Gündem
  • 2.9.2010 00:06

ERDOĞAN'DAN KILIÇDAROĞLU'NA BAŞÖRTÜSÜ GÖNDERMESİ!..

İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ana muhalefetin başörtüsü konusundaki yaklaşımına ilişkin, ''Allah aşkına siz siyasetçi misiniz, moda tasarımcısı mısınız? Bunu söyleyin bana. Bırakın milletin kıyafetiyle, eğitim özgürlüğüyle oynamayı, işinize bakın işinize. Açın milletin önünü, özgürlükler noktasında bu millete çektirdikleriniz yeter. Cemaziyelevvelinizi biliyoruz ama artık yetti. İşte 12 Eylülde bunun için 'evet'' dedi. Erdoğan, Memur Sendikaları Konfederasyonunun (Memur-Sen) İstanbul Kongre Merkezinde verdiği iftar yemeğinin ardından yaptığı konuşmada, Türkiye'de siyasetin, 27 Mayıs'ın, 12 Mart'ın, 12 Eylül'ün ve 28 Şubat'ın gölgesinde kaldığını ifade ederek, şunları söyledi: ''Yaşanan acılar, siyaset ve siyasetçi üzerinde ağır travmalara neden oldu. Elbette reformlar, ekonomi, Türkiye'nin dış politikası, saygınlığı, gücü ve itibarı bundan etkilendi. Şu anda bazı siyasetçilerin, bazı siyasi partilerin değişime karşı çıkmaları, değişimin karşısında adeta bir duvar gibi durmaları, işte bu alışkanlıkların, bu korkuların bir neticesidir.'' Statükodan beslenenlerin, elbette ki statükonun değişmesini istemeyeceğini belirten Erdoğan, mevcutla yetinenlerin, kendi küçük iktidar sahalarını kendileri için yeterli görenlerin, elbette statükonun değişmesini istemeyeceğini dile getirdi. ''Küçük olsun ama benim olsun diyenlerin elbette refahın, huzurun, hakların millete yayılmasına razı gelmeyeceğini'' söyleyen Erdoğan, ''Dikkatinizi bir noktaya çekiyorum. 12 Eylül ile yüzleşiyor olmamızdan, 12 Eylül'de hayatını kaybeden gençleri anmamızdan bile rahatsız oldular. Neden? Çünkü yıllarca 12 Eylül'ün edebiyatını yaptılar, istismarını yaptılar ama 12 Eylül ile yüzleşmeye hiçbir zaman cesaret edemediler. Şimdi bizim yüzleşiyor olmamız vicdanlarını rahatsız ediyor'' diye konuştu. -''ÖZGÜRLÜKLER NOKTASINDA BU MİLLETE ÇEKTİRDİKLERİNİZ YETER''- Yıllarca hak, hukuk ve demokrasi diyenlerin, iş bunlara somut çözümler üretmeye, somut karşılıklar bulmaya gelince buna yanaşmadıklarını, yanaşamadıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Partisinin kapatılmasından şikayetçi olanlar, seçmenine, Türkiye'ye, Avrupa'ya, partilerinin kapatılmasını her fırsatta şikayet edenler, TBMM'de oy kabinine gidip 'evet' diyemediler. Kızlarımızın başörtülü okuyabilmelerinin önünü açan değişikliğe 'evet' diyenler, biliyorsunuz ertesi gün malum bir gazete, Türkiye'nin en çok satan gazetesi, 'Kaosa kalkan 411 el' dedi. Bunların özgürlüğe tahammülü var mı? Bunların inanç özgürlüğüne saygısı var mı? Bunların eğitim özgürlüğüne saygısı var mı? Birleştik, anlaştık ve yasama organından bir Anayasa değişikliği için 411 el kalktı. Kim kiminle anlaştı? Bunu Anayasa Mahkemesi'ne kim götürdü? Şimdi 'Başörtüsü sorununu ben çözerim' derken, bu milleti enayi mi zannediyorsun? Neymiş, birilerine çalışma yaptırıyorlarmış? Daha yeni mi çıktı bu iş? Neymiş, olgunlaşma enstitüsünde çalışma yapılıyormuş. Alttan mı bağlansın, bone mi olsun, kulak şöyle mi böyle mi olsun? Diğer kızlarımız için de herhalde streç pantolon mu giysin, şalvar mı giyinsin, askılı mı, askısız mı olsun, şuralardan şöyle mi böyle mi kesik olsun, bunun da çalışmasını yaptırıyor musunuz? Allah aşkına siz siyasetçi misiniz, moda tasarımcısı mısınız? Bunu söyleyin bana. Bırakın milletin kıyafetiyle, eğitim özgürlüğüyle oynamayı işinize bakın işinize... Açın milletin önünü, özgürlükler noktasında bu millete çektirdikleriniz yeter. Cemaziyelevvelinizi biliyoruz ama artık yetti. İşte 12 Eylülde bunun için 'evet'. Geçmişten bu yana yargıda kadrolaşmadan şikayet edenler, ne diyorlardı, 'Biz kendi yandaşlarımızı veya kendi partilimizi yargıya koymayacağız da MHP'lileri, ülkücüleri, Refah Partilileri mi koyacağız.' Bu eski adalet bakanlarının zihniyetinin arkasına şimdi kimler takılıyor malum, anlıyorsunuz değil mi? Bu nasıl cephe Allah aşkına. İşte bu cephe şimdi oluştu. Bu cephede kimlerin olduğunu görüyorsunuz. Bir parti genel başkanı olarak değil,Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı ama bir vatandaş sıfatıyla konuşuyorum. Çünkü burada AK Partinin projesini sizlere takdim etmiyorum, sizlere 26 maddelik Anayasa paketini takdim ediyorum.'' -''SİYASET SAHNESİNDE BULUNDUĞUMUZ SÜRECE DİK DURMAYA DEVAM EDECEĞİZ''- Dik durduklarını ve siyaset sahnesinde bulundukları sürece de dik durmaya devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, ''İşte görüyorsunuz. Adında 'devrimci' sıfatı bulunan, 12 Eylül'ü her fırsatta eleştiren, demokrasi diyen, değişim diyen sendikalar, bugün çıkıp, 12 Eylül anayasasını savunur hale geldiler, darbe anayasasını savunur hale geldiler. Şu yaşadığımız süreç, akla karanın açıkça ortaya çıktığı bir süreçtir. Şu yaşadığımız süreç, bir samimiyet testidir. Kimin ilkeli, tutarlı olduğu, kimin de şartlara göre, duruma göre, zamana ve zemine göre renk değiştirdiği işte bu süreçte ortaya çıkmıştır'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, bu nedenlerden dolayı da Memur-Sen'i, Memur-Sen'in bağlı sendikalarını, üyelerini, dik duruşlarından, ilkeli tavırlarından dolayı tebrik ederek, bundan 10 yıl, 20 yıl sonra, kimi örgütlerin, 2010 yılındaki bu tavırları nedeniyle büyük bir mahcubiyetin içinde olacaklarını söyledi. Erdoğan, ''Ama Memur-Sen ve Memur-Sen gibi sendikalar, konfederasyonlar ise bu süreçteki onurlu duruşları nedeniyle her zaman gurur duyacaklardır. Şurada bir pankart gördüm. Hoşuma gitti, 'Çaresizseniz, çare sizsiniz.' Sevgili kardeşlerim vaka bu, gerçek bu'' dedi. Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 03:54

İLGİLİ HABERLER