Gündem
  • 10.6.2015 22:09

Davutoğlu'ndan BOMBA açıklamalar

Başbakan Ahmet Davutoğlu seçimlerin ardından ilk kez bir televizyon canlı yayınında açıklama yaptı.

İşte Davutoğlu'nun TRT ekranlarında yaptığı açıklamalardan satır başları:

Seçim neticelerinin hayırlı olmasını diliyorum. Genel başkan, başbakan olarak değil ,vatandaş olarak beni mutlu eden birkaç hususu söylemek isterim. Birincisi katılım. Çok yüksek bir katılım oldu. Bu çok önemli. Bu bir kere demokrasinin bir kere kökleştiğinin, halkımızın bilincinin çok yaygınlaştığını gösteren bir tablo. İkincisi meşruiyet. Meşruiyetin kaynağı ve kullanılması. Siyasi gücün kaynağı milli iradedir, milli irade de seçimlerle tezahür eder.  Neticesi ne olursa olsun meşru çizgiyi millet gösterir, ülkenin idare edilmesini seçtikleriyle sağlamaya çalışır.

"OY VEREN HER VATANDAŞ TEŞEKKÜRÜ HAK EDİYOR"

Tabi şöyle bir senaryoda, ki bununla ilgili zihnen hazırlık yapanları biliyoruz. Türkiye’de 1950’den bu yana bir çok darbe gördük, müdahale gördük. Ama seçimin güvenilirliği hiç tartışma konusu edilmedi. Bu seçimde de nihayette herkesin bu neticeye razı olması ve milli iradenin kabul edilmesi de önemli. Ve bu kabul edildi. Bence YSK ve oy veren her vatandaşımıza, teşekkürü hak ediyor.

Ve bundan sonra da böyle bir meşruiyet tartışması hiçbir zaman açılmayacak. Şu parti kazanırsa hile olur, bu parti kazanırsa hile yok gibi yaklaşımın benimsenmemesini bir kez daha söylüyorum. İşte dediğim gibi öbür ihtimali düşünmedik zaten ama düşünenler buna hazırlık yapanlar, seçim sonrasında kaosa hazırlık yapanlar, şu an zafer naraları atanların bir çelişki olduğunu söylemek isterim.

Kazanırsak da kaybedersek de, o anlamda ben Ak Parti’nin başarılı olduğu kanaatindeyim. Üçüncüsü, çıkan harita. Bütün vatandaşlarımızın, aydınlarımızın, siyasi partilerimizin iki elini başını elinin arasına alıp şöyle bir haritaya bakması lazım. AK Parti tek partili hükümet kuramamasından zil çalıp oynayanlar için söylüyorum, şöyle bir haritaya bakın. Bu harita ne söylüyor? Türkiye’nin bütününde var olan tek parti hala AK Parti. Bir parti doğu, bir parti batının kenarına sıkışmış. AK Parti 56 vilayette birinciyiz. CHP takriben 37 vilayette vekil çıkaramadı, MHP 35 vilayette, HDP 55-56 yerde çıkaramadı.

AK Parti’nin denklem dışına çıkması, Türkiye yarı ırak Lübnan gibi etnik ve mezhep kimlikleri gibi politika inşa eden partilerin eline kalır ki, böyle bir şey Türkiye’nin zihnen parçalanması anlamına gelir.

SEÇİM ÖNCESİ BEKLENTİLERİNİZİ ALAYIM. TABLO NASIL GÖRÜNÜYORDU, SEÇİM GECESİ NASIL GÖRÜNDÜ?

Biz iddialı bir partiyiz. Bizim hiçbir zaman beklentimiz, tek parti iktidarından daha az olmaz. CHP için yüzde 35 başarıdır. Şu an 10 puan gerisinde. Bizim için her zaman iddialı parti olarak tek parti hükümetiydi. Ama milletimiz ne derse, millete sitem edilmez. Millete küsülmez, millet ne derse doğru olan odur. Yani AK Parti’nin 49’lardan, yüzde 43,5 civarında oylarının yüzde 41’e gerilemiş olması, bir göreceli olan bizim muhasebe etmemiz gereken bir olgudur. Hiçbir seçim neticesi dolayısıyla, millete sitem duygusu içinde olmadık. Milletimizin verdiği karar doğrudur.

Hiçbir arkadaşımızın millete dönük bir sitem cümlesini duymak istemem. Milletimiz doğru karar vermiştir. Bunu doğru okumamız lazım. Yüzde 41 bir başarıdır, kimse kendi yenilgisinden başarı çıkarmaması lazım. Yüzde 26’da istifa ederim diyen Kılıçdaroğlu, 25’e başarı diyorsa, başkasının başarısından hisse çıkarıyor demektir. 16 puan fark var, bu batı demokrasilerinde büyük bir farktır.

Peki yüzde 41 bu sefer nispet olarak, göreceli olarak en başarılı en parti, 1960’tan bu yana yüzde 40’ı bizim dışımızda sadece Adalet Partisi, Ecevit sayın Özal geçti. CHP’nin özellikle, sevmemeleri normal, hedefleri AK Parti’ye dönük bir negatif hedefti. AK Parti zaafa düşürmekti kendilerince, onları şey yapabilirler ama. Tüm sol hareketin 60’tan yana tek başarı hikayesi var, o da Ecevit’in yüzde 41. Dolayısıyla onların tarihi zaferi olarak gördüğü oran, AK Parti’ye şimdi yenilgi gibi gösterilemez.

Dün mesela yüzde 41 oranla biz, CHP yüzde 30 MHP 20 alsaydı, HDP barajdan geçmemiş olsaydı, AK Parti 310 vekil çıkarırdı. 12 yıllık bir iktidardan sonra, yedi cephenin saldırısı altında AK Parti’nin elde ettiği netice önemli bir başarısıdır. Türkiye’nin hükümet kurma sorumluluğunu AK Parti’ye vermiştir milletimiz.

