Gündem
  • 9.4.2017 00:07

Erdoğan'dan Yenikapı'da tarihi mesajlar

Yenikapı Meydanı'nda düzenlenen "İstanbul Buluşması"nda konuşanCumhurbaşkanı Erdoğan, "16 Nisan'da merhum Özal'dan Demirel'e, Türkeş'ten Erbakan'a, Yazıcıoğlu'na kadar tüm liderlerin özlemi olan bir değişimi hayata geçiriyoruz" dedi.

Erdoğan, referandum öncesi her gün yeni bir yalan ve iftira ile gündeme gelen Kılıçdaroğlu ile ilgili şu ifadeleri kullandı: utanmadan 'Bu kontrollü darbedir' diyor. Ey Kılıçdaroğlu bu ifade varya şehitlerimizin ruhunu muazzem edecektir. Kontrollü koltukta oturan her şeyi o şekilde yürüdüğünü sanır. Kendisi kasetle geldi ya. 7 seçim kaybetti şimdi 8.'ye hazırlanıyor. Yine gitmez, koltuk kontrollü. Ben CHP'ye gönül vermiş kardeşlerim için üzülüyorum. Kılıçdaroğlu gibi felakete maruz kalmalarına üzülüyorum. Gelin bu adamdan kurtulun. 16 Nisan'da rekor bir EVET çıkması halinde artık bu zatın yerinde oturamayacağına inanıyorum.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Geldiğimiz noktada artık bize sadece anayasa değişikliğini geçirmek yetmez, çok daha büyük bir sorumlulukla karşı karşıyayız. İstanbul 16 Nisan'da öyle bir 'evet' demeli ki 99 yıl önce bu mübarek şehri ayaklarıyla kirletenlerden başlayarak Türkiye'ye, Türk milletine kem gözle bakan kim varsa hepsinin de yüreği titremeli." dedi.

"Evet Platformu" tarafından Yenikapı Etkinlik Alanı'nda "Aşkımız memleket, millet için evet" sloganıyla düzenlenen "İstanbul Buluşması"na katılan Erdoğan, platforma eşi Emine Erdoğan ile çıkarak, vatandaşları selamladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'u ancak şairlerin diliyle anlatabileceğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Sade bir semtini sevmenin bile bir ömre değdiği İstanbul. Gözleri kapalı dinlediğim İstanbul. Adını göklere yazarsam düşlerimden mehtabının kaybolacağına korktuğum İstanbul. Benim zaman mekan aşıp geçmiş sevgilim, vatanım İstanbul. Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar İstanbul. Bir kanat vuruşunda bulutlarda, bir süzülüşte vatanımız dalgalarda olduğumuz İstanbul. İki kıtadaki insanlar gibi sarmaş dolaş olacak semtleriyle bizi kucaklayan İstanbul. Sana geldim, içim ümitlerle dolu, beni sarhoş etme ne olur dediğimiz İstanbul. Seni görüyorum yine, gözlerimle kucaklar gibi uzaktan dediğimiz İstanbul. Rumeli Hisarı'nda oturup bir türkü tutturduğumuz İstanbul. Söze yine sen kazandın İstanbul, ben yenildim diye başlayıp sonunda yine emrindeyim diye bitirdiğimiz İstanbul. Rahmetli Aşık Veysel gibi, seversen olayım yarin İstanbul. İstanbul, ben de sizleri seviyorum."

İstanbul'un ancak gönül gözüyle kavranabilecek, gönül diliyle anlatılabilecek bir şehir olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bunun için İstanbul Türkiye'dir; Türkiye İstanbul. Bugün İstanbul bakıyorum bir başka güzel. Bugün Yenikapı bir başka güzel. İnanıyorum ki yarın da bir başka güzel olacak. Çünkü 'evet'ler semaya yükseliyor. İnşallah haftaya pazar, sandıklar 'evet'le bir başka güzel. Buradan, Yenikapı'dan nüfusumuzun yüzde 20'sini sinesinde yaşatan İstanbul'u sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Buradan gözlerini ve gönüllerini İstanbul'a yöneltmiş, dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Buradan her biri İstanbul'un bir parçası olan ülkemizin 80 vilayetindeki kardeşlerimi muhabbetle selamlıyorum." değerlendirmesini yaptı.

