Gündem
  • 2.1.2009 12:25

GÜL İLE ERDOĞAN ARASINDA SORUN MU VAR?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile arkadaşlıklarının 1968 yılından beri devam ettiğini belirterek, “ Kadim dostumdur. Başbakan Erdoğan ile dostluğumuz farklıdır, dostluğumuz bizim medeni örtüler içerisinde gayet profesyonelce bugünkü konumlarımız itibariyle aynı şekilde devam etmektedir” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, ATV'de yayınlanan Açık Kapı programında küresel ekonomik krizle ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Gül, kriz nedeniyle dünyanın en büyük bankalarının, şirketlerinin ve fabrikalarının battığını ifade ederek, “Dünyanın en büyük otomobil fabrikaları birazcık paramız olsa alınabilecek duruma düştü. ABD'de olduğu gibi Avrupa'da da aynı şeyler oldu. 1929'dan bu yana yüzyılın en büyük finans krizi ortaya çıktı” diye konuştu.
“Türkiye'nin de dünya ekonomileri ile aynı denizde olduğunu” kaydeden Gül, şunları kaydetti:

“Türkiye'nin gemisi de dalgalanıyor. Dalgalanmamak mümkün değil, önemli olan tedbirini alıp böyle günlere gemiyi hazırladın mı? Türkiye bu dalgalara hazır yakalandı, gemisi sağlam. Çünkü Türkiye bunun maliyetini 2001 yılında ödedi. Neredeyse 50 milyar dolara yakın zarar ödedi Türkiye. Bugün 'biz çürük olabilirdik' diyemeyiz artık. Türkiye, o günlerden ders alarak kendini hazırladı. Bankacılık ve finans sistemine yeni kurallar getirdi. Sallanan gemi içinde dolaplar açılmasın, dökülmesin, tabaklar kırılmasın, darmadağın olmasın bunun tedbirini almak gerekir. Bununla ilgili birçok şey yapılıyor, yapılması gerekiyor.

Burada işin başında olan hükümet ve diğer kurumlar Merkez Bankası, BDDK, iş adamları, çalışanlar, sendikalar hepsi kol kola ve el birliği içinde olması gerekir. Kim bencillik yaparsa hep beraber kaybederiz. Burada, dikkatli olmak ayrı, panik yaratmak ayrıdır. Panik yaratmamak gerekir. Ama hiçbir şey yokmuş gibi de durmamak gerekir. Gemi sallanıyor. Geminin sallanmasının sebebi Türkiye değil, dışarıdan geliyor ama bunun da tedbirlerinin el birliğiyle alınması gerekiyor. Birçok tedbir alınıyor, yenileri de alınacaktır. Bu süreçten ancak dayanışma içinde çıkabiliriz, halkın, herkesin psikolojisini iyi tutmak gerekir.”

Gül, bu süreçte medyaya da görevler düştüğünü belirterek, panik yaratmamak için eski boş iş merkezleri görüntülerinin ekranlarda kullanılmamasını istedi.

ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinin ekonomisinin 2009 yılında küçüleceğini, Türkiye'nin de bu ülkelere yapacağı ihracatının azalacağına işaret eden Gül, Türkiye'nin yeni ihracat pazarları bularak ve iç tüketimi hızlandırarak üretimin azalmamasını ve bu yolla işsizliğin çoğalmamasını sağlamak zorunda olduğunu kaydetti.

“BAŞBAKAN ERDOĞAN KADİM DOSTUMDUR”

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkilerinin nasıl olduğunun sorulması ve kamuoyunda aralarında soğukluk olduğu yönünde söylentiler olduğunun hatırlatılması üzerine de “Sayın Tayyip Beyle 1968'lerden beri arkadaşız. Kadim dostumdur” dedi.

Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Başbakan Erdoğan ile dostluğumuz farklıdır, dostluğumuz bizim medeni örtüler içerisinde gayet profesyonelce bugünkü konumlarımız itibariyle aynı şekilde devam etmektedir. Biz düzenli görüşmelerimizi hiç aksatmadan yaparız, istişare ederiz. Sayın Başbakan benimle ilgili Cumhurbaşkanı olduktan sonra da bu hukukumuz, profesyonel ilişkilerimiz konusunda gayet dikkatlidir, ben de dikkatliyimdir. Bunlar Türkiye'nin itibarını zenginleştiren şeylerdir. Ama Sayın Başbakan ile cumhurbaşkanı arasında kavga, didişme, birbirini zedeleme, basın üzerinden birbire bir şey söyleme... Bunlar eğer arzu ediliyorsa, bunlar söz konusu değildir, olmayacaktır. Bunların bir memlekete hiçbir faydası yoktur. Kurumlarımızın son günlerdeki farklı tavırlarından bile nasıl rahatsızlık duyuldu değil mi? Hepimizin morali bozuldu değil mi? Bir ülkenin başbakanı ve cumhurbaşkanı birbirlerine dolaylı laf göndersin, iğnelesin, gıyabında konuşsun... Bunlar bir ülkede arzu edilen şeyler mi? Bunlar yoksa, bu takdir edilmesi gerekir. Biz gayet medeni şekilde, kendi kurumlarımızın farkındayız. Konumlarımızın gereği neyse, kurumlarımızın gereğini de hepimiz hakkını vererek yerine getiriyoruz. Gayet medeni, saygılı şekilde. Bu ülkemiz içindir, şahsi dostluklarımız, ailelerimiz ayrıdır, bakidir. Bizim tarihi sorumluluklarımız vardır, bu tarihi sorumluluklarımızın hepimiz farkındayız. Bunları görüyorum zaman zaman, normal karşılıyorum. Hür basının olduğu, açık toplumda bazen bunları ciddi zannedilerek yazılabilir. Kamuoyunu zenginleştirmek, renklendirmek için olabilir. Biz modern, profesyonel yaklaşım içindeyiz.

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 02:40

İLGİLİ HABERLER