ÖNCELİKLERİNİZ… GÜNDEMDE BİR KOALİSYON VAR. ÖNCELİKLERİNİZ NELER? KOALİSYONLARA, SENARYOLARA NASIL BAKIYORSUNUZ?

Benim için şahsi olarak, ama bütün parti üyelerimiz için aynıdır, partimizin menfaati ve geleceği şahsi menfaatlerinden önce gelir, ülkemizin geleceği de parti menfaatinden önce gelir. Şunu ifade edeyim, ne oranda oy alırsak önemli değildi, Türkiye için neyin iyi olduğu kanaatine sahip olmak. Siz pazartesi sakin geçti dediniz, yaklaşık 7,5 saat istişare ettim.  Salı günü bütün üyelerimizle teker teker yaptım. Bugün de MKYK’yı topladım. Yarın da il ve belediye başkanlarını toplayacağım.

“HİÇBİR İHTİMALİ DE DIŞLAMIYORUZ”

Yeni günün gereği ne? O tabloyu realist şekilde alırız. Meşruiyet sınırları içinde, Türkiye için en doğrusu neyse onun arayışına girdik. O gece balkonda konuşma yaptım, ne olursa olsun AK Parti Türk siyasetinin omurgasıdır. Hiçbir ihtimali de dışlamıyoruz. Aynı gece sayın Bahçeli bütün kapıları kapattı. HDP bütün kapıları kapattı. CHP AK Parti dışında kapı açık dendi.

“BİR ANLIK DAHİ KAOTİK BİR TABLOYA İZİN VERMEYİZ”

Bugün MKYK’da da konuştum. Geldiğimiz temel ilke şu. En önemli husus, Türkiye’nin menfaatidir. Bir anlık dahi kaotik bir tabloya izin vermeyiz. Buradan halkımıza seslenmek istiyoruz, müsterih olsunlar. Bakın, bir taraftan bakanlar kurulu olarak toplandık, bir taraftan da bakanlarla toplanıp ekonomiyle ilgili alınması gereken talimatı verdim. Nerede kaldık deyip yola devam ederiz. Yeter ki en ufak bir dakika bile kayıp olmasın.

“HERKES EVİNDE RAHAT UYUSUN”

Hükümet işleyişinde hiçbir aksama olmayacak. Piyasalara söylüyorum, iş adamlarımıza söylüyorum, STK’lara sesleniyorum herkes evinde rahat uyusun. O tecelli eden şeyi doğru anlayıp yolumuza devam ederiz. Süreklilikte sıkıntı olmaz.

“SON ANA KADAR BİZ GÖREVİMİZİ YAPACAĞIZ”

Cumhurbaşkanımıza istifayı verdim, tekrar görevlendirildim. Bu geçici hükümet falan değil. bürokrasiye de talimat verdim. Bir tek bürokrat işini aksatırsa, ben de kursam yeni hükümet gelecek, bakan değişebilir, başkası gelebilir diye işini aksatan bürokrat, veya yavaşlatan bürokrat veya herhangi bir kesim, buna izin verilmeyecektir. Son ana kadar biz görevimizi yapacağız.

Bir tarafta da cumhurbaşkanımız yetkilendirdiği zaman, bütün partilerle, hepsi açıklama yaptılar AK Parti ile olmaz türünden. Onların açıklamalarına rağmen söylüyorum. O gün CHP’ye oy vermiş vatandaşlarım, takdiriniz başımızın üstündedir. CHP’nin kapıyı kapatma tarzına bakınız. MHP’li kardeşlerim, daha yeni tablo anında kapıları kapatan şu şununla yapsın, bunları dinleriz ama bizim kimle ne yapacağımıza biz karar veririz. Ama biz yokuz diyen bir tablo. İster koalisyon ister hükümet. Nihayet iktidar olmadan hizmet edilmesi.

“KOALİSYONU DA ANCAK VE ANCAK BİZ YÜRÜTÜRÜZ”

HDP ise var olan zafer sarhoşluğu içinde kendi şeylerini dikte etmeye çalışıyoruz. Kurulları işlettim. Benim şahsi düşüncem vardır. Biz başarılıyız. Bütün teşkilatlara teşekkür de ettim. Bu kadar geniş cephe karşısında, 60 yıllık demokrasi tarihinin dördüncü yüzde 40 oy almışız, ülkenin kaderi de bizim elimizde. Şimdi koalisyonu da ancak ve ancak biz yürütürüz.

“HER TÜRLÜ MÜZAKEREYİ DE AÇIK YÜREKLİLİKLE YAPMAYA HAZIRIM”

Diğerleri yol kapatmayı denerse, her ihtimali de düşünürüz. Diğer partiler iş birliği yaparsa bunu konuşuruz. Hiçbir opsiyonu dışlamadan. Ama bu olmuyorsa başka şeylere gerekiyorsa, onlara da açık. Onlar kendi aralarında bir şey yapacaksa ona da açıktır. Önemli olan meşruiyet sınırları içinde kalmak, iki samimiyet. Tiyatro oynamaması lazım kimsenin. Her muhalefet partisi görüşmemi ilkeli yapacağım. Her türlü müzakereyi de açık yüreklilikle yapmaya hazırım.

KIRMIZI ÇİZGİLERİNİZ… OLMAZSA OLMAZLARINIZ?

