Gündem
  • 26.9.2017 00:18

Cumhuriyet Gazetesi'nin FETÖ günahları

Cumhuriyet gazetesinin 5 çalışanının tutuklu yargılandığı davanın üçüncü duruşmasında Aydınlık yazarı Rıza Zelyut tanık olarak dinlendi. Zelyut, "Nuray Mert'i, Aydın Engin'i, Can Dündar'ı kim gazeteye getirdiyse operasyonu yapan da odur" dedi..

Suça karışan Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarına ilişkin davanın duruşmasında tanık olarak dinlenen Alev Coşkun ve Rıza Zelyut önemli açıklamalar yaptı. İkilinin ifadelerine tahammül edemeyen salondakiler, Coşkun ve Zelyut'a sataştı.

Suça karışan Cumhuriyet Gazetesi'nin çalışanlarının yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında tanık olarak dinlenen Alev Coşkun ve Rıza Zelyut önemli ifadeler verdi.

22 yıl Cumhuriyet Gazetesi bünyesinde Alev Coşkun; "Vakfın yapısı değişti ve Cumhuriyet Gazetesi'ne Genel Yayın Müdürü olması mümkün olmayan Can Dündar Genel Yayın Müdürü oldu" dedi.

Zelyut, şunları söyledi:

"SABUNCU'YU, TANIR'I, ŞIK'I TANIMIYORUM"

Coşkun; "Murat Sabuncu'yu, İlhan Tanır'ı tanımıyorum, Ahmet Şık'ı tanımıyorum. Bu gazete Can Dündar'ın top oynayacağı yer değil. Bu gazete Atatürk'ün gazetesidir" ifadesini kullandı. İfadesi sırasında duruşma salonundaki bazı kişilerin sataşmasına maruz kalan Alev Coşkun; "22 yılımı bu gazeteye verdim. Can Dündar ile oturmuşluğum yok. Düşünce kodunu bilirim. Cumhuriyet aleyhine yazı yazmış bir insan" diye konuştu.

"OPERASYONU ONLAR YAPTI"
Arkadaşlar, 21 Mart 2008'de kim gözaltına alındı İlhan Selçuk. FETÖ'nün en güçlü olduğu dönemler. Sonra da vakıf üzerinden birileri Cumhuriyet gazetesine el koydu. Kim yaptı? Nuray Mert'i, Can Dündar'ı Aydın Engin'i kim getirdiyse o yapmıştır.

"VEKİLLER ÜZERİME GELDİ"

Cumhuriyet Soruşturması'nda tutuklamalar olduğu günlerde baskı yapan milletvekilleri olduğunu anlatan Coşkun, "Bana bir hukukçu gönderin ikna etsinler, davamdan vazgeçeyim" dedim. Ama yapamadılar" şeklinde konuştu. Coşkun 10 ay önce üzerinde baskı hissettiğini özellikle milletvekillerinin üzerine geldiğini belirtti.

"FETULLAH LOGO ÜSTÜNE KONDU"

Cumhuriyet logosunun üstüne hiçbir zaman haber konulmadığını belirten Alev Coşkun, Fetullah Gülen'in haberinin 23 Mayıs 2015'te gazete logosunun yanına konulmasına karşı çok üzüldüğünü ve ağladığın söyledi. Coşkun, " 23 Mayıs 2015 tarihli Cumhuriyet beni ağlatmıştır, logonun yanında Fetullah'ın resmi var... Fetullah Cumhuriyet logosu üzerine bile çıktı. Ben bundan rahatsızdım, ölünceye kadar da rahatsız olacağım" ifadesini kullandı. Coşkun, "Buranın temel ilkeleri var, Atatürk'e ve Cumhuriyet'e bağlılık...Bura terör örgütünün baş köşeye getirileceği yer değildir. Köpek insanı ısırırsa haber olmaz ama insan ısırırsa haber olur. İlk sayfada görünce FETÖ bir köpeği mi ısırdı dedim Fethullah'ın haberi Cumhuriyet'te baş köşeye giremez. 72 milyon kişi karşı çıksa Fetullah'ın logo üstüne ve yanına konduğu iki gazeteye karşı çıkmaya devam edeceğim" dedi.

