Erdoğan kestirip attı!.. Onun olduğu yerde olmam birlikte fotoğraf çektirmem
Cumhurbaşkanı Erdoğan Yunanistan Başbakanı Miçotakis'e yönelik oldukça sert ifadeler tullandı..
Cumhurbaşkanı Erdoğan o görüşmeyi anlattı: Onun olduğu yere gelmem, aynı fotoğrafa girmem!
Moskova'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rus lider Vladimir Putin arasında 6 saat süren kritik İdlib zirvesinin ardından ateşkes saat 00.01'de başladı. Ateşkesi duyuran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. "Ateşkes birkaç alanda önemli kazanımlar getiriyor" diyen Erdoğan, Yunanistan'ın göçmenlere karşı takındığı tavrı eleştirdi ve kendisini Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile görüşmeye ikna etmeye çalışan Borisov'a da "Onun olduğu yere gelmem ve onunla aynı fotoğraf karesinin içerisine de girmem." dediğini söyledi.
MERYEM İLAYDA ATLAS: Mültecilerle ilgili soru sormak istiyorum. Hem mutabakatta hem de basın toplantısında dile getirildi. Yalnız acil durum var sahada. Siz daha önce orada briket evlerden bahsetmiştiniz. İdlib’in kuzeyinde yüz binlerce mülteci kötü koşullarda. Bu konuda kriz olduğunda Avrupa Birliği’nden destek gelmişti. Aynı şekilde hem Resulayn ve Telabyad arasındaki bölgeye bir güvenli bölge inşa etmek için daha önce uluslararası camiaya çağrı yapmıştınız. Orada bir uluslararası donörler olması konusunda bir destek alınacak mı, orada acilen güvenli bölgede inşa çalışması yapılabilecek mi?
"ALLAH’IN İZNİYLE BU İŞİ HALLEDERİZ"
Batı maalesef çok yüzlü. Yunanistan’a hemen anında 700 milyon avro söz verdiler; “350’sini hemen gönderelim, 350’sini de sonra gönderelim.” dediler. Bırakın 700 milyon avroyu, Şansölye bize 25 milyon avrodan bahsetti ama ondan da maalesef henüz bir ses çıkmadı. Avrupa Birliği’nden gerek Konsey Başkanı Sayın Charles Michel olsun gerek Komisyon Başkanı Sayın Ursula von der Leyen olsun onlar da bazı sözler verdiler. Onlardan da bir netice çıkar mı çıkmaz mı bilmiyorum ama Sayın Bakanımızla da bazı görüşmeleri oldu. Gelse de gelmese de biz bu kadar seviye kaybına uğramış değiliz, Allah’ın izniyle bu işi hallederiz. Mesela basın mensuplarını o briket barakaların yapıldığı yere bir götürmek lazım. Oraları görmek lazım. 25-30 metrekarelik yapılar. İstiyoruz ki oralarda Suriyeli kardeşlerimiz daha iyi koşullarda yaşasın, yani biraz daha konforlu olsun. Duruma göre biz farklı ekip de ayarlar oradaki briket barakaları bir an önce bitirip o insanları oralara yerleştiririz.
"ONUN OLDUĞU YERE GELMEM, AYNI FOTOĞRAF KARESİNE GİRMEM"
OKAN MÜDERRİSOĞLU: Açık kapı politikasına geçildiği andan itibaren İdlib’i Avrupa’ya bağladığınız şeklinde bir tespitiniz oldu. Bu tespit bağlamında Avrupa Birliği’nden hangi adımlar gelirse bu açık kapı politikasını gözden geçirebilecek bir süreç başlar? Yoksa artık geri dönülemez bir noktada mıdır? Bir de CHP ile ilgili olarak bir soru sormak istiyorum; Genel Başkanı ısrarla rejimle görüşmeden söz ediyor. Aynı şekilde “Askerimizin Suriye’de ne işi var?” diye başlayan söylemini, “Rejim kendi toprağını savunuyor zaten” diye ifade ediyor. Bunlar rasyonel siyasette bir karşılığı olmayan sözler. Sizce CHP’yi ne motive ediyor, ne azmettiriyor? Yani nasıl bir arka planı var?
Her şeyden önce bizim Yunanistan tarafı ile bu süreçte “Açık kapı artık kapalı mı?” bunu tartışacak zamanımız yok, o iş bitti. Biz kapıları açtık şu anda. Mülteciler gidebildiği kadar gidecek biz bunları zorla ülkemizden de çıkartmıyoruz. Kendi arzularıyla kendi istekleriyle bu insanlar çıkıyorlar. Ama tabi Yunanistan bunlara zulmediyor. Takip ettiğim kadarıyla, en son 5 tane vaka vardı öldürdükleri. Tüm bunların yanında tabi şişleyerek batırdıkları botlar da bunların yine çok gaddar yaklaşımlarıdır. Tabi bakıyorsunuz bunlar Avrupa Birliği’nden gelenleri böyle farklı yerlerde gezdirip öbür taraftan da maalesef bu uygulamaları sürdürüyorlar.
Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov bize “Sofya’da bir toplantı yapalım” dedi. Buna Yunanistan Başbakanı Miçotakis’i de davet etmek istedi. O gün iki tane ölüm vakası vardı. Bu olaydan sonra ben de kendisine dedim ki “Miçotakis’in olduğu yere gelmem ve onunla aynı fotoğraf karesinin içerisine de girmem.” O gece çok konuştuk, çok ikna etmeye çalıştılar ve sonra iptal edildi. Zira bu işler bu kadar ucuz değil. İnsan hayatının bu kadar ucuz olmadığını bu siyasetçilerin bilmesi lazım. Dolayısıyla bunlar olmamış olsa belki bu süreç çok daha farklı akacaktı.
Güncellenme Tarihi : 7.3.2020 00:49