Ben kırmızı çizgi tabirini hiç kullanmadım. Çünkü siyaset çizgiler değil, istikametle yürür. Opsiyonları daraltmış olursunuz. Her türlü konuyu görüşmeye hazır olmak lazım. Görüşürken ben bu konuya katılmıyorum dersiniz. Bu siyasetin doğasına da uygun değil. Ama şey yapmayacağımız ilkeler var. bir kaos çıkar, yarı vesayetçi yapı çıkar diye ara rejim gibi yol almaya kalkarsa karşılarında dik dururuz.

Bize oy veren seçmenlerime dönüp söylüyorum. Tek bir oyun dahi zayii olmaması için dimdik ayaktayız. Bize rağmen birisi kaosa oynarsa karşılarında dururuz. Uzlaşı gerekiyorsa koalisyon için ona da hazırız. Türkiye’yi riske atacak şekilde, ekonomiyi dalgalandıralım, AK Parti’ye bir darbe daha vuralım, şu veya bu yolla modelizasyon olmaz. Bizim parlamento grubumuz sadakatini ispat etmiştir.

Kırmızı çizgilerden daha çok, ahlaki siyasi ilkelerimiz var. Bu anlamda da, ben AK Parti’nin kurumsal kimliğine önem veririm. Balkon konuşmasından önce topladım arkadaşlarımı, ben şunları şunları söyleyeceğim, farklı bir şey var mı dedim. Doğru söylüyorsunuz dediler. İstişare ederek çıktım. Ertesi gün kurulları işletmeye başladım, şimdi de devam edecek.

“BENİM DIŞIMDA KİMSE ‘ŞU İHTİMALE KAPALIYIZ, AÇIĞIZ’ DİYEMEZ”

Biz şunu yapmayız, bunu yaparız, köşe yazarı üzerinden, partinin yetkili organları ve benim dışımda, çok açık söylüyorum, kimse şu ihtimale kapalıyız, açığız diyemez. Ama ahlaki ilkelerimiz var, siyasi ilkelerimiz var.

“ARTIK YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM”

Burada da en önemli şeylerden birisi, siyasetin normalleşmesi lazım. Gerilim ortamından, çatışma ortamından çıkıp herkes yeni bir gün doğdu. Artık yeni şeyler söylemek lazım cancağzım diyor Mevlana. Bizim için seçim dönemindeki tartışmalar bitmiştir.

Herkesin kendi muhasebesini yapmanız lazım. O yüzde 41 başarısızsa, sen yüzde 24 ile 16 ile 13 ile nasıl başarılısın der. Biz her zaman koalisyona karşı çıktık. Halkımıza da bunu anlattık. Koalisyonlarla ülke 90’lı yıllarda zarar etti.

Koalisyon iyi değil dedik. Ama halk dedi ki, sen böyle diyorsun ama benim tercihim koalisyondur. Şimdi bizde tekrar tartışma açmayız. Önce halkın tercihinin gerektiğini yaparız. Artık halk millet amir, devlet memurdur. Amir olan millet dedi ki, ben koalisyon istiyorum. Onun tercihi. Ama bu tercihi uygun gördüğümüz anlamına da gelmez. Koalisyonlar Türkiye’ye zaman kaybettirir. Ama halk istemişse, bize düşen bunun en iyisini yapmak. İşlemeyen koalisyon, kriz. Ona düşürmeyi z Türkiye’yi. Hükümet var mı yok mu, belli mi belirsiz mi, buna düşürmeyiz.

Benim devlet tecrübem, ülkeye olan sadakatim şunu söyler bana. En doğrusunu yap. Ama dediğim gibi 79 şartlarına, 2002 şartlarında olduğu gibi düşürmeyiz. Koalisyonsa en iyisini yapmaya çalışırız. O olmadığında, yine meşruiyet sınırları içinde neyi yapmak gerekiyorsa onu yaparız. hurriyet.com.tr'den alınmıştır

HDP için şimdi mesela. Büyük bir şenlik içindeler. Hayırlı olsun yüzde 13. Şimdi ispat vakti. Seçim kampanyası döneminde yapmadıklarını şimdi yapmaları lazım. Nişantaşı’nda en yüksek oyu almışsa, Marksist Leninist çizgiden yönünü değiştirip, tek tipçi anlayıştan yönünü değiştirip, Türkiyelileşme noktasına gidecekse, ben şiddeti terörü kabul etmiyorum. Koalisyondan hoşlanmıyorum ben, istemesek de yapacağımız bir şeydir. Şimdi o da PKK’yı seçim döneminde bile kullandılar. Baskı yaptılar vesaire. Ama yeni tabloda demesi lazım ki, şimdi dönüp ey PKK artık ben meşru bir partiyim, silahları bırak demesi lazım. Ben HDP’ye fırsat gibi bakan bütün aydınlara, seçmenlere söylüyorum, şimdi senden silahları bırak demeni bekliyorum. Eğer bunu demezse HDP. Verdikleri ödünç oylar, ihanet etmiş olur. Türkiye’de artık hiçkimse terör istemiyor.

Biz siyasi bedeli ne olursa olsun, çözüm sürecini devam ettirdik.

Onu koalisyonu kiminle yapacağımıza bağlı. HDP’nin  de düşünmesi lazım. Şimdi atabilirler adım. Bir tek onların elinde, biz tek başımıza şu veya bu yönde bir şey söylemeyiz. Yeni hükümet kurulana kadar aynen devam ettiririm. Ama yeni koalisyon nasıl olacaksa onlarla konuşacağız. Ama HDP yapabilir, ben artık terörün yanında değilim.