 "İSTANBUL'A DA BU YAKIŞIR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan'daki halk oylamasına 1 hafta kaldığını hatırlatarak, alandakilere "16 Nisan'a hazır mısınız?" diye sordu.

Vatandaşlardan "evet" yanıtını alan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Geldiğimiz noktada artık bize sadece anayasa değişikliğini geçirmek yetmez, çok daha büyük bir sorumlulukla karşı karşıyayız. İstanbul 16 Nisan'da öyle bir 'evet' demeli ki 99 yıl önce bu mübarek şehri ayaklarıyla kirletenlerden başlayarak Türkiye'ye, Türk milletine kem gözle bakan kim varsa hepsinin de yüreği titremeli. İstanbul, 16 Nisan'da 'evet' diyerek hala 99 yıl öncesindeki o kara günlerin hayaliyle yanıp tutuşanlara dersini vermeye hazır mı? İstanbul, 16 Nisan'da 'evet' diyerek 15 Temmuz'da bu ülkeyi işgal etmeye çalışanların taşeronluğunu yapan FETÖ hainlerinin kökünü kurutmaya hazır mı? İstanbul, 16 Nisan'da 'evet' diyerek PKK terör örgütünün kökünü kazımaya hazır mı? İstanbul, 16 Nisan'da 'evet' diyerek DEAŞ denilen katliam makinesinin, DHKP/C denilen cinayet şebekesinin kökünü kurutmaya hazır mı? İstanbul 16 Nisan'da 'evet' diyerek FETÖ'nün avukatlığına soyunan CHP yönetimine dersini vermeye hazır mı? İstanbul, 16 Nisan'da 'evet' diyerek bir kısım Avrupa ülkelerine 'Avrupa Avrupa duy sesimizi' demeye hazır mı?"

Vatandaşların "evet" sesleri üzerine Erdoğan, "İstanbul'a da bu yakışır." karşılığını verdi.

Erdoğan, "Dik dur eğilme, bu millet seninle" sloganları üzerine "Beşer planında bugüne kadar hamdolsun hiçbir gücün önünde eğilmedik. Biz sadece mevlamızın huzurunda rükuda ve secdede eğildik. Bundan sonra da bu istikamet üzere devam edeceğiz." dedi.

"İSTANBUL'DAN ALDIĞIMIZ FEYZLE, TERBİYEYLE, TECRÜBEYLE TÜRKİYE'YE HİZMET ETTİK"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'un, doğduğu, büyüdüğü, okuduğu, çalıştığı, siyaseti öğrendiği, uyguladığı ve belediye başkanlığını yaptığı şehir olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:

