Gündem
  • 6.9.2015 23:56

Erdoğan’dan 'çarpıtmaya' canlı yayında cevap

A Haber’de Melih Altınok’un sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dağlıca saldırısı hakkında açıklama yaptı. Açıklamanın ardından Melih Altınok’un '400 milletvekili' sorusunu yanıtlayan Erdoğan’ın cümleleri bazı yayın organları tarafından Dağlıca saldırısı ile ilintiliymiş gibi yayınlandı. Bu çarpıtmayı canlı yayından değerlendiren Erdoğan, durumu sert bir dille eleştirdi. Sürekli bu tür olaylarla karşı karşıya kaldıklarını belirten Erdoğan, konuyla ilgili gereğinin yapılacağını belirtti.

Erdoğan 7 Haziran seçimleri öncesi yaptığı '400 vekil' açıklaması ile ilgili haberleri bugün bazı medya organının çirkin bir şekilde çarpıtmasına tepki gösterdi.

İşte Erdoğan'ın konuya ilişkin yaptığı açıklama;

'BANA MEKTUP GÖNDERDİLER'

(Medyanın 400 vekil çarpıtması) Bunların karakter yoksunu olduğunu ortaya koyuyor bunlar bir de utanmadan sıkılmadan bana mektup gönderiyor. Doğan bana mektup gönderiyor 'hiç bir zaman size yanlış davranmadım' diye. Hemen manevra yapıyor paralelin başındaki de aynı şeyi yapıyor. Bak hepsi izne gidiyor şimdi.

Birisi gitti öbürü de giderse hiç saşma. Bu adiliktir ya. Bu nezaman kullanılmış bir ifade 7 Haziran seçimleri öncesi nerede Kırşehir'de. Hürriyet  gazetesi sosyal medya koyuyor bu haberi sonra da çıkarıyorlar. Çünkü yalancının mumu yatsıya kadar yanıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da katıldığı televizyon programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATV-A Haber televizyon kanalında yayınlanan Gündem Özel programında gündeme ilişkin soruları değerlendirdi.
Parlamentoda teröre karşı ortak bir tavrın olmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Terörün yanında olan siyasi parti biliniyor. Ama diğerlerinin bu noktada bir ortak tavır koyması lazım. O zaman onlar bu işin çok daha zor olduğunu anlayacaklardır. Onlarda böyle bir konsensüs yok. Öyle ya da böyle şimdi bir seçime gidiyor. Bu seçimde temenni ediyorum ki milletim bir defa kolaylıkla bu kararları verebilecek bir iktidarı işbaşına getirmesi lazım. Çünkü bu terörle mücadelede birlik, dayanışma ve kardeşlik şart” dedi.
Ankara Barosu'nun terörle mücadele için ordunun kullanılmaması için yaptığı başvuruyu değerlendiren Erdoğan, “Bir baro başkanı veya hukukçu olduğunu iddia eden her kimse Türkiye’de iç ve dış emniyet noktasında teröre karşı yeri geldiği zaman hükümetin gerek polisiyle, gerek askeriyle bunu yapabileceğine amirdir. Anayasada, kanunlarda amirdir. Bu konuyla ilgili olarak TSK nerelerde kullanılır, bunların hepsi Anayasamızda da kanunlarımızda da var. Kaldı ki burada Danıştay’a müracaat etmek suretiyle böyle bir şeyi çıkarma gayreti bu işe gölge düşürme gayretidir ve bu süreç kararlılıkla devam edecektir. Biz her şeyi hukuk devleti içerisinde, hukuk çerçevesi neyse ona göre yürüteceğiz” şeklinde konuştu.
Canlı yayında '400 milletvekili' ile ilgili yaptığı açıklamasının sosyal medyada çarpıtılmasına da yanıt veren Erdoğan, “Bu medya manipülasyonunun ve ahlaksızlığının tam bir daniskası. Yani bakın burada bir üzüntünün içerisinde olması gerekirken buradan acaba kendilerine nasıl bir rant elde edebilirler bunun gayreti içerisindeler. Zaten özelikle bu paralel yapı işin başından beri bunun peşinden koştu. Ama bunların ben geçmişini bilirim. Bunlar o zaman çok farklıydı ama şimdi çok farklı bir zemine oturdular. Bunlara tabi sormak lazım yani siz niçin Türkiye’de değilsiniz de şimdi kaçıp Türkiye dışında kendinize yer arıyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti Devletini, kalkıp ta batı ülkelerine şikayet edecek kadar bunlar alçalmış vaziyettedir. Ve şu anda da yaptıkları yine budur. Bunlar için şehit cenazeleri sadece bir provokasyon için araçtır” diye konuştu.
Muhalefetin sıkça gündeme getirdiği ‘polis ve askerin sarayın polisi ve askeri’ olduğu şeklindeki iddiaları değerlendiren Erdoğan, “Polis ve asker sarayın değil bu milletin askeridir, milletin evladıdır, devletin askeri ve polisidir. Bunu Çankaya’da iken neden kullanmıyorlardı? Veya Çankaya’nın geçmişinde neden bunu kullanmıyorlardı. Orada asker yok muydu? Vardı. Niye o zaman şimdi kullanıyorlar. Dert şu bunlar güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Şu anda Beştepe Külliyesi güçlü Türkiye’nin bir simgesidir. Çankaya belli bir dönemin tırmanışında bir simgeydi, ama bu bizim için yeterli değildi. Şimdi Beştepe Külliyesi güçlü bir Türkiye’nin ve güçlenen bir Türkiye’nin simgesidir. Bunu bunlar hazmedemiyorlar” dedi.
Bir şehidin cebinden çıktığı iddia edilen vasiyet mektubu tartışmalarına da değinen Erdoğan, “Yaklaşık 70 şehidimiz oldu. Bunların bir tanesinden tepki gördüm. Bu da kız kardeşiydi. Daha sonra hanımı ile görüştüm. Hanımı daha farklıydı. Sonra kızı aradı onunla görüştüm. Ona da farklı şeyler anlatılmış, onlara anlattık. Tabi bunları malum medya hemen gidip bulmak suretiyle ki o söylenen şeyler de yalan. Böyle şeyler (konuşmalar) aramızda geçmedi. Bütün şehit yakınlarıyla görüştüm. Bir tanesinden olumsuz tepki gelmedi. Hepsi de 'vatan sağolsun feda olsun', dedikleri bu” diye konuştu.
Yurtdışına kaçan paralel yapı mensuplarının iade işlemleriyle ilgili eleştiri ve manipülasyonları değerlendiren Erdoğan, “Bu iddialar gerçeği yansıtmıyor. Bir defa bunların işlemiş oldukları suç İnterpol'ü ilgilendiren bir suç değil. Eğer o noktadan bakarsak onlar için avantaj bir ortam ortaya çıkar. Bizim buradaki yetkililer işi İnterpol aracılığıyla değil normal suçlu noktasında süreci çalıştırıyorlar. Şu anda İnterpol üzerinden bir talep söz konusu değil” dedi.