Gazeteci Rıza Zelyut ise ifadesinde; "Ben Cumhuriyet'in geleneksel yoldan ayrıldığını ve operasyon gazetesine dönüştüğünü yazdım" diyerek sözlerine başladı. Vakıf üzerinden birilerinin Cumhuriyet gazetesine el koyduğunu söyleyen Zelyut; " Nuray Mert'i, Can Dündar'ı Aydın Engin'i kim getirdiyse bunu da o yapmıştır" dedi.

"12 HABERİN 8'İ HDP"

Cumhuriyet Gazetesi'nin ele geçirildikten sonra HDP ve Selahattin Demirtaş'a yakınlaştığını kaydeden Rıza Zelyut; " 12 haberin 8'i HDP ve Selahattin Demirtaş'tı. Bir gazetenin internet sayfasında HDP ve Demirtaş'ın 8 haberi olamaz" dedi. Duruşma salonundan bazı sözlü saldırılara muhatap olan Zelyut; "Bu gazetede ikinci cumhuriyetçi, FETÖ operasyonlarını alkışlayanlar var... Cumhuriyet'in yeni Taraf haline getirildiğini görmüş tecrübeli bir gazeteciyim" dedi. Cumhuriyet Gazetesi'nin Cumhuriyetçilere teslim edilmesi gerektiğini söyleyen Rıza Zelyut, araya girerek kendisini tanımadığını iddia eden davanın sanıklarından Aydın Engin'e "Tanımaması normal, Ergenekon davalarında tamtam çaldığından görmemiştir" diye cevap verdi. Zelyut, gazetenin FETÖ'ye teslim edilmesiyle ilgili ise; "FETÖ 21 Mart 2008'de operasyonu başlattı, Can Dündar'ın Nuray Mert'in oraya getirilmesiyle işlemin bittiğini zannettiler" dedi.

"GAZETENİN DNA'SI İLE OYNANDI"

Zelyut gazetenin DNA'sıyla oynandığını söyleyerek şunları belirtti: "Cumhuriyet'te çalışanlar Ergenekoncu ve ulusalcı gösterildi.Bu FETÖ'nün marifetidir. Ulusalcı isimler uzaklaştırıldı, Balbay, Faraç gibi. Ve gazetenin DNA'sı ile oynandı.Cumhuriyet gazetesinin laik, çağdaş, ulusal devletten yana, Amerikan emperyalizmine karşı olan tavrının yerine benim tespitlerime göre FETÖ ve PKK'yı destekleyen, yayan çizgiye itilmesi beni rahatsız etti"

Belge belge FETÖ Cumhuriyet'i dosyası

Cumhuriyet gazetesi nasıl işgal edildi? Cumhuriyet, "FETÖ"yü savunan çizgiye nasıl geldi? Sabah gazetesinden Kenan Kıran, madde madde belge belge FETÖ Cumhuriyet'i dosyasını derledi...

Cumhuriyet gazetesi nasıl işgal edildi?

"F Tipi" diye eleştirdikleri yapıya gazete teslim edildi

Cumhuriyet, "FETÖ"yü savunan çizgiye nasıl geldi?

Cumhuriyet'in dönüşüm manşetleri!

İnan Kıraç'ın oyu geçersiz sayıldı, Cumhuriyet gazetesini çıkaran Cumhuriyet Vakfı işgal edildi

Herşey "Can"la başladı..

Cumhuriyet gazetesinin, geçmişte "F Tipi Yapılanma" olarak tanımladığı Fetullah Gülen grubuna, 17-25 Aralık yargı darbe girişiminin ardından sahip çıkması dikkat çekiyor. Cumhuriyet gazetesini çıkaran Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu; 2 Nisan 2013 tarihli toplantısında İnan Kıraç'ın oyunu geçersiz sayması ve Mustafa Pamukoğlu'nu üyeliğini iptal etmesinin ardından gazetede ilginç gelişmeler yaşandı.