"İstanbul'dan aldığımız feyzle, terbiyeyle, tecrübeyle hamdolsun tüm Türkiye'ye hizmet ettik, hizmete devam ediyoruz. Bu noktada durmak yok. Onun için İstanbul'a olan sevdam, aşkım ayrıdır. Girdimiz tüm mücadelelerde İstanbul kapı gibi arkamızda durduğu için hep galip geldik. 1994'te büyükşehir belediye başkanı olduğumuzda birileri dudak büküyordu, göz süzüyordu. İstanbul halkıyla bir olduk, iri olduk, diri olduk, beraber olduk, kardeş olduk, hep birlikte elhamdülillah Türkiye olduk. Kısa sürede öyle bir devrim gerçekleştirdik ki bizi küçümseyenlerin hepsi mahcup olarak baktı. Batı bile 'sessiz devrim' dedi. Şimdi o 'sessiz devrim' diyenler, kudurdular. Ne yaparlarsa yapsınlar biz inançla, kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Sandıkta kaybedenler her zaman olduğu gibi işi iftiraya, yalana, kuralları tersine çevirmeye vurdular. Haksız ve adaletsiz bir şekilde belediye başkanlığı görevinden alınıp cezaevine giderken İstanbul halkıyla birlikte bir şey söyledik, 'Bu şarkı burada bitmez.' dedik. Cezaevinden çıkar çıkmaz kolları sıvadık, bu sefer İstanbul ile birlikte tüm Türkiye'ye hizmet için yola revan olduk. Milletimizle buluşmamız öyle hızlı ve güçlü oldu ki 2001 yılı Ağustosunda partimizi kurduk, 2002 yılı Kasımında iktidara geldik. Elhamdülillah halkımız bize inanmıştı, güvenmişti ve süratle iktidar yolunu açtı."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye siyasi ve ekonomik bakımdan büyük zorluklara göğüs gererek, çok acılar çekerek, çok bedeller ödeyerek bugüne ulaşmıştır. Durup dururken gelmedik buraya. Çok çile çektik. Ama Rabbim sonunu hayreyledi. Sabreden kimse, zafere ulaşır. Ve ulaştık. Ama yine sabırlı olacağız." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Evet Platformu" tarafından Yenikapı Etkinlik Alanı'nda "Aşkımız memleket, millet için evet" sloganıyla düzenlenen "İstanbul Buluşması"nda vatandaşlara hitap etti.

Türk halkının kendilerine inandığını ve güvendiğini ifade eden Erdoğan, "Bu güven ve inançla süratle iktidar yolunu açtı. 14 yıldır da Türkiye'ye hizmet için gece gündüz çalışıyoruz, koşturuyoruz, mücadele ediyoruz. Bu süreçte her seçimimiz ayrı bir mücadeleyle geçti. 2007 yılında anayasayı ve teamülleri çiğneme pahasına bizi cumhurbaşkanı seçtirmemek istediler. CHP her her dönemde olduğu gibi o gün de Türkiye'nin önünü tıkadı. Biz de 'madem öyle, işte böyle' dedik. Ve bundan sonra 'bu ülkenin cumhurbaşkanını millet seçecek' dedik. Restimizi çektik." diye konuştu.

Böylece hem o krizi çözdüklerini, hem de yüzde 69'luk bir destekle Türkiye'nin yeni bir yönetim modeline geçişinin temelini attıklarını anlatan Erdoğan, 16 Nisan'ın, işte bu sürecin tarihi kıyama erişeceği tarih olacağını, yeni yönetim sisteminin, tarihten ve kültürden süzülüp gelen bir birikiminin ifadesi olacağını belirtti.

"İstanbul 16 Nisan'da 'evet' diyerek ecdadının emanetine sahip çıkıyor mu? İstanbul, 16 Nisan'da 'evet' diyerek sadece geçmişine değil, bugününe de sahip çıkıyor mu? İstanbul, 16 Nisan'da 'evet' diyerek çocuklarına, geleceğine en güzel mirası bırakmaya hazır mı?" diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

