Gündem
  • 17.1.2018 08:45

Amerika'nın YPG'ye verdiği MANPAD füzeleri uçaklarımız için tehdit mi?

ABD'nin Suriye'deki YPG mensuplarına 'taşınabilir hava savunma füzeleri' (MANPAD) sağlamasını değerlendiren Rus savunma analisti Korovin, Türkiye’nin Afrin’e operasyon düzenlemesi halinde asker ve uçaklarının büyük bir tehditle karşı karşıya kalacağını belirtti.

ABD’nin YPG’ye taşınabilir hava savunma füzelerini sağlayarak 2005 yılında Bratislava’da Rusya’yla imzaladığı anlaşmayı ihlal etmiş olduğunu dile getiren Moskova Devlet Üniversitesi Askeri ve Siyasi Çalışmalar Merkezi’nden Vladimir Korovin, anlaşmanın teröre karşı ortak mücadeleyle doğrudan ilgisi olduğunu kaydetti.

 'ABD BİR KEZ DAHA PANDORA'NIN KUTUSUNU AÇTI'

Uzman, “Eğer gerçekten de Suriyeli Kürtlere bu füzeler verildiyse bu ABD’nin bir kez daha imza attığı anlaşmayı ihlal ettiği anlamına geliyor. ABD bir kez daha Pandora’nın kutusunu açmış durumda. Bu çok üzücü” dedi.

MANPAD füzelerinin 5 bin 500 metre yüksekliğe varabildiği ve 5-6 kilometre menzile sahip olduğuna dikkat çeken Rus uzman, Suriye’deki Rus uçakların, YPG’nin kontrolündeki bölgelerde uçuş yapmadığını kaydederek, “Söz konusu Türkiye ile sınırı olan bölge. Bu durumda Türkler, YPG’ye karşı kara ve hava harekatı başlatırsa zor bir durumla karşı karşıya kalacak. Türk uçak ve helikopterler bu MANPAD’ın etki alanında kendini bulabilecek” ifadelerini kullandı.

MANPADS NE DEMEK?

Man-portableair-defensesystems-MANPADS, tek asker tarafından taşınabilen, omuzdan atılan, kısa menzilli, ısı-kızılötesi-(IR) güdümlü, çok alçak irtifa hava savunma füze sistemlerine yani füzelerine verilen genel isimdir.

Bu füzelerin hedef yelpazesini de kısaca tanımlayalım; alçaktan uçan uçak, İHA, helikopter ve seyir füzeleri. Tehdit değerlendirmesi olarak artık lazer güdümlü bombalar haricinde klasik bombardımanı çoktan terk etmiş hava kuvvetlerimizin F-16’ları çeşitli sebeplerle alçak irtifaya inmedikleri sürece bu füzelerin menzili dışındadır. Buna rağmen uçakların iniş-kalkış anları risk teşkil etmektedir. Ancak uçaklar ve İHA’ların aksine her an riskte olan hava araçlarımız vardır ki, helikopterlerimiz bu tehdidin öncelikli hedefidir.

MANPADS’LER NASIL ÇALIŞIYOR?

Şimdi daha önce iki bölüm yayınladığımız havadan-havaya füzelerden kaçma-kurtulma yöntemleri makalelerimden alıntılar yaparak bu füzelerin çalışma sistemlerini, daha sonra da bunlarda kurtulmak için ne gibi sistem ve ürünler olduğunu, ancak buna rağmen kurtulma şansının ne kadar düşük olduğunu anlatmaya çalışacağım.

Isı (Infrared-Kızılötesi) güdümlü (IR) füzeler genelde kısa menzillilerde kullanılır. Aktif veya pasif kızılötesi ve Elektro-Optik Kızılötesi Görüntüleme (elektro-optical-imaging-IIR) olarak çeşitlendirilir. Sanılanın aksine ısı güdümlü füzeler jet motorundan veya helikopter motorundan çıkan egzoz (nozzle) gazlarını değil, motorda ısınan metal parçaların ve yaydığı kızıl ötesi ışınları arar ve füzeyi bu ısıya-kızılötesi ışına yönlendirir.

