Ekonomi
  • 30.1.2015 21:23

Erdoğan‘dan Merkez Bankası‘na sert eleştiri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada 'Enerjide dışa bağımlılığı düşürmek hayati öneme sahip. Devreye giren her enerji tesisi bizim için altın kıymetinde. Bununla birlikte doğalgaz ve petrol yerine mümkün olduğu kadar kömüre dayalı termik santraller, hidroelektrik, jeotermal kaynakları ikame etmenin çabası içerisindeyiz. Burada bir şeyi söylemek zorundayım. Siz bakmayın batıdaki çevreci akımların kömürü kötülediklerine. Almanya gibi gelişmiş ülkelere baktığınızda kömürü görürsünüz. Nükleer enerjiyi en çok kullanan ülkeler de gelişmiş ülkelerdir. Burada dert çevrecilik hassasiyeti sergilemek değil, Türkiye'nin gelişmesini kalkınmasını büyümesini engellemek. Açıkça söylüyorum en büyük çevreci biziz. Son 12 yılda ortaya konan performansı hiç bir dönemde hiç bir iktidar ortaya koymamıştır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının tamamını seferber etmiş durumdayız.

EN BÜYÜK ÇEVRECİ BİZİZ

Rüzgar enerji santralleri ile Türkiye bizim dönemimizde tanıştı ve hızla da artarak devam ediyor. Türkiye'nin hedeflediğimiz şekilde büyümesini sadece bu kaynaklarla da mümkün değil. Bunun yanında kömür de nükleer enerji de kullanacağız. Sinop ve Akkuyu ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Tahrip etmeden, çevreyi bozmadan, çevrenin Allah'ın bir lütfu olduğunu unutmadan yapacağız. Şu 12 yılda bizim diktiğimiz ağaç ve fidan sayısı nedir biliyor musunuz 3,5 milyar. Bunların yaklaşık 600 milyonu yetişmiş ağaçlardır ve süratle de bunu devam ettireceğiz. Ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırmakta kararlıyız. Enerji yatırımlarında da önceliği özel sektöre veriyoruz. Özel sektörün kurulu enerjimizdeki payı 12 yıl önce yüzde 32 iken bugün bu oran yüzde 72'ye ulaştı. Artış sürüyor. Özel sektörümüzü bu alanda yatırım yapmaya teşvik ediyoruz edeceğiz. Yenilenebilir enerji yatırımları için çok daha özendirici teşvikler veriyoruz. Bu santral yenilenebilir enerji açısından örnek bir tesis.

KIRŞEHİR'İN RÜZGARINI DA KAZANDIK

Geçmişte büyüklerimiz hep şunu söylerdi dereler için 'Su akar Türk bakar' derlerdi. Ama şimdi ne yapıyoruz 'Su akar Türk yapar' diyoruz. Şimdi bir taraftan barajlar, hidroelektrik santrallerle enerji üretimini arttırıyoruz içme suyu kullanma suyu bunları üretiyoruz. Aksi takdirde durumumuz felaket olabilirdi. 20 milyon ağaca tekabul eden emisyon özelliği ile şuanki santralin üretecği enerji ile doğalgaz faturamızdan yılda 40 trilyon tasarruf edeceğiz. Bu tesis ile zaten zengin olan Kırşehir'in esen rüzgarını da kazanmış oluyoruz.

DÜNYAYA ÇEVRECİLİK DERSİ VERİYORUZ

Bizi evde kömürün kokusuna külüne mahkum etmişlerdi. Annelerimiz, babalarımız neler çekti o günleri hatırlayalım. Biz geldik, siyasi hayatımın en etkin dönemlerinde İstanbul'da doğalgazı tüm çevreye yaydık. Türkiye'de şuanda doğalgazın olmadığı il sayısı 8-9. Hemen düğmeye bastığında niçin banyosunda sıcak su akmasın, evi ısınmasın. Bizim insanca yaşamak hakkımız değil mi? Bunları yapalım, Diyarbakır'daki, Trabzon'dakinin insanca yaşamak hakkı değil mi? Bunu sağlamak siyasilerin görevi vatandaqşlarımızın da insanca yaşama hakkıdır. Hamdolsun bu adımlar atıldı bu RES'lerle de inanıyorum ki yenilenebilir enerjide bir çevrecilik dersini veriyoruz. Bu tür tesislerin inşaat ve işletme aşamasında yapıldıkları bölgeye sağladıkları katkı da unutulmamalıdır. Polat Grubu tüm bölgeye hizmet verecek bir spor tesisini de bölgeye kazandırdı.

BİZE YAĞMURLU HAVADA SU VERMEZLER

Büyüyen güçlenen türkiye zorlukları birer birer aşarak hedeflerine doğru kararlılıkla ilerliyor. Türkiye'yi yeniden 70 cent'e muhtaç etmek isteyenler var. Bunun için tüm güçleri ile çalışanlar bunu her fırsatta değerlendirme gayretindeler. 17-25 Aralık darbe girişiminin hedefinde ekonomimiz, işadamlarımız vardı. Enerji bakanımız olmak üzere bu alanda görev yapan kamu personeli de hedefler arasında yer alıyordu. Amaç, Türkiye'yi ekonomik olarak çökertmek enerji projelerimize darbe vurmaktı. Amaç Türkiye'yi yeniden faiz lobisine teslim olmaya zorlamaktı. Toplanan vergilerin tamamının tek başına faiz ödemelerini karşılayamadığı dönemleri yaşadık Türkiye'de biz ülkemize o günleri bir daha yaşatmamakta kararlıyız. Bildiğiniz gibi Merkez Bankası'nın faiz uygulamalarına ilişkin görüşlerimi her fırsatta dile getiriyorum. Diyorlar ki yatırım notumuz zarar görür. İşimiz batıdaki kuruluşlara kalsa bize yağmurlu havada bir bardak su vermezler. Ekonomileri bizimle mukayese edilemeyecek ülkeler allanıp pullanırken Türkiye her zaman riskli gösterildi. Yerle yeksan olan ülkeler hala bizden güçlü gösteriliyor. Bizim bunların hiç birine eyvallahımız olmadı. Biz onlara rağmen büyüdük güçlendik. Bunu kendi içimizdeki bir takım kurumlarımıza hala gösteremedik. Faiz oranı hala neredeyse iki katı, böyle bir çarpıklık olabilir mi?

MİLLETİN TEPKİSİ ŞİDDETLİDİR

Türkiye'de geçen 12 yılda nasıl hale yola girdiyse bu mesele de makul bir yere gelip oturacak. Aynı şekilde Türkiye'yi çökertmek isteyen üst aklında onun kuklalarının da hedefleri kursaklarında kalmaya devam edecek. Milletin iradesi yerine vesayet sistemini arzu edenlerin bu yönde gayret gösterenlerin çabaları bugüne kadar sonuç vermedi bundan sonra da inşallah vermeyecek. Milletimizin kendisine hizmet edene vefası ne kadar samimi ise ihanet edene de tepkisi o kadar şiddetlidir. Biz ülkemize milletimize hizmet eden yatırım yapan üreten herkesin daima yanındayız, destekçiyiz. Bunun için bugün buradayız. Nerede bir yatırım varsa, nerede hizmet varsa orada bulunmak benim için en büyük mutluluktur. Benim öfkem ülkesine ve milletine düşmanlık edenlere karşıdıra. Bu ülkeye bu millete hizmet eden herkese gönlüm de kapım da sonuna kadar açıktır.

 

Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 22:31

İLGİLİ HABERLER