Gündem
  • 31.7.2009 00:00

ERDOĞAN: 'İKİ KITAYI BİRBİRİNE BAĞLADIK!..'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu, bu büyüklüğünün gerektirdiği her adımı da içeride dışarıda atmaya devam edeceğini belirterek, ''Olumsuz düşünmek ve karamsarlığa kapılmak için hiçbir sebep yoktur, Türkiye hedeflerine doğru ilerlemeye devam ediyor'' dedi.

Erdoğan, televizyonlardan yayımlanan ''Ulusa Sesleniş'' konuşmasında, Temmuz ayı içerisinde dış politika açısından yoğun ve önemli bir trafik içinde bulunduklarını ifade etti.

G-8 Zirvesi'ne katılmak üzere, 8 Temmuz'da gittiği İtalya'da çok önemli etkinliklere katıldığını ve çok yararlı temaslarda bulunduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''Zirve gündeminde yine küresel ekonomik krizle mücadele, dünya ticaretinin önündeki engellerin kaldırılması, gıda güvenliği ve güvencesinin sağlanabilmesi gibi önemli konular vardı. Bunun yanı sıra giderek daha ciddi bir mesele halini alan küresel iklim değişikliğiyle mücadele ve uluslararası gündemi meşgul eden diğer önemli bölgesel meseleler de detaylarıyla ele alındı.

Bu ziyaret sırasında Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke liderlerini bir araya getiren önemli bir toplantıya katılma imkanı da bulduk. Türkiye-AB ilişkileri hakkındaki görüşlerimizi bir kere daha bütün açıklığıyla ifade ettik. Türkiye'nin AB üyeliğini samimi biçimde destekleyen İtalya Başbakanı Sayın Berlusconi ile yaptığımız ikili görüşme sırasında da hem Türkiye'nin müzakere sürecindeki gayretlerini hem de yaşanan bazı sıkıntıları bir kere daha vurguladık.''

TÜRKİYE'NİN AB'YE ÜYELİĞİNİN ÖNEMİ

Erdoğan, bütün bu temasların, başta Türkiye'nin AB üyeliği süreci olmak üzere, gündemde yer alan her konuda, kayda değer sonuçlar üreteceği konusunda ümitli olduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:

''Bu vesileyle, AB müzakere sürecinde, zorluklara rağmen ilerlemenin devam ettiği ve vergilendirme başlığının da müzakereye açıldığı bilgisini sizlere vermek istiyorum.

Bu sürecin bazı zorlukları beraberinde getireceğini zaten öngörmüştük, şimdi bu bilinçle ve eksilmeyen bir samimiyetle, gayretle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İnanıyorum ki, her geçen gün, AB ülkeleri nezdinde, bu gayretlerimiz daha iyi anlaşılacak ve yolumuz kısalmaya başlayacaktır.

Dünyada yaşanan son gelişmelerle birlikte, Türkiye'nin AB üyeliğinin sadece Türkiye için değil, AB için de ne kadar değerli olduğu daha da açık biçimde ortaya çıkmıştır. Bunun Avrupa kamuoyu tarafından da zaman içinde daha iyi fark edileceğine inanıyoruz.''

Temmuz ayı boyunca önemli dünya liderlerinin Türkiye'de ağırladığını ifade eden Erdoğan, ''Bu ay içinde Suudi Arabistan Şura Meclisi Başkanı ile Dubai Devlet Başkan Yardımcısı, Başbakan ve Dubai Emiri Sayın Muhammed Bin Raşid El Maktum ile birer görüşme yaptık. Bu görüşmelerde, Türkiye'nin Suudi Arabistan ve Dubai ile ilişkilerine yeni açılımlar getirecek önemli konularda mutabakat sağladık'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, 13 Temmuz'daki NABUCCO anlaşmasını imzalamak üzere Türkiye'ye gelen AB Komisyonu Başkanı Barosso başta olmak üzere bütün katılımcı ülke temsilcileri ile ayrı ayrı görüşme imkanı bulduklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Avusturya Şansölyesi Sayın Faymann, Bulgaristan Başbakanı Sayın Stanishev, Gürcistan Cumhurbaşkanı Sayın Saakashvili, Irak Başbakanı Sayın Maliki, Macaristan Başbakanı Sayın Bajnai ve Romanya Başbakanı Sayın Emil Boc ile çok yararlı temaslarda bulunduk.