(İnan Kıraç)

Akın Atalay öncülüğünde, İlhan Selçuk çizgisinde olan üyeler hukuka aykırı olarak vakıf yönetiminden tamamen tasfiye edildi ve ardından Can Dündar genel yayın yönetmeni yapıldı.



(Akın Atalay)

Can Dündar'ın gazetenin başına gelmesiyle Fetullahçı Terör Örgütü, PKK ve DHKP-C terör örgütünün temsilcileriyle seri röportajlar yapıldı. Terör örgütleri meşrulaştırıldı ve FETÖ'nün suçlarını ört-bas edilmek istendi.

***
İşte o örnekler:

17-25 ARALIK DARBE GİRİŞİMİNDE ÖNCE PENSİLVANYA'YA ÖVGÜLER!

25 Ekim 2013: Can Dündar, Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığına başladı.

3 Aralık 2013: Can Dündar, Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "Siyasette Nasıl Geldiysen Öyle Gidersin" başlıklı yazısında; "Amerikan rüzgârı bu, belli mi olur; gün gelir esintiyi Pensilvanya'dan yana döndürür, Ankara'da ampülleri söndürür" ifadelerini kullandı. 

17 Aralık 2013: Fetullahçı Terör Örgütü'nün polis amirleri, hakim ve savcıları harekete geçti ve AK Parti Hükümeti'ne yargı darbesi gerçekleştirmek istedi.

24 Aralık 2013: Can Dündar, Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "Piyonlar Devrildi Sıra Şahlarda" başlıklı yazısında; "Gülen'in karşı hamlesi, bu kez doğrudan Erdoğan'ı hedef alacak: Başbakan da ailesinin yolsuzluk iddialarıyla vurulacak" ifadelerini kullandı.

 

25 Aralık 2013: FETÖ yine düğmeye bastı, savcı Muammer Akkaş Türkiye'nin önemli işadamlarını gözaltına almak istedi.

***

YEREL SEÇİM ÖNCESİ FETÖ'NÜN SES KAYITLARI YAYINLANDI

25 Şubat 2014: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından kendisine verilen yasadışı telefon görüşmesini CHP Meclis Grubu'nda dinletti, Cumhuriyet gazetesi söz konusu ses kaydını manşete taşıdı.

 

27 Mart 2014: FETÖ tarafından kaydedilen; Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ferdidun Sinirlioğlu ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'e ait olduğu öne sürülen ses kaydı, Cumhuriyet gazetesinin internet sitesinde yer aldı. Ses kaydının ortam dinlemesi ile yapıldığı tespit edildi.

28 Mart 2014: FETÖ'nün yasadışı ses kaydı Cumhuriyet gazetesinde manşete taşındı.

 

30 Mart 2014: Yerel seçim gerçekleştirildi. AK Parti yüzde 45.6 oy aldı ve seçimin galibi oldu.

***



(İbrahim Yıldız)

YILDIZ GİTTİ, DÜNDAR GELDİ, FETÖ SAVCILARIYLA RÖPORTAJLAR BAŞLADI

10 Eylül 2014: İbrahim Yıldız, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği görevinden ayrıldı. Yıldız, son 21 yılı yazı işleri yöneticiliği olmak üzere 34 yıl Cumhuriyet gazetesinde çalıştı.

 

25-29 Ocak 2015: Can Dündar'ın, 17 Aralık yargı darbe girişiminin mimarı ve FETÖ'nün kara kutusu olan savcı Celal Kara ile röportajı yayınlandı. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hedef alındığı röportaj 5 gün sürdü.

 

8 Şubat 2015: Can Dündar, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği görevine getirildi.