“HDP’NİN YAPACAĞI BİR ŞEY VAR…”

Diyarbakır’da 4 vatandaşımız öldürüldü. Güvenlik tedbirlerini almak bizim görevimizdir. Herhangi bir taşkınlıkla, meşruiyet sınırları içine kim çıkarsa, gözünün yaşına bakmayız. Ama HDP’nin yapacağı bir şey var, o çok güzel şeyler söylemlerle kendini barış sembolü olarak gösteren HDP eş başkanları çıkıp PKK silah bıraksın demeliler.
AK Parti aslında CHP söylemini dönüştürdü. Merkez ülke gibi bizim kavramlarımızı kullandı. CHP söylemini değiştirdik. HDP söylemini de biz dönüştürdük. Bu etki, AK Parti döneminin etkisi olmasa, liberal takınan bir çok HDP’liler dağda bayırda başka işlerle meşgul olurdu.

''KÖTÜ SENARYOLARDAN TÜRKİYE'Yİ UZAK TUTARIZ''

'Siz bizim ne yapmamızı istersiniz' bunu hükümete soracağız.
İkinci soracağımız şey bize neden oy vermediniz.
Üçüncü alan kemikleşmiş olarak bizim karşımıza çıkanlardan bu kemikleşmenin nedenini sormak istiyoruz.
Daha önceden bizimle ilgisi olan ve daha sonra kopanlarla bir şekilde konuşmak istiyorum.
Yeniden bir başlangıçla bütün bunları ele almak istiyorum.

Birinci zorunluluğumuz etrafımızda bir ateş çemberi var. O kötü senaryolardan Türkiye'yi uzak tutarız. Ama tek parti hızında gitmek mümkün değil koalisyonlarda. İki bürokratın bile çalışması zaman alır ama olabileceğin en iyisini yapacağız.

"KİMSE SEMBOLLER ÜZERİNDEN BİRBİRİNE SİYASİ GOL ATMAYA KALKMASIN"

Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu anlamda yeni Meclis'in iki işareti vardır, olumludur. Hepimizin en asli görevi sistemi işletmek. 'Cumhurbaşkanı bana görev verecek ama ben Cumhurbaşkanın katına çıkmam' demek, sistemi tıkayan, Sayın Cumhurbaşkanımıza sen bir kural dikte edemezsin. Şu anda hepimiz için bir şans var. Sistemi rayına oturmak. Bunu rayına oturtmak, herkes için söylüyorum, Cumhurbaşkanlığı makamı, hükümet kurma çalışmaları, muhalefet için söylüyorum gelin güzel bir başlangıç yapalım. Kimse semboller üzerinden birbirine siyasi gol atmaya kalkmasın. Şu anda semboller vakti değil, şu anda rasyonel davranma vakti. Yani makul, akli davranma anı. Semboller üzerinden kampanya sırasında mazur görülür ama şimdi akılla konuşmak lazım. Hisle değil. Millete küsmek olmaz."

"YENİ KOALİSYON HÜKÜMETİNDE BİR UZLAŞI ARAMA ÇABASI OLACAK DIŞ POLİTİKADA"

Bugün çok sayıda başbakanın tebrik için aradığını belirten Davutoğlu, "Şu ana kadarki dış politikada bir eksen kayması olmadı. Türkiye'nin takip ettiği ahlaki, vicdani dış politika, buradan bir sapma olmaz, bu konudaki politika değişikliği toplum tarafından da kabul görmez. Yurtdışında bir kaygı var, bizim korumamız altında olanlar için yardım devam edecek mi? Mutlaka Esed, Sisi mutlu olmuştur. Kimlerin mutlu olduğuna baktığımızda milletimizin bu tabloyu düşünmesinde fayda var. Tabii, yeni koalisyon hükümetinde bir uzlaşı arama çabası olacak dış politikada. Bunu biz dikte ederiz, yaparız demem. AK Parti için terk edilmemesi gereken ilkeler vardır. Bize gelen kim olursa olsun, kapımızı kapatmayız" diye konuştu.

Partide ne gibi değişimlerin öngörüldüğüne ilişkin açıklamada bulunan Davutoğlu, "Belli kanaatlerim var, AK Parti'de yapılması gerekenlerle ilgili ama bilimsel bir yöntemle objektif olarak ortaya konması için bir araştırma şirketinde bu anlamda sorularla, 'halk bizden ne bekliyor' onları da ölçecek bir çalışma yaptırıyorum. Ondan sonra bunları alıp tekrar MKYK'da konuşacağım. Herkesi bu sürecin parçası kılarak, devam edeceğim bunlara, herkesi dinliyorum. 2011'den bu yana oy kaybı varsa bizim bir cerrah soğukkanlılığı içinde bunu masaya yatırmamız lazım. 'Şurada bir problem var, dokunmayım' hissiyle davranamayız. Şimdi yüzde 41'le 258'de kaldık. Neden? 4 Parti girdiği için" dedi.

Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: 

"Türkiye'de aydınlarımız sembollerle ve karşılıkla düşündükleri için bizim karşıtlığımızda pozisyon aldılar. Şimdi, mutlular belki bizi belli ölçüde dinledikleri için. Benim yazdığım 2023 sözleşmesine bir baksınlar. Seçim kampanyasında beni en çok memnun eden şeylerden biri 3 dönemliklere AK Parti adına teşekkür ediyorum, ikincisi gençlik hem genç hem kadın kollarının hepsi onların şehirlerde ve mitinglerde gösterdiği dinamizm. Tecrübe ve gençliğin dinamizmini aynı anda gördüğüm için çok mutlu oldum. Tecrübeli kadronun bileşimi içinde çok güçlü bir AK Parti dinamizmi gerçekleştireceğimize inanıyorum."

