ERDOĞAN FRANSA'YA KIZDI : BENİ İÇERİ Mİ ATACAKSINIZ
MUSTAFA ESEN
İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son günlerde Fransa'da yaşanan gelişmelere değinerek, "Yani Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı yarın bir gün ola ki Fransa'ya gittiğinde kalkıp da 'Ermeni soykırımı yoktur' dediği zaman ne yapacaksınız? Alıp da içeri mi atacaksınız" dedi.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda verilen iftar yemeğinin ardından konuşan Erdoğan, Fransa parlamentosunda 12 Ekim'de oylanacak Ermeni soykırımı iddialarının inkarını cezalandırmaya yönelik kanun teklifini hatırlattı.
Başbakan Erdoğan, bugün ofisinde Fransız yatırımcılarla bir araya geldiğini kaydederek, "Hepsi bu konudan çok dertli. Bu konu Türkiye ile Ermenistan arasındaki bir konudur. Üçüncü bir ülkenin bu konuda bu şekilde bir saptama yapma hakkı yoktur. Bu, durumdan vazife çıkarmaktır. Fransa'ya ne? Sana ne ya, sen işine bak. Efendim işte, 'Fransa'da 500 bin Ermeni var, seçimler var. Bu seçimlerle ilgili olarak onlara mesaj olsun diye yapılıyor' İfade özgürlüğünün bu tür bir bedeli olamaz. Orada 500 bin de Türk var. Bunu siz nasıl da kalkar bu şekilde değerlendirirsiniz? Hani ifade özgürlüğü vardı? Yani Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı yarın bir gün ola ki Fransa'ya gittiğinde kalkıp da 'Ermeni soykırımı yoktur' dediği zaman ne yapacaksınız? Alıp da içeri mi atacaksınız? Böyle bir gücünüz mü var? Ne yapacaksınız? Veya herhangi bir bakanı, aydını, düşünce adamını..." diye konuştu.
Türkiye'de bunların konuşulduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Gerçi Türkiye'de de Fransa'dakilerin yaptığını yapan tipler yok mu, var. O ayrı bir mesele. O tür tipler var ama, biz hiçbir zaman o tür tiplerin yanında olmadık. Niye? Çünkü düşünce noktasındaki anlayışımız bunu engelliyordu. İfade özgürlüğü noktasındaki anlayışımız bunu engelliyordu. 'Bırakın' dedik, 'herkes rahat rahat konuşsun. Hele hele bilimsel zeminde bırakın rahat tartışsınlar' Zaten bizim istediğimiz de bu değil mi? Bırakın tarihçiler, siyaset bilimciler, hukukçular, sanat tarihçileri konuşsun. Onlar çalışmalarını yapsın, araştırmalarını yapsın, getirsinler önümüze, ondan sonra konuşalım. Bırakalım artık tarihi, tarihte kalsın. Biz geleceğin dünyasını kuralım. Buna bakalım. Bunlar bizi derinden yaraladı, üzdü."
Başbakan Erdoğan, genel başkan olarak, Fransa'daki iktidar partisinin genel başkanı Sarkozy'yi aradığını ve iki kez görüştüklerini dile getirerek, "Ayın 12'sindeki gelişmeleri yakından izliyoruz, izleyeceğiz" dedi.
Olayın bundan sonra bir de senato boyutu bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama biz bunun bu şekilde gündeme gelmesini bile çok çirkin buluyoruz. Devletler arasındaki samimi ilişkiler bu tür çirkinliklere kurban edilemez. Kaldı ki, Türkiye bir kabile devleti değildir. Bizim üzerimizde bu tür operasyon yapamazsınız. Çok iyi hesap etmeleri gerekir. Yanlış hesap yaptılar. Buradan böyle bir netice çıkmış-çıkmamış bizim umurumuzda değil. Çıktıktan sonra eğer öyle bir yanlış yapacak olurlarsa bizim yapacağımız çok enteresan şeyler var. Onun altından onlar hiç kalkamaz. Sağ olsun medya yarın bunu da saptırır. Ne yapacaksınız diye bunu da sormaya başlarlar."
Bu sırada salondan gelen "Cezayir" sesleri üzerine Başbakan Erdoğan, "Benim halkım her şeyi biliyor işte, görüyorsunuz. Daha başkaları da var merak etme. Bu noktalarda samimi olarak çağrımızı yaptık. Dedik ki, bu yol yanlış yol" şeklinde konuştu.
Erdoğan, Erivan ile İstanbul arasında hava yolunu açtıklarını ve Ermenistan ile Türkiye arasında yılda 2 bin aracın hizmet verdiğini dile getirerek, halen 40-50 bin Ermenistan vatandaşının Türkiye'de çalıştığını, buna da opsiyonla baktıklarını söyledi. Erdoğan, "Ama karşımızdakiler bir diasporaya bu münasebetleri kurban ediyorlar" diye konuştu.
Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob 2'nin aralarında bulunduğu dini cemaat temsilcileriyle dün Almanya Başbakanı Merkel'in de katılımıyla bir araya geldiğini hatırlatan Erdoğan, dünyaya medeniyetler arası ittifakın ve medeniyetlerin buluşmasının İstanbul'da yapıldığını gösterdiklerini söyledi. Erdoğan, "Hiçbir zaman kin ve nefret üzerine ilişkilerimizi bina etmedik. Ecdadımız da etmedi" dedi.