8 Mart 2015: Cumhuriyet gazetesi muhabiri Ahmet Şık, FETÖ adına MİT TIR'larını durduran savcı Aziz Takçı ile röportaj gerçekleştirdi, ihanetin savcısı Aziz Takçı aklandı.

***

PKK YÖNETCİSİ CEMAL BAYIK'LA RÖPORTAJ

15 Mart 2015: Cumhuriyet gazetesi muhabiri Ahmet Şık, PKK terör örgütünün üst düzey yöneticisi olan Cemil Bayık'la röportaj gerçekleştirdi. Kandil'de gerçekleşen röportajda, Cemal Bayık'ın, "Ya Apo Kandil'e, ya biz İmralı'ya" şeklindeki sözleri manşete taşındı. Bayık'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik hakaretleri manşet spotlarında yer aldı.

 

16 Mart 2015: Cemal Bayık'ın, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı hedef alan sözleri Cumhuriyet gazetesinde manşetinde yer aldı.

 

***

SAVCIYI KATLEDEN TERÖRİSTLERE AÇIK DESTEK..

31 Mart 2015: Cumhuriyet gazetesi muhabiri Ahmet Şık, İstanbul Adliyesi'nde savcı Mehmet Selim Kiraz'ı makamında rehin alan DHKP-C terör örgütü üyeleri Bahtiyar Doğruyol ve Şafak Yayla ile röportaj gerçekleştirdi. Gazetenin internet sitesinde yayınlanan röportajda, savcıyı katledenler "eylemci" olarak tanımlandı.

"BU EYLEM MECBUR BIRAKILDIĞIMIZ YÖNTEM"

1 Nisan 2015: Cumhuriyet gazetesi, savcımızı şehid eden teröristlerin "Bu eylem mecbur bırakıldığımız yöntem" sözlerini manşet yaptı. Gazete; Savcı Kiraz'ın rehin alındığı fotoğrafların yayınlandı ve bu yayınlarla DHKP-C'nin propagandasının yaptı.

 

 

***

FETÖ'NÜN MİT TIRLARI GÖRÜNTÜLERİ MANŞETTE!

27 Mayıs 2015: Can Dündar, MİT TIR'ları görüntülerini CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'ndan aldı.

28 Mayıs 2015: Can Dündar, MİT TIR'ları görüntülerini yazı işlerinde izletti. Toplantıya katılan Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı avukat Akın Atalay, Can Dündar'a, "Bunun 'devlet sırrı' olduğunu söyleyecekler. TIR'ları durduran savcıları, askerleri tutukladılar. 'Devletin sırrını ifşa', ağır ceza gerektiren suçtur. Tutuklama kaçınılmaz…" ifadelerini kullandı.

29 Mayıs 2015: Can Dündar imzasıyla MİT TIR'ları görüntülerini manşetten yayınlandı, Türkiye'nin DAEŞ'e silah yardımında bulunduğu iddia edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, MİT TIR'ları eylemini resmi hiyerarşinin dışındaki ast-üst ilişkisi içerisinde gerçekleştirilen silahlı terör örgütü eylemi olarak tanımlıyor.

 

***

YILDIRIM: PKK'LILAR DOĞA SAYGILI, SİGARA İZMARİTLERİNİ BİLE YERLERE ATMIYORLAR!

2 Haziran 2015: Cumhuriyet gazetesi muhabiri Ayşe Yıldırım, PKK terör örgütünün üst düzey yöneticisi olan Cemil Bayık'la Kandil'de röportaj gerçekleştirdi. Ayşe Yıldırım, PKK'lıları övdü ve "Kandil'de doğaya saygı önemli. Dağ taş demiyorlar, sigara izmaritlerini bile yerlere atmıyorlar" ifadelerini kullandı.

 

7 Haziran 2015: Milletvekili seçimleri gerçekleştirildi. AK Parti yüzde 40.9 oy alması ve birinci parti olmasına rağmen hükümet kuramadı.