AK Parti ailesinin ahlak abidesi bir aile olduğunu ve kimseyle bir kırgınlığının olmadığına dikkati çeken Davutoğlu, "Konya'dan buraya geldiğimde bir burukluk vardı. Bazı arkadaşlar balkon konuşması yapmayacağımı düşünmüşler. Çıktık o anda hepimiz yüksek bir oyla iktidar olmayı isteriz ama olamadık yine başarılı olduysak burada herkesin onu hissetmesi önemli. Ortak his olmadan akıl sadece akıl, vicdan olmadan sadece akıl değil bir müddet sonra çıkarcılığa gelir. Çıkarcılıkla bizim partimize gelen olmuştur. O gece balkon konuşmasını yaptığımda bütün teşkilatlarda aynı anda kutlamalara başladık. X Partisi biz buradayız demezse bir kesim etkilenir ama AK Parti buradayız demezse bütün kesim etkilenir" dedi.  

‘’HER ŞEYİ KONUŞMAYA HAZIRIZ

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 2015 milletvekili genel seçimleri sonrası ortaya çıkan 'koalisyon' tartışmalarına ilişkin, "Türkiye'nin çıkarı ne gerektiriyorsa yaparız. Bu olmuyorsa başka şeyler gerekiyorsa onlara da açığız. Bütün bunları değerlendireceğiz. Önemli olan samimiyet ve meşruiyet. Tiyatro oynamaması lazım kimsenin. Ben her muhalefet partisiyle de görüşmemi samimiyetle yapacağım. Ülke çıkarı için yapacağım. Her şeyi konuşmaya hazırız" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçim sürecini değerlendirerek, "Her şeyden önce seçim neticelerinin hayırlı olmasını istiyorum. Sadece seçimde iktidar için yarışan bir partinin genel başkanı, Başbakan olarak değil vatandaş olarak beni memnun eden hususlardan birisi katılım', yüzde 85'le katılım, çok yüksek bir katılım oldu. Bu çok önemli. Yurtiçinde yüzde 86.38, yurt dışı dahil 83.90. Bu, bir kere demokrasinin kökleştiğinin, halkımızın kendi iradesiyle ülkenin geleceğini belirleme bilincinin yaygınlaştığını gösteren, hepimizi çok memnun etmesi gereken bir tablo. İkincisi meşruiyet. Benim siyasette de, akademik hayatta da en önem verdiğim şey meşruiyet, meşruiyetin kaynağı ve kullanılması. Siyasi gücün meşruiyetinin kaynağı milli iradedir. Milli irade de seçimlerle tezahür eder. Her başarılı seçim meşruiyetin de yeniden tazelenmesi olur. Meşru çizgiyi millet gösterir. Bu seçimin meşruiyetin tartışma konusu edilmemesi de ikinci ayrı bir güzel gelişme" ifadelerini kullandı.

"Tabii şöyle bir senaryo var" diyen Davutoğlu, "Tabii bununla ilgili birçok hazırlık, zihnen ve fiilen hazırlık yapanlar olanlar olduğunu biliyoruz. Bir parti yüzde 10'un altında alıp başka zeminde meşruiyet tartışması nasıl yapılırdı onu düşünmek bile istemiyorum. Şunun güzelliği herkesin bundan sonraki seçimlerde Türkiye'de 1950'den bu yana birçok darbe ve müdahale gördük. Seçim güvenliği hiç tartışma konusu edilmedi. Bu seçimde de herkesin bu neticeye razı olması, milli iradenin egemenliğini kabul etmesi önemli. Bu da kabul edildi. Üzerinde tartışma olmadı, güzel neticedir. YSK'ya, oy veren her vatandaşımız teşekkürü hak ediyor. Oy veren her vatandaş aynı zamanda siyasi katılımla onun bir parçası olduğunu ortaya koymuş oluyor. Bundan sonra da böyle bir meşruiyet tartışması hiçbir zaman açılmayacak. Şu parti kazanırsa hile olur, bu parti kazanmazsa hile yok gibi bir yaklaşımın benimsenmemesini istiyorum. Büyük ihtimalle, düşünenler buna hazırlık yapanlar, seçim sonrası kaosa hazırlık yapanlar, sivil itaatsiz yaparız diye çağrıda bulunanlar aslında şu an aynı zamanda zafer naraları atmalarının iç açıcı olmadığını ifade etmem lazım. Biz, kazanırsak da kaybedersek de bu seçimde o anlamda AK Parti'nin başarılı olduğu kanaatindeyim" şeklinde konuştu.

Üçüncüsünün 'ortaya çıkan harita' olduğunu anlatan Davutoğlu, "Bütün vatandaşlarımız, aydınlarımız, siyasi partilerimiz başını iki elenin arasına alıp haritaya şöyle bakması lazım. AK Parti tek parti hükümet kuramamasından neredeyse zil çalıp oynayanlar, başka partileri de ifade ederek söylüyorum. Şöyle haritaya bir bakın bu harita şunu söylüyor, 'Türkiye'nin bütününde olan parti hala AK Parti'. Türkiye'de her kesimden oy alan parti AK Parti. Bir parti doğuya bir parti batıya sıkışmış, diğer parti ise bir tek yerde birinci oldu. AK Parti ise 76 vilayatte milletvekili çıkardı, 56 vilayette birinciyiz. CHP takriben 36 vilayette milletvekili çıkaramadı. MHP 35'te çıkaramadı. HDP 55-56 yerde milletvekili çıkaramadı. Bu tablo şunu gösteriyor, Türkiye'deki siyasi hayatın omurgası AK Parti'dir. Bu gerçeklik görülmeden, o veya bu koalisyon senaryolarının veya Türkiye'nin geleceği üzerinde konuşmanın mümkün olmadığını düşünüyorum" dedi.

