Yaşam
  • 3.8.2009 15:06

GÖBEK ATARAK HACİZ YAPTILAR

"İcracı Amca" adını verdiği ilk kitabında birbirinden trajikomik hikayelerini anlatan İbrahim Banlı, 152 sayfalık eserinde birbirinden komik anıların yanı sıra düşündürücü olayları da paylaşıyor. Unutulmaz özel günleri paylaşmayı uygun gördüğünü belirten 61 yaşındaki İbrahim Banlı, "Adana'nın dışında Ankara ve İstanbul'daki arkadaşlara da açılacağım ve buradaki avukatlara da ulaşacağım. Ben bu kitaba çok emek verdim. Ben yoksul bir insanım ama para kazanmak derdinde değilim. İsteyen, gören hukukçular kitabımı ders niteliğinde alıp okuyabilir. İcralık olan birçok insan tanıdım. Her icralık olan suçlu değildir" dedi.

Kırsal kesimden gelip görev aldığı bu arenada yaşadığı ilginç olayların kendisini çok etkilediğini ve düşündürdüğünü ifade eden Banlı, şunları söyledi: "Bu anılardan edindiğim deneyimlerimi dostlarıma aksettirmeyi amaçladım. Böylelikle bir eserim olacak ve bu 'Gök kubbede hoş bir seda' olarak kalacaktı. Kitap, çalıştığım tüm adli birimlerde yaşadığım olaylar ile yaşanabileceğini varsayarak hayal ettiğim dram, trajedi ve mizah tarzındaki öykülerimden ibaret olmakla birlikte bu öykülerle oluşan hukuk, yasa ve içtihatlarda ender rastlanabilen örnek olayları da içermektedir."

BİR ANI

İbrahim Banlı'nın eşsiz anlatımıyla bir anısı şöyle: "İcraları mesken edinmiş ve adliye binası önündeki bürosunda 'Banker' adı altında tefecilik yapıp çek senet alım satım işiyle uğraşan Hızır Naci adlı şahıs, bir vatandaştan alacaklı olduğu 3 bin lira için İhtiyati Haciz Kararı'nı alıp daireye getirmişti. Alacaklının özel arabasına binip mahalli karakoldan refakatimize polis memurunu da alıp yolumuza devam ettik.

Biraz sonra alacaklının gösterdiği şehrin mutenalı semtlerinde bulunan bir apartmanın üçüncü katındaki borçlunun dairesi önüne gelmiştik. Kapı önüne baktığımızda yaklaşık 15 çift bay ve bayan ayakkabısını gördük. İçeriden oyun havalarından oluşan müzikli kalabalık insan topluluğunun alkış ve zılgıt sesleri geliyordu. Belli ki içeride bir kutlama yapılıyordu. Karşımda heyecanla bekleyen alacaklıya bakıp, 'Ne yapalım' dercesine başımı salladığımda alacaklı, borçluyu gününde yakalamanın fırsatıyla olacak ki keyifle, "Hiç vakit geçirmeden girelim memur bey! demesiyle zile dokundum. Kapıyı açan bayan körüklü çantamla benim haciz memuru olduğumu anlamıştı.

Bizleri bir müddet süzdükten sonra aniden dışarıya çıkarak kapıyı sırtıyla kapatıp kapı önünde bulunan ekibe bir daha etraflıca göz attı. Heyecandan titriyor, bayılmamak için kendini zor tutuyordu. Yenge hanım buraya zamansız geldiğimizin farkındayız. Eşiniz yanımda bulunan beyefendiye borçlu. Lütfen izin verin de içeri girip görevimizi yapalım. Bayan beyninden vurulmuştu sanki. 'Eşim nasıl borçlanır? Ona ulaşmak mümkün değil. Telefonumda içeride
zaten' dedi.

Bayan, kendini merdiven basamaklarına bırakmış, demir parmaklıklara sarılarak alacaklının ayaklarına kapanıp yalvarmaya devam etti. Ne olur beyefendi ne olur! Eşim akşam geldiğinde durumu kendisine izah eder ve yarın da borcun ödenmesini sağlarım. Eşim bu borcu ödeyemeyecek durumda değil. İhmal etmiştir bir kere hata yapmıştır. Ne olur ne olur bir gün müsaade edin! İçeride kızımın nişanı var. Ne olur!

Bu yalvarmalar alacaklının iştahını iyice kabartmıştı. Olmaz dercesine kafasını sallıyordu. Bayan bu durum karşısında bana yalvarmaya başladı. Bende söz sahibinin alacaklı olduğunu söyledim. Kadın misafirlerin çağırması üzerine bizden müsaade istedi ve içeri girdi. Bende alacaklıyı yanıma çağırarak, 'Belli ki buraya zamansız gelmişiz. İçerisi misafir kaynıyor.

Haczedeceğimiz malların muhafaza işlemlerinin yarına kadar ertelenmesinde bence sakınca yok. Siz ne dersiniz?' Bu teklife alacaklı, "Siz ne diyorsunuz memur bey! Haciz için en uygun zaman. Hadi içeriye dalıp bu işi bitirelim" dedi.

Aklımdan bir plan geçti ve onu uygulamak için bayana anlattım. Hanımefendinin benden istediği üç saatlik süreyi verecektim. Ondan sonra haciz ekibini geri gönderip alacaklıyı da arabasında bekletmek suretiyle birlikte içeri girdik. Hiç kimsenin fark etmeyeceği bir şekilde evdeki eşyaların bazılarını tespit edip tutanak tutacaktım.

Bayan misafirlere döndü ve "Evet sayın misafirlerimiz. Şu anda gördüğünüz beyefendi eşimin askerlik arkadaşı. Bu mutlu günümüze gelmiş. Oyun oynamak için sabırsızlanan genç bayan
ve erkekler beni salonun ortasına aldılar ve ben de müziğin ritmine dayanamayarak oynadım. Bu arada da evdeki eşyaları süzüyor ve aklıma not ediyordum. Bu arada da paralar üzerimde uçuşuyordu. Daha sonra borçlu eşi beni çocuk odasına aldı. Ben gördüğüm eşyaları not ettim ve evden ayrıldım. Kadın bana çok teşekkür etmişti."

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 15:57

İLGİLİ HABERLER