***

MANŞET ATILDI, VİLLA SATILDI

12 Haziran 2015: Cumhuriyet gazetesi, MİT TIR'ları ihanetini manşetine taşıdı,

 

18 Haziran 2015: Can Dündar, Ankara'da 2 yıldır satamadığı Rönesans Evleri'ndeki villasının satışı için eşi Dilek Dündar'a vekalet verdi.

25 Haziran 2015: Dilek Dündar kendi ve eşi Can Dündar'a ait hisseyi MİT TIR'larını durduran Tümgeneral Hamza Celepoğlu'nun avukatının hukuk bürosuna tapudan satış yaptı. Tapuda imza atan ise Hamza Celepoğlu'nun avukatı Sönmez Ahi'nin ortağı Bekir Mustafa Yılmaz olduğu tespit edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, Cumhuriyet gazetesini manşeti karşılığı fahiş bir fiyata satıldığı iddiasıyla soruşturma başlattı. Soruşturma çerçevesinde olaya adının karıştığı iddia edilen 3 avukat tutuklanarak cezaevine konuldu. Tutuklanan avukatlar arasında Tümgeneral Hamza Celepoğlu'nun avukatı Sönmez Ahi de bulunuyor.

REYHANLİ KATLİAMINDA İHMALİ BELGELENEN SAVCI ŞİŞMAN'LA RÖPORTAJ

9 Temmuz 2015: Cumhuriyet gazetesi muhabiri Ahmet Şık, 52 kişinin öldüğü, 146 kişinin yaralandığı Reyhanlı katliama yol verdiği belgelenen savcı Özcan Şişman'la röportaj gerçekleştirdi. Cumhuriyet gazetesi, FETÖ savcısı Özcan Şişman'ı akladı.

 

BELGELEDİĞİNİ SÖYLEDİĞİ MANŞET HABERE 'SADECE TAHMİN' DEDİ

20 Temmuz 2015: Can Dündar, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki şahsi hesabından, "MİT'in IŞİD'e bomba ve eleman taşıdığını belgeledik, Suçlu ilan edildik" iddiasında bulundu.

Avrupa Parlamentosu'nda programa katılan Can Dündar, "İŞID'e gittiğini bilmiyoruz yardımın. İŞID'den emin değiliz. Sadece bir tahmin bu" ifadelerini kullandı.

31 Ekim 2015: Cumhuriyet gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya; Zaman gazetesine verdiği röportajda, "40 yıldır izliyorum Gülen hareketi terör örgütü değildir" ifadelerini kullandı.

***

BALBAY: CUMHURİYET'TE FETO'CULUKTAN KÜRTÇÜLÜĞE KADAR HER ŞEY SERBEST

4 Şubat 2016: Mustafa Balbay, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki şahsi hesabından; "Cumhuriyet'te FETO'culuktan Kürtçülüğe kadar her şey serbest, CHP milletvekili olarak yazı yazmak yasak" ifadelerini kullandı.

5 Şubat 2016: Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Ergenekon davasında avukatlığını yaptığı Mustafa Balbay'ı eleştirdi ve "Kendisi, gazetenin kurumsal olarak kendisine verdiği görev ve talimatlardan dolayı değil, kendi tercihleri ve tutumu nedeniyle mağdur olmuş, tutuklanmış ve yargılanmıştır. Cumhuriyet gazetesi için bedel ödeyip ödemediği tartışmalıdır ama Cumhuriyet gazetesinin Balbay nedeniyle maddi-manevi çok ağır bedeller ödediği, halen daha ödemeye devam ettiği kuşkusuzdur" ifadelerini kullandı.

6 Şubat 2016: Mustafa Balbay, "Cumhuriyet gazetesi yönetimi okurlarının büyük ölçüde onaylamadığı bir yönetim işgali altında" dedi.