14 Temmuz'da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile Ankara'da bir araya geldik ve Kıbrıs'ta devam eden kapsamlı çözüm müzakereleri başta olmak üzere iki ülke ilişkileri konusunda görüş alışverişinde bulunduk.''

FİLİSTİN'DE İÇ BARIŞIN ÖNEMİ

Erdoğan, 16 Temmuz'da Filistin Ulusal Yönetim Başkanı Sayın Mahmud Abbas'ı misafir ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:

''Kendisine Filistinli kardeşlerimize karşı tarihi, insani ve vicdani sorumluluğumuzun farkında olduğumuzu ve yanlarında yer almaya devam edeceğimizi bir kere daha ifade ettik. Ulusal yönetimin güçlendirilmesi ve Filistin halkının sosyo-ekonomik şartlarının iyileştirilmesi konusunda her türlü katkıyı vermeye hazır olduğumuzu vurguladık. Bu çerçevede, tabii ki, çok yönlü pek çok somut proje üzerinde görüş birliğine vardık.

Yine bölgede barışın tesisi konusunda, öncelikle Filistin'in kendi iç barışının bizim için çok büyük önem taşıdığını altını çizerek ısrarla vurguladık. Türkiye'nin gayretlerinin devam edeceğini de Sayın Abbas'a ifade ettik. En son Gazze'de yaşanan acı insanlık tablosunun bir daha bölgede asla yaşanmaması için gereken her türlü adımı atmaya kararlı olduğumuzu ifade ettik.

Ayrıca, şu hususu da bir kere daha vurgulamak istiyorum: Sayın Abbas'ın bu ziyareti, Rum basınında yer alan ve maalesef bazı medya kuruluşlarının da tahkik etmeden kullandıkları bazı yalan haberleri açıkça tekzip etmesine de vesile oldu. Çünkü haberler yalandı.''

TÜRKİYE, SURİYE İLİŞKİLERİ

Suriye ile ilişkilerdeki tarihi iyileşmenin de devam ettiğini anlatan Erdoğan, Halep'te gerçekleşen Suriye ziyaretiyle özellikle Orta Doğu'daki gelişmeleri birlikte değerlendirme fırsatı bulduklarını ve iki ülke arasındaki dostluk, komşuluk ilişkileri yeni açılımlar kazandığını ve daha da güçlendiğini söyledi.

Suriye Devlet Başkanı Sayın Beşar Esat ile Halep'te yaptıkları görüşmede, hem iki ülke arasındaki ilişkileri hem de bölge ve dünya meselelerini detaylarıyla görüşme imkanı bulduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunlara yer verdi:

''Memnuniyetle ifade edeyim ki, Türkiye ile Suriye arasında bütün bu meselelere bakışta önemli bir paralellik ve uyum yaşanmaktadır. İki ülke arasındaki bu güzel yakınlaşmanın bölgemizde ve dünyada, komşular arası ilişkilere örnek teşkil edecek bir seviyeye yükselmesinden büyük mutluluk duyuyorum.

Ortak bir geçmişe ve akrabalık ilişkilerine sahip iki ülkenin böyle sıcak ve dinamik ilişkiler içinde olması, sadece bu iki ülke için değil, yıllar yılı çatışmalarla sarsılan bölgemiz için de çok değerli bir tecrübedir. Suriye ile bu yakınlaşmanın daha da gelişmesi, iki ülke arasındaki işbirliği imkanlarının zenginleştirilmesi, iki kardeş halk arasındaki bağların daha da güçlenmesi için gerekli her adımı kararlılıkla atmayı bundan sonra da sürdüreceğiz. Suriye'ye bir dost ve komşu ülke olarak değer veriyoruz ve bu hissiyatımızın aynı samimiyetle Suriye tarafında da yaşatıldığından asla şüphe etmiyoruz.''