SABREDEN KİMSE, ZAFERE ULAŞIR

"Kardeşlerim, Türkiye siyasi ve ekonomik bakımdan büyük zorluklara göğüs gererek, çok acılar çekerek, çok bedeller ödeyerek bugüne ulaşmıştır. Durup dururken gelmedik buraya. Çok çile çektik. Ama Rabbim sonunu hayreyledi. Sabreden kimse, zafere ulaşır. Ve ulaştık. Ama yine sabırlı olacağız. Önümüzde daha çok yol var. Ne dedik? Uzun ince bir yoldayız. O kadar. Gideceğiz gündüz gece. Bakınız, çok partili hayata geçtiğimiz günden bugüne bu hızımız, bu gayretimiz farklı bir şekilde devam ediyor. Yılmadık, usanmadık, gayretle yola devam ettik, devam edeceğiz. Ülkemizde 48 hükümet kuruldu. Çok enteresan. Halbuki seçimler her 4 veya 5 yılda bir yapılmış olsaydı topu topu 15-20 hükümet kurulacaktı. Fakat hala bakıyorsunuz karşımızdakiler bir şeyi temelsiz bir şekilde savunuyor. Ya dürüst olun, doğru olun. Ülkeyi batırdınız, bitirdiniz. Kişi başına milli gelirin 300-400 dolar olduğu günlerden bugünlere geldik. Devraldığımızda düşünün 3 bin 400 dolardı kişi başına milli gelir. Şimdi biz bu bunu 11 bin dolara ulaştırdık. Nereden nereye. Amerika'ya bakıyoruz. Kaç hükümet değişmiş tüm tarihi boyunca. 17 başkanla yönetilmiş. Bizde 48, onlarda 17. Ama tüm tarihi boyunca. Aynı dönemde Fransa 11 cumhurbaşkanı, İngiltere 15 hükümet kurmuş. En fazla Almanya hükümet değiştirmiş. O da 24 hükümetle bugüne ulaşmış. Bizim 48 hükümet kurmuş olmamız demokrasinin gücünün değil, istikrarsız olduğunun ifadesidir."

Türkiye'de tek partinin iş başında olduğu, istikrarlı dönemlerde ortalama yüzde 6 büyüme yakalandığını hatırlatan Erdoğan, buna karşın koalisyon, istikrarsızlık dönemlerinde yüzde 4'ün bile bulunamadığını ifade etti.

"Bu ne demektir biliyor musunuz? Şayet Türkiye, hep güçlü hükümetler tarafından yönetilseydi, yani istikrar ortamı kalıcı olsaydı, bugün bulunduğumuz yerin tam 2 kat ilerisinde yer alacaktık. Ne demek bu? Kişi başına düşen milli gelir 22 bin dolar olacaktı." diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü;

"Ama bunlar bize bunu çok gördüler. Çünkü derdi yok bunların. Biz dertliyiz. Bunlar dertli değil. Biz bu millete aşığız. Ama bunlar bakıyorsunuz, faiz mi faiz, faiz mi faiz. Ya kardeşim faizle adam olunur mu? Bunlar yıllarca bu ülkeyi böyle sömürdüler. Kimlere? Faiz lobisine. Bütün imkanları benim fakir-fukara, garip-gureba milletimin cebinden çektiler, aldılar faiz ofisine dağıttılar. Bakınız istihdam sayımız 27 milyon yerine 34 milyon olsa fena mı olurdu? Bunun da örnekleri var. 1970'li yıllara aşağı yukarı benzer şartlarda girdiğimiz Güney Kore ve Portekiz gibi ülkeler yönetim sistemlerini değiştirerek, istikrarı güvence altına alarak, şu anda 23-24 bin dolar milli gelire ulaşmış durumdalar. Biz de ulaşacağız. Yakalayacağız, ama 16 Nisan'da. Onun için 16 Nisan çok önemli. Buna hazır mıyız? Peki istikrar ve güven ortamının önemini sadece bizi mi keşfettik? Ülkemizin ve milletimizin istikbali için endişe duyan tüm siyasetçiler bu gerçeği görmüşler. Çözümünü de ifade etmişler. 16 Nisan'da yaptığımız iş Amerika'yı yeniden keşfetmek değil. 16 Nisan'da merhum Özal'dan Demirel'e, Türkeş'ten Erbakan'a, Yazıcıoğlu'na kadar tüm liderlerin özlemi olan bir değişimi hayata geçiriyoruz. Tek fark, onların uygun şartları bulup bu değişimi başlatamamış olmaları. Bizim ise bu adımı atmış bulunmamızdır."

Bu adımı atmanın kolay olmadığını aktaran Erdoğan, "2002 yılı kasım ayından beri çok zor zamanlar geçirdik. Ne zaman ülkemizin geleceği için bir projeyi hayata geçirmeye kalksak her defasında birileri ortalığı tozu dumana karıştırdı. Kaos dediler, karanlık cinayetlerle, bildirilerle, tahriklerle, provokasyonlarla önümüzü kesmeye çalıştılar. Her seçim bizim ve milletimiz için bir imtihana dönüştü. Her saldırı, milletimizle birlik olup söndürdüğümüz bir ateş topuna dönüştü." dedi.

