Ekonomi
  • 9.5.2004 12:37

''GELİR DAĞILIMI VE YOKSULLUK TÜRKİYE'NİN EN TEMEL SORUNLARI ARASINDADIR''

4. Türkiye İktisat Kongresi Sonuç Bildirgesi'nde, gelir dağılımı ve yoksulluğun Türkiye'nin en temel sorunları arasında bulunduğu kaydedildi. 4. Türkiye İktisat Kongresi'nde sonuç bildirgesi, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener tarafından kamuoyuna açıklandı. Sonuç bildirgesinde, gelir dağılımını düzeltmek amacıyla gelirin piyasa koşuşlarına göre dağılımına, ekonomik ve sosyal dengeler dikkate alınarak müdahale etmenin mümkün ve gerekli olduğu kaydedildi. Gelir dağılımının iyileştirilmesi ve yoksullukla mücadele konusunda uygulanan kamusal araçlarla yapılan yardımların iyi takip edilmesi amacıyla kuruluşlar arasında koordinasyonun ivedilikle oluşturulması gerektiği vurgulandı. ULUSAL YOKSULLUKLA MÜCADELE STRATEJİSİ OLUŞTURULMALI Bildiride, kısa vadede yoksulluğun alt sınırı olarak kabul edilen ''mutlak yoksulluk sınırının'' altında hiçbir vatandaşın kalmamasının temel hedef olduğu, orta vadede gelir dağılımındaki düzelmeyi Portekiz'in bugün bulunduğu seviyelere kadar getirmenin amaçlandığı, uzun vadede ise yoksulluk ve gelir eşitliğinde AB ülkeleri ortalamasına ulaşılmasının kaydedildiği bildirildi. Ulusal yoksullukla mücadele stratejisinin oluşturulması gerektiği de belirtildi. Eğitim konusunda bölgeler arası dengesizlik ve eğitimde cinsiyet ayrımının azaltılması gerektiğinin vurgulandığı bildiride, sağlık ve eğitim hizmetlerinin hem büyümeyi destekleyen, hem de gelir eşitsizliğini azaltan etkisi olması nedeniyle beşeri sermayeye ve sosyal hizmetlere yatırım yapılması gerektiği üzerinde duruldu. Orta ve uzun vadede sürdürülebilir yüksek büyüme açısından makro ekonomik ve politik istikrarın önemine dikkat çekilen bildiride, ''Ekonomide kısa vadede şoklar ve dalgalanmalar olsa bile orta ve uzun vadede temel makro ekonomik politikalar önem kazanmaktadır. Bu bağlamda doğru politikalar uygulanması ve uygulanan politikaların sık sık değiştirilmemesi önemlidir. Türkiye önemli bir büyüme potansiyeline sahiptir. Ancak, makro ekonomik ve siyasi istikrarın yanı sıra yatırım ortamının iyileştirilmesi, bölgesel dinamiklerin hareket geçirilmesi, kurumsal yapının buna uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir'' denildi. Bildirgede, yapısal reformlar alanında faiz dışı fazla hedefini destekleyen alanlara öncelik verilmesi gerektiği belirtilerek, şunlar kaydedildi: ''Mali disiplinin sağlanması doğrultusunda kamu açıkları ve özellikle sosyal güvenlik açıkları azaltılmalıdır. Kamu maliyesinde harcamalar ve gelirler, büyümeyi destekleyecek ve gelir eşitsizliğini azaltacak şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Makro ekonomik istikrarın sağlanması için mali disiplinin korunması ve yapısal reformlara devam edilmesi gereklidir. Yapısal reformlarla desteklenmeyen mali disiplinin başarılı olma şansı yoktur. Bu kapsamda kayıtdışı ekonomi kontrol altın alınmalı, kamuda iyi yönetişim ilkeleri yerleştirilmeli ve hukuki altyapı yerleştirilmelidir.'' Bildiride, 2004 yılı Aralık ayında toplanacak AB zirvesinde Türkiye ile müzakerelerin açılmasına karar verilmesi halinde ülke için zorlu ve yeni bir sürecin başlayacağı, Türkiye'nin bazı alanlarda Gümrük Birliği çerçevesinde AB müktesebatına uyum sağladığı kaydedildi. AB'ye 1 Mayıs 2004 tarihinde üye olan ülkelerin tecrübeleri de dikkate alınarak, müzakere sürecine yönelik hazırlıkların vakit geçirilmeksizin başlatılması gerektiği kaydedildi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:10

İLGİLİ HABERLER