''HEPİMİZ, ÜLKEMİZİ SEVİYORUZ''

Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:

''Türkiye büyük bir ülke, bu büyüklüğünün gerektirdiği her adımı da içeride dışarıda atmaya devam edecektir. Olumsuz düşünmek ve karamsarlığa kapılmak için hiçbir sebep yoktur, Türkiye hedeflerine doğru ilerlemeye devam ediyor.

Türkiye'nin, şu güzel yaz günleriyle birlikte yakaladığı iyimser çizgiyi devam ettireceğine ve her geçen gün global krizin etkilerinden adım adım uzaklaşacağına samimiyetle inanıyoruz.

Sıkıntılarımız elbette tümüyle ortadan kalkmamıştır ama gördük ki en olumsuz şartlarda bile ayakta kalmayı, hızımız azalsa bile ilerleme irademizi kaybetmemeyi artık biliyoruz. Bu ülkenin huzur ve istikrarını asla bozdurmayacağız. Bu ülkede millet iradesinin, demokrasinin, hukukun ve insan onurunun tartışma konusu yapılmasına asla fırsat vermeyeceğiz.

Türkiye'yi hepimizin gurur duyacağı, dünyanın örnek alacağı bir ülke haline getirmek için bütün gücümüz ve enerjimizle çalışmaya devam edeceğiz.

Hiçbir güçlükten yılmayacağız, hiçbir engele takılıp kalmayacağız. Mazeret, bahane, problem değil; iş, hizmet ve proje üreteceğiz. Milletimizi asla hayal kırıklığına uğratmayacak, umudu daima canlı tutacağız. Hepimiz ülkemizi seviyor, bu ülkenin büyük hedeflerine ulaşacağı o mutlu ve müreffeh yarınlara inanıyoruz.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin enerji politikasında önemli bir ortak haline geleceğini belirterek, ''İnanıyorum ki Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin doğal bir parçası olduğu, olması gerektiği gerçeği bu gelişmelerle birlikte çok daha iyi anlaşılabilecektir'' dedi.

Erdoğan, televizyonlardan yayımlanan ''Ulusa Sesleniş'' konuşmasında, Türkiye'nin yarınlarına damgasını vuracağına inandığı dev projelerden ikisine özel olarak dikkat çekmek istediğini kaydetti.

Bunlardan ilkinin enerji alanında önemli bir uluslararası ve hatta kıtalararası proje olan NABUCCO Projesi olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, projenin imza aşamasına kadar olan gelişmelerine değinerek, ''Nihayet bu ay içinde ilgili ülkelerle birlikte bu önemli projenin startını resmen verme mutluluğunu da yaşadık'' dedi.

Erdoğan, 13 Temmuz günü Avusturya, Bulgaristan, Macaristan ve Romanya başbakanlarıyla birlikte, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barosso'nun da katılımıyla ilk resmi anlaşmayı, hükümetlerarası zirve toplantısında imzaladıklarını anımsatarak, ''Bunu sadece Türkiye ve diğer ortak ülkeler için değil, Asya'dan Avrupa'ya uzanan çok geniş bir coğrafyada yeni bir dostluk ve işbirliği döneminin başlangıcı olarak görüyoruz. Bu imzalarla Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerde de yeni bir sayfa açılmıştır. İnşallah daha sonraki aşamalarda Ortadoğu coğrafyası da bu projenin bir parçası haline gelecektir, umudumuz, beklentimiz bu yöndedir'' diye konuştu.