MEHMET AKİF ERSOY'DAN DİZELER OKUDU

Erdoğan konuşmasında Mehmet Akif Ersoy'un, "Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz. Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun. Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun. Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa. Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa. Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar taşıp da kaplasa afakı bir kızıl sarsa. Değil mi cephemizin sinesinde iman bir. Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir. Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz. Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!" dizelerini okudu.

Cihan yıkılsa şu Yenikapı Meydanı'ndaki birlik, beraberlik, kardeşliğin sarsılmayacağını, bozulmayacağını ifade eden Erdoğan, "Dua, dua, yıldızlar avuçta, gök parçalanmış. İnşallah bu dualar, bu samimiyet, bu sadakatle çizgimizde yürüyeceğiz" dedi.

- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, idam talebine ilişkin kanaatinin bilindiğini belirterek, "İşte karar 16 Nisan. 16 Nisan'da sandıktan çıkacak her 'evet' onun da yolunu açacaktır. Bak Kılıçdaroğlu ne diyor; 'Ben hayır demem.' diyor, tamam ne güzel. Sayın Bahçeli zaten kanaatini açıkladı; 'Ben evet derim.' diyor. Sayın Yıldırım'ın kanaatini de biliyorum. Meclisten geçip bana geldiğinde ben de bunu onaylarım. Tereddütsüz onaylarım, zira şehitlerimizin o katillerini affetme yetkimiz bizim yok, böyle bir şey yapamayız." dedi.

Erdoğan, "Evet Platformu" tarafından Yenikapı Etkinlik Alanı'nda "Aşkımız memleket, millet için evet" sloganıyla düzenlenen "İstanbul Buluşması"nda vatandaşlara hitap etti.

Mitinge katılanlara, Başbakan Binali Yıldırım gibi kendisinin de sormak istediğini ifade eden Erdoğan, 180 kere de tekrar edilse fayda olacağını söyledi.

"İstanbul 16 Nisan'da güçlü Türkiye için 'evet' diyor mu?" sözlerine katılımcılar "evet" yanıtını verince Erdoğan, bunun tüm dünya tarafından duyulmasını istedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "İstanbul 16 Nisan'da büyük Türkiye için 'evet' diyor mu?", "İstanbul 16 Nisan'da müreffeh Türkiye için 'evet' diyor mu?", "İstanbul 16 Nisan'da istikrarlı Türkiye için 'evet' diyor mu?" sözlerine katılımcılar "evet" diye karşılık verdi.

Rabbin, birliği ve beraberliği daim eylemesi temennisinde bulunan Erdoğan'ın, "Gençler güçlü bir Türkiye için çağrınızı aldım. Güçlü bir Türkiye için 'Ben de varım.' diyorum. İstanbul sen de var mısın? 16 Nisan'a kadar kapı kapı dolaşmaya var mısın İstanbul?" sözlerine kalabalık, "evet" yanıtını verdi.

Erdoğan, Türkiye'nin demokrasisini de hak etmiş bir ülke olduğunu, milletin bir asır önce İstanbul önlerine gelen işgal gemilerine bakıp "Geldikleri gibi giderler" dediğini anlatarak, 15 Temmuz gecesi darbecilerin sokağa çıktığını gören milletin yine aynı şeyi söyleyerek istiklaline ve istikbaline sahip çıktığını kaydetti.

F16'lardan, helikopterlerden milletin kaçmadığını dile getiren Erdoğan, İstanbul'un o gece tarihinin en önemli sınavlarından birini alnının akıyla verdiğini, Boğaz Köprüsü'nü tutan darbecilere meydanı bırakmadığını, İstanbul Büyükşehir Belediyesini işgal eden, Üsküdar Meydanı'nı, Çengelköy yolunu işgal eden darbecilere geçit vermediğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mücadelede İstanbul'un 99 şehit verdiğini, toplamda 249 şehit bulunduğunu, İstanbul'da 950 gazi, Türkiye'de 2 bin 193 gazi olduğunu anlattı.

