Asayiş
  • 23.10.2008 19:51

ERGENEKON DURUŞMASINDA ALKIŞ SESLERİ

İSTANBUL - ''Ergenekon'' davası duruşmasında, sanık avukatları müvekkillerinin tutukluluk durumlarıyla ilgili değerlendirme yapılarak, tahliye edilmelerini istedi.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşma salonunda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmada, söz alan sanık Orhan Tunç, ağır şeker hastası olduğunu ve cezaevinde iğne yapamadığını belirterek, tahliyesini talep etti.
Tutuklu sanıklardan Erkut Ersoy da el konulan bilgisayarındaki dokümanların bir kopyasını isteyerek, tahliye talebinde bulundu.
Tutuklu sanıklardan Hayrettin Ertekin'in avukatı Lütfi İşbulan da iddianamenin okunmasının günler alacağını, bu sebeple müvekkilinin tahliyesini istedi.
Duruşmada söz verilen avukat Kadir Kartal da müvekkili Kemal Kerinçsiz'in, 3 tane dernek kurduğunu ve önceden izin alarak çeşitli organizasyonlar gerçekleştirdiğini anlatarak, müvekkilinin tahliyesi konusunda karar verilmesini talep etti.
Duruşmada söz alan tutuklu sanık Muzaffer Tekin, bombalarla ilgili bir bilgi vermek istediğini ifade edere, 1985 yılında Tuzla Piyade Okulundan mezun olduğundan beri kendisinde bulunan 2 adet el bombasının başlık kısmının bulunmadığını savundu. Tekin, bomba denilen bu şeylerin başlık kısmı bulunmadığı için süs eşyası olduğunu ileri sürdü.
Muzaffer Tekin'in avukatı Engin Çelik Kadıgil de duruşmaya gelirken korktuğunu, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılardan 2 tanesinin duruşma salonunda olduğunu, dışarıda olan savcının ise ne yapacağını bilmediğini söyledi. Kadıgil, iddianamenin okunmasını talep etti.
Sevgi Erenerol'un avukatı Nevzat Erdemir de müvekkilinin ceza yasasının suç olarak tanımladığı bir fiiline rastlanmadığını, katıldığı etkinliklerin resmi kurumlardan izin alınarak gerçekleştirildiğini ileri sürdü.
Erdemir, Türkiye'nin şu an ''bir rejim değişikliği tehdidi altında olduğunu'' öne sürerek, ''teokratik kadrolaşmanın devletin çoğu kurumlarına sızdığını'' iddia etti.
Davanın rejimi değiştirmek isteyenlerin varmak istedikleri son aşama olduğunu savunan Erdemir, ''Bu dava siyasi bir davadır. Müvekkilim bu olayın, yargısız infazın mağdurudur'' görüşünü dile getirdi.
Erdemir'in, ''Bu yaşanan olay, İstanbul'u işgal eden İngiliz işgal kuvvetlerinin tutuklanacakların listesini Damat Ferit'in eline tutuşturmasıdır'' şeklindeki sözleri üzerine, duruşma salonundan alkış sesleri yükseldi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, ''Burası alkış yeri değil, kimsenin alkışa ihtiyacı yok. Buranın kendine özgü kuralları vardır. Bunun bir daha tekrarı olmasın lütfen'' dedi.
Bu olay üzerine söz isteyen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, çeşitli sözler sarf edildiğini belirterek, alkış konusunda uyarı yapılması için söz aldığını, ancak mahkemenin zaten uyarı yaptığını kaydetti.
Sanık İsmail Yıldız'ın avukatı Dursun Yassıkaya, ''Ergenekon'' soruşturmasını yürüten savcılardan Zekeriya Öz'ün de duruşma salonunda bulunmasını isteyerek, müvekkilinin savcılık sorgusu yapılırken savcıyla aralarında geçen bazı diyalogları anlattı.
Avukat Yassıkaya, savcı Öz'ün müvekkilinin ifadesini alırken, ''Sana bu yazıları kim yazdırıyor, Başbakanla neden bu kadar uğraşıyorsun?'' şeklinde sözler sarf ettiğini öne sürerek, bunların ifade tutanaklarına geçmediğini ileri sürdü. Yassıkaya, iddianamenin satır satır okunmasını talep etti.
Aralarında İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de bulunduğu toplam 7 sanığın avukatı olan Ceyhan Mumcu da iddianamenin okunmasını istedi.
İddianamenin dünya adalet tarihinde rekor denilecek bir iddianame olduğunu, sayfa adedi bakımından bu kadar kalın bir iddianamenin okunmadığını ve bunun okunması durumunda da bu rekorun dünya adalet tarihine geçeceğini söyledi.
Mumcu, iddianame okunmadan önce müvekkiline ilişkin tahliye taleplerinin değerlendirilmesini istedi.
Müvekkili Perinçek'in liseden beri arkadaşı olduğunu ifade eden Mumcu, Perinçek'in, 12 mart ve 12 Eylül döneminde hakkında soruşturma açıldığını öğrenince yurt dışından Türkiye'ye döndüğünü ve tutuklandığını belirtti.
Perinçek'in İsviçre'ye giderken de gözaltına alınacağı ve tutuklanacağının vize alırken bizzat söylendiğini, ancak müvekkilinin 8 aylık hapis cezasını göze alarak bu ülkeye gittiğini anımsatan Mumcu, böyle bir kişinin kaçma ihtimalinin bulunmadığını savundu.
Kahraman Şahin'in avukatı Süleyman Erbaş, kimlik tespitlerine göre 2 kişinin yüksek geliri bulunduğunu, diğerlerinin ise fakir olduklarını öne sürerek, pazartesi günkü oturuma katılan avukat Ertaç Giray'ın gözaltına alınmasını eleştirdi.
Duruşmada söz alan bazı sanık avukatları da iddianame okunmadan önce müvekkillerinin tutukluluk durumlarıyla ilgili değerlendirme yapılmasını ve tahliyesini istedi.

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 05:03

İLGİLİ HABERLER