Aslında bu bilgi dahi artık demode olmuştur. Yeni nesil arayıcı başlıklar kızılötesi görüntüleme teknolojisi ile hava aracının keskin kenarlarının çıkardığı ısıyı da gördüğü için uçağı veya helikopteri komple görmektedir. Yani füzenin arayıcı başlığının gördüğü termal görüntü, beyninedaha önce tanıtılmış uçak ve helikopter görüntüsü ile az çok eşleme yapılarak, uçağın dört bir tarafından çıkan kızılötesi ışınların kafasındaki resimlerle uygun şekil oluşturduğunu anlıyor ve motor tarafında daha fazla ısı olması gerektiğini biliyor. Hava aracının sağından solundan fırlatılan, araçla farklı ısıdaki topları (flare) gördüğünde ise yüksek ısı yayan bu magnezyum toplarını dikkate almıyor.

Multi-spektral bantta çalışan arayıcı başlıklar, hedef uçak ile onun attığı ‘flare’ gibi saptırıcı ateş toplarını ayırt ederek bunlara yönelmez yani yemi yutmaz. Çünkü bunların hızı, büyüklüğü ve sıcaklığı uçaktan/helikopterden farklıdır.

Füzenin en ucunda saydam özel merceğin hemen içine yerleştirilmiş detektör vardır. İnsan gözünden daha hızlı olarak dört bir yana hareket eden bu detektör kızılötesi ışınları takip ederek bilgisayar ve kanatçık motorları sayesinde füzeyi yönlendirir ve kedinin fareyi kovaladığı gibi sürekli hedef uçağı kovalar.

Füze fırlatıldıktan sonra, operatörün hedefe yönlendirmek için herhangi bir müdahale imkânı olmadığı gibi buna ihtiyacı da yoktur. Zaten MANPADS’ler at-unut sistemlerdir.

MANPADS’LERDEN KAÇMA-KURTULMA YÖNTEMLERİ

Düşman füzelerinden daha atış yapılmadan koruyan, atış yapıldıktan sonra da füzenin ulaşmasını engelleyen, zorlaştıran kısacası füzeden koruyan sistem ve prosedürler bütününe Karşı Önlemler denir. Karşı önlemleri tüm hava savunma füzelerini içine alarak;

-Fiziksel tedbirler: ‘’chaff ve flare’’ atışı,

-Elektronik tedbirler: ECM podu kullanarak EH (Elektronik Harp) veya Jammer sistemleri kullanmak,

-Manevra Yöntemleri: Kinetik kaçınma manevraları ve BEAM manevrası,

Olarak kategorize edebiliriz. Bugün konumuz MANPADS’ler olduğu için sadece ısı güdümlülere karşı uygulanacak yöntemleri kısaca özetleyeceğim. Ayrıntı için en aşağıdaki linklerden daha öncekileri okuyabilirsiniz.

TEHDİT VAR MI

Bir tehdide karşı koyabilmek için, öncelikle tehdit altında olduğu bilinmelidir. Bu tür tehdit altında olan hava platformlarında TWS (ThreatWarningSystem-Tehdit Uyarı Sistemi) mevcut olup karşı önlemler bu sistem altında toplanmıştır.

RWR (Radar WarningReceiver-Radar İkaz Göstergesi) bu sisteme bağlı çalışır. RWR aktif ve yarı aktif radar güdümlü füzelerin sinyallerini alarak kilitlenmiş bir güdümlü füze olduğunda haber verir.Ayrıca MWS (Füze İkaz Sistemi) bulunur. Dolayısı ile ısı-IR güdümlü füzelere karşı etkisizdir.

MWS/MWR ise IR güdümlü füzelerde dâhil füzenin eksoz gazını ve bulutunu 5-10 km öteden tespit edip uyarı veren bir sistem olmakla birlikte her savaş uçağında bulunmaz. Örneğin İsrail’in resimde gördüğünüz F-16I modellerinde bulunmaktadır. Daha çok yavaş hareket ettiği için helikopter, nakliye uçağı çok önemli yolcu taşıyan VIP veya yolcu yolcu uçaklarında kullanılmaktadır.

IR GÜDÜMLÜ FÜZELERDEN KURTULMA YÖNTEMLERİ

IR güdümlü füzelere karşı kullanılan ‘flare’ magnezyumdan üretilmiş ve uçaktan atıldıktan sonra yanmaya başlayan yüksek ısı yayan maddelerdir. Amaçları füzeyi yaydığı ısı nedeniyle kendisine doğru çekmektir. Füze fırlatılmadan önce bırakılmaya başlandıkları da olur. Özellikle alçak irtifa saldırılarında ısı güdümlü uçaksavar füzelerine (SAM ve MANPADS) karşı kullanılır. Manevralarla desteklenmesi gerekir. Sadece flare atmakla füzeden kurtulmak zordur. Genelde çoklu atılır. Örneğin F-16 gibi bir uçağa 30 adet yüklenebilir. Atış periyodu pilot tarafından belirlenebileceği gibi otomatikte olabilir. Füzenin geldiğini haber veren bir MWR olmadığında pilot ne zaman flare atacağını bilemez. Atış için arkasındaki uçağın veya yerdeki operatörün füzeyi kendisine ateşlediğini görmesi lazımdır.

