yiyebileceğiz?'' ya da ''Yıllardır uygulanmakta olan TSE'nin ürün standartları müşterek İslami şartlar gözetilmeden mi hazırlandı ve kullanılıyor?'' gibi bazı sorular ortaya attıklarını öne süren Ömer Görener, şu görüşlere yer verdi:
      ''Tabii ki bu soruların cevapları kocaman bir hayır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığımızın tüm sistemleri zaten dinimiz gözetilerek müşterek İslami şartlara uyularak hazırlanmaktadır. Dolayısıyla uygulanması planlanan sertifikalandırma düzenini üreticilerin sırtına yüklenecek ayrı bir haraç mekanizması olarak görüyoruz.
      Türk Standartları Enstitüsü, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve diğer kurumların uygulamayı planladığı ''Helal gıda'' sisteminin gerekliliğine inanmıyoruz, çünkü zaten ülkemizdeki tüm gıda üretimi helal olmak zorunda. Türkiye Müslüman bir ülke, tüm çalışanlarımız Müslüman, üretimimiz de zaten müşterek İslami koşullara uyularak yapılmakta. Dolayısıyla zaten ülkemizde tüm gıda üreticilerinin uygulamakta olduğu müşterek İslami şartlara göre olan üretimlerimizin maliyetine 'Helal Gıda' altında yeni bir etiket rüsumu, haracı ilave etmek istemiyoruz.''

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 15:12

İLGİLİ HABERLER