TÜRKİYE'NİN COĞRAFİ KONUMU

Türkiye'nin, kıtaların buluştuğu çok müstesna bir coğrafi konuma sahip olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Bir yandan Ortadoğu ve Hazar Havzası olmak üzere, dünyanın ispatlanmış doğal gaz rezervlerinin yaklaşık üçte ikisinin bulunduğu bir bölgenin en stratejik noktasındayız. Diğer yandan Avrupa ülkelerinin tamamının doğuya açılan kapısı konumundayız. NABUCCO Projesi, işte Türkiye'nin bu benzersiz konumunu değerlendirerek, ülkemizi bölgenin ve dünyanın enerji haritasında bir merkezi üs, bir enerji koridoru haline getirecek olan bir dizi projenin en önemli ayaklarından biridir.

Biz göreve geldiğimiz ilk günden beri Türkiye'yi dünyanın önemli enerji koridorlarından biri haline getireceğimizi söyledik, söylüyoruz. Bu hayalimizi gerçeğe dönüştürmek için büyük gayret gösterdik. Bu gayretlerimiz neticesinde bugün Ortadoğu ve Hazar enerji kaynaklarının dünya pazarlarına ulaştırılması noktasında çok önemli projeler hayal olmaktan çıkmıştır.''

Erdoğan, ''Bildiğiniz gibi kısa bir zaman içinde Kerkük-Yumurtalık'ın yanı sıra, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattını da işletmeye açtık. Rus doğalgazını taşıyan Batı Hattı, İran-Türkiye, Mavi Akım, Bakü-Tiflis-Erzurum doğal gaz boru hatları ile Türkiye-Yunanistan Doğal Gaz Enterkonektörü projeleri de bu dönemde gerçeğe dönüştü'' diye konuştu.

TÜRKİYE, DOĞALGAZDA AVRUPANIN 4. ANA ARTERİ

Samsun-Ceyhan petrol boru hattına yönelik çalışmalar bütün hızıyla sürdürdüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, Türkmen doğalgazının Türkiye'ye naklini ve Irak doğalgazının Kerkük-Yumurtalık Hattı'na paralel bir boru hattı vasıtasıyla ülkemize sevkini sağlayacak diğer önemli projelerde de önemli ilerlemeler sağlamış durumda olduklarını dile getirdi.

Atılan bu adımların Türkiye'yi doğalgazda Avrupa'nın dördüncü ana arteri konumuna getireceğine işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Enterkonektörü ile başlayan, NABUCCO projesinin hayata geçmesiyle devam eden bu sürecin sonunda bu hedefimize ulaşmış olacağız. Ülkelerin sürekli artan enerji ihtiyacı dikkate alındığında, enerji transferine büyük rahatlık getirecek bu projelerin sadece bölgemiz için değil, dünya için de ne kadar hayati projeler olduğu rahatlıkla anlaşılabilir. Bu tablonun bizim için bir başka anlamı da ülkemiz doğalgaz altyapısının Avrupa'nınkiyle birleşecek olmasıdır.

Bu sayede Avrupa Birliği ile enerji alanındaki ilişkilerimiz bir başka boyut kazanacak; Türkiye Avrupa Birliği'nin enerji politikasında önemli bir ortak haline gelecektir. İnanıyorum ki Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin doğal bir parçası olduğu, olması gerektiği gerçeği bu gelişmelerle birlikte çok daha iyi anlaşılabilecektir.''

NABUCCO'NUN GETİRECEĞİ KAZANIMLAR

Erdoğan, NABUCCO projesindeki bu ilk resmi anlaşmayı bir başlangıç olarak kabul ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:

''Önümüzdeki süreçte hem ilgili hükümetlerin, hem de projenin bir parçası olan şirketlerin daha pek çok adım atması gerekiyor.

Türkiye olarak bu projenin hem ülkemize, hem de bölgemize getireceği kazanımların farkındayız, sorumluluklarımızın gereğini de bihakkın yerine getirmekte kararlıyız. Bu projenin getireceği yeni imkanlar, diğer bölgesel projelere de hız kazandıracak, ilham verecektir. Bu çerçevede, Azerbaycan, Türkmenistan, Irak ve Mısır başta olmak üzere, Hazar ve Orta Doğu bölgelerinde bulunan kayda değer doğal gaz üreticisi ülkelerin de zaman içinde bu bölgesel projenin bir parçası olacaklarına inanıyoruz. Projenin ileri safhalarında İran ve Rus doğalgazının NABUCCO boru hattı üzerinden Avrupa'ya ihracını temin etmek için de uygun şartlar oluşturmaya çalışacağız.