Genelde klasik olarak hedef üzerine dalış ve çıkışta veya tehdit içeren yerlere iniş sırasında rastgele bırakılması bu yüzdendir. Bazı yeni nesil uçakların kuyruğunda bu füzeleri algılayıp otomatik flare atan sistemlerde mevcuttur.

Örneğin kara kuvvetlerimizin genel maksat ve T-129 Atak helikopterlerine yerleştirilen IR füze ikaz alıcıları MWR ile füze algılandığında “flare” ler otomatik bırakılır. HEWS projesi kapsamında tüm S-70 Blackhawk, AS532 Couguar helikopterlerine uygulandı. (Tüm helikopterlerde füze ikaz sistemi amaçlanmıştı ancak UH-1’lerde ki durum/oran hakkında net bilgim yok). T-129 Atak’lar da zaten fabrika çıkışlı olarak fotoğraflarda da gördüğünüz gibi mevcuttur.

Ayrıca helikopterlerimizin gövde üst kısmına IR dağıtıcı sistemler uygulanmıştır (resimlerde gördüğünüz üzere). IRCM denen bu renkli reflektöre benzeyen küçük cihazlar bir nevi kızılötesi karşı cihazıdır ve füzenin arayıcı başlığını hava aracının yaydığından daha yoğun bir kızılötesi radyasyonla modüle ederek kandırmayı ve saptırmayı amaçlar. Ancak bir dezavantajı vardır. Sinyal modülasyonu peşinden kovalayan füzeye (arayıcı başlığa) karşı etkili değilse tam tersi etki yaparak, füzenin helikopteri daha kolay bulmasını sağlar.

Diğer demode olmuş asırlık yöntemler ise kısaca; arazi şartlarından yararlanıp füzeden kaçma, güneşe doğru yönelerek uçma ve tip tankları atarak yerde patlatıp füzenin sıcaklığından dolayı güneşe veya bunlara yönelmesini ummak şeklinde özetleyebiliriz.

Sonuçta sistem daha çok algılama ve otomatik “flare” atma ve keskin manevralar ile kaçma üzerine dayanmaktadır.5-10 saniyede biten bu olayda füzenin yemi yutması çoğu zaman zor olsada zaten alçaktan uçan helikopterlerimiz arazinin gizlemesinden yararlanmaktadır. Ancak yinede kurtulamayacağını anlayan pilotun son çare manevrası genelde termal görüntü yüzeyini daraltmak için 12 yönünde füzenin tam üzerine dönmektir.

EN POPÜLER MANPADS’LERE KISA BİR BAKIŞ

Kısaca fazla ayrıntıya girmeden MANPADS türleri hakkında bilgi vereceğim.

Çin FN-6,HongYing-6; Üçüncü nesil pasif kızılötesi arayıcı başlık (IR Seeker) içerir. Yeni nesil FN-16’da ise, karşı önlemlere daha fazla dayanıklılık,dördüncü nesil IR başlık ve IFF(dost-düşman tanıma sistemi) mevcuttur. FN-6 Suriye’de rejim muhalifleri tarafından ve ÖSO tarafından kullanılmakta hatta düşürülen hava araçlarının videoları Youtube’da bulunabilmektedir. 6 km menzil ve 3,5 km irtifa sınırına sahiptir.

QW-1 Vanguard ise; başka bir Çin yapımı MANPAD olup, yine pasif IR başlık ve 16 g manevra yeteneği ve 5 km menzil, 4 km irtifa sınırı vardır.

QW-18/19; ChinaAerospaceScienceIndustrial Corporation (CASIC) tarafından geliştirilen ve ilk kez Air Show China 2014'te sergilenen QW-19 önceki tasarımı QW-18’e benzemekle birlikte birkaç farklılık içeriyor.

