Gündem
  • 10.5.2013 14:53

Gül'den önemli açıklamalar

Sabancı Üniversitesi öncülüğünde yapılan "4. Geleneksel Uluslararası Enerji Forumu: Küreselleşen Enerji ve Türkiye'nin Rolü" konulu toplantıya katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Doğu Akdeniz'de 3 trilyon metreküpü aşan önemli bir doğalgaz havzasının mevcudiyetine dair güçlü bulgular ortaya çıkmaya başlamıştır. Bölgedeki enerji kaynaklarının geliştirilmesi aşamasında Doğu Akdeniz havzasının Mısır Lübnan, İsrail, Kıbrıs Adası'nın tümü ve Türkiye'yi kapsayacak şekilde bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekiyor" dedi.

İstanbul Conrad Otel'de gerçekleşen toplantıya Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Suudi Arabistan Petrol ve Mineral Kaynaklar Bakanı Ali Al Naimi, Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve enerji sektörünün temsilcileri katıldı.

"ÜLKELERİN GÜVENİLİR BİR ENERJİ ARZINA SAHİP OLMADAN BÜYÜMELERİ VE KALKINMALARI MÜMKÜN DEĞİL"

Toplantının açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ülkelerin güvenilir bir enerji arzına sahip olmadan büyümelerinin ve kalkınmalarının mümkün olmadığını söyledi. Enerji konusuna teknik yaklaşımla bakılamayacağını belirten Gül, "Tarihte pek çok savaşa ve çekişmeye yol açan bu mesele bugün içinde geçerlidir. Büyük devletler enerji güvenliğini bir beka meselesi olarak telakki etmişler enerji politikalarını gerek dış politikalarının gerekse de ekonomi ve savunma politikalarının temel unsurlarından biri olarak görmüşlerdir. Enerji konusunu bu nedenle hem ekonomik politiği hem de jeopolitiği ilgilendiren dünyadaki güç dengelerini değiştiren bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. İklim değişikliğinin yarattığı baskınında etkisiyle enerji konuları ülkelerin bilim ve teknoloji politikalarında önemli bir yer tutmaktadır" diye konuştu. Türkiye'nin doğu-batı, kuzey-güney ekseninde birçok stratejik projeye imza attığını söyleyen Gül, operasyonel boru hatlarından Kerkük-Yumurtalık, Bakü-Tiflis-Ceyhan, Mavi Akım, Türkiye-Yunanistan Enterkonektörü ve Bakü-Tiflis-Erzurum dikkat çeken önemli projeler olduğunu kaydetti.

"IRAK'IN KÜRESEL ENERJİ İKLİMİNDEKİ ROLÜ ARTIYOR"

Gül, Irak'ın küresel eneji iklimindeki rolünün giderek arttığını belirterek "Komşumuz Irak'ın küresel enerji iklimindeki rolünün giderek artmasıdır. Uluslararası Enerji Ajansı 2035 yılına kadar petrol üretim artışını yüzde 45'inin Irak kaynaklarına dayanacağını tahmin etmektedir. 2030'lu yıllar itibariyle Irak'ın Rusya'nın önüne geçerek dünyanın ikinci büyük petrol ihracatçısı olacağı öngörülmektedir. Günde yaklaşık 400 bin varil Irak petrolü Kerkük-Ceyhan Boru hattı vasıtasıyla ülkemize taşınmaktadır. Esasında boru hattı taşıma sisteminin günlük kapasitesi 1.6 milyon varildi. Irak'ın kuzey-güney istikametinde mevcut stratejik petrol boru hattına paralel olarak inşa edilecek petrol ve doğalgaz boru hatları aracılığıyla bu enerji kaynaklarının bir kısmı ülkemize ve bır kısmı da ülkemiz üzerinden Avrupa'ya nakledilmesi mümkün olacaktır. Bu durum Irak içinde kendisinin güvenli pazarlara ulaşması için çok önemli bir çıkış noktası olacaktır" diye konuştu.

Konuşmasında Doğu Akdeniz'de 3 trilyon metreküpü aşan önemli bir doğalgaz havzasının mevcudiyetine dair güçlü bulguların ortaya çıktığını söyleyen Gül, "Bu durum Doğu Akdeniz'e en uzun kıyısı olan ve geniş bir münhasır ekonomik bir alanı bulunan Türkiye'nin enerji coğrafyasındaki yerini dahada önemli bir hale getirmektedir. Doğu Akdeniz'de tesis edilecek ekonomik iş birliğinin bir yandan bölgenin ortak refahına hizmet edeceğini, bu işbirliğinin bölgedeki politik siyasi problemlerin çözümüne de katkı sağlayacağına inanmışımdır. Bu nedenle bölgedeki enerji kaynaklarının geliştirilmesi aşamasında Doğu Akdeniz havzasının Mısır Lübnan, İsrail, Kıbrıs Adası'nın tümü ve Türkiye'yi kapsayacak şekilde bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğine inanmaktayım" dedi.

TÜRKİYE'DE NÜKLEER ENERJİ SANTRALLERİ SİYASİ VE EKONOMİK İSTİKRARSIZLIĞA KURBAN EDİLDİ

Cumhurbaşkanı Gül'ün üzerinde durduğu konulardan biri de Türkiye'nin yaklaşık 35 yıllık bir geçmişi olan nükleer enerji girişimleriyle ilgili oldu. Gül, Türkiye'nin uzun bir süre önce başladığı nükleer enerji çalışmalarını sonuçlandıramadığını ve bu konuda geç kalındığını ifade ederek, "Artan enerji ihtiyacına rağmen Türkiye'nin nükleer enerjiden yararlanamaması büyük eksikliktir. Yapılan bir çok girişim çeşitli finansal, teknik ve esasen siyasi nedenlerle akim kalmıştır. Belki de siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa kurban ettiğimiz projelerin başında Türkiye'de nükleer enerji santralleri gelir. O Bakımdan Güney Kore bizim için önemli bir örnektir" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa Birliği (AB) ile başlanan müzakereler ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili sitemini dile getirdi. Gül, AB'nin üyelik görüşmeleri öncesinde Türkiye'nin enerji potansiyeli hakkında önemli değerlendirmeler yaptıklarını belirterek, "AB ile müzakere pozisyonunda olan ülkenin herhalde ilk açması gereken fasıllardan biri enerji faslı olmalıydı. Ama gelinen noktada hala enerji faslının açılamamış olması ve bunun malum sebeplerle bloke edilmesi AB'nin stratejik miyopluğundan başka bir şey değildir" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konuşmasının ardından katılımcılarla birlikte fotoğraf çektirdi.

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 15:29

İLGİLİ HABERLER