"KİMSENİN KENDİ YENİLGİSİNDEN BAŞARI ÇIKARMAMASI LAZIM"

AK Parti'nin iddialı bir parti olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Bizim hiçbir zaman beklentimiz mutlak çoğunluktan tek parti iktidarından az olmaz. HDP için barajı geçmek başarıydı. MHP için oyunu artırmak başarıydı. Bizim için her zaman iddialı bir parti olarak beklentimizde tek parti. Millete sitem edilmez, millete küsülmez, milletin iradesi tartışılmaz. Millet ne derse doğru olan odur. AK Parti'nin oylarının şimdi yüzde 41'e gerilemiş olması, üzerinde düşünülmesi gereken bir olgudur. Hiçbir arkadaşımızın millete dönük bir sitem cümlesi kullanmasını istemiyorum. Zaten kullanan da olmadı.Yüzde 41 bir başarıdır ve bu anlamda kimsenin kendi yenilgisinden başarı çıkarmaması lazım. 'Yüzde 26'da istifa ederim' diyen Kılıçdaroğlu, yüzde 25'le zafer ilan ederse başkasının başarısından kendisine hisse çıkarıyor demektir" diye konuştu.

"YÜZDE 41'DEN HAREKETLE BİR BAŞARISIZLIK HİKAYESİ' AK PARTİ'YE YAPIŞTIRILAMAZ"

"Bizimle ikinci parti arasındaki fark 16 puan" diyen Davutoğlu, "Bu, Batı demokrasisi için muazzam bir farktır. MHP ve HDP için, beklentilerinin üzerinde oy aldı ama iktidar olma iddiası varsa bir partinin onun çok gerisinde oldular.Yüzde 41, sosyopolitik olarak AK Parti Türkiye'nin bütününü kuşatan bir parti olması nedeniyle en başarılı partidir. 1960'dan bu yana yüzde 40'ı bizim dışımızda son 3 seçim dışında sadece 4 kez geçildi Türk siyasi tarihinde. 1965 bir, 1969'da Adalet Partisi. Bir 1977'de 41'dir Sayın Ecevit. Sayın Özal 1983'te geçti. CHP'nin sevinmeleri normal, hedefleri AK Parti'ye dönük negatif hedefti, AK Parti'yi zaafa düşürmekti. Bütün sol hareketin CHP geleneğinin 1960'dan bu yana tek başarı hikayesi var, Sayın Ecevit'in. Onların tarihi zaferi olarak gördükleri oran AK Parti'de yenilgi olarak gösterilemez. Dün yüzde 41 oranla biz eğer diyelim ki CHP yüzde 30, MHP 20 alsaydı, HDP barajı geçmemiş olsaydı 310 civarında milletvekili çıkardı. Bunları HDP barajı geçmesin diye söylemiyorum. Yüzde 41'den hareketle bir başarısızlık hikayesi AK Parti'ye yapıştırılamaz. 12 yılık bir iktidardan sonra 7 cephenin saldırısı altında AK Parti'nin elde ettiği netice önemli bir başarıdır. Türkiye'nin hükümet kurma sorumluluğu AK Parti'ye vermiştir. Bize belki bir mesaj verdi" şeklinde konuştu.

KOALİSYON TARTIŞMALARI

2015 milletvekili genel seçimleri sonrası ortaya çıkan 'koalisyon tartışmalarına' değinen Davutoğlu, "Benim için şahsi olarak, bütün parti üyelerimiz ve yönetim için aynıdır. Partimizin menfaati ve geleceği şahsi menfaatlerden önce gelir. Biz ve partimiz ülkemiz için varız. Önemli olan Türkiye için neyin doğru olduğu konusunda kanaat sahibi olmak ve bu yönde adım atmak. Ben pazartesi MYK ve Bakanlar Kurulu üyelerini birlikte topladım, istişare ettik. Yeni bir durum varsa,başka durum olsa da aynı şeyi yapardım. Hepsiyle istişare ettim.Salı günü bütün üyelerimizle teker teker yetişebildiği kadar yaptım.Bugün MKYK'yı topladım. Yarın il başkanları ve belediye başkanlarını toplayacağım. Seçim günü sabahı yeni bir güne doğduk. O yeni günün gereği ne, o tabloyu elimize alırız ve çizgiyi meşruiyet sınırları içinde çizeriz. Türkiye için en doğru olan neyse onun arayışına girdik. Ne olursa olsun AK Parti Türk siyasetinin omurgasıdır. Hiçbir ihtimali de dışlamıyoruz, balkon konuşmamda verdiğim mesaj bu. Aynı gece Sayın Bahçeli bütün kapıları kapattı. HDP neredeyse bütün kapıları kapattı. CHP, AK Parti dışında kapılar açık dedi. Bir anda diğerlerinin çizdiği senaryoyu göz önüne alırsanız Türkiye'nin önü tıkanıyor görüntüsü bu" dedi. 