Yeni tür bir digital arayıcı başlığa sahip olan füze Jamming-karıştırma-kaçma-kurtulma sistemlerine karşı daha dayanıklı ve yeni nesil havadan-havaya IR güdümlü kısa menzilli füzeler de olduğu gibi çift bantlı görüntüleme arayıcı başlığı (dual-band, imagingseeker) mevcut. Bu da füzenin hedef tespiti ve kilitlenme performansını artıyor. QW-19’ın Çin’de ne derece operasyonel dağıtımının yapıldığını ve Suriye-Kuzey Irak bölgesine gelip gelmediği hakkında bir bilgimiz yok. Ancak gelmişse veya yakın gelecekte gerçekleşirse bölgede daha fazla hava aracı düşürme olayının gerçekleşeceği kesin.

9K38 SA-18 “Grouse” veya Igla; 13 Mayıs 2016 tarihinde Çukurca’da iki pilotumuzun şehit olduğu AH-1W SuperCobra helikopterimizi de düşüren Rus yapımı MANPADS’tir.

Önceki versiyonu 9K310 Igla-1 veya SA-16 “Gimlet”, son versiyon ise SA-24 “Grinch” 9K38 Igle-S’dir. Körfez savaşında bir Tornado, bir F-16 düşüren füze, meşhur eski nesil Rus füzesi Strela serisinin devamı değil, yepyeni bir füzedir. Son versiyonu “S” modeli 5,2 km menzil, 3,5 km irtifa sınırına sahiptir (Füzenin A, E, D,M, N, V ve S modelleri bulunmakta).

Yine Youtube videolarında Suriye’deki çeşitli rejim muhalifi grupların elinde Igla-1E füzesi olduğu görüldü. Bu füzelerin yağmalanan Suriye ordusu depolarından ele geçirildiği kuvvetle muhtemel.

Diğer bir Rus sistemi 9K333 Verba "Willow"; 4,5km irtifa tavanı olan füze Igla-S’den çok daha üstün bir sistemdir (Bazı kaynaklar fuarlarda tanıtımı yapılırken irtifa sınırının 6,5 km olduğunu yazmakta).

Üç kanallı multispectraloptik, IR arayıcı başlığı sayesinde kendisini aldatmak isteyen “flare” gibi tuzaklara kanmadan hedef kilidini muhafaza edeceği iddia edilmektedir. Ayrıca diğer bir önemli özelliği de, füzeleri kör etmeye yarayan lazerlerden etkilenmemesi.

Reaksiyon süresi, yani motorun aktif çalıştığı kinetik enerjinin muhafaza edildiği süre 5-10 saniyedir (Zaten web ortamında Suriye’de ki atış videolarına bakarsanız çeşitli füzelerle vurulan hava araçlarının ateşlemeden 3-10 saniye içinde ya isabet aldığı veya kurtulduğu görülür). Bilinen tek kullanıcısı Rus Silahlı Kuvvetleri’dir. Henüz Suriye’deki çeşitli grupların (PYD dâhil) eline geçtiğine dair açık kaynak kanıtı veya haberi bulunmamaktadır.

FIM-92 Stinger; Amerikan yapımı füze, Afgan-Rus savaşında düşürdüğü çok sayıda Rus helikopteri ve uçağı ile meşhurdur. Türkiye ve Yunanistan’ın da içinde bulunduğu bir NATO konsorsiyumu tarafından ortak üretimi yapılmış olan füze birçok NATO ülkesi ve başka ülkeler tarafından kullanılmaktadır.

TSK’da ise hava savunma birliklerinde piyadeler tarafından kullanımına ilaveten Atılgan ve Zıpkın sistemi yerli imkânlarla geliştirilmiş hatta bu sistemler ihraç edilmiştir. Amerikan Avenger sistemine de monte edilen Stinger, Türkiye’de ise başarılı bir savunma sanayi projesi olarak “Atılgan” zırhlı personel taşıyıcı üzerine ve “Zıpkın” 4x4 Land Rover Defender aracı üzerine uyarlanmıştır.

Füze 1,52 metre boyunda 70mm çapında 10,1kg ağırlığındadır, (kanister başlık dahil) 15,2kg. Menzili 8 km, irtifa sınırı versiyona bağlı olarak 3,8 km’dir. IFF sorgulayıcıya sahip olan füzenin “A”dan “H” harfine kadar çeşitli versiyonları bir de son versiyon olarak “J” modeli bulunmaktadır.

Kokpit aero

Güncellenme Tarihi : 17.1.2018 08:56

İLGİLİ HABERLER