Yine dünyanın en büyük doğal gaz üreticilerinden olan Katar'ın, ülkemizde tesis edilecek bir sıvılaştırılmış doğal gaz terminali vasıtasıyla, NABUCCO projesinin bir parçası haline gelmesini de imkan dahilinde görüyoruz.''

Başbakan Erdoğan, bütün bu ülkelerin, NABUCCO boru hattı vasıtasıyla Türkiye üzerinden Avrupa ile organik bir bağ kurmuş olacaklarına dikkat çekerek, şunları söyledi:

''Biliyoruz ki bugünün dünyasında ticari ilişkiler sadece devletleri değil, toplumları da birbirine yaklaştırıyor. Bu anlamda NABUCCO'yu sadece bir enerji projesi olarak değil, farklı devlet ve toplum yapılarını buluşturacak, kaynaştıracak bir barış projesi olarak da görüyoruz.

Ülkelerin ortak menfaatlerinin güçlendireceği bu ticari ittifak, aynı zamanda birlikte yaşamanın, birlikte gelişmenin, birlikte kazanmanın kapılarını açacaktır. Bu umut ve heyecanla bu dev projenin ülkemize, bölgemize, dünyaya hayırlı olmasını temenni ediyorum, emeği geçen herkese de şükranlarımı sunuyorum.''

ULAŞTIRMA ALANINDAKİ PROJELER

Ulaştırma alanındaki dev projelerden biri olan Konya-Ankara Hattı'nın ilk ray kaynağını törenle gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Bu sembolik töreni, altyapı çalışmaları tamamlanan bu hattın en kısa zamanda sizlerin hizmetine sunulacağının bir müjdesi olarak da kabul edebilirsiniz. Bu yılın Mart ayında hizmete açtığımız Ankara -Eskişehir Yüksek Hızlı Tren Hattı bunun en güzel örneğidir, bugün bu güzergahta seyahat eden vatandaşlarımız büyük bir memnuniyetle bu imkanı yaşıyor ve kullanıyorlar.

Hükümet olarak göreve geldiğimiz günden bu yana ısrarla üzerinde durduğumuz konulardan biri de biliyorsunuz ulaştırma konusudur. Geçmişe baktığımızda bütün büyük medeniyetlerin inşa ettikleri yollarla anıldığını, bu yolların adeta o medeniyetlerin sembolü haline geldiğini görüyoruz. Hep söyledim, 'yol medeniyettir dedim, su medeniyettir' dedim. Bugün de durum değişmiş değildir. Yollar sadece ülkeleri ve şehirleri değil, toplumları da birbirine bağlayan medeniyet köprüleri olmaya devam ediyor.''

Ulaştırma alanında imkanlarını geliştirmiş, çeşitlendirmiş olan ülkelerin kalkınmayı yaygınlaştırmak, ticareti geliştirmek konusunda önemli mesafeler aldığına işaret eden Erdoğan, konuşmasına şu görüşlere yer verdi:

''Bununla birlikte kültürel temaslar, etkileşimler de en üst seviyeye çıkıyor ve standartlar yükseliyor. İşte bu gerçekler doğrultusunda ulaştırma alanında yapılmamışları yapmayı artık kaçınılmaz bir gereklilik olarak gördük, Cumhuriyet tarihinin en önemli ulaştırma projelerini ardı ardına devreye soktuk.''

Erdoğan, yıllardır bitirilemeyen bazı önemli projeleri tamamladıklarını anımsatarak, ''Bolu Tüneli, Karadeniz Sahil Yolu buna örnektir. 1993'te başlanan, 10 yılda bitirilemeyen Bolu tünelini 3 yılda tamamladık, 2007'de hizmete açtık. Yine yıllarca konuşulduğu halde hayata geçirilemeyen Marmaray gibi, hızlı tren hatları gibi birtakım projeleri başlattık ve gerçekleştirme yolunda adım adım ilerliyoruz'' diye konuştu.

