Gündem
  • 5.12.2019 23:58

Erdoğan açıkladı!.. Güvenli bölgenin imarına kaç ülke destek verdi?

Erdoğan açıkladı; Rojava planına kaç ülke destek verdi?

Erdoğan: İsim vermeyeceğim, sadece bir ülke 'Size gerekli desteği vereceğiz' dedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de kurulması planlanan güvenli bölgeyle ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Erdoğan, 'İsim vermeyeceğim, sadece bir ülke 'Size gerekli desteği vereceğiz' dedi' ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi nedeniyle İngiltere'nin başkenti Londra'da kendisini takip eden Türk gazetecilerle bir araya geldi.

Gündeme dair açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Zirvede NATO’nun gündeminde olan stratejik konuları etraflıca ele alma fırsatını bulduk. Terörle mücadele, mülteci krizi, külfet paylaşımı, siber ve hibrit tehditler, ittifak dayanışmasının güçlendirilmesi, ayrıca Rusya ve Çin ile ilişkiler gündemdeki ana konu başlıklarıydı" dedi.

Erdoğan, 1952'den bu yana bütün önemli NATO misyonlarında ülke olarak görev aldıklarını belirterek "Bugün de daha önce olduğu gibi Afganistan’dan Irak’a kadar çeşitli görev güçlerinde yer alıyoruz. NATO’ya mali ve askeri payımız pek çok üyenin önündedir. Savunma harcamalarımızın özellikle gayri safi milli hasılaya oranı yüzde 1,9 seviyesinde bulunuyor. Galler Zirvesinde bu konuda bir hedef verdik ve bu hedefe uyum aynen devam ediyor. Tabii önümüzde şu anda birçok ülke var. Bu ülkelerin birçoğunun gayrı safi milli hasılaları aslında çok büyük değil. Bundan dolayı da bu derecelenmede onlar öne çıkma fırsatını buluyorlar. Örneğin Bulgaristan" diye konuştu.

Erdoğan şöyle devam etti:

"NATO’nun gücü, müttefikler arasındaki birlik ve dayanışmadan kaynaklanıyor. Bu noktada ittifakın bütün üyelerinin güvenlik kaygılarını ve tehditlerini dikkate alması esas ilke olarak göz önünde bulunuyor. Zira bu küreselleşme çağında hepimiz güvende olmadan hiçbirimiz güvende olamayız. Biz NATO üyesi olarak PKK/YPG, DEAŞ ve FETÖ başta olmak üzere pek çok terör örgütüne karşı mücadele eden tek NATO üyesiyiz. Bunu da konuşmamda özellikle vurguladım. Fakat bazı dostların bir taraftan terörle mücadeleyi öne çıkartırken diğer taraftan bu terör grupları ile el ele olduklarını da üzülerek görüyoruz. Biz nasıl ittifakın güvenlik tehditlerini ciddiye alıyorsak bütün müttefiklerin de bizim güvenlik kaygılarımızı ciddiye alması gerekir. Bunun üzerinde durduk. Biz müttefik olmadan bu dayanışmanın gerçekleşemeyeceğini de ortaya koyuyoruz. Müttefik olmanın gereği budur. Bunun üzerinde tüm ortakların durması gerekir. Bu konuları hem zirve oturumunda hem de ikili görüşmelerde dile getirdik.