"İDAM GELİRSE TEREDDÜTSÜZ ONAYLARIM"

Erdoğan, katılımcıların "idam" sözleri üzerine de şunları kaydetti:

"Benim kanaatimi biliyorsunuz, işte karar 16 Nisan. 16 Nisan'da sandıktan çıkacak her 'evet' onun da yolunu açacaktır. Bak Kılıçdaroğlu ne diyor; 'Ben hayır demem.' diyor, tamam ne güzel. Sayın Bahçeli zaten kanaatini açıkladı; 'Ben evet derim.' diyor. Sayın Yıldırım'ın kanaatini de biliyorum. Meclisten geçip bana geldiğinde ben de bunu onaylarım. Tereddütsüz onaylarım, zira şehitlerimizin o katillerini affetme yetkimiz bizim yok, böyle bir şey yapamayız."

Bakara suresindeki "Allah yolunda öldürülenlere; onlar ölülerdir demeyin. Bilakis onlar diridirler. Fakat siz bilemezsiniz." şeklindeki ayeti okuyan Erdoğan, şehadete koşanları böyle gördüğünü söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, onların "Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda/Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda/Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda." diyerek yürüdüklerini ifade ederek, bu uğurda şehit olanlara Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı, gazilere de şifalar diledi.

KILIÇDAROĞLU'NUN "KONTROLLÜ DARBE" SÖZLERİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz gecesi saat 03.30 civarında Atatürk Havalimanına indiğinde kendisini on binlerce kişinin karşıladığını belirterek, F16'lar, helikopterlerin üzerilerinden uçtuğunu ve havalimanını çeviren tanklara, zırhlı araçlara, silahlı darbecilere aldırmadan iradesine, geleceğine milletin sahip çıktığını anımsattı.

Aynı gece kendisinden 3-3,5 saat kadar önce oraya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da gittiğini dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kendi ifadesiyle 23.05-23.30 civarında havalimanına iniyor. Bakıyor ki ortalık karışık. Ortalığın karışık olduğunu görünce hemen Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gidiyor. Şimdi geçenlerde bir televizyon programında kendisini izledim. Ne dese beğenirsiniz? 'Sayın Cumhurbaşkanı Marmaris'ten çıktığında beni haberdar etseydi, ben de oraya gelirdim.' diyor. Biz FaceTime'dan tüm Türkiye'ye çağrımızı yaptık. Sen de çıkıp gelseydin. Yine gelmedin. Ama demek ki bundan sonra Kılıçdaroğlu'na iadeli taahhütlü göndermemiz lazım. Bu kişi 'Darbe olsa tankın üzerine ilk defa ben çıkarım.' diyen kişi. Şimdi bu durumda olan bir kişinin, bu ülkede yapabileceği bir şey olabilir mi? Bunlarda yürek diye bir şey yok. 'Ben beyanatımı verdim.' diyor. 'Darbelere karşı olduğumu söyledim.' diyor. İyi ki söylemişsin ya. Sonra da çıkıp, utanmadan bir şey daha söylüyor; 'Bu kontrollü darbedir.' diyor. Ey Kılıçdaroğlu, bu ifade var ya şehitlerimizin ruhunu muazzep edecektir, yakınlarımızın ve gazilerimizin yüreğini kanatacak laflardır bunlar. Kontrollü koltukta oturan, her işin o şekilde yürüdüğünü sanır. Kasetle geldi ya kontrollü koltuk... Çünkü bu kasetle oraya gelmiş olan bir kişi. 7 seçim kaybettin, şimdi 8'inciye hazırlanıyor ama inanın yine gitmez, gitmez. Koltuk kontrollü fakat ne olursa olsun, biz onlara rağmen yolumuza devam edeceğiz."

Güncellenme Tarihi : 8.4.2017 21:03

İLGİLİ HABERLER