Ekonomi
  • 25.12.2004 01:05

YURTBANK'IN GEREKÇELİ KARARI AÇIKLANDI : BALKANER İKİ DEĞİL, YÜZ DEĞİL BİNLERCE KEZ DOLANDIRDI

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından el konulan Yurtbank'ın zarara uğratılmasına ilişkin bankanın eski sahibi Ali Avni Balkaner'in de aralarında bulunduğu sanıklar hakkında verilen mahkeme kararının gerekçesi hazırlandı.

Kararda sanık Ali Avni Balkaner'in, baştan beri dolandırıcılık kastı içerisinde zimmet kastı ile devam ettirdiğinin aşikar olduğu belirtilerek, "Balkaner, suç oluşturan eylemleri iki değil, on değil, yüz değil, bin değil, binlerce kez gerçekleştirmiştir" ifadesi kullanıldı.
Balkaner'in 34 yıl 7 ay, bazı sanıkların da farklı hapis cezalarına çarptırıldığı Yurtbank'ın zarara uğratılmasına ilişkin davanın gerekçeli kararı hazırlandı. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından hazırlanan ve 139 sayfadan oluşan gerekçeli kararda, davanın geçmişi ve sanık savunmalarına yer verildi. Kararda ayrıca, Yurtbank'ın kuruluşu, Balkaner grubunun hakim hissedar olması ve Yurtbank A.Ş. adı altında faaliyet yürütürken bankanın zarara uğratılmasına kadar olan süreç ayrıntılı bir şekilde anlatıldı. Aralarında grup şirketlerinin de bulunduğu kredibilitesi düşük firmalara teminatsız kredi kullandırılması, dolayısıyla aktifin donuklaşması, kaynak ve kullanımlar arasında dengenin bozularak bankanın ciddi ölçüde zarara maruz kaldığı ve bu zararın gittikçe büyüyerek müdahale gerekliliğinin ortaya çıktığı belirtildi. Kararda, bankayı 21 Aralık 1999 tarihinde TMSF tarafından el konulduğu hatırlatıldı. Kararda, iddianamede yer alan "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak", Çamlıca Konakları'na ilişkin tahsis edilmemesi gereken kredi tahsisini sağlamak amacıyla dolandırıcılık, fiuciary işlemlerine konu bankalar kanununa muhalefet ile zimmet ve offshore hesapları nedeniyle bankayı vasıta kılarak dolandırıcılık suçuna konu olay ve hukuki değerlendirmelere yer verildi.

OFFSHORE ŞİRKETİ GRUP ŞİRKETLERİNE KREDİ SAĞLAMAK AMACIYLA KURULDU
Bankanın zarara uğratılmasında en önemli faktör olan KKTC'deki offshore limited şirketinin Balkaner tarafından özellikle grup şirketlerine kredi sağlamak amacıyla kurdurulduğu ve şirketin sermayesinin bizzat kendisi tarafından karşılandığı belirtildi. Yurtbank'a gelip mevduat hesabı açtırmak isteyen kişilere bankanın faiz oranlarının yanı sıra yurt offshore limited şirketinin de faiz oranlarının bildirildiği, daha fazla faiz verileceği belirtilerek bu hesaplara yönlendirildiği anlatıldı. Ayrıca toplanan mevduatın çeşitli yollarla grup şirketlerine kredi olarak aktarıldığı, offshore hesaplarının sadece diğer bir kısım şirketlere nakledilmesi amacıyla kurulmuş olduğu ifade edildi. Raporda mahkeme vicdanında oluşan kanaatle alakalı tartışma başlıklı bölümde sanık Balkaner'in suç kastının ne kadar kuvvetli ve ısrarlı olduğu şöyle anlatıldı:


"Sanık Ali Avni Balkaner'in avukatları Deniz Ketenci, Fatih Çınar ve Volga Gökçe son oturumda son bilirkişi raporunun eksiklikler ve çelişkiler içinde bulunduğunu ileri sürerek yeniden bilirkişi incelemesi yapılması yolunda soruşturmanın geliştirilmesi talebinde bulunmuşlardır. Ancak, mahkemece delillerin takdiri mümkün görüldüğü gibi geldiği aşama itibariyle yargılamanın uzayacağı düşünülerek reddine karar verilmiştir. Sanık Balkaner ve arkadaşları hakkında mahkumiyet hükmü kurulan suça konu eylemlerini bilerek ve isteyerek bilinçli bir şekilde suç işleme kastı içinde gerçekleştirdikleri, yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ve tam bir vicdanı kanaat ile ortaya çıkmıştır. Balkaner baştan beri iyi niyetli hareket etmeyerek banka kaynaklarını kendisine veya grup firmalarına aktarmanın peşinde olduğu ve gerçekleştirdiği bir çok yöntem ve eylemleriyle bu amacına da kavuştuğu görülmüştür. Suça konu eylemler ticari ilişkiler kılıfı altında bankanın kaynaklarının iç edilmesi hareketidir. Birden fazla metot uygulanarak dolandırıcılık suçu gerçekleştirilmiştir. Her bir metot aslında ayrı bir suç işleme iradesinin ürünüdür."