***

POLİSE SİLAH ÇEKEN VE BOMBA ATAN DEHKP-CLİLER 'KADIN' VE 'EYLEMCİ' OLARAK TANIMLANDI

4 Mart 2016: İstanbul Bayrampaşa'da Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün girişine silahlı ve bombalı saldırı düzenleyen DHKP-C üyesi Berna Yılmaz ve Çiğdem Yahşi'ye "eylemci" ifadeleri kullanıldı. Silah çeken teröriste "kadın" denildi. Haber, "Kadınlar, 'Çevik'e saldırdı" başlığı ile verildi.

  

6 Mayıs 2016: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti; Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ı, "Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak" suçunu işlediği gerekçesiyle 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırdı. Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün ise, 5 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.

6 Temmuz 2016: Can Dündar, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği görevinden ayrıldı.

***

DARBE GİRİŞİMİNDEN İKİ GÜN ÖNCE FETÖ'NÜN PARALOSU YAZILDI

12 Temmuz 2016: Cumhuriyet gazetesi yazarı Kadri Gürsel, "Erdoğan babamız olmak istiyor" başlıklı yazısında, ''Madem Erdoğan zorla babamız olmak istiyor, o halde Türkiye'nin bütün ihtiyacı, Tunus'taki diktatörün devrilmesine yol açan kıvılcıma çakan Muhammed Buazizi gibi asi bir evlattır. Yanlış anlaşılmasın, Buazizi gibi kendisini yaksın demiyorum, bir sigara yaksın ve yeter ki söndürmesin" ifadelerini kullandı, örtülü ya da subliminal mesaj yöntemiyle darbeyi işaret ettiği ifade edildi.

13 Temmuz 2016: Cumhuriyet gazetesi yazarı Aydın Engin'in, "Cihanda sulh, peki yurtta ne?" başlığıyla köşe yazısı yazdı.

15 Temmuz 2016: FETÖ'nün darbe girişiminde bulundu ve örgüt ''Yurtta Sulh Konseyi'' adını kullandı.

16 Temmuz 2016: Cumhuriyet gazetesi, "Türkiye Kaosta'' manşetini kullandı, halkın askerlere karşı direnişi "kaos" olarak nitelendirildi.

  

25 Temmuz 2016: Cumhuriyet gazetesi; ''Yurtta Savaş, Dünyada Savaş'' manşetiyle TSK ve emniyet güçlerinin terörle mücadele kapsamında yaptığı harekat ve operasyonları "savaş" olarak yansıttı.

9 Kasım 2016: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu'nca yürütülen soruşturma çerçevesinde, "tanık" sıfatıyla ifadesi alınan Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu eski üyesi İnan Kıraç, Alev Coşkun ile Şevket Tokuş'un yönetim kurulu üyeliğinden çıkarıldıklarını belirterek, "Yıllarca Cumhuriyet Vakfı içerisinde yer almış bu kişilerin vakıftan uzaklaştırılmaları beni oldukça üzmüştür. 90 yıllık Cumhuriyet gazetesi çizgisi artık tamamen kaybolarak bugünkü haline gelmiştir. Bu olaylardan sonra Cumhuriyet gazetesi almamaya ve okumamaya karar verdim." ifadelerini kullandı.

***

YILDIZ: BİZDEN SONRA TERÖRİSTE TERÖRİST BİLE DİYEMEDİLER, DİLLERİ SORUNLUYDU"

1 Kasım 2016: Cumhuriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, "Evet Can Dündar geldikten sonra mali olarak gazeteyi hakikaten borçlandırdılar ve batırdılar, çok kötü bir yönetim sergilediler. Gazete adına büyük kayıp... Bizden sonra teröriste terörist bile diyemediler, dilleri sorunluydu" ifadelerini kullandı.

Yıldız, "Elbetteki Cumhuriyet eski Cumhuriyet değildi ve haber dilini ben de eleştiriyordum. Bizim dönemimizde her zaman teröre terör, teröriste de terörist derdik. Ama şimdi ne yapıyorlar? Bir dönem gerilla dediler PKK'lı teröristlere şimdi de PKK'lılar diyorlar halbuki PKK'lı teröristlerdir onlar. Öyle demeleri lazım bu çok zor değil. Hala öyle... Silah kullanan kişi teröristir ve teröriste de terörist denir arkadaş. O konuda çok hatalılar.. .Dahası da var ama konuşmaya gerek yok" ifadelerini kullandı.