''HEDEFİMİZ 15 BİN KİLOMETRE...''

Marmaray'la iki kıtayı denizin altından birbirine bağladıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Böylece Asya ve Avrupa kıtaları kesintisiz biçimde demiryoluyla birbirine bağlanmış oluyor, inşallah bu büyük projeyi tamamladığımızda adeta yeni bir devir açmış olacağız. Ve yine bunun yanında bir de lastikli yani otomobillerin de geçeceği denizaltından bir geçişin de şu anda adımlarını atıyoruz'' dedi.

Erdoğan, Türkiye'yi bir uçtan bir uca duble yollarla donatma hedefleri doğrultusunda onlarca projeyi yine hayata geçirdiklerini, 10 bin kilometreye yakın duble yol yaptıklarını, çok ve önemli mesafeler aldıklarını söyledi.

''Bunların hepsi bir zamanlar hayaldi'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

''79 yılda 6 bin kilometre yol yapılmışken, duble yol olarak söylüyorum, bizler şurada 7 sene içerisinde 10 bin kilometreye yakın bir duble yol gerçekleştirdik. Bugün bunların hepsi bir gerçek... Yapımı, hazırlığı devam eden pek çok bu noktada proje var, çünkü hedefimiz 15 bin kilometreyi gerçekleştirmek. Bunların yanında başka projeler de peyderpey hayata geçiriliyor, geçirilecek.

Ankara-Konya Hızlı Tren Hattı işte bu törenle birlikte geri sayımı başlayan projelerden biri. İnşallah önümüzdeki yılın sonuna bunu yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu ülkenin kalkınma heyecanını bu projelerle birlikte izlemeye, yaşamaya devam edeceğiz.

Ankara–Sivas Hızlı Tren Hattı da adım adım ilerliyor. Ankara-İstanbul, inşallah Hızlı Tren Hattı'nın birinci etabını hizmete açtık, ikinci etabı da devam ediyor ve bu çalışmalar hızla devam ediyor. Yine Ankara– İzmir Hızlı Tren Hattıyla ilgili çalışmalar bütün sürdürülüyor.

Demiryolları konusunda bu ülkede kırk yıl boyunca çivi bile çakılmamıştı, en son demiryolu kırk yıl önce Van'a yapılmıştı, biz bu makus talihi de değiştirdik. Tekirdağ– Muratlı hattı ile Tekirdağ'ı demiryoluna kavuşturduk. Ankara– ivas Hızlı Tren Yolu kapsamında da Yozgat'ı demiryoluna kavuşturuyoruz.''

Erdoğan, bugün tamamlanan ve çalışmaları devam eden hızlı tren hatlarıyla, dünyanın bu imkandan yararlanan sayılı şehirleri arasında Türkiye'den de şehirlerin adlarının yazıldığını kaydetti.

''GİT GEL KONYA İKİBUÇUK SAAT DENECEK''

Bugün yüksek hızlı tren sayesinde Eskişehir-Ankara arasındaki seyahat birbuçuk saate inmiş durumda olduğunu anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

''Proje hizmete açıldığında Ankara-Konya arası da 1 saat 15 dakikaya inmiş olacak. Bunun insanlarımıza getireceği rahatlıkları, ticari hayatımıza, kültürel hayatımıza, turizme getireceği yeni imkanları düşünebiliyor musunuz? Şunu hep söylüyorum; biz artık şehirlerimizi sınır komşusu olmaktan çıkarmak, kapı komşusu haline getirmek istiyoruz. Hani diyorlardı ya 'git gel Konya 6 saat'. Artık git gel Konya 6 saat denmeyecek, 'git-gel Konya ikibuçuk saat' denecek.''

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bizim bütün bu adımları atmamızın asıl sebebi Türkiye'nin gecikmiş ulaştırma atılımını hayata geçirmek, Türkiye'yi bu alanda daima çağdaş dünyanın gerisinde kalan değil, önüne geçen, örnek alınan ülke konumuna getirmektir.

