FBI'DAKİ İŞİNE SON VERİLEN TÜRK KIZI SİBEL DAVASINDA ŞOK İDDİALAR...

FBI'da çalışırken işine son verilen Türk kızı Sibel Edmonds, sonunda ağzını bir açtı pir açtı!!! JÖNTÜRK, Sibel Edmonds'un, ABD aleyhine açtığı 10 milyon dolarlık tazminat davasının mahkeme belgelerine ulaştı. Belgeler, bugüne kadar karanlıkta kalan birçok konuya (Ajanların cirit attığı Türk dernekleri, Edmonds'un Türkiye'deki malvarlığı vb) ışık tutuyor. İşte detaylar:

Edmonds'un avukatları Roy W. Krieger ve Mark S. Zaid tarafından önceki gün Columbia Bölge Mahkemesi'ne verilen 10 milyon dolarlık dava dilekçesinde Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren birçok konudan sözediliyor...

Örneğin, Sibel Edmonds'un, FBI'da işine son verildiği 2002 yılından bu yana bahsettiği "FBI'ya sazan Türk kuruluşları"nın kimler olduğu.... Edmonds, FBI'da çalışan bazı Türkler'in bu kuruluşlarla yakın ilişkisi olduğunu idda etmiş ve bu kuruluşların uluslararası çok güçlü bir istihbarat ağına sahip olduğunu söylemişti. Bu sözlerde gündeme getirilen kuruluşların Türk istihbarat birimleri olduğu basında yayılıp çizilmişti..

Edmonds'un dava dilekçesinin 6'ıncı sayfasında bu kuruluşlara ilişkin şu bilgilere yer veriliyor:

"Edmonds'un FBI'da birlikte çalıştığı Melek Can Dickerson (JÖNTÜRK'ün notu: Sibel Edmonds tarafından bazı önemli bilgileri saklamakla ve uluslararası nitelikteki -Mafya benzeri- bir Türk kuruluşuna çalışmakla suçlanmıştı) ve eşi Yarbay Douglas Dickerson, Sibel Edmonds ve eşine Amerikan Türk Derneği (ATA) ve Türk Amerikan Konseyi'nden (ATC) bahsederek bunlardan özellikle ATC için çalıştıklarını belirtmişler ve Edmondslar'ın a bu kuruluş için çalışmalarını istemişlerdir."

(Bir not daha: Acaba hangi Amerikan Türk Derneği'nden (ATA) bahsediliyor. ABD'de bir sürü ATA var. Hepsini bir çatı altında toplayan da Amerikan Türk Dernekleri Asamblesi'dir (ATAA). ATAA dahil tüm ATA'lar, bırakın FBI'da çalışanlarla ilişki kurmayı daha çok kendi aralarındaki kavgalarla ilgilidir. Amerikan Türk Konseyi'ne gelince... Yönetim Kurulu Başkanlığını emekli General Brent Scowcroft'un - Baba Bush'un Ulusal Güvenlik Danışmanıydı- yaptığı ATC'nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini Mustafa Koç yürütüyor... ATC özellikle savunma projeleri ile ilgileniyor ve künyesi gerçekten ilginç isimlerden oluşuyor.)

Dava dilekçesinin 2'inci sayfasında da, Sibel Edmonds'un Türkiye'deki mal varlığı ortaya seriliyor:

"Müvekkilimizin, Türkiye'de bir yazlık evi, bir apartman dairesi ve babasından kalma bir hastanesi bulunuyor. Müvekkilimizin iki kızkardeşi hariç tüm ailesi halen Türkiye'de yaşıyor. Müvekkilimiz Türkiye'de emlak ve tekstil işleriyle de ilgileniyor ve eşinin bilgi teknolojileri şirketine de müşteri bulduğu biliniyor. Müvekkilimiz 2000 yılına kadar birçok kez Türkiye'ye gitmiştir."

(Nota devam: Şimdi bu mal varlığı neden beyan ediliyor? Çünkü, Sibel Edmonds'un başına gelenler yüzünden malvarlığıyla ilgili zarar uğradığı ve bu nedenle 10 milyon dolarlık tazminatı hakettiği savlandığı için.)

Evet şimdi sırada bu malvarlığının nasıl zarar uğradığı konusu var... 20 sayfalık dava dilekçesinin birçok sayfasında bu konuda özetle şu bilgilere yer veriliyor:

"Müvekkilimiz FBI'daki işinden ayrıldıktan sonra başta kızkardeşi olmak üzere birçok sorunla karşı karşıya kalmıştır. Türk İstihbarat Birimleri tarafından Türkiye'de sorgulanan müvekkilimizin kızkardeşi, apar topar ABD'ye kaçmış ve sığınma talebinde bulunmuştur. Bunun yanısıra Türkiye'deki çeşitli basın ve yayın organlarında (Hürriyet, Milliyet, Sabah)müvekkilimiz hakkında çıkan "Türkiye'ye ihanet etti", "Türk kızı Türkler'i ele verdi" yollu haberler nedeniyle Türkiyeye gidememiştir. Bu nedenle, Türkiye'deki tekstil işi sekteye uğramış, dairesini yok fiyatına elden çıkarmış ve büyük maddi zarar uğramıştır."

Evet işte tüm bu gelişmeler çerçevesinde Sibel Edmonds, maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek ABD'den 10 milyon dolar tazminat istiyor....

Hem de dava dilekçesinde ABD'den çok Türkiye'yi suçlayarak ve karalayarak...

(JÖNTÜRK)