"Geldiğimiz temel ilke, en önemli husus Türkiye'nin menfaatidir" diyen Davutoğlu, "Bir an bile kaotik bir tabloya izin vermeyiz. Bu ülke bizim. Halkımıza sesleniyorum, müsterih olsunlar. Bu kazananların hiçbirinin kaybolmasına izin vermeyiz. Bakanlarla ayrı ayrı toplanıp ekonomi konusunda alınması gereken tedbirler, gerekli talimatları verdim. Nerede kaldık, yola devam ederiz. Yeter ki en ufak bir kayıp olmasın. Hükümet işleyişinde, hiçbir aksama olmayacaktır, piyasalara söylüyorum, sendikalarımıza STK'lara bütün halkıma sesleniyorum, herkes evinde rahat uyusun. Tecelli eden şeyi doğru anlayıp yolumuza devam ederiz. Sayın Cumhurbaşkanımıza istifayı verdim, sonra tekrar görevlendirildim. Son ana kadar aksatmayacak şekilde çalışırız. Ben de kursam yeni bir hükümet gelecek. Dolayısıyla bakan değişebilir diye, bürokratik işini aksatan, herhangi bir kesim buna izin verilmeyecek. Son ana kadar biz görevimizi yapacağız. Bir taraftan devlet işini yürütürken, bir tarafta da Sayın Cumhurbaşkanımız yetkilendirdiği zaman o vakte kadar bütün partilerle hiçbir alternatifi dışlamadan, hepsi açıklama yaptılar, AK Parti ile olmaz türünden, onların açıklamalarına rağmen sesleniyorum, onların tabanına sesleniyorum o gün CHP'ye oy veren vatandaşlarım takdirleriniz başımızın üstündedir. CHP'ye tutunduğu tavra bakınız. Yeni bir meşru seçimden çıkıldıktan sonra anında kapıları kapatan, şu şununla yapsın, bizim kiminle ne yapacağımıza biz karar veririz ama biz yokuz diyen bir tabloyla karşı karşıyayız. Partiler iktidar olmak için vardır. İster koalisyon ister tek parti hükümet. İktidar olamamışsınız, kaolisyon ihtimali varken niye bunu kapatıyorsunuz" ifadelerini kullandı.

"DİĞERLERİ YOLU KAPATMAYA DEVAM EDERSE HER OBSİYONU DÜŞÜNÜRÜZ"

Davutoğlu, "Biz ne diyoruz bir kere kurulları işlet, şahsi düşüncem vardır, balkon konuşmam bazıları için tartışma konusu oldu, hayır biz başarılıyız. Soğukkanlı olacağız. 12 yıllık iktidarı nasıl yaptıysak şimdi de koalisyonu biz yürütürüz.Diğerleri yolu kapatmaya devam ederse her obsiyonu düşünürüz. Türkiye'nin çıkarı ne gerektiriyorsa yaparız. Bu olmuyorsa başka şeyler gerekiyorsa onlara da açığız. Bütün bunları değerlendireceğiz. Önemli olan samimiyet ve meşruiyet. Tiyatro oynamaması lazım kimsenin. Ben her muhalefet partisiyle de görüşmemi samimiyetle yapacağım. Ülke çıkarı için yapacağım. Her şeyi konuşmaya hazırız" dedi.

SİYASİ PARTİLERİN KIRMIZI ÇİZGİLERİ

Diplomaside de 'kırmızı çizgi' tabirini hiçbir zaman kullanmadığını belirten Davutoğlu, her türlü konuyu görüşmeye hazır olunması gerektiğine işaret etti. Kırmızı çizgi tabirinin siyasetin doğasına uygun olmadığına dikkati çeken Davutoğlu, onun için 'meşruiyet' dediğini belirtti. AK Parti'nin kırmızı çizgilerinden çok siyasi ve ahlaki ilkelerinin olduğunu belirten Davutoğlu, AK Parti'nin kurumsal kimliğine önem verdiğini ifade etti. "Bizim adımıza kimse kırmızı çizgi deklare edemez" diyen Davutoğlu, "Şu veya bu üzerinden partinin yetkili organları dışında ve benim dışımda şu ihtimale kapalı, açığız diyemez. Ahlaki ilkelerimiz, siyasi ilkelerimiz var. Bunlar da herkesçe malum. Artık siyasetin bu tabloyla uyum gösterip normalleşmesi lazım. Herkes, bu yeni bir gün doğdu artı yeni şeyler söylemek lazım diyor Mevlana. Bizim için seçim dönemindeki tartışmalar bitmiştir.Herkes payına düşeni aldı, şimdi herkesin kendi muhasebesini yapması lazım. Tek parti iktidarı olsa, evet biz koalisyonun çok iyi bir obsiyon olmadığını anlattık. Koalisyon iyi değil dedik ama halk dedi ki benim tercihim koalisyondur dedi. Önce halkın o tercihinin gerekliliğini yaparız" diye konuştu.

"KOALİSYON İSE EN İYİSİNİ YAPMAYA ÇALIŞIRIZ MİLLETİMİZ İÇİN"

Davutoğlu, "Koalisyon ise en iyisini yapmaya çalışırız milletimiz için. Hiç kimseye kapatmayız, normalleşme için herkese verilen bir mesaj var. HDP için evet büyük bir şenlik içindeler, yüzde 13 hayırlı olsun ama şimdi ispat vakti. Seçim kampanyası döneminde yapmadıklarını şimdi yapmaları lazım. Nişantası'nda oy almışsa İstanbul'un en entelektüel kesiminden, Marksist anlayışından yönünü değiştirip, öyle tehditçi, PKK anlayışından yönünü değiştirip diyeceği şey şu, ben şiddeti terörü kabul etmiyorum. PKK'yı seçim dönemlerinde kullandılar, Cemil Bayık açıklama yaptı, olabilir ama meşru gördüğümden söylemiyorum. HDP'ye Türkiye'nin özgürleşmesi için bakan seçmenlere söylüyorum dönün ve HDP'ye şunu söyleyin ben sana oy verirken barış için oy verdim şimdi sende silahların bırakılmasını istiyorum. Verdikleri ödünç oylar diye hani bir HDP yetkilisi, çünkü Türkiye'de artık hiçkimse terörist istemiyor. Biz çözüm sürecini devam ettirdik, devam ettirmeye de gücümüz yettiğince, koalisyon olduğu için koalisyonu kimle nasıl yapacağımızı lazım. Çözüm süreci konusunda HDP'nin düşünmesi lazım. Şimdi atabilirler adım, artık biz tek başımıza şu veya bu yönde bir şey söylemeyiz.Yeni koalisyon nasıl olacaksa onlarla konuşacağız. Elimde aldığım yetkiyi bir saniye terketmem. HDP yapabilir ben artık terörün yanında değilim, teröre karşıyım. Hükümet olarak güvenlik tedbirini almak bizim görevimizdir. Herhangi bir taşkınlıkla meşruiyet sınırı dışına kim çıkarsa her türlü tedbiri alırız, gözünün yaşına bakmayız, hukuku uygularız. O çok güzel şeyler söylemlerle kendini barış sembolü olarak gösteren HDP Eş Başkanları çıkıp artık PKK silahı bırakmalı demeliler" diye konuştu.