"SIKINTI YOKSA AKIN İPEK NEDEN KAÇTI"
Koza İpek Holding'e yönelik operasyonla ilgili yaptığı açıklamada ise Erdoğan, “Burada da maalesef manipülasyon ve çok çirkin bir yaklaşım tarzı var. Yani DEAŞ’a biz yardım ediyoruz da peki koalisyon gücü arasında bizim yerimiz ne? Aynı şekilde ülkemiz içerisinde DEAŞ’a verilen mücadelemiz ne için? Bütün bunları biz yapıyoruz öncelikle. Bunlara gelince medya ayağı ile ilgili bunların söyledikleri şu anda yazılı ve görsel medyada bunlar çalışıyor mu? Çalışıyor, çalıştığına göre… Bunlara müdahale edilmedi. Müdahale edilen yer neresidir? Holdingdir. Şu ana kadar gelen ihbarlar çok ciddi. Bu ihbarlar üzerine polis ve yargı çalışmalarını sürdürüyor. Eğer burada bir sıkıntı yoksa kendisi neden kaçıp gitti. Kaçıp gittiğine göre demek ki burada bir sıkıntı var. Gayet lüks oteli var, orada da tatil yapıyor. Şu anda ailesi, yakınları açıklamalar yapıyor çok temizdir diye. O zaman kaçma bu işler devam etsin. Medyaya saldırı şeklinde yansıtıyorlar” şeklinde konuştu.

"TEMENNİM 7 HAZİRAN’DAN FARKLI BİR TABLO ÇIKMASI"
Sorulan soru üzerine seçim öngörülerini paylaşan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Temenni ediyorum ki 7 Haziran seçimlerinden sonraki gibi bir tablo olmasın. Çünkü bu tablo Türkiye’ye kan kaybettiriyor. Yani bizim ekonomik alanda gerek, mali disiplinde sıkıntılar olabilir. Güçlü bir zeminimiz olduğu için burada öyle bir sorun yaşamadık ama şu anda dünyadaki menfi gelişmelere baktığımız zaman bu bize olumsuz tesir edebilir. Bunun için Türkiye’nin iç siyasetinde sıkıntıyı yaşamaması lazım. Onun için de Türkiye’de koalisyon kültürü olmadığı için bunu başaramadık. Başaramadığımız için de tekrar seçime gidiyoruz. Tekrar bir seçimle millete müracaat, diyoruz ki parlamentoda bunu çözemedik, millet olarak bu işi siz çözün. Temenni ederim ki bir koalisyon arayışı olmasın. Eğer irade tecelli edecek olursa bu neticeye herkesin katlanması gerekir.”

Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 18:32

İLGİLİ HABERLER