GÖREVDEN ALINACAĞINI YAZAN SABAH GAZETESİ'NE AVEA GENEL MÜDÜRÜ SERT ÇIKTI : REKLAMINIZI KESERİM
Sabah gazetesinde önceki gün yayınlanan ve bugün de devam eden haberler medya-iş dünyası arasında bitmeyen 'reklamveren ile gazete' arasındaki 'olumsuz haber' olayını gündeme getirdi.
Sabah bugün yayınadığı haberde de, ''Önceki gün yayınlanan görevden alınacağına yönelik haberden rahatsız olan Avea Genel Müdürü Paksoy, 'İlanları keserim' tehdidiyle maaşlı elemanı olduğu şirketin gücünü kullanmaya kalktı''denildi.
SABAH GAZETESİNİN HABERİ
Avea, Cahit Paksoy'un çiftliği mi?
Sabah'ta önceki gün yayınlanan görevden alınacağına yönelik haberden rahatsız olan Avea Genel Müdürü Paksoy, 'İlanları keserim' tehdidiyle maaşlı elemanı olduğu şirketin gücünü kullanmaya kalktı.
Dünya iletişim çağını yaşıyor. Globalleşen dünyada haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve haberalma özgürlüğü kavramlarının modern demokrasilerin, serbest piyasa ekonomisinin olmazsa olmaz koşulları olduğu artık tartışılmıyor. Haberleşme özgürlüğünün sayesinde var olan ve Türkiye'nin en büyük ikinci GSM operatörü olduğu iddia edilen bir şirketin genel müdürü olan Cahit Paksoy ise şahsına ait olduğunu zannettiği güçle, ifade ve haber alma özgürlüğüne saldırmaktan çekinmiyor. Paksoy ifade ve haberalma özgürlüğünü temsil eden Türkiye'nin en büyük markalarından SABAH Gazetesi'ni 'Reklam ve ilanları çekerim' diyerek tehdit ediyor. Peki neden? Sebep, 27 Ekim 2005 günü yayımlanan 'Avea'da Paksoy'a yol göründü' haberi. Bu haber Paksoy'u çok rahatsız etmiş. Türk Telekom'un yüzde 55 hissesinin Oger Telekom'a satışına ilişkin Danıştay'ın da 'olur' vermesiyle birlikte artık tüm Ulaştırma Bakanlığı bürokratları şirketin devrine ilişkin çalışmaya başladı. Yüzde 40'ı Türk Telekom'a, yüzde 40'ı İtalyan TIM şirketine ve yüzde 20'si İş Bankası'na ait olan Avea'nın ana ortağının, özelleştirme nedeniyle, değişmesine az bir süre kaldı. Bu gelişmeler üzerine Ulaştırma Bakanlığı, Cahit Paksoy'un görevden alınması için prensip kararı alınca, bu haber SABAH aracılığıyla kamuoyuna duyuruldu
ZARARI AVEA GÖRÜYOR
Uzun zamandır iş çevrelerinde merakla beklenen bu gelişmeye ilişkin haber SABAH'ta yayımlanıyor. Cahit Paksoy işte bu gelişmelerin kamuoyu tarafından bilinmesine kızıp SABAH'ı 'ilanları çekerim' diyerek tehdit ediyor. Ancak Paksoy önemli bir ayrıntıyı gözden kaçırıyor. Merkez Grubutarafından yayımlanan SABAH, kamuoyunun haber alma özgürlüğüne karşı zaman zaman ortaya çıkan bu tip saldırılara pabuç bırakacak bir kuruluş değil. Cahit Paksoy tehditleri ile SABAH Gazetesi'ne saldırmıyor, kamuoyunun haberalma özgürlüğünü kısıtlamaya çalışıyor. Bu tehdit ile SABAH'tan intikam almaya, gazeteye zarar vermeye çalışıyor. Ancak asıl zararı bu ülkenin önde gelen kurumlarından Avea görüyor. Şirketin kurumsal imajının yerleştirilmesi, yeni tarife duyurularının yapılması basın yayın kuruluşlarına verilen ilan ve reklamlar sayesinde gerçekleşiyor. Demek ki Cahit Paksoy, 'SABAH'ın 460 bini aşan tirajı ve okur kitlesini kendi şahsi çıkarlarına aykırı haber yapıldı' diye yok sayıyor. Demek ki bu kitleye kurumsal kimliğini benimsetme, GSM piyasasında rekabette daha fazla abone kazanarak, şirketi kara geçirme gibi amacı da yok. Ya da bir şirketin yaşamak için temel dürtüsü olan 'kâr, imaj' gibi kavramlar, bir profesyonel olan Paksoy'un şahsi çıkarlarından sonra geliyor. Her iki durumda da ortaya çarpık bir yönetim anlayışı çıkıyor. Aslında bu anlayış, şirketin 2004 sonunda ortaya çıkan 804.1 milyon YTL'lik zararın nedenini de açıklıyor. Yine bu anlayış, denetim raporlarına yansıyan belli bir stratejiye uygun olmayan, güreş müsabakaları, Kenan Doğulu konserleri, İETT gecesi gibi sponsorluklara ile şirket kasasından harcanan paraların nedenini de açıklıyor. Milyonlarca dolar akıtılan ve Avea markasından çok Tarkan'ın ön plana çıktığı reklam kampanyalarını da açıklıyor. Türkiye'nin en büyük ikinci operatörünün keyfi olarak yönetildiğinin en büyük kanıtı olan bu tehdit olayı, SABAH'ın haberinde de yer alan Paksoy'un göreve devam etmemesi için alınan prensip kararının doğruluğunu da ortaya koyuyor. SABAH Paksoy'un da farkına vardığı gibi, herhangi bir tehdit veya şantaja boyun eğmeden haber alma özgürlüğü içerisinde, hukuğun üstünlüğü ve gazetecilik evrensel ilkelerine bağlı kalarak yayın politikasını sürdüreceğini bir kez daha ortaya koyuyor.