AK Parti'nin aslında CHP söylemini dönüştürdüğünü anlatan Davutoğlu, HDP söylemlerini de dönüştürdüklerini ifade etti. Davutoğlu, "HDP söylemini de biz dönüştürdük. Bugün ödünç oylarla liberal takınan birçok HDP'li dağda bayırda başka işlerle uğraşıyorlardı. AK parti'nin açtığı demokrasi çizgisinde bugünlere geldiler. MHP'nin de bu anlamda içselleştirici bir söyleminin olduğunu görmek güzel. Herkese hitap edemediğiniz dönem, burada şimdi sınav HDP için, bu dönüştürücü şeyi kullanabilecek mi? Hala PKK terörü üzerinden baskıyla siyasi formül dayatmaya kalkarsa muhtemelen o zaman yine güvenlik politikaları karşı karşıya getirir. Türkiye'nin efendim ben şu bölgede şu kadar oy aldım, şu bölge şu kimliktedir dediği anda önce İstanbul'da oy veren kendi seçmeni ona karşı çıkar. Böyle bir ayrılıkçı dilin artık karşılığı olmaması lazım. PKK'nın eylemlerine karşı çıkmadıkları, teröre gözlerini kapattıkları her an bu söylemin dışına çıkmış olurlar ve şu anda o durumdalar. Hala Nişantaşı'nda kullandığı söylemin dışına çıkamıyor. Artık bitirin bu işi silahları gömün diyemiyor. Bu sınavı yaşayacaklar" diye konuştu.

BAZI AYDINLARIN HDP'Yİ DESTEKLEMESİ

Bazı aydınların HDP'yi destekleyen bildirisine ilişkin değerlendirmede bulunan Davutoğlu, "Temsil ettiğim ve beraber çalıştığım arkadaşlarımla birlikte istişare yapıyoruz. 12 yıl bana hizmet ettin ama bazı şeylerin yanlış gittiğini görüyorum, bir düşün. Biz düşüneceğiz, seçmen bize bak dediğinde biz buna bakarız. Yeni Türkiye için yeni AK Parti. Süreklilik içinde AK Partinin içinde kendi muhasebe imkanı varsa bundan kaçınmayız. AK Parti, bir muhasebeyle ola ki seçmenimiz yanlış anlamışsa, davranışımızda bir farklılık, önem verdiğimiz ilkelerde yıpranma görmüşse bunları tek tek tanımlarız. Onun için dedim bütün seçmenlere gönlüm açık. Tek şey var. Bunların istisnası demokrasiye aykırı tutum sergileyenler hariç hiç kimseye bizim gönül kırgınlığımız yok. Şimdi yapacağımız şey, ilk adımı attık büyük bir araştırma yapıyoruz. Bizim seçmenimiz, bir kendi seçmenimize bizde neyi acaba yanlış gördü, iki; Oy veren seçmene hangi formül makbuldür. Benim kendi seçmenimin tercihini bilmem, onlara bu modeli anlatmam için başladı çalışma. Samimi şekilde hükümet etmek için görevi sürdüreceğiz ama kimle yapalım bunu seçmene soracağız. Yürür yürümez süre içinde göreceğiz ama önce hükümeti kurma konusunda samimi olacağız. Bize oy vermediğini söyleyen seçmen neden vermedi. Bunu da çıkaralım, Bir onu görmek. Orada bir iç muhasebe. Üçüncü alan. daha önce gri alanda olup kemikleşmiş seçmen varsa, bu sebebi ortaya çıkarıp, bu sebep üzerinden açık bir istişare zemini kurmayı düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Davutoğlu, "Bu sefer tek parti hükümetiyle hızıyla gitmek mümkün değil. Fiilen mümkün değil.İki bürokratın ilişkisi bile zaman alır. Biz bunları yaşadık. O yüzden biz koalisyon olmasın diyorduk. Millet böyle demiş bunu tartışmayacağız" dedi.

ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI

Davutoğlu, erken seçim tartışmalarına ilişkin ise şunları söyledi:

"Hemen yeni bir seçime gidelim demek milletin verdiği kararı tartışmaya açmak olur. Ben bu karara saygı duyarım. Bu kararın gereğini sonuna kadar tüketmeden alternatif bir yola yönelmem. Bu kararın gereği nedir, sana güvendim ama uzlaşarak hükümet kur, milletimizin verdiği talimat bu. Ben bu talimatın gereği neyse yaparım. Sonra bir formül üretebilirsek, sen bize koalisyon kur dedin derim, X Partisiyle koalisyon kurdum deyip, millete hizmet diye yola çıkarım. Diğerleri kapatırsa bu yolları, kendi aralarında bir formül üretemediler. O zaman da millete dönelim bakalım, sen bana talimat verdin bize kapıyı kapattılar, kendi aralarında da kuramıyorlar, ben yine sana geliyorum. Koalisyon için mi uğraşalım, yoksa hangimiz olursa olsun tek partiyi mi vereceksin. Şimdiden bir erken seçim senaryosuna, tiyatrovari bir koalisyon sürecine girmeyi ben ahlaki görmem, samimi bir şekilde giderim. Elimden geleni yaparım. Herkesle müzakere ederim. Yeni talimatın nedir diye halka sorarız."  

Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 19:57

İLGİLİ HABERLER