Biliyorsunuz Türkiye, İngiltere, Almanya, Fransa olarak bir de Dörtlü Zirve gerçekleştirdik. Bu Dörtlü Zirvede de bu konuların yanı sıra özellikle Suriye’deki Barış Pınarı Harekatı’nı etraflıca ele aldık. Burada kendilerine hazırlamış olduğum belgeleri, bilgileri takdim ettim. Bunun daha da ötesinde üzerinde durdukları bir konu var; 'Buradan ne zaman çıkacaksınız?' Biz de kendilerine 'Peki sizin burada ne işiniz var?' diye soruyoruz. 'Sınırınız mı var burada?' Yok. 'Peki size karşı taciz mi var?' Yok. 'Taarruz mu var?' Yok. 'Peki, ne işiniz var burada?' Bizim burada 911 kilometre sınırımız var. Tacizse bize, taarruzsa bize... Bizler şehitler veriyoruz. 'Sizin herhangi bir can kaybınız, yaralınız var mı?' Yok. 'Peki burada ne işiniz var?' 'Bize bu soruyu sorma hakkını nereden elde ediyorsunuz?' 'Bakın' dedim, 'Çok açık ve net söylüyorum; Tel Abyad ve Resul Ayn’da -malum buranın uzunluğu 120 kilometre, derinliği 32 kilometre- belirlenen o barışı tesis etmeden buraları terk etmemiz mümkün değil. Çünkü biz buraya bir barış için girdik ve bu barışı burada tesis edeceğiz. Peki bunların güvenliği ne olacak? O da yine bizim sorumluluğumuzda. Eğer sizler de burada rol alırsanız beraberce buranın lojistiği olarak bu güvenliği de tesis ederiz. Daha önce bunu Sayın Obama ile de konuştuk. Diğer koalisyon güçleriyle konuştuk. Hatta siz hava destekli lojistiği sağlayın, güvenliği sağlayın, biz burada DEAŞ’a karşı da diğer terör örgütlerine karşı da bu mücadeleyi veririz' dedik.

Ayrıca şunu da söyledik; 'Bizim üzüntümüz şudur ki siz maalesef terör örgütü YPG-PYD ile berabersiniz ve ‘Bunlarla DEAŞ’ı yok ettik’ diyorsunuz. Kusura bakmayın DEAŞ’ı yok ettiğiniz falan yok. DEAŞ yine bulunduğu yerlerde. Biz ispatlı konuşuyoruz. El-Bab’da 3 bini aşkın DEAŞ’lıyı biz daha ilk harekatta, Fırat Kalkanı Operasyonu'nda etkisiz hale getirdik. Ondan sonra gerek Afrin’de gerek buralarda yaptığımız operasyonlarda binlerce DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdik. Şu anda bizim cezaevlerimizde DEAŞ’lılar var. Hala toplamaya devam ediyoruz. 7 bini aşkın DEAŞ’lıyı biz derdest ettik. Ülkelerine geri gönderiyoruz. Hala girmeye çalışanlara da kapılarımız kapalı.' Bakın Bağdadi’nin öldürülmesiyle ilgili övünüyorlar. 'Biz de Bağdadi’nin en yakınlarını yakaladık. Bunlar şimdi bizim geri gönderme merkezlerimizde bulunuyor. Biz bu noktadayız. Siz bunları hiç masaya yatırmıyorsunuz' dedik.

“Maalesef ülkelerin duyarsızlığı devam ediyor”

Dörtlü Zirve'de Rojava’da Güvenli Bölge'nin inşa ve imarına yönelik olumlu bir söz olup olmadığına ilişkin soruya Erdoğan, şu yanıtı verdi:

“Bana göre bu konuda maalesef ülkelerin duyarsızlığı devam ediyor. İsim vermeyeceğim, sadece bir ülke 'Bu konuda biz size gerekli desteği vereceğiz' dedi. Biz de diyoruz ki en azından biz imkanlarımız çerçevesinde Tel Abyad ve Rasulayn arasındaki bölgede bir çalışma başlatalım. Bu çalışmayla ortaya bir mülteciler şehri çıkartalım. Onun için de bazı planlarımız var, bu planları da işletelim diyoruz ve peyderpey ülkemizdeki Suriyeliler'den o bölgedeki toprak sahiplerini, ev sahiplerini kendi yerlerine gönüllülük esasına dayalı olarak geri gönderelim.”

Güncellenme Tarihi : 5.12.2019 22:33

İLGİLİ HABERLER