***

CUMHURİYET VAKFI YÖNETİM KURULU NASIL İŞGAL EDİLDİ?

İnan Kıraç'ın oyu geçersiz sayıldı, vakıf Akın Atalay tarafından ele geçirildi

Cumhuriyet gazetesini çıkaran Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu'nun; 2 Nisan 2013 tarihinden bugüne hukuka aykırı çalıştığı ifade ediliyor.

Prof. Dr. Prof. Dr. Aydın Aybay'ın vefat etmesinin ardından 2 Nisan 2013 tarihinde yapılan seçime, Silivri Cezaevi'nde olduğu gerekçesiyle oyunu zarfla gönderen Mustafa Balbay'ın oyu geçerli sayılırken, yurt dışında olduğu gerekçesiyle oyunu zarfla gönderen İnan Kıraç'ın oyu hukuksuz bir şekilde iptal edilmesiyle vakıf ele geçirildi.

İşte o süreç:

6 Mart 2013: Cumhuriyet Vakfı Kurucu Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Prof. Dr. Aydın Aybay vefat etti.

BALBAY'IN OYU SAYILIRKEN, KIRAÇ'IN OYU İPTAL EDİLDİ

2 Nisan 2013: Cumhuriyet gazetesini çıkaran Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu; yeni yönetim kurulu üyesini atamak için toplandı.

Alev Coşkun, Şükran Soner, Mustafa Balbay, İnan Kıraç, Nevzat Tüfekçioğlu ve Yunus Nadi'nin torununun eşi Şevket Tokuş; Mustafa Pamukoğlu'na oy verdi.

Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, İbrahim Yıldız, Cüneyt Arcayürek ve Akın Atalay ise; Önder Çelik'e oy verdi. Mustafa Pamukoğlu'nun yeni üye seçilmesi engellendi.

Silivri Cezaevi'nde bulunan Mustafa Balbay'ın oyu geçerli sayılırken, İnan Kıraç'ın yurtdışında olduğunu bildirerek kapalı zarf içinde gönderdiği oy ise sayılmadı. Oylamada 5-5 eşitlik sağlandı. Açık oylamaya geçildi. Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç'in oyu 2 oy sayılarak Önder Çelik yeni üye seçildi.

7 Ekim 2013: İki yıllık süre için seçilen üyelerin üyeliklerinin dolmasından 2 gün önce, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu yeniden seçim yaptı. Alev Coşkun, oylamayanın usulsüz olduğunu gerekçesiyle toplantıyı terk etti ve tutanağını imzalamadı.

Vakıflar Genel Müdürlüğü, 2 Nisan 2013 ve 7 Ekim 2013'teki seçimleri usulsüz olduğunu açıkladı

İLHAN SELÇUK EKOLÜ TASFİYE EDİLDİ

18 Şubat 2014: Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu, toplantı yeter sayısı, salt çoğunluk olan 7 kişi olduğu halde, 6 kişi ile toplantıyı açtılar ve geriye kalan 6 kişiyi yönetim kurulundan iskat ederek yeni 6 üye seçtiler.

Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu'nda; İlhan Selçuk çizgisinde olan üyeler tamamen tasfiye edildi ve yeni yönetimde Orhan Erinç, Akın Atalay, İbrahim Yıldız, Hikmet Çetinkaya, Önder Çelik, Mustafa Kemal Güngör, Cüneyt Arcayürek, Mustafa Balbay, Nail İnal, Hakan Karasinir, Musa Kart ve Güray Öz yer aldı.

Kenan Kıran: Sabah.

 

.

Güncellenme Tarihi : 26.9.2017 14:24

İLGİLİ HABERLER