Gündem
  • 9.12.2018 09:00

Aydınlık'tan Çin'in ezdiği Uygur Türkleri'ne büyük alçaklık

MAO'cu Aydınlık gazetesi Çin mezalimi altında soykırıma uğrayıp inim inim inleyen Uygur Türklerine saldırdı. Çocuk yapmaları bile izinle olan Uygur Türklerine yapılan işkence ve eziyete görmezden gelen Aydınlık Gazetesi, Çin, Uygur politikasında Atatürk’ü örnek alıyor.." başlığıyla haber yaptı.
Aydınlık haberinde Uygur Türklerinin gelişime ve laikliğe direndiğini iddia ederek; Dinci gericilik sadece köylerdeki eğitimsiz insanları cenderesine almakla sınırlı kalmamış, kentlere taşmış, özellikle eğitimli gençleri pençesine almıştı. 2011’de bize ücretli rehberlik yapan, Malezya’da İngilizce eğitimi sırasında devşirilmiş olan bir Uygur kızımızın, elimizi sıkmaktan dehşetle kaçınması unutulmayacak bir olaydı" diye yazdı.

Dininini ve örgünü yaşamaktan başka bir amacı olmayan Uygur Türklerini adeta terörist ilen eden Gazete muhabiri Adnan Akfırat, Çin yönetimi tarafından özel olarak yazdırılan yalanları haber gibi kullandı.
İşte o ifadeler..

İŞTE O ALÇAK HABER

TÜRK KADINLARININ HEPSİ BAŞINI KAPATMIŞ

Çoğunluğu Uygur dükkan sahiplerinin oluşturduğu Çarşı’daki zenginlik, hareket ve Türkçe alışveriş yapabilme imkanı hepimizi hayran bırakmıştı. 2004’te “Da Bazar”da başı örtülü bir tek bile kadın yoktu. Uygur hanım tezgahtarlar ya da dükkan sahipleri, aydınlık bakışları ve güler yüzleriyle ev sahipliği yapmak için adeta çırpınıyorlardı.

Sincian Uygur Özerk Bölgesi’ne daha sonra pek çok kere gittim. Urumçi’ye, Turfan’a, İli’ye, Hotan’a, Altay’a, Aksu’ya, Korla’ya iş gezilerim oldu. Konferanslara katıldım. Uygur dostların kentlerde, köylerdeki evlerine misafir oldum. Ancak 2013’teki Urumçi Çarşısı’ndaki tanıklığım bugünleri anlamak için önemli. 2014’te Urumçi’deki Da Bazar’da, başı açık bir tek kadın yoktu. Müslüman olmayan Han etnik kökenli satıcılar, dükkan sahipleri bile başlarını tarikat ehliymiş gibi örtmüşlerdi. “Neden örtünüyorsunuz” sorusunun yanıtı dehşet vericiydi: “Çarşının dışında bekleyip, örtüsü olmayanın yüzüne kezzap atıyorlar.”

ŞERİAT POLİSLERİNİN SOKAK TERÖRÜ

Selefi grupların “Şeriat Polisi” uygulamasını Uygur Özerk Bölgesi’ne taşıması şaşırtıcıydı. Kentte dolaşırken, şeriatçılığın nasıl bir “mahalle baskısı” yarattığına tanık olduk. Korla’dan Uygur işadamı arkadaşlar, beni “en helal” lokantaya götürmek için yarışıyorlardı. Bağnazlıkta yarış başlayınca, fren tutmayacağını Türkiye’den biliyoruz. Gittiğimiz lokantada, koyunlar üç gün önceden getirilip lokantanın bahçesinde kesecek kasabın elinden besleniyor. Kasap ise sıradan biri değil, bir imam.

“Helal” gıda çılgınlığı ise dudak uçuklatıcı hallere ulaşmıştı. Helal tavuk, helal maden suyu, helal gazoz, helal su, helal makarna, helal giysi vb. gibi bir Türkün aklının almayacağı alanlara taşınmıştı.

Dinci gericilik sadece köylerdeki eğitimsiz insanları cenderesine almakla sınırlı kalmamış, kentlere taşmış, özellikle eğitimli gençleri pençesine almıştı. 2011’de bize ücretli rehberlik yapan, Malezya’da İngilizce eğitimi sırasında devşirilmiş olan bir Uygur kızımızın, elimizi sıkmaktan dehşetle kaçınması unutulmayacak bir olaydı.

ÇİN YÖNETİMİ NE YAPTI

Çin Komünist Partisi önderliğindeki Çin yönetimi, Uygur Özerk Bölgesi’ndeki şeriatçı örgütlenmenin, terörizme nasıl zemin oluşturduğunu idrak edince harekete geçti. 2011’de Suriye’deki çeşitli şeriatçı grupların başlattığı terör saldırılarıyla, Uygur Özerk Bölgesi’ndeki terör saldırıları arasında paralellik var. 2017’ye kadar, sadece Uygur Özerk Bölgesi’nde değil Çin’in diğer bölgelerinde, şeriatçı Doğu Türkistan İslam Partisi’nin terör saldırılarıyla üç yüzden fazla kişi öldü, binden fazlası ise yaralandı.

22 AYDIR TERÖR YOK

Xi Jinping’in konuşması Sincian’da terörle mücadelede bir milat oldu. 22 aydır Sincian Uygur Özerk Bölgesi’nde ve Çin’in diğer bölgelerinde terör saldırısı yaşanmadı.

Sincian’daki gericilikle mücadele kampanyasını yürüten üst düzey bir yetkiliden, ismi bizde saklı kalmak üzere demeç aldık:

“Çin Komünist Partisi ortak hayallere sahip olmanın, ortak gelecek kurmanın, birlikte ağlayıp birlikte gülmenin ancak milletleşme ile sağlanacağını vurguluyor. Çin Halk Cumhuriyeti içindeki etnik halkların Çin milleti çatısı altında birleşmesinin yolunu arıyor. Bu birleşmenin Çin milletini hem kültürel hem siyasi hem de ekonomik alanlarda zenginleştireceğini ilan ediyor. Sincian Uygur Özerk Bölgesi’nde uygulamaya başlanan eğitim merkezleri de bu çabanın bir sonucu olarak uygulamaya konulmuş durumda. Çin yönetimi halkını gericiliğe karşı uyarıyor ve daha ileri bir toplumsal hayat kurmak için aydınlatıyor. Türkiye’den bu kadar çok tepki gelmesi anlaşılır değil. Biz Atatürk’ün yaptığını yapıyoruz. Atatürk gericiliğe karşı nasıl büyük bir aydınlanma seferberliği yürütüp başarılı olduysa, biz de aynısını yapıyoruz. Millet mektepleri, okuma yazma seferberliği, Halkevleri, Köy Enstitüleri, cahil ve yoksul Türk halkını aydınlatıp, kaynaştırdı. Çin’de olan da budur.”

Güncellenme Tarihi : 9.12.2018 09:06

İLGİLİ HABERLER