Başbakanlık Ofisi'nde Osmanlı döneminde İstanbul'daki Ermeni hastanelerine yapılan yardımların arşiv belgelerini çerçeveleterek duvara astırdığını ve gelenlere gösterdiğini anlatan Erdoğan, sembolik de olsa Van Akdamar'da bir kilisenin restore edildiğini kaydetti.
"ADİL OLUN, ADİL, BUNU İSTİYORUZ"
Türkiye'deki Ortodokslara her zaman kiliselerini restore etmeleri halinde yardımcı olacaklarını söylediklerini ifade eden Erdoğan, "Atina'da 2 cami var Müslümanlar'ın. Gelin siz de onun restorasyonuna müsaade edin. Edemiyorlar, edemezler. İşte o hani gelip de Ankara'yı direkt geçmek suretiyle Diyarbakır'a giden bazı vatandaşlar var ya, onlara sesleniyorum; biraz da buraları gezin, bir kontrol edin de, önce buralarda adalet temin edin, onu bir başarın, ondan sonra bizden bazı şeyleri isteyin. Adil olun, adil. Bunu istiyoruz" diye uyarıda bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk lirasından altı sıfırı atmanın Türkiye Cumhuriyeti için ne büyük bir devrim olduğunun hala farkında olunmadığını belirterek, "Bu devrimle aslında modern hırsızların önünü kestik" dedi.
Erdoğan, insan olarak her an bir muhasebenin içinde olmak gerektiğini söyledi. Bir günü diğer gününe eşit olanın zararda olduğunu ifade eden Erdoğan, bugünün dünden, yarının da bugünden daha iyi olması gerektiğini söyledi. Millet için emek harcayan, fikir üreten ve yatırım yapan h kan Erdoğan, genel erkese teşekkür ettiklerini, muhalefet-iktidar demeden taş üstüne taş koyanları, ülkenin kronikleşmiş sorunlarına çözüm olanları takdir ettiklerini dile getiren Erdoğan, siyasi rekabetin ahlaki çerçeve ve hakkaniyet içinde kalmasının önemini vurguladı.
Başbakan Erdoğan, muhalefetin sunduğu projeleri ideal ve hayırlı projeler olması durumunda hayata geçireceklerini kaydederek, "Yoksa durum tespitiyle, 'vur ona' demek suretiyle politika yapma anlayışı, veya 'biz geldiğimiz zaman konuşuruz, geldiğimiz zaman proje koyarız' mantığıyla ne bu ülkeye hizmet ederiz, ne de siyasete" diye konuştu.
Her yapılana kulp takmaya çalışmanın siyasi rekabetle açıklanamayacağını ifade eden Erdoğan, Türkiye'yi devraldıkları günden bugüne ülkenin ekonomik olarak istikrarla büyüdüğünü söyledi. "Milletimin geçen 4 yıllık icraatımızla ilgili vereceği karardan zerre kadar şüphe duymuyorum" diyen Erdoğan, göreve geldiklerindeki asgari ücretle mutfakta ne kadar ekmek, yumurta, süt, pirinç, makarna ya da kaç tüp alındığının hesabının yapılması gerektiğini kaydetti. Erdoğan, "Bugünkü asgari ücreti de getirin ortaya koyun. Bugün aynı ürünlerden ne kadar alıyorsunuz? Eğer geriye gitmişsek AK Parti'ye oy vermeyin. İleri gitmişsek bizimle beraber yürümeye devam edin" dedi.
Yaşam standardını daha iyiye taşıdıklarını, yoksulla zengin arasındaki makası daralttıklarını, bunun başarı olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ekonomide mal-para diye bir hesap var. Hesabı bununla yapın. Yoksa bizden önceki dönemlerde olduğu gibi her gün talimatı ver, darphaneden parayı bassınlar, ondan sonra rakam büyüsün, 'ciddi paralar alıyoruz ha' deyin. Halbuki ciddi paralar dedikleri 1'in yanına durmadan sıfır koymak. 1'in üzerinden tüm o yükleri attıklarını ve 1 daha değerli oldu. Şu altı sıfırı atmanın Türkiye Cumhuriyeti için ne büyük bir devrim olduğunun hala farkında değiliz. Bu devrimle aslında modern hırsızların önünü kestik. İstedikleri gibi oynayamıyorlar."
Dünyanın dört bir yanını dolaşarak Türkiye'nin çıkarlarını koruma gayreti içinde olduklarını kaydeden Erdoğan, "Bu Başbakan Ankara'da durmuyor" diyenler bulunduğunu, ancak "Ankara'da durmak için iktidara gelmediklerini" söyledi. Başbakan Erdoğan, daha önce Bakanlar Kurulunu bile toplayamayan bir hükümetin olduğunu ve bugün bunun bedellerinin ödendiğini ifade ederek, artık Türkiye'nin dört bir yanının şantiye haline geldiğini, açılışlara bile yetişemediklerini kaydetti.
Erdoğan, önümüzdeki yıl sonuna kadar Türkiye'de yolu, suyu olmayan tek köy kalmayacağını bildirdi.