SUÇ OLUŞTURAN EYLEMLER BİNLERCE KEZ GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR
Raporda, bu metotların öncelikle banka kaynaklarına kendi grup firmalarına usulsüz olarak aktarmalarıyla başladıklarının altı çizilerek, "Bu amaçla grup firmalarına dönmeyecek şekilde kredi aktarılmıştır. Daha sonra eylemler şekil değiştirilerek ayrı bir metot ve suç işleme iradesiyle Çamlıcı Konakları'nın satışı bahane edilerek banka vasıta kılınmak suretiyle dolandırıcılık suçu gerçekleştirilmiştir. Bir suç birden fazla aynı kasıt altında tekrarlanmıştır. Bu metottan sonra sanık Balkaner bu kez başka bir metot olan yurtdışında kurdurttuğu offshore şirketi üzerinden müşteki, müdahil vatandaşlara karşı bankayı vasıta kılmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlemiştir. Bu suçu aynı kasıt altında binlerce kez tekrarlamıştır. Bu da yetmiyormuş gibi yine ayrı bir metot uygulamak suretiyle bu defa fiduaciay işlemlerini banka kaynakları, banka vasıta kılınmak suretiyle iç etmiştir. Bu eylemler sonucunda milyonlarca dolar zararla hakim hissedarı bulunduğu bankanın devlet tarafından el konulmasına sebebiyet vermiş ve bu zarar devlet ve dolaylı olarak ekonomi üzerine yüklenmiştir. Diğer yandan, müşteki müdahil binlerce kişi doğrudan maddi ve manevi zarara duçar bırakılmıştır. Bütün bunların hukuki ilişki kılıfı altında gerçekleştiği açıktır. Ancak, gelişen çağımız ve sanıkların kültür düzeyi yükseldikçe mala karşı işlenen suçlarda da hukuki ilişki kılıfının da yoğunlaştığı bir gerçektir. Suç konusu bu eylemler mahkememizce salt hukuki ilişki olarak kabul edilmemiaed şirketinin de faiz oranlarının bildirildiği, daha fazla ştir. Günümüz dünyasında kültür düzeyi yüksek olan insanların artık klasik manada iç etme, hırsızlık gibi mala karşı eylemleri basit şekilde gerçekleştirmedikleri görülmektedir. Sanık Ali Avni Balkaner'in baştan beri dolandırıcılık kastı içinde zimmet kastı ile devam ettirmiş olduğu aşikardır. Balkaner, suç oluşturan eylemlerini iki değil, on değil, yüz değil, bin değil, binlerce gerçekleştirmiştir. Gerçekleştirilen bu eylemler sonucunda bir güven kurumu olan banka, milyonlarca dolar zarara uğratılmıştır. Binlerce vatandaşımız offshore şirketi üzerinden banka kullanılarak dolandırılmak suretiyle, milyonlarca dolar maddi ve içlerinde intihar edenlerin de dahil olduğu kişiler çok derin bir şeklide mağdur olmuşlardır. Ülkemizde toplumsal bir yaraya dönüşen bu hareket offshore mağdurlarının örgütlenmesi sonucunu doğurmuştur. Bu eylemlere hukuki ihtilaf olarak bakmanın mümkün olamayacağı açıktır. Balkaner bilerek, isteyerek tam bir suç işleme kastı içinde ve bilinçli bir şekilde hareket etmiştir. Ceza alan diğer sanıklar da bu suçlara bilerek ve iştirak ettiklerinden mahkememizce hiçbir kuşku bulunmamaktadır" denildi.


Banka tarafından gruba ait 24 şirkete usulsüz kredi verilmek suretiyle dolandırıcılık suçunun gerçekleştiği belirtilen raporda, Balkaner ve avukatlarının savunmalarının geçerli bulunmadığının altı çizildi.
Rapor şöyle sona eriyor:


"Bankaya el konulduğu tarihe kadar offshore mudilerine ödeme yapılması suçu ortadan kaldırmaz. Balkaner'in savunmasında itibarlı biri olduğunu ve 1 milyar 600 milyon dolar mal varlığına sahip olduğunu belirttiği halde bankaya el konulduktan sonra seneler geçmiş olmasına rağmen offshorezedelerin paralarını ödememiş olması da sanığın dolandırıcılık kastı içinde hareket ettiğinin açık bir kanıtıdır. Bankadaki bütün kararlar, Balkaner'in bilgisi ve talimatı doğrultusunda alınmıştır."

Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:31

İLGİLİ HABERLER