Türkiye'nin ulaştırma vizyonunu bugünün ihtiyaçlarına uygun hale getirmektir. Karada, denizde, havada tüm nimetlerden benim vatandaşlarımın, benim halkımın istifade edebileceği modern bir Türkiye. Bu sebeple gecemizi gündüzümüze katarak, dört koldan bu projeleri hayata geçiriyoruz, bu yolda da kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz.''

Erdoğan, ''Başlattığımız projeleri asla bir köşede unutup çürümeye terk etmeyeceğiz, bitirip hizmete açma sorumluluğunu da bundan önce olduğu gibi yine üstleneceğiz'' dedi.

Bakü-Tiflis-Kars demiryolunun yapımının da hızla devam ettiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bu projeyle inşallah Pekin'den Londra'ya kadar uzanan İpek Demiryolu hayali gerçeğe dönüşecek. Bu da kıtaları birbirine bağlayan çok önemli bir medeniyet projesidir, barış projesidir, bunun da merkezinde Türkiye var. Yine temelini attığımız Ankara-Sivas hattı da Pan-Avrupa 4. Ulaşım Koridorunun devamını teşkil ediyor. İstanbul-Edirne Hızlı Tren Hattının uygulama projelerini de hazırladık; bu projeyi de Avrupa Birliği fonlarından yararlanarak inşa edeceğiz. Ankara-İzmir'in uygulama projelerini yaptık. İlk fırsatta ihalesini yaparak yapım aşamasına geçeceğiz.

Kararımız tıpkı duble yollarda olduğu gibi hızlı tren ağını bütün yurt sathına yaymaktır. Demiryoluyla yük taşımacılığında da büyük bir atılım içindeyiz; Şu anda ayda ortalama bin trenle yurtdışına yük taşıması yapıyoruz. İstanbul-Selanik, İstanbul-Tahran, İstanbul-Budapeşte, Mersin-Halep arasındaki yolcu trenleri komşularımızla bizim aramızda adeta bir dostluk köprüsü kurmuş durumda.

Suriye sınırında atıl hattaki mayınları temizledik, yolunu yeniledik, böylece Türkiye-Suriye arasında da aynı dostluk ve kardeşlik köprüsü kurulmuş oldu.''

Ulaştırma derken elbette sadece demiryollarından bahsetmediklerini ifada eden Erdoğan, şunları kaydetti:

''Karayollarında, hava ve deniz ulaşımında, iletişim alanında da Türkiye, tarihinin en büyük atılımlarını gerçekleştiriyor. Daha önce de ifade ettiğim gibi 15 bin kilometre bölünmüş yol hedefi koymuştuk, bunun yaklaşık 10 bin kilometresini bitirerek hizmete sunduk.

Bu sayede yol güvenliği konusunda da önemli gelişmeler kaydettik. Karayollarında ölümlü kaza oranı bu yollar sayesinde yüzde 80 oranında azalmış bulunuyor. Bu ülkede uçağa binmek lükstü, bunu da değiştirdik, artık herkes uçağa binebiliyor. Bugün hem uçak sayısında, hem sefer sayısında, hem de yolcu sayısında büyük bir artış yaşanıyor. Deniz yollarını yeniden ele aldık, deniz taşımacılığını canlandırdık, Türkiye bu gelişme hızıyla bugün gemi ve yat üretiminde dünyanın lider ülkeleri arasına girmiş durumda.

Bir ülkenin gelişmişlik seviyesinin en önemli göstergelerinden birinin yollarının kalitesi, yol güvenliği ve konforu, ulaştırma ağlarının çeşitliliği olduğunun bilincindeyiz. Türkiye geçen altı buçuk yılda bu alanda çok önemli gelişmeler kaydetmiştir, bu alandaki gayretlerimizi önümüzdeki dönemde de kararlılıkla sürdüreceğiz.''

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 16:00